Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
gN * —. — — - Pilip kapandığını — Motte Wti - yiyter * 9 TEMMUZ — 1939 K A ç Ü ee İ a ç PU llli * -a |. HABERİN TARİHİ ROMANI 44 Yazan' Muzaffer Muhlttln “Defineler için kimseyle, ortaklık kabul etmiyeceğim,, Gregorius elini-önündeki taş ma. saya vurdu: — Bizans imparatoru hakkında böyle konuşına.ktı.n sizi —menede- nm! Diye bağırdı. İki adam biribirlerine kin ve hid- detle bakıştılar. Selçuk emiri omuz larmı silkti, — Lâf anlamıyacak halde sar- hoş olduğunu zannetmiyorum!.. de. ' di, Sana teklif ediyorum, kısa ve kestirme olarak: Bu meselede ortakalma çalışma- mıza razı mısım? İkimiz birlikte ha reket edersek elbette hiçbir tehli- kesiz bu işin uhdesinden gelebili - riz!., Hem atamızdaki bu ittifak şu itibarla da faydalı olur;: Sen Bi. zans hükümdarınmı, ben de hakan Os manrı dilediğimiz gibi idare edebili- riz! Aksi takdirde aramızda çarpış ma olacaktir!... Herhalde siz bu vaziyet karşısın- da son derece müşkülâta düşebi. lirsiniz!,, Bildiğime göre definele- rin yeri anlaşılması için vakit de pek yok!.. Bundan başka bu iş bir harbe sebeb olursa bundan en çok zarar görecek olan yalnız sen ola- caksın, Gregorius!., İznik hâkimi şaşı gözlerini iki tarafa oynata Ooynata ve yerinde hoplaya hoplaya — Selçuk emirini dinlemekteydi. Selçuk emiri sözünü bitirince der. hal ayağa kalktı. Ayakta sallan - maktaydı. , — Defineler işi için hiç kimseyle, herhangi bir ortaklık kabul etmi- yeceğimi bildiririm!.. Diye bağırdı. İki-adam ayakta, tekrar biribiı' lerinin canlarıma susamış gibi kin ve dehşetle göz göze bakıştılar.. Selçuk emiri Gregorius'un bu kat'i cevabı karşısında bir müddet sus- tu, Sonra Gregoriusa doğru bir a- drm yürüdü: — Demek son sözün bu? Dedi. — Evet!.., Selçuk emiri sordu: — O halde gidebilirim ?.. Gregorius tekrar gülümsemeye başlamıştı, : — Acelenize sebeb nedir ki?.. dedi. Fakirhanemizde hiç olmazsa bir gece misafir kalabilirsiniz!.. Ya. rım hareket edersiniz.., Selçuk emiri başmı salladı: — Hayır! dedi. Mümkünse he- men gitmek isterim... Esasen bir- likte getirdiğim adamlarım da böy lece emir almışlardır. Benim bir i. ki saat sonra geleceğimi biliyorlar. Hep birlikte avdete hazır bulunu- yorlar!., Selçuk emiri bu sözleri hiç şüp- hesiz, tekfurun kendisi hakkında herhangi bir tuzak fikrine kapıl . maması için ihtiyaten söylemişti Gregorius kısaca: — Siz bilirsiniz!.. Bu kısa ziya- retinizle bana şeref verdiniz!.. Diyerek kapıya doğru yürüdü, Selçuk emiri selâm vermeden dı- sarıya çıktı. Esasen kendisini kapı. dan gözlemekte olan adamlarile bir likte, yine önüne meşaleler tutula- rak saraydan çıktı, Atlara ıtladr— lar, Sabah olmı.k üzereydi. Yine kale kapısı hususi parola i. le- açıldı ve Selçuk emiri atmm Ü- zerinde başı önünde, gayet düşün- teli bir halde karargâhma avdet Etti. Okuj.'uculırmuz define meselesi. . hin böyle geceyarısı iki yabancı a- Tasında bir pazarlık şeklinde ya- zannetmesinler, Hakikatte bu iİlk mülâkat bir mu. kaddime olmuş, bu mesele sönra- dan dal budak salmıştır. Tarihte bir rivayetten İleri geç- Memekle beraber bu defineye ait Olduğu zannolunan birçok ağır.kıy. mücevheratm — müzelerde & 'ya avdet eder etmez resmi hil'at. 'lekierimiz vaâr. mevcut olması ileri sürülerek bu definelerin bütün esrarmın meyda- na çıkarıldığı iddiaları da vardir, Bir sır halinde kalmış olan bu definelerin nasıl hal ve keşfolundu- ğunu kısaca hikâyeye devam ede - ceğiz. Selçuk emiri Mâlik Kodur Bursa- lerini giyip dinlenmeden hakan Os- manmm huzuruna girmeyi ve mese- leyi bütün tafsilâtiyle arzetmeyi ka rarlaştırmışt, Hünkârdan Gregori- usu tedib etmek için asker ve mü. saade istiyecekti. Fakat daha mai- yetiyle ikametgâhma vâsıl olur ol- maz kapının önünde o esrarengiz genç papasın kendisini beklemekte olduğunu gördü. Genç papas siyah kukuletesine sarnımış, sabahın serinliğinden üşü yormuş gibi kapının önünde bek- lemekteydi. Selçuk emiri papası görür gör - mez tanımıştı. Fakat papasın giz - lenmek istemesinden tanışıklık gös terilmemesini arzu etmekte - oldu - ğunü anlamış, tanınmamazlığa gel- | miştir. Fakat iki dakika sonra genç papas seyisin delâletiyle odasına giriyordu. J Selçu emiri hayretle ayağa kalk. mıştı. Seyise çıkmasını işaret etti, Sonra merakla: — Hayrola?,. Ne var?.. Diye sordu. Genç ve sahte papas gayet heye- canlı bir haldeydi. — Develtlü! dedi, Efendim Mi — raydan: haber var, Derhal efendi- â Mize” 'Affötmek' İstedim .. Bazı di - — Dileğiniz nedir? — Dileğimiz Gregoriüs — mel'unu ile ne konuştuğunuzu, ne netice hâ sıl olduğunu öğrenmektir!.. Selçuk emiri homurdanarak bir küfür savurdu. Sonra genç papasa İöndü: — Herif her şeyi inkâr etti!, de- l yet tabiidir!. Sonra acı bir gülüşle ilâve etti: — Maamafih inkâr etmesi de ga. Çünkü —bu mel'un yakında bütün hazineleri eline ge- çireceğinden emindir!.. Meryem tablosunun — kendisinde olduğunu söyledi mi?.. Selçuk emiri omuzlarını silkti: — Yarı ikrar etti ama onu da kat'iyyen göstermek niyetinde de - gil!.. Daha doğrusu herif her ne teklif ettimse şiddetle istihza ede- rek kat'i surette reddetti!., — Red mi etti? Şimdi ne yapa. caksınız? — İyi bilmiyorum!.. Fakat kuv- vete müracaat edeceğim!., Gözleri fıldır fıldır dönmekte ©. lan sahte papas Selçuk emirinin. yüzüne büyük bir dikkatle bakarak bir müddet düşündü. Sonra: — AÂnlıyorum, dedi. Hakan Oz- mandan yardım diliyeceksiniz?.. — Evet, böyle bir tasavvurum Var.. Genç papas şiddetle müteessir bir halde: — Ah!., dedi, Mümkün olsaydı da efendim Mirayla bu —meselede beraber çalışsaydınız!.. Zira hakan Osmanın size bu hususta iltifat gös tereceğini hiç zannetmiyorum, Bili. yorsunuz ki hünkâr ihtiyarlamıştır! Sonra bu yüzden birtakım entrika- lar da çevrilmeye bışlamıytır... Efendim Miray bile gayet müte. yakkız ve ihtiyatlrı bir haldedir! Siz isterseniz efendimle birleşebi - lirsiniz! O vakit mutlaka muvaf . fak olacaksmız!., « Belçuk emiri hayretle sahte pa- pasın yüzüne bakıyordu. Bu genç ve esrarengiz adam her gşeyi biliyor gibiydi. Miray bu adamı kullanmak ta hakikaten isabet etmişti. Zira a- dam cin gibi adamdı. k Selçuk emiri defineleri Gregori- us'un elinden kurtarmak için her türlü şeyi, her türlü vasıtayı, her türlü teklifi kabul etmeğe amade HaŞIRI dit B Tn Y HABER — Akşam Postası Korsikada, küçük bir — köyün fakir evlerinden birinde, — ihtiyar Katalina, ocağın ateşini canlandı: - mağa çalışryordu. Bir müddet a- teşi üfledikten sonra yerinden kalktı ve lâmbayı yaktı. Tam bu sırada köyün kilisesinin çanı vur mağa başlamıştı. Dua vakti idi. Katalina yere diz çökerek duasını etti. Duası - bit- tikten sonra açık duran kapının önüne gelerek kararmağa başla- miş olan dağ yollarına baktı: — Ne kadar geç kaldı! Acaba bir şey mi oldu?. idiye mırıldan - dı. Yeni bir felâketle karşılaşmak- tan korkuyordu. Artık keder ve göz yaşlarına tahammülü kalma. mıştı. Bir gün ona, bir dövüşte öl- dürülmüş olan kocasının cenazesi- ni getirmişlerdi. Kızı ile oğlu, ba- balarının intikamının hayali içinde büyürlerken, Katalina sönmez bir ateşle o sevgili ölüye yanarak seneleri geçirmişti. Ve gene bir gün, kuvvetli bir delikanlı olmuş olan oğlu, babasının ölümüne se- bep olan katili vurmuş, öldürmüş, sonra da dağa kaçmıştı. Janldarmalar saklandığı mağa- rayı çevirmişler, bu sırada genç katil bir de jandarma öldürdük - ten sonra yakalanmıştı. Şimdi ha- pishanede idam edileceği günü beklemekteydi. Katalina kızı ile beraber hayat-| ta yalnız ve himayesiz kalmıştı.. Birden genç kız annesinin kar- şısiına çıktı. Ve elindeki yünü ye- re attı. Esmer Saneria fevkalâde güzel 'Bir kızdı. Annesi: —— — Merak ettim, kızım, dedi, Geç kaldın! Bugün Paoloya tesa- düf ettin mi?, — Hayır, anneciğim.. — Çok tuhaf! Kardeşinin ya - kalandığı gündenberi nişanlın ba- na pek acayip geliyor) Sakım se- ninle evlenmekten vazgeçmesin... Öyle ya şimdi kimsesiz kaldık.. &h Dağiı kız SUAD DERVİŞ Çeviren : yorsun! Fakat ben orun âaynı göz ve ayni kalble görmediğim için böyle düşünüyorum. — Eminim ki onun hakkında aldanıyorsun !. — Öyle olsun.. Katalina çorbayı hazırladı sessizlik içinde yemeklerini yedi- ler. Yemekten sonra akrabaları olan Santi, ağzında piposuyla küu- lübeye girmişti. O da bir iskemle ye oturdu. Ve şapkasını»eliyle ar. kaya doğru itti. P. son felâketten sonra, kadın- ları daha sık ziyaret etmeğe baş. lamıştı. Ekseri la geçiriyordu. Saneriaya sordu: — Polo buraya sıkı sık geliyor mu?, — Olldukça.. — Halinde bir dcgışık]ık yok mu?, ve — Ne demek istiyorsun? Söyle.. Bu sözleri ıhtivar Kata'ina ö lemişti. Santi başını ona çevirerek: — Oğlunun saklı olduğu yeri jandarmalara Paolonun haber ver- diğini söylüyorlar!. Diye cevap verdi. | Saneria şıd. detle yerinden fırlamıştı. — Yalan söylüyorsun!.. diye haykırdı. Ben kendimden olduğu kadar nişanlımdan da eminim.. Santi gitmek için yerinden kalk mıştı. — Her halde bir an evvei e. ninle evlenmesi #zımdır, d'dı. * & & Sanen (l “LRL ı bir ağaca dayanmış, ni. Leklemektcydı. Bu gece onu buraya çağırmıştı. Kendisi- le görüşecek Şşeyleri — olduğunu söylemişti. Çünkü Saneria karar vermişti, her ne * rhasına olsun hakikati ög:enmeliydi. Esz sen Paolo hakkınıda bir çok şey KM daha öğrenmişti. Onun keridisile | alay — ettiğini başka — kızlarla gezdiğini ve Marsilyaya çalışmak akşamları onlar-| mıştı. Demek bu gidişi onu terket. mek ve ondan kaçmak olacaktı. Dağlarında, böyle bir nişanlıyı terketmek en büyük bir tahkir sa- yılırdı. Bu büyük tahkiri ancak kan te. mizleyebilirdi. Birden” karanlıkla- — rın içinden çıkan Paolo genç kızı kolları arasına almıştı, Genç - kiz: — Beni dinle Paolo, dedi.. An. — nem çok endişede.. Bana karşı iyi olmadığını söylüyor . — Haksızlık ediyor! — Çabuk evleneceğiz değil mi, — Paolo? Bu işin uzaması annemi ü- züyor. Bugün sana şunu itiraf e- debilirim. Kardeşim seninle evlen. mekliğime razı değildi. nefret ediyordu. — Yok canım?. Senden j y ) AM -— .. ei B D rt | 4 * ’d_ ,*.M k , — Doğru söylüyorüm. Kaç de- * fa senin hakkında fena şeyler söy- * “Paolo iyi ve di. lediğini duydum: namuslu bir genç değildir!.,, yordü. Fakât ben ona haksız oldu.- — ü Mi . Kdti ğunuü, ve ona rağmen seninle ev- leneceğimi söylüyordum. Bu sözler Paoloyu tuzağa şürdü, Birden hiddetlenmişti - — ©O halde, dedi, onu jandar- malara ihbar ettiğime çok iyi et-"'"”"_îf mişim., — Fakat senden nefret etti. ğgini o zaman bilmiyordun!. aü P — Bilmiyordum, fakat hissedi- — 4 yordum. — Paolo, Marsilyaya gideceği- ni söylüyorlar, bu doğru mu? — Hayır, doğru değil! Doğru olsa ne çıkar? Paolo gülüyordu. , Genç. kızı öpmek istiyordu. Saneria çcvık bir hareketle onun kollarından kurtuldu. Paolo yeniden ona sarıl. ıı mağa uğraşırken, genç kız belin- den küçük bir hançer çıkarmış- fy tı, Bu hançeri şiddetle nişanlısı . nm göğsüne sapladı . Şimdi Paolo ayakları dibinde cansız olarak yatıyordu. Saneria vahşi bir kahkaha ko- pardı! Kardeşinin intikamı alm: — — di. Papas hayretle: idi. , — Anneciğim.. üzere gideceğini duymuştu. Ki — İnkâr mı ediyor? diye sordu. (Devamı var) — Biliyorum yavrum, onu sevi-| — Bu meseleyi hiç kendisine açma (Lütfen sayfayı çeviriniz) PLÂNŞ 32-33 buri ıııııış 32 33 serkastens — , 9. SABUN (el sabunu) k die Kette (Zugkette) 9. F: le savon (la savonnette) I der Griff (Zugeriff) 9. İ: the soap e-l die Wasserspülung 9. A: die Seife KARASI Bidi) 5. Fi le rouleau de papier | hygiğniğue 5. İ: the tolilet-paper holder TUVALET KÂĞIDI MA. 10. (temizlik kâ- cirile | LAVABO (musluk) a teknenin kapağı |zin- b peşkirlik (havluluk) peşkirlerile (havlularile) c emniyet deliği |tekne- nin taşmaması için | | kapağı (bo. with the roll of toielt-pa- per d tekne (küvet) 5. A: die Klosettpapierrolle e temizleme rusu) &. PORTMANTO (askı) f desteği 6. F: le portemanteau 6. İ: the clothes . rack 10, F: le lavabo T. PEŞKİRLİK T. 7. 8. sileceği) 8. serviette de bain en tissu öponge) A: die Kleiderleiste F: le porte - serviette (le porte - drap de bain) 1. İ: the towel - rail A: der Badetuchhalter HAVLU (eponj, hamam F: la serviette de bain (la (havluluk) #ponge, le drap | 10. İ: the basin - a the plug (with ehain) a le bouchoön de la cu- vette (avece chainette) b le port . serviettes avece les serviettes c le trop - plein d lda cuvettş e' le tuyau de decharge (la d&echarge) f; les consoles /. (les supports im.) fixture 8. İ: the bath - towel (if lar- b the towel « rail with the ger: the bath sheet) towels 8. A: das Badetuch (ein c the överflow pipe Frottiertuch) d the wash - hand basin 212 &ııııılıl" 'HHIIH e llega,