2 Mayıs 1941 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

TECESSÜSLER ——— — ——— ——— — Dünyayı dolaşan Elsane şeklini kuyruklu yalanlar alan ve yalanımı hakikat mı oldukları keslirilemiyen vakaları 1878 de Pariste çok bm ük bir muvaflakn'et kazanan bır “dünya Sergisı,, açılmıştı. ÂArdından sene. ler geçtiği halde sergi hakkında Yazılar çıkmakta devam etmiş ve bu arada garip olduğu kadar arık. İr bir hikâye de ağızdan ağıza hü- :'ln dünyayı dolaşmağa başlamış- l? Buna göre, 1878 haziranırda Âmerika Birleşik — devletlerinde Kansas Cityden gelen bir ana kız bir ğgün sabahmn erken saatlerinde : Tisin mütevazı otellerinden bi . Tine inerler. Annesi seyahatten Yorgundur ve bir kırgınlık hisset. liğinden derhal istirahat için ya - İağa vatar. Kızı ise bir an evvel Sergiyi gezmek arzusile dışarı çı - Ve aksam geç vakte kadar do. İaşır. Kararilık basıp otele döndüğü *&man annesinin bulunduğu oda. Ya çıkmak ister. Fakat garip sev! elin garsonu kızım annesinin bmunduğunu sandığı o odada bir- #ündenberi bir Fransızın yat- söyler, — Fakat imkânı yok! Bu otele ndlğ'ımızı ve annemin bu odada Yattığını pek iyi biliyorum! Bunun üzerine genç kızı odaya . Zavallı Amerikalı oda. Tün tamamiyle başka olduğunu ve 'çerde hakikaten bir yabancı bu. ]und“ğünu görerek hayret içinde kalır ve dısarı çıkar. Odanın sa » mbahk! oda olmadığına kanaat ge- | n gi | — Eyvet, annemi bıraktığım o. ile bazı benzerlikleri var. Fa. ' ı;:t benzemeyen yerleri de çok. Erdeler, mobilyeler, yerdeki halı ilere benzemiyor! ç düşünerek aşağı iner. Et- a köz gezdirir. Orada da sabah ş:den oteli hatırlatan bazı nok. görmekle beraber, birçok te. tın değişik olduğunu farke - hiri Garsorn ve hizmetçilerden hiç endısım tanımamaktadır. Ân h'l ve kendisinin adı ötel müş ı. delterinde kayıtlı değildir. Valir Amerikalı kız kendisini bir dünyada zannetmekte - $9 müdahale eden polisler k:'âî!inı otelden otele dolaştırır. v!' Fakat zavalir indikleri oteli #nnesini bir türlü bulamaz. Nihâyet meyüs ve ümitsiz bir Yapayalnız Amerikaya dö - .q%nnesinden bir daha haber Setin erere F, _.;_â ve bu esrarengiz gaybu - Sifriını çözemez. Aradân iki sene geçtikten sonra güh Va———ıgmndakı Fransız se- %kıc ğenç kız esrar perdesinin “Öünü görür. —S"mdl size hakikati söyliyebili. Ölğün anneniz Paristeki otel- i bir kriz gelçrerek öldü. Ya- teshiste hastalığının kolera uğ“ Anlaşıldı. Eğer bunu halk olsaydı Pariste kolera hm“ d'!:urıırlı.ığı.ımı zannedecek sergiyi kapatmak i . Mü Fransa hükümeti İçin müellim bir çareye baş İç kimseye belli etmeden cesedini ortadan kaldır- cesetlerin yakıldığı fı- bınnde de cesedini yak- ğ leri şu gördüğünüz ka. Aynı zamanda öte.- E larmdaki ve annenizin yat wâ“kî mobilye ve halılar | Bir gün için otel müs- i yerini sivil polsler *ti Bu suretl e siz sabahleyin h% Olduğunuz oteli tanıyama - H Admerikaya döndünüz. Bu A % elem verici hileye ser. ;f;; g !! ğ ginin rağbetten düşmemesi baş vuruldu.” Bu hikâye üzerinde biraz du - rursak, imkânsız bir şey olduğunu anlamakta güçlük çekmeyiz. Fa- kat geçen senenin ilkteşrininde kapanan Nevyork sergisinden sön- ra da aynı hikâyenin ağızdan ağfı. za dolaştığını söylersek ne dersi. niz? Yalnız bu sefer vaka kahra - man,arı ÂAmerikalr değil, Fransız- dır, Acaba bunu bu sefer de Fran. sızlardan intikam almak kasdile A. merixalılar mı uydurdu? Bunü bilmeyiz. Fakat bu nevi hikâyele- rin, inanılmıyacak şeyler olması « na rağmen bugün dünya memle « ketlerinde ağızdan ağıza dolaştı « gı işitilmiştir. Amerikanın meşhur - filozofla - rından Koren Hörney uzun sene- ler yaptığı tetkikler neticesi böy. le asırlarca anlatıla gelen ve za - mana, göre bazı tahvillere uğrayan hikâyeleri toplamış ve üzerlerinde uzun uzun fikir yürütmüştür. Biz bunlardan bazılarını oku - vucularımıza vermek istedik. için (Bu hikâye asırlardanberi anlatılagelmekte ve bizde de bir piyosin mevzule nu toşkil etmektedir..) Zengin ve paralı yolcunun, oğlu olduğunu bilmiyen babanın cinayeti nasıl işlediğini tasv İr eden resim, LEKELİ ELBİSE Birçok Avrupa memleketlerin - de anlatılan ve hattâ — gazetelere intikal eden tipik bir hikâye: Bir delikanlı, birkaç sene evvel bir yaz geçirmek için gittiği sayfiye yer. | zuvauı Amerikalı kız kendisini başka bir. düııvııd.ı mnvtmektedlr hazılanan kıza dehkanlı refakat eder. Bir yolun dönemecine gel - dikleri zaman kız erkefe: — Burada inmeliyim! de:. £ - vimiz biraz ötededir. Rica ederim yalnız gitmeme müsaade ediniz. Der ve gözden kayholur. Eztesi gün delikanlı eskiden sevdiği kızın bir sene evvel öldü . , Bünü öğrenir. Bunun üzerine kız. * dan bir gece evvel ayrıldığı yolün köşesine gider ve bu noktanın bir * —mezarlıktan birkar adım mesafe de bulunduğunu görür. Mezarlığın kızın gömülü olduğu mezarlık ol - dufunu öğrenmekte de güçlük çekmez. Cesedin mezardan çika . rılması müsaadesini alır... Genç | “kız tabutun” içinde, erkeğin balo gecezi kendisini gördüğü zamanki elbisesile bulunduğunu görür. El. bisenin ön tarafında ise bir likör lekesi vardır. Bu hikâyenin de birçok mem - leketlerde bazı teferrüatı değiştiri- lerek anlatıldığını Amerikalı filo. zof tesbit etmiştir. BİLMEDEN OĞLUNU ÖLDÜREN BABA Bu anlatacağımız hikâyecik de her memlekette hattâ biz de de çok işitilmiştir. Buna benzer bir piyesimiz bulunduğu da birçokla - tımızın malümudur,. Askerden veya gurbetten dönen oğlunu tanımıyarak öldüren ba - ba hikâÂyesi: Uzun müddet memleketinden askerlik veya iş dolayısile uzak kalmış olan bir delikanlı kendisi - ni tanrmadan babasının işletiği o. tele veya hana iner, Bu yolcunun kendi oğlu olduğunu aklına bile getiğmeyven baba da delikanlının , paralr olduğunu anlayarak ken - | disini soymak kasdile öldürür. (Bu hikâyeyi Kaliforniyada, Filoridada veya Fransada dinleye- bilirsiniz. Vakaların ekseriya ora- larda cereyan ettiği hissini uyan . dırmak da esastır.) Bizdeki piyes de çok güzel a - dapte edilmiş ve memleket âdetle- 4 rine uydurulmuştur. MECDİ ENÖN lerinden birine tekrar gelir. Ve burala bir kır balosuna iştirak e. der. İki dans arasında, bir aralık havâ almak için kır gazinosunun tarasasmna çıkan delikanlı burada bir genç kız görür. Derhal kendi - sini tanıtır: Birkaç sene evvel ora- ya geldiği zaman seviştiği kız! İki eski sevgili kuytu bir |“yere <i —e a ea '—-e.——-.—ihuı;—.'u d otururlar. Uzun uzün konuşurlar. Kız dansetmek istemez, fakat bir kadeh likörü de reddedemez, Fa . kat işerken likör üzerine döküle - rek beyvaz elbisesi lekelenir. Gece yarısından biraz sonra gitmeğe TÜğreiğ AT ea YG Na METEOROLOJİ MÜTAHASSI- SI HASTA OLUNCA — Harüaretiniz. 39 dereyece * yükselmiş. ——— a < — Güneşte mi, gölgede mi? Çin denizle- rini haraca kesen Korsan Kraliçe Bir türlü ele geçirilemiyor Makaonun bellibaşlı caddele . rinden birinde bahçe iç'nde gü . zel bir villâ var. Ve villânır en nadide ağaçlır ve çiçekierle süs. lü bahgesinac üzerlerinde Çinli elbiseleri olan dört çocuk oynar. larken birdenbire durarak bah . çenin parmaklıklarına doğru ko, şuyorlar. Üzerinde mavi uzun bir elbise olan güzel bir kadın yavaş ya « vaş merdivenlerden ir:yor. Bu kadın güzel, hem de çok güzel.. Siyah çekik, ateşli gözleri fev . kalâde muntazam hatları, renkli bir cildi, beyzi bir çehresi, kalm dudakları, kıpkırmıziı muntazam tırnakları süslü küçük beyaz el. leri var, Boynunda kıymetli bir inci gerdanlık göze çarpıyor. Çocukları derhal etrafmı sarı, yor ve kimi koluna asılryor, ki - mi elbisesine sarılıyor.. Kadin çocukların hepsini ayrı ayrı sev. dikten sonra: — Allahaısmarladık yavrula. rım, diyor. Uslu oturun Ti.Bo si zin yanmızda kalacak, ben de nihayet dört beş güne kadar ge- lirim, “ Büyük bir otomobil ve valiz . ler kapıda hazır — bekliyor. Çok zengin ve dul bir kadımn olan Madam Lay-Şo.Son çocuklarmı büyütmek için gelmiş Makaoda bir. villâya yerleşmiştir. Şimdi de her zaman olduğu gibi işleri- ni takip üzere birkaç gün için Makaodan uzaklaşıyor. Madam Lay Şo Son birkaç gün evvel Makaoya dönmüştü. Mu . tat çalışması zamanının birçok kısmını çocuklarile geçirmek, o. kumak ve işlerin hesaplarile meş gul olmaktı. Gazeteler son zaman larda Çin denizlerindeki korsan. ların bazı gemileri yağma ettik- lerini yazıyorlardı. — Gazeteler son defa yapılan korsanlıkları esrarengiz bir şefin idare etmek. te olduğunu yazıyorlardı. Hattâ bir gazete daha ileriye gitmiş ve bütün Çini alâkadar eden bu kor san şefinin bir kadın olduğunu meydana koymuştu. Evet Çin denizindeki korsanlıkları bir ka, dın idare ediyordu. Bu haberler üzerine bütün ha tıralar canlanmış ve herkse eski korsanlıkları anlatmağfa başla - mışlardı. Eskiden Çinli korsan - lar seri gemilere binerek gizli yerlerde ticaret gemilerinin geç. msini beklerler sonra bir kartal gibi bugemilerin üzerlerine hü £ cum ederek bütün malları yağ - ma ederlerdi. Büyük buharlı gemilerin ica- | di korsanların bu metodlarını | sıfıra indirmişti. Fakat korsan . lar cesur, cüretkâr oldukları ka, dar zeki ve muhayyileleri geniş karşı da derhal yeni bir formül bulmağa muvaffak olmuşlardı. Korsanlar hangi gemide büyük servetlerin — naklolunacaklarını öğrendikten sonra haydutları hiç de şüpheyi celbetmiyecek denk . ler haline sokarak bu gemilere yüklüyorlardı. Bu şekilde hay - dutlarla yüklü olan gemiler ev . velce tayin edilmiş olan bir nok, taya geldikleri zaman © hiç za - rarsız imiş gibi görünen denkler derhal müthiş, hem de ölümü hiçe sayan müthiş birer haydut halini alıyor ve bu haydutlar gemi zabitanını gemiyi durdur - mağa mecbur ediyorlar. Bundan sonra hemen o civarda bulunan korsanlar gemive cıkıyor ve kıy. metli olan bütün eşya ile birlik. te arkadaşlarmı da aldıktan son ra kaçıyorlardı. TAARRUZA UĞRAYAN BIR GEMİ Ve bu müthiş teskilâtın başm. da da bir kadın bulunuyormuş. — Evet.. Bir kadındı. Onu gözlerimle gördüm, Bunu söyliyen bir Holandalı gemiciydi. Hikâyesinin sonunu şöyle tamamladı: K — Gemide bir Çinli kadın var dı. Bu kadın zeftigin bir Çinliden dul kalmış. Yalnız değildi. Etra. fında birçok kimseler de bulunu. yordu. Bunların hepsi kadındı. Seyahatimizin ikinci günüydü, Sabahleyin erkenden bu güzel dul kadın elinde tabanca olduğu halde süvarinin karşısına dikildi, maiyetinde bulunan kadınların hepsi de arkasında idiler. Fakat bunlar artık kadın değillerdi. Kı yafetlerini değiştirmişler ve ha, kiki birer haydut olarak meyda. na çıkmışlardı. Geminin kaptanı, genç, cesur bir delikanlı idi. Aynı zamanda da fevkalâde güzeldi. Bu güzel hasmımnın tek - lifini reddetti. Bunun üzerine gemide haydutlar ile mürettehat arasında bir mücadele başladı. Haydutlar kraliçesi mağlüp ola. cak takımından değildi. İkinci kaptan yaralandı, çarkçı öldü. Güzel süvari artık korsanlar kra liçesinin elindeydi. Fakat bu gü. zel korsanlar kralicesi, güzel sü. variye fena muamele edemezdi. Çünkü süvari cok güzel bir de - likaniİrydı ve korsan kadın süva. ri üzerinde miüessir olabilmek i, çin beraber geçirdikleri ilk ge « ceden memnun kalmıştı, İşte bu sebeple kendisine karşı gelen sü- variye bir şey yapamadı v bizi de beraber alarak hepimizi bir gemiye koydu ve kaçırttı. HAYDUT KADIN NEREDE? Şimdi de bu haydut kadın hak birçok hikâyeler uyduru. luyor. Son olarak körsan'ar kra, liçesi bir Portekiz gemisinde gö- rülmüştü. Gemide bulunması lâ- zımgelen 500.000 doları arıyor . du. Ama paralar son dakikada Bir Amerikalı gâazeteci korsan lar kraliçesini görmüş olduğunu iddia etti. Bu güzel kadımnın ko . cası Çin, balıkaılarma çok eza cefa ettiği için idam edilmiş, şim di karısı korsanlık yaparak ko. casının intikamını alryormuş. Bu kadının kim olduğu uzun zaman belli olmadı. Fakat niha- yet şüpheler Makoadaki güzel villânın sahibesi üzerine döndü. Polisler Maköada Madam Lay Şo Son'un villâsına baskın ver. dikleri zaman villâ bomboştu. Zengin Çinli kadım cocuklarile birlikte meçhul bir istilamete gitmişti. _ Şimdiye kadar bu korsan kra, liçesini bulmak için sarfolunan bütün gayretler bir netice ver « medi. Uzakşarkın en mükemmel polis hafiyeleri korsanlar krali- çesini tanıdıklarmı iddia ediyor. lar. Filhakika tanıyorlar, fakat

Bu sayıdan diğer sayfalar: