dünkü balık. bi — Bahsi kaybettiniz beye- | #ğiendi. Dünkü değil, evvelki | huz9ğligünkü balık.. pri Pratik hizmetçi P SE Ricai Bey aldığı yeni hizmet re Misinden memnundu. Bu hiz- müDinetci çok pratik bir adamdı. çin d y mina umufğördü. Filhakika zamanla sa — — Lokomotif kocamı ikiye öldü. — Eyvah, şimdi İlumez, öyle mi? ? ekil in zenberği kırılmıştı. Derhal İati hizmetçisine vererek yap- | hırmasını söyledi. Akşam üstü eldi; man, saatin yazıhane inin üstünde tıkır tıkır işlediği li görerek, şaşırdı ve hizmetçi e sordu; — Tamir için kaç para ver- in? — Hiç bir şey vermedim &- düm. — Nasıl olur? O halde sati asıl işlettin? —Söyliyeyim efendim, kom Cavit Beyin hizmetçi kızı ile baplığım var. Onun da tıpkı izinki gibi bir saati varmış. Hizmetçi kıza saati değiştiri- Ricai Bey kızdı: — Buna düpe düz hırsızlık lerler, diye bağırdı, çabuk bu ati sahibine götür ve benim aati geriye getir. İki gün sonra Ricai di satinin geri getirldi kat mükemelende işli İgördü, Hizmetçiye sordu: — Tamir için kaç para ver din? — Nasıl olur? Yine ne iş gör dün? Basil efendim, Cavit Bey © bakmışki, saat işlemiyer. Tamir ettirmiş, — Bu diği m seni Taksim teamvay İstasyonunda bekli- yeceğim. — Omaz! Çünkü kocam da senin karımı orada bek- | | Küçük SAN'A âleminde Akademi Dün ve bugün Bundan on beş sene evvel bu çatı altında talebe olarak çalışıyordum. O zaman niek- tep, bu şimdiki Fındıklı sara- | yında değildi. Mektebe ilk diğim zaman müzenin içinde i- di. Sanayii nefise mektebi ol: rak inşa edilen bir binadan 2. manın akıllı Maarif Nazırların- rı etti, Artık san'at talebesi kö çebe bir halde idi. Divanyolun- da Sıhhi müzenin bulunduğu daireye sonra Veznecilerde ka- ranlık, küçücük bir eve, daha sonra Türbede eski Darülmual limin binasına, oradan da bil- mem nereye nakledildik. Sene- de bir kabuk değiştirir gibi na değiştiriyorduk. O zaman, ne muntazam atelyelerimiz var dı, ne de modellerimiz. Mekte- bin bütçesi bize model tutacak vaziyette değildi. Biz resim ta- | lebesi, aramızda biriktirdiği- miz para ile model tutar, Avru- | padan estetik kitapları getirtir dik. Elli bu kadar senelik mü- esseseye ilk kadın modeli s0- kan da bizim atelyedir: Çallı nın atelyesi, ki hocalarile bir- likte resim © sergilerinde eser teşhir eden, Avrupaya giden ve dönen bu günkü genç nesildir. Erkek ve kadın modeli bul- mak müşkül ve pahalı idi. Harp senelerinin mahrumiyeti için- de boya pahalı, tuval pahalı, model pahalı. Resme çalşmak, darbı mesel olabilecek fedakâr- lık şeklinde idi. Nafakamızdan kısıp malzeme tedarik ederdik. Sabih, bu aşk ve mahrumiyet senelerinin kurbanadır. Sonra biz, hepimiz, benizler sapsarı, iskelet halinde, gölge | halinde insanlar, işte bu facia- ya benzeyen devirde etüdümü- zü yaptığımız mahrumiyet s6- nelerinin çocuklarıyız. Halbuki bu gün Güzel san'at lar akademisi refah ve saadet içindedir. Bir tarafta deniz, öte tarafta tenis, Geniş ve aydınlık atelyeler. Gerçi denize ve teni- se olan rağbet, atelyelere karşı olan alâkadan daha fazla imiş” diyorlar amma biz buna bir tür lü inanmak istemiyoruz. Sara- yın deniz tarafı Boğazın en be- dii köşesine nazır. Bu sahil talebe hava alıyor, balık tut yor, denize giriyor. Akademide ki denizle tenis Vekâletin bü- tün mekteplere tamim ettiği #por programına dal ra bir yanda bedii ötede bir gramofon 4: ötede muallim ailelerinin ika- metine tahsis edilen daireler. Önünde sarayın parkı, mermer kapıcında bekleyen bir Lapcma otomobili, Beş altı muallim atelyesi, hepsinde ayrı bir model, Ve bu modellerin parası talebenin na- fakasından kesi lanan para ile verilmiyor. n bu sarfe- dilen binlerce lira hükümetin cebinden çıkıyor. Kimbilir bu talebe ne rahat çalışıyor? Yal. nız eskiden resim sergilerinde talebe etütlerine tesadüf edilir- Avrupaya talebe gönderilmi- yor. Bu Avrupaya talebe gön- derilmesi de ayrı mütalea olu- nacak muazzam bir mesele ha- tindedir. Avrupadan dönen ta- lebelerden bir kısmı bu gün a- hassısı olan güze 3 İsmail Hekki Bey Cemiyetlerin 20 inci asırda değişen hayat tarzları sam'atta da ifade tarzını değiştirmiş- tir. 1900 den evvel başlayan modern cereyanların san'alta yaptığı inkılâpla açtığı gürül tülü yol san'atkârları hâlâ ne yapacaklarını aramakla meş- guldür. Asrın zevk ihtiyaçlar nı hissetmiş bir çok kütlelerin hislerini ifade eden kuvvetli san'atkârlar bu gürültülü yol- da kendisini bulabilen mahdut, bahtiyar üstatlardır. Bu günün san'atı beton armenin est dir. Mişnari betonun esiri iken r kısımları bunun san'atın di Michel Ange Kaçak eser Geçenlerde, Güzel san'atlar akademisi müdürü Namık İs- mail Beyin “Michel - Ange, isimli bir kitap neşrettiğini yaz mıştık. Üstünde yalnız Namık İsmail imzasını taşiyan bu ese- — bir tetkik eseri olduğunu k ilk nazarda müşkül daki Çünkü tercüme oldu- ğuna dair kitapta bir kayıt ol- madığı gibi bir çok asarın tet- kikinden vücude geldiğine da- ir de bir işaret mevcut değil- dir. 7 temmuz 931 tarihli Ak- şam gazetesinde Selâmi İzzet Bey “Tenkit,, serlavhası altın- da “Michel - Ange,, 'ın “Men- şe şahadetnamesi olmayan ka- çak bir eser, olduğunu ve Ro- main Rolland'dan iktibas edil- miş olduğunu söylüyor. Bu hu- susta Namık İsmail Beyin ve- receği cevabın meseleyi halle- deceği âşikârdı. Namık İsmail Bey o evvelki gün oOAk- Şam gazetesinde “bu eserin bir veya bir kaç eserden tercü- me yapmak zaruretinde bulun- duğunu ve şayet kitapta buna dair bir işaret yoksa bu kaba- hatin kendisine ait olmadığını, söylüyor. Bu cevap acaba Na- mık İsmail Beyin ne dereceye kadar lehinedir bilmeyiz?.. « muavinleri, yeni ihdas edilen bu acayip memuriyette çürü- yen kıymetli arkadaşlar... sz ap, Tacağından bahşettilerdi. Sonra unutuldu. O sıralarda ben bir gün merakla Çallıya sordum: kademide muallim muavinidir- ler, Büyük bir kısm ıda Anado- luda lise ve orta mekteplerde resim muallimliği yapmakta- dırlar. Lise ve orta mektep mu allimliği yapmak için bir tale beye Avrupada senevi bilmeni şu kadar bin lira sarfı, mahalli- ne mâsruf olan bir para olmasa gerek. Memlekete artist yı tirmekle resim hocası yetiştir- | mek arasında galiba birfark var dir. Bu güne kadar bu fark, vekâletin dikkatinden uzak kal liyecak, mıştar zanmındayım. Munllini İ matuf olsa,. — Bu ıslahat nedir kuzum? Çallı; — Vallâhi bilmiyorum. De- mişti, Farkında değilim.. Yal- at meketebin dışında sanırım. Kapıya sörvi- ler dikildi. ... Anlayorum ki; bu günkü re- fah, dünkü fakrin, dünkü mah- rumiyetin bir aksülâmelidir. Fakat keşki bu zarfa verilen himmet, bir azda mazrufa Elif NACİ * attır. Bunun hi il at ceryan akademik * prensi Modern san'at nedir? Memleketimizin ilk seramik müte I sanatler akade- | haricinde kalamaz. Modem bir san'at eseri bizimle, yeni anla- yış ve hislerimizle konuşan san- icinde kalan- lar ölmeğe mahkümdur..Nete- İ kim 1900 den" bari bir. hayli l san'atkâr ölmüştür.: Yeni san- leri yıkmıştır. Fransada » Aca- demiedes Banxort'tan “ ziyade serbest atölyelerde çalışan he- veskâr vardır. Bizde yeni san'at Bizde plâstik san'atta yeni olmakla berabır 'yeni san'at cereyanları bundan 17 sene ev- vel başla vel giden ilk kısım san'atkârlarımızın zamanında yeni cereyanların en gürültülü anları idi. Harpten sonra ; Avrupadan gelen ikinci kısmmiçinde de modernistler adet itibarile dör- dü, beşi geçmezdi; Bizde san'atın istikbali Bizde san'at herhalde kölay- lıkla inkişaf © edemiyecektir. Çünkü biz daha böyle bir ihti- yac: duymuyoruz. bi de her yerde beton arme inşaatı yeni mimari ile inkişaf ederken biz hâlâ medrese veya rene- sans mimarisi yapıyoruz. Fa- kat her halde âti için ümit ve- ren kıymetli arkadaşlarımızın miyorum, esi lnker... Emi Beyin 1 fikirleri Ressam Hikmet Bey, Güzel imle- 1 zi çalışır, bah- riyeli bir res- samdır. En meş hur eseri (Ka- bataşın © sala- puryaları) dır. Hayat hakkın: daki telâkkileri leyen ikme! Bey kendisine “İçkisiz Hay- yam müridiyim,r demektedir. (Modern san'at) san' ze S kirlerinden bu günün nesli isti- fade etsin diye bize söyleme- diği fakat 8 /haziran,/928 tarih- 'hkimiyeti Milliyede ifşa et- fikirlerini aynen iktibas e- diyoruz: “Empresüminizm ve köbizm hakkındaki fikrim şudur: San'- at vasidir. Onu €sasn vüs'at! ve namabdut görmek mecburi- yetindeyiz. Her yeni hamleyi tabii görmek ve alkışlamak lâ- zımdır. Daima yeniliğe ve ileri- ye doğru gitmek icap eder. Her hareket yeni varlıklarla süslen- meli. Her san'at şubesinde bu böyle olmuş ve olacaktır. Dün beğenilmeyen bu gü- Dün takdir edilenidir.. Mâhdut düşünmemeliyiz. Bu gün naza- rımıza garip gelen bu üslüplar; yarının beğeneceği eserlerdir. Dürbinler bunları bu gün de beğeniyorlar. Zaman, hisleri, ahlâkı, âdatı değiştiriyör. San at dabu ya muvazi git melidir. Bu üslüpler yeni ol. dukları için belki “mütekâmil değildirler. Fakat tekâmül ede. cektir, Modern san'at Modern san'at hakkında memleketimizin san'atkâr, muharrir ve İhtisas 'sahiple- rinin neşrettiğimiz cevapi Elif Naci B. tarafından top- lanarak bir kitap halinde akında Du edecektir. pik büyük bir alâka uyan. dıracağından emin olduğumuz bu kitap muhteviyatı itibari. le pok zivar'e sayanı dikkat i olacaktır. gw mevcut olduğuna biç şüphe et- | l | Muhabir mektupları i g | Mamur bü İerimizden: iEskişehirde maari misi muallimlerinden İsmail Hakkı! B.in isioderi sanat hakkındaki fikri Şirin Eskisehirden üç man oteli, kolordu Eskişehir günden güne genişleyen zenginleşen ve güzelleşen bir memle ket oluyor. Hazır Eskişehire gelmişken, gaze- tecilik yapmadan buradan ayrılmak olmiyacak. Vaktin müsaadesinden azami istifadeyi göz önünde tutarak kamları ziyaret ederek memleketin. ti hakkında 9 gün Vali Bey teftiş . sişlerdi. e Mektupçi Bey üsnü kabul etti. Büyük bir alâ- | ka ile bana bir çok malümat verdi- derhal işe başladım. Resmi bazı ma- | kamlar. Masanın üzerinde Hâkimiyeti Milliye ve Milliyet gazeteleri duru- yordu. Mektupçi Bey anlattı. lâkimiyeti Milliyeyi Ankara- leriyorlar, Milliyete de ben aboneyim. Zaten başka gazete oku- yacak vakit kalmıyor. Bundan sonra mektupçu Bey tele. fonla Maarif müdiri Beyi davet etti, Biz konuşurken Maarif müdiri Bey içeri girdiler. Eskişehir maarifi hak» kında ilk izahatı maarif müdiri bey- den öğreniyorum. Maarif vaziyeti Hususi idare bütçesinde 210 bin lira maarif için ayrılmıştır. Teşi tm muntazam bir program dahilin- | de ve pek feyizli olarak ilerlemekte İ mesaiden szami randman almakta. der. Millet mekteplerinden bu sene ye- | merkezinde va giren ve tasdikname alanların #nikdarı da bini geçer. Halkın bir ço- ğu da zati mesaisile yeni Türk ya- ısını öğrenmişler, fakat bazıları he- nüz vesikalarını alımamışlardır. Mek tep bulunan yerlerde (137) dershane açılmış ve bunlardan dokuz bini mü- tecaviz talebe | yetiştirilmiştir. Bu | dershanelerin çoğu A dershanesidir. | Bu 'sene yeniden 88 dershane açıl yar. Halk dershaneleri için (30)bin liradan fazla para sarfedilmiştir. EL de edilen muvaffakiyet niabeti”774 tür. Vilâyet dahilinde 26 okuma oda 40 vardır. Bunların üçü kezinde, üçü kazalarda muhtelif köylerdedir. Köyler oku- ma odalarını köylü idare eder. Vekâ letin gönderdiği mecmua ve kitaplar muntazaman bu okuma © odalarına tevzi olunur. Şehirde Muhtelit bir Lise vardır. Mevcudu dört yüzü mütecaviz olan bu mektebin 120 talebesi kızdır. Bu sene henüz onuncu sınıf teşkil edil miştir. Bu sınıf içici güzel bir pav- yon yaptırılacaktır. Mektep gayet güzel bir yerde ve güzel bir bina dahilindedir. Ayrıca Eskişehirde bir musiki mektebi, bir şoför mektebi fotoğralçilık ve daktilo kursları var- dır. Buralara kadınlarda devam eder, bunlar hususi tedrisat yaparlar. > tanbulda devlet demiryollarına bir aile mektebi vardır. Bu e te az bir ücretle yapar. Vilâyet da. hilinde filen tedrisata müdavim ilk mektep adedi (92) dir. Şehirde kırk talebeyi stinbedecek büyüklükte bir pansiyon yapılmış ve kazalardan, köylerden © orta tahsil için şehre geen talebenin kimsesiz. ve fakir olanların istirahatları temin edildiği gibi, ayrıca tedrisi devam lâyet mer. zam bir programla idare ediliyor İ müesseseler umumiyetle icarlı evleri ük belde- | Eskişehir f teşkilâtı munta zara: Halk jırkası, şehir kumandanlığı ettiği müddetçe 375 fakir talebeye sıcak yemek ve ekmek verilmiştir. Yalnız bunun için Himayei etfal | 1785 İira masraf etmiştir. Bu meyanda bazı köy mekteple- İ rine iki yüz liradan beş yüz liraya kı dar nakdi yardım temin edilmi Şehirde güzel bir muallimler gi binası ve tearün sandığı teşkila | tı vardır. Buraya müteaddit çocuk mecmuaları gelmektedir. Şehrin asayişi Halkın Cümhuriyet — idaresi ka- nunlarına karşı gösterdiği derin al ka ve sanayii memlekette kuvvetli bir süküneti ve muntazam bir asayişi ve bunlardan bilistifade vatandaşın işile ve gücile meşgul olmasını intaç etmişti Eskişehir zabitasının her yotde ve | herkesten yüksek methini İ karşısında en derin alâka ve hassa- siyeti göstermektedir. Belediye ve imâr Bu sene ve geçen sene zarfında İ| Eskişehirde beşyüzden fazla yeni bi- na yapılmıştır. Bunların en çoğu hal ka aittir, Bununla beraber ev icar- İarı tenzil etmemiştir. Çünkü resmi igal etmektedirler, Onun için dir ki mütavassıt bir evin icarı yirmi bira- dır. Burada emlâk ve arazi fiatları ise diğer yerlere nazaran çok mute- idir. İşçi ve amele ücretleri yüksek . Ve sokakta işsiz yoktur. Şehir evlerinin hemen 9, doksanında sıcak banyo sularına mah tertibat var devam etmektedir. Güzel bir Yeri? mükemmel bir Hükümet konağı 81 yapılmaktadır. Kısmı azamı ikmal ve bunun için 150 bin lira kadar masraf yapılmıştır. Geri kısmının ikmali içinde Maliye Vekâletinden istenmiştir. ,700 liradır. Belediye Şe- iinde geçen sene üç mühim inşa ettirmiştir. Bu köprüler betondur. Ayrıca Porsuk nehrinin Şehir dahilindeki mecrası temizlet- tirilmiş taşkınlık zamanımda şehre e tahribatın önüne geçilmiş” tir.l ene de Porsuk üzerinde iki köprü ve (; 45 bin metre murabbar yaya kaldırımı yaptırılacaktır. Geçen sene de Şehrin bir çok sokakları ve çarşısı tahminen 7 kilometre tu- lunda olmak üzere parke düşettiril- miştir. Belediye bunlardan | başka bu sene bir mezbeha ve Şehre su isa esi tesisatı inşasına başlanacaktır. hrde iki büyük büyük park halkın ihtiyaç- larını her zaman tatmin etmektedir. Yediler Parkı ve büyük park. Yedi ler parkında bir radyo vardır. Büyük parkta bir pist yapılmıştır. Bu güzellikler arasında Şehrin İtfaiye tekli da zikretmek lâzım dır. Geçe sene Kütahya yatignına | giden ve oradan muvaftakiyetle dö- men İtfaiyeçok mükemmeldir. İtfai- şanla bir kolavuz ve üç arosözü var. der, Bu sene de bir arozöz alinacak- im- | Yarışa dahil olan gemilerin | Pünyada Re'er oluyor? İ Medeniyet? Amerikada islâh mü- esseselerine girenlerin hali Vaşington, 9 (A.A) *— Ameri'ada mektep hapisha- nslerinde ve islâh müessesele- rinde tahkikat yapmağa Rl. Hoover tarafından memur ödilniiş olan M; Werkesley; tahkikatının o neticesini M. Hoover'e bildirmiştir. Bu ra- porda deniliyor ki: “İslâ'ı müesseselerine 1930 senesinin ikinci 3 ayı zarfında kız ve erkek 3243 genç gön- derilmiştir. Bu müesseselerde cereyan eden şeyler şiddetle tenkide (şayandır. Bilhassa müesseselerin o nizamnamele- rine mugayir harekette bu- lunan erkek çocuklar sik sik döğülmekte, bağlanmakta ba- zen bitkin bir halde yere serilikicsye “kadar karbaçlar: maktadır. Yahut soğuk s1 içinde zincirlerle bağlanmakta bir bikreye kapatılarak ken- dilerine Oekmek ve sudan başka bir şey verilmemek- tedir. Bu üessese'erin hastahane haline (getirilmiş kısımları hncahıne dolu bulunmakta- dır. Erkek çocukların ve de- likanlıların elbiseleri eski ve bazen paramparça bir hal dedir. Yalnız İdaho'da sanat mektebi bir istisna teşkil et- mektedir. Bedava yemek Saragosse 8 (A.A) — Bar- celona'da arkadaşlarının ba- amele bir oteli kendilerine yemek verilme- dikçe gitmiyeceklerini beyan etmişlerdir. Otel idaresi ken- dilerine yiyecek “vermiş, bilâ- hara polis kuvvetleri gelerek binayı tahliye etmiştir. Akdeniz yarışı Cannes 8 (A.A) — Turizm yüksek komiseri bugün Ak- deniz yarışı emrini vermiştir. mikdarı 14 olup yedisi Fran- sız, üçü İngiliz, üçü İtalyan ve biri Amerikandır. Gemiler evvelâ Elbe adasına gidecek- lerdir. Orada kendilerine bir çok İtalyan yatları mülâki olacak, badehu sahili takiben San-Remo'ya döneceklerdir. 300 koyun yandı Berlin 8 (A. A.) — Cher- beim'de bir ahıra yıldırım düşmüş ve içnde bulunan 300 koyun yanmıştır. Bir tecrübe kurbanı Marsilya 8 (A.A) — Bah- riye kolası Jehenne “dalgıç elbisesine ait yeni bir aletin tecrübesini yaptığı sırada ba- yılmış ve ölmüştür. Ispanyada taassup Seville 8 (A. A) — Ameh sendikası idarelerinden dok- tör Valina, civar köylerden birinde bir miting tertip et- mişti. Mumaileyh, hükümete şiddetle hücum etmiştir. Fa- kat hazreti Meryem aleyhin- dede söz söylemege başla- dığından köylüler hatibi ya- kaladıkları gibi suya atmış- lardır ve ancak “Yaşasın- hazreti Meryem, diye bağır- dıktan sonra sudan çıkarıp serbest bırakmışlardır. ——— virat yapmakta üç sinema bundan ayrıca istifade et mektedir. Nafia işleri Hususi idare bütçesinde Nafin » leri için 270 bin lira tefrik edilmi ©“ tir. Bu para ile Eskişehir — Çiftel Eskişehir — Kütahya, Eskişehir Seydigazi, Eskişehir —Mihalıççık. | Sarı köy, Sarı köy — Sivrihisar, $9 #elerinin geri kalan kısımları wi edilecektir. Eskişehrin sıhhat ve iktısat " tır. Geniş bir şebekeyi tenvir eden dektrik fabrikası mükemmel bir ten lerinden de ayrıca bahsedeceğiz. PR. si