DE | 4 li 4 n - Ahmet j künîdurıu_ / de, tikleri iddiasile tevkif edilen ko- AKŞAM POSTASI Sahibi ve Neşriyat Müdürü . Hasan Rasim Us ADARE EVİ: Istanbul Ankara caddesi Tutuna: İstanbel tü Tülgral adresi : İstaabul KABCA Yaz işleri telelonu: 23872 Idare - * 24370 Nar SA AM E ABÖNE'ŞARTLARI H ö G0 ğ & 1400 Kr. Dört katil mahkümu Antalyadan — getirilerek bu sabah Edirneye sevkedildi öke falya hapisanesinde bulu - M Mahkümlardan Habip oğlu Ustafa, Abdullah oğlu Ahmet, oğlu Mehmet ve ÂAhmet o'ğ!u Âli bu sabah şehrimize ge- nçilerek Edirnedeki asri hapisa- Ye gönderilmişlerdir. hepsi katilden mah - Hapisanede şimdiye Si geçirdikleri müddet zar- müda islahı hal ettikleri görül - $ ve kanun mucibince mah- Yetlerinin geri kalanını da- g ta İYi şartlar ve çalışarak geçir Ime_k Üzere Edirneye sevkedilme- TTi kararlaştırılmıştır. Mahkümlardan — Ahmet oğlu Saz şairidir ve büyük bir b&ğlam“ı da vardır. —H Rüşvet suçlusu polisler Dün birinci ceza mahkemesin- Galata esnafını haraca kes - ha €r muavini Talât, Niyazi, Hü Yin, polis Zeki, Kâni ve Kahra hakikate uymıyan şaha - ©tten suçlu 12 esnafm muhake *&sine bakılmıştır. Şahitlerin bir kısmı, maznun *Murların bazısına — paraların 3) verildiğini anlatmışlardır. mîu ifadelere göre, bir fırıncı- va,,, defterinde, memura para gî:udiğine dair kayıt bulunmuş- h 'ıi?:il:iyen şahitlerin dinlenme- biy |- Muhakeme başka güne ——— ——— 4000 Tramvay Pasosu var Baj &diye bunların miktarı- ll 300 e indirecek feyı Meclisi on beş güne kadar l_ide toplantıya çağrılacaktır. h%:î_ tramvay idaresinin altı aylık bütep İNi tasdik edecektir. — İdare tra'hva hazırlamaktadır. Ayrıca k%ol? idaresinin — hesaplarının rqüqkiü için meclis tarafından iki leş hmp seçilecektir. Bu mürakipr e Çte iş görmiyeceklerdir. Böçm, © Meclis, miktarı üç yüzü Vay Üzere alâkadarlara tram- SOSU verecektir. ' b%ağbuxâun 4000 paso dağılmış İnda an 300 pasonun tevzi- Min Müşkülâtla karşılanacağı tah- , Seğumdıtedir_ Di M*d_İSî fevkalâde toplantı- Karştığı Milyon: liralık — istikraz feam-nindafak yüzde — on oktruva Sdecektip / terilmesini de tasdik —— se hakaretten Maznun — | blhıklpldı_ Beyazış İA isminde bir - genç, lig Merkezi memurla - Tagije , Miye hakaret ettiği id- Sab_ğ?îkemeye verilmiştir. Stm ğin-tm' Memura hakaret Teti y b Sadece aldığı sebze- ş_a Müna M Yüzünden araların - v Olduğunu söylemiş Polj İ niş bir beşler paktı istihdaf olunduğu anlaşılıyor. tir. Diğer muhakkak bir nokta caktır. Beşler paktındaT üWe.. Yazan: M. DALKILIÇ ON ajans haberlerinden sulh emniyetini yüzde hesaplarım- dan ayırmak ve riyazi bir kat'iyet haline getirmek maksa- dile ıngilterenin akdine çalıştığı İngiliz - Fransız - Rus üçler pak- ti konuşmalarınnı yeni ve enteresan bir safhasını öğreniyoruz: Malümdur ki bu müzakerelerin şimdiye kadar uzayıp gitme- sindeki âmillerin başı, şimal devletlerine istememiş olmaalrına rağmen garanti vermek meselesiydi. Mihver devletlerinin akid ve taahhüdlerini, yine kendi görüşle- rini sebeb tutarak ve makul hiçbir şeyi ne dinlemeğe, ne muhake- me etmeğe lüzum görmeksizin bir hamlede feshhedip durmalarınm bütün dünyaya itimatsızlık verdiği de malümdur. Bu geçenlerde ademi tecavüz paktları yaptıkları şimal devletlerine de, | kendileri istesin istemesin, garanti vermek sırf bu noktadan istenil- mekteydi. Ayni zamanda bu devletlere bir tecavüz vaki olursa bütün pak devletelrinin otomatikman harekete geçmesi taleb edi- liyordu. Nihayet, harb tehlikesini önlemek gayesinde çok samimi olduğunda hiç şüphe olmıyan İngiliz noktainazarı Rusların bu tek- lifine ihtirazi kayıtlarla intıbak edebildi, Fakat Rusya, bugün daha geniş bir emniyet sistemi istediği- Aktedilmek istenen sulh paktımım üçlerden ibaret bırakılma- yıp kemiİyeten ve keyfiyeten dünya muvazensinde en büyük âmil- lerden biri olan Türkiye ile Lehistanım da dahil olacağı daha ge- vücuüda getirilmesini hatırlatmaktadır. Bu e- sas kabul edilir ve yeni uzuvlar da pakt esaslarına itiraz etmezler- se, şu halde, herhangi bir tecavüz karşısında beş pakt devleti, ya- ni bütün sulh cephesi otomatikman harekete geçmek vaziyetine gi- recektir ki bundan sulh cephesinin daha dinamik bir hale girmesi Fakat, ne olursa olsun, bu sulh cephesi için yeni bir vaziyet- pakta dahil olursa Romaya çıkan yol olan boğazlar yolu bütün Av- rupanm can damarlarıma ve hayat menbalarma kadar uzamış ola- Not devletlerin varsa o da gudur ki, Türkiye bu İmza taklit ederek iş bulan adam On beş İlira mukabilinde bir arkadaşına hademelik temin etmiş İstanbul sıhhiye " müzesi mü- dürü Nurettinin imzasını taklit etmek suretile arkadaşı Abdul- lahı müzeye hademe yazdırmak teşebbüsünde bulunan Nacinin mevkuf olarak — muhakemesine dün ağır cezada başlanmıştır. Abdullah da gayri mevkuf o- larak mahkemede bulunmuştur. * Tahkikata göre, Naci Abdul- laha bir istida verdirmiş ve sön- ra da yaptığı imza taklidine kar- şılık on beş lira almıştır. Nihayet evrak tekemmül ede - rek müdürün masasına geldiği vakıt, müdür dikkatle bakmış ve evrak altındaki imzanın ken- di imzası olmadığını hayretle görmüştür. — Hâdise buü” suretle Hademe Naci mahkemede: “Ben arkadaşıma bir iyilik ol- sun diye bu işi yaptım. Fakat para almadım. Ancak üç bucuk Hira almıştım. O da masraf için di.,, Demiştir. Abdullah da iİmzanın sahte olduğunu bilmediğini, — istidayi bu vaziyette takip ettiğini söy - lemiştir. Bundan sonra müze —müdürü Nurettin şahit olarak dinlenmiş Avrupa hâlâ bunu itiraf etmekten çekindiği halde ortada bir harp mev cut olduğu şu sıralarda en mühim nokta düşmanın hakiki niyetlerini keşfedebilmektir. Japonlar Tiyençinde — İngilizlere karşı yaptıkları tahrikâtla ne elde etmek istiyorlar? Büyük Britanya kuvvetlerinin mühim bir — kısmını Bahrimuhiti atlasi ve —Akdenizden bin mil. mesafede çivilemek. istiyen Avrupa diktatörlerinin — emirlerine mi inkiyat ediyorlar, yolya'sadece İngilterenin manevi kuvvetini mi ölçmek istiyorlar? Aksayı şarkta cereyan eden hâdi- seleri bizim kendi düşünce ve for- müllerimizle muhakeme ettiğimiz i- çin dünyanın bu kısmını alâkadar eden mevzular hakkında sorulacak guallere ekseriya güçlükle cevap ve- rebiliyoruz. Hattâ (harp), (din) ve (hak) gibi manası bizlere pek açık güzüken kelimeleri bile bizim, kisa: cık Avrupa tarihinde kullandığımız anahtarla uzak şark hâdiseleri için kullandığımız zaman bu kelimeler manasız formüllerden ibaret — kalı- yorlar, Faraza Japonyanın 1931 se- nesindenberi Çini ilânı harpsiz isti- lâya başlamış olması Uzak şarkta, bizim Avrupada takip ettiğimizden çok daha az çirkin bir hareket ola- rak kabul ediliyor. IIattâ ben şahsan Çinde bulundu- #um zaman çok garip bir hâdiseye şacit olmuştum: İmparatorluğun yıkılışından son ra başliyan dahilf harpte Sarr nehir ve Mavti nehitin arasında mücadele larında mukabil taraftan birer yar ver bulunduruyorlâardı. Bunun sebe- bi heran başlayabilecek sulh müza- terelerini kolaylaştırmak ve böyle bir anlaşmaya yol açmaktı. Japonyanın Tiyeniçindeki bu hat- tı hareketinin manasını anlamakta en büyük güçlük buna âmil olan Ja ponların nangi Japonlar olduğunun bilinmemenidedir.Ayrupadaki faşist memleketlerde totaliter satıh altın- da büyük bir kin ve nefret kaynaş- ması olmasına rağmen bir merkezi idare vahdeti nakabili inkârdır. Fa- kat Japonyada bu böyle — değildir. ve diğer şahitler için muhakeme başka güne bırakılmıştır. Biz Avrupalılar için Japonlar şarkın MW & PgiR ; Sokakta kadınlar | dütler geçirmek suretile imiparator günün birinde eden iki hasım kumandan da yan-| Şükrle Söçğe ——— Y1 ee e— — ao — ———7 PolrrTikA Tiyen - Çin Meselesi edir? Yazan : Kont Sforza — Sabık İtalyan hariciye nazırı — Prusyalılarıdır. Hakikat halde Ja- ponlar, müthiş — ferdiyetçilikleri, rekabetleri, Tokyo iş adamları ve politikacılarından nefret — eden zabit ve askerlerile dünvanın mu- hakkak ki en çok sıntfa — ayrılmış anarşik bir milletini teşkil ederler.! Tabif burada imparatorun otori- tesi bir amane — halindedir. An cak bundan iki üç sene evvel zabit- ler arasında sık sık görülen disiplin sizlik hâdiselerini orladan — kaldır- mak için emir vermekte uzun tered- bizzat kendi milletinin sağlamlık ve disiplini hakkındat:i — endişesini a- çıkça meydana vurmuştur. İmpara- tor emirlerine itaat — olunmıyaca- gından korkmaktaydı. Marksin, bütün sermayenin birkaç kasada toplandığı neticesine varan peygamberliği tam manasile Japon- yada tahakkuk etmiş bulunmakta- dır. Bu memlekette hemen hepsi kü çük çiftlik ve emlâk sahiplerinin oğ- lu olan zabit sınıfı, Tokyoya kanun ları dikte eden topu topu yarım dü- züne milyarderden pek tabil olarak nefret etmektedirler. Hiç şüphesiz Tokyoda İmparator, mucizevi Japon rönesansına yetiş miş birkaç ihtiyar ve nihayet yeni sanayi ve banka hükümdarları Ja- pon generallerinin Pei-ho sahillerin de etrafa meydan okumalarını takip ediyorlar. Bunlar bu — hâdiselerin Japonyayı müthiş bir uçuruma sürükleyebileceği kor- kusile'tittemektedirler; * * Fakatraşkeri, zümre onlaşı,. İngi- liz imtiyaz mıntakası bârikatlarının kapısı önünde serseri ve sarhoş bir Japon neferinin İngiliz askerlerine yapacağı tahkire dahi - İngilizlerin tahammül gösterebileceğini — temin ettiği zaman bunlar susuyorlar. Askeri zümre onlara karşı sadece Göbels ve Ribbentropun teminatla- rını bildirmekle kalmıyor, ayni za- manda Tokyonun ihtiyatlı bulun- mak hakkındaki tavsiyelerile alay eden Roma ve Berlin sefirlerinin sözlerini de tekrar ve Tiyençindeki şiddet hareketlerini takdir - ediyor- lar. İngiltere ne yapacaktır,? Bu satırları Londrada İngiltere- tüğümün ertesi günü yazmama rağ- men bugün İngilterenin —ne yapar bileceğini kestirememek vaziyetin- deyim. İngiliz milleti şimdiye kadar bütün tarihinde olduğu gibi ceszm ve azimlidir. Fakat maalesef buğün İngiliz Hderleri henüz manen hazır- lanmamış oldukları bu — tarihi dö- nüm noktasında tereddüt gösteriyot lar, i Ancak burada İngilizlerin elinde olmıyan iki ihtimal mevcüttur, Sa- dece mümkün olan birinci ihtimal şudur: Eğer Japonya, garbıin — Çindeki imtiyaz mıntakası dahilinde presti- jini mütemadiyen ve hiç bir muka- bele görmeden kamçılamak imkânr- nt bulursa, * hiç de müstebit — de- ğildir ki günün birinde — Japonlar ve Çinliler müşterek bir vasıflarının 'mevcudiyetini — hissetsinler, Bu da Avrupalılara karş teski bir nefret ye yeni doğmağa başlayan bir kıy- met vermemezliktir. Bu hal ise böy le devam ettiği takdirde nihayet bir gün bütün konsolos ve selirlerimi- zin Çinde yapacak işleri kalmıyar caktır. Çinlilerin, nihayet Mongol- lar ve Mançularla olduğu gibi Ja- ponlarla da kaynaşabileceklerini de düşünmekten mMmenedecek hiçsir se beb kalmıyacaktır. Bu hiç olmaz<> içlerinden bir kaçının uzak bir i mididir. Bundan birkaç sene evvel Maticti lu müstebitler tarafından — Çinds: gelmiş_tim. O bana şöyle demişti. ifsat eden bir leş değildir. Bütün Çin içinden kurtlanmış bir haldedir. A- deta Japonyanın Çini istilâ etmesi- ni temenni ediyorum. Bu söz belkı size bir ahlâksızlık gibi gelecektir. Fakat emin olunuz ki yüz sene son- ra Japon imparatoru ve bütün Ja- ponlar bizim gibi olacaklardır. Bu kadarı da garip bir — milliyet- peryerlik. _ Fakat şunu da hiçbir zaman akıl- da7 çıkarmamak lâzımdır ki Japon- ya ile Çin arasında bir ittilak hiç de olnuryacak bir şey değildir.Ve böyle bir ittifakın sağlamlaşmasını temin edecek en farklı şey de demok- rat devletlere karşı bu iki milletin hissedeceği kuvvetli itimatsızlık ve nin en mühim birkaç ricali ile görüş — nefyedilen Japon Kang-Yuyel'eyraşı) vi — Sadece Ching' sülâlesi havayı ( Tek bacak saat ) in © fıkraları.. MİNÖNÜNDE rasgeldiğim bir ar- kadaş yanıma sokuldu, Sinirlenmiş bir haldeydi. Koluma girerek: — Birader! dedi, Gel de sinirlenme!. — Hayrola?,. Çivili yerlerden karşı- dan karşıya geçmek için * dolmuş bekle- mek usulü çıktığına mı sinirlendin?.. Arkadaş: — Hayır!.. dedi. Şu saate — tutuluyo- rum/,. — Hangi saate?.. — Canım şu Eminönü meydanmdaki tek bacak saate!.. — Tek bacak mı?.. — Evet!. Yahu şu saat nekadar gü- lünç gey!. Bir defa Üüstün saat sü- tunu değil!,, Öyle bir sütun üzerine an- cak saksı konabilir!.. Hiç dünya yüzünde bu şekil bir saat kulesi görülmüş mü?.. — İyi ya, zaten o da görülmüyor!.. — Evet!.. Hem de hakikaten görün- mez adamın saati gibi!.. Kâh görünüyor, kâh - İnsan görebilmek İçin aranıyor!.. Bu saati neden yıkmıyorlar - anlıyamı- yorum !., Hayretle sordum: — Yıkmak mı?. — Öyel yal.. — Niçin? ' — Gülünç de ondan!.. Ah, azizim, bu da kusur mu? Sırf gü- lünç olduğu için yıkmak lâzımgelse İstan- bulu başaşağı çevirmek icab etmez mi ki?! Rasgele hamamı OÖK SIK: nefrettir. Acaba ?.. AYRET değil mi: : Gazetelere bildiriliyor. Bu — haziran ayı içinde İzmirin Karaburun kazasında hiç bir zabıta vakası olmamış, tek bir suç iş- lenmemiş!., Acaib iş! Hiç kimse kimseye — borç vermemiş mi? Hiçbir ev sahibi kiracısı ile konuşma- mış mı? Hiç-kimse saat açtırmadan otomo- bile binmemiş mi?,. Bir ay hiç kimsenin yerinden bile kımıldanmamış olmasına im- kân yok!.. Eğer hakikaten böyle olmuşsa o hal- de mesele olsa olsa şudür: Sakm Karaburun ahalisi bütün hazi- ran içinde yeni 40 derecelik rakı ile fitil olmasmlar*"!, * ** ; Nasıl naklolunacak MERİKANIN Ohyo — şehrinde Klevland kollejinde ticaret ve tu. rizm afişleri hakkında bir sergi açılacak- mış. Bizim belediye de Amerikadan yapılan müracaat üzerine turizme ait olarak bu- rada yapılan afiş ve gönderecekmiş, İyi ama bizim bu kadar turizm afişle- rini hangi transatlantik alacak?!.. bı'ogih_'_leri sergiye : Fatihte Hasan Halife mahallesinde oturan Yezire, Makbule, Hatice, ve Zekiye isminde 4 bayan bir meseleden kavga edip biribirelrini döğerken yakalanmışlar!.. Ne buyrulur?.. Bu Vezire, Makbule, Hatice ve Zekiye acab bayan futbolcüler mi?.. Hayhay, efendim, hayhay!.., * & & Öyle zannetmiştir!.. OÖK garib, olmıyacak bir — hırsızlık vakası doğrusu: i Gülhane — hastanesinde operatör M, Kemal Ökenin hususi muayene odasından birkaç gün evvel bazı alât ve edevat ça- hmmış. Bütün araştırmalar bir netice ver- memiş, Nihayet hastaneye yoğurt getiren yo- / ğurtçu: — Bu üâletleri çalan başhemşiredir! Ben gözümle gördüm!.. Demiş. Başhemşirenin —evinde araş. tırmalar yapılınca hakikaten bu âletler bu- lunmüş, Başhemşire adliyeye verilmiş,., Akıl erecek bir hırsızlık değil, değil mi? Başhemşsire bu doktorluk alât ve ede- vatını ne yapacak ki?., Bunda mantık yok gibi görünüyor. Halbaki mükemmel mantık var: Zavallı kadımcağız, zahir apartımanlar bu âletlerle yapılıyor sanmış olacak!.,. ha az muhtemeldir. Eğer Londra “Tiyençin için ölme- ğe değmediği,, veya ÂAyrupa ateş i- ne hasgi bir mücadeleye girmekterni çekindiğ! için Tiyençin meselesinde tam enerji ile hareket etmezse orta- da tehlikeye konulacak şey Şanghay ki askeri zümre o kadâr kuvvetlene- cek ve bu zümre İngiltereyi o kadar zayıl ve ehemmiyetsiz bulacaktır ki Siamdaki Japon taraltarı zümre der hal başını kaldıracak,; kısa bir za- man zarfında Fransız Hlindiçinisi, Asyadaki zengin İngiliz himaye ida- relerinde isyanlar patlayacak ve bü- tün bunlar Japonyanın Asya- üze- kân hazırlıyacaktır. Sulk, hakiki sulh için Avrupadz olduğ. gibi Asyada da birçok feda kârlıklara katlanmaâk doğru bir ha reksi!-, Fakat, hakikat kere daha feci tehlikeler — kaldı ği halde nalkiı sulhun temin & dilmiş olduğuna inandırmak hiç de doğru olmaz, Svatoy ve Hankovdan daha mühim . Dİr şeydir. Bu takdirde Japonyada- rindeki emellerinin tahakkukuna im (| halde bertaral -. edilmiş olan kanlı hâdiselerden vüz. — Di Bi , gi z y . yetinde olduğum ikinci ihtimal da- | çinde iken bu kadar uzak bir yerde ——— 4| li