26 Haziran 1939 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 10

26 Haziran 1939 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

L aK Gi 'ĞIR hastalığındanberi iik defa olarak Simon yatağın . da başını kâaldirdr ve büyük ya - takhâneyi gözden geçirdi. — Afrika toprağında' yapılmış o © lan bu müteyazı hastane köğüşu ona odaların en rahatr, en güzeli gibi gelıyordu. ida A çi “Bütün” Hastalar leri açıktı. Sakalları uzamış, göz. lerinin altr simsiyahtı. Kimisi ci- binniklerin altında, yüzleri görün- müyordu,. S1 Dışarda, müthiş güneşin altın . da yatan bahçe derin bir sükünet içindeydi. Sariki'tabiat da insan - larla beraber, günün bu en sıcak saatlerinde, beyhuş uyumaktaydı. Birden bu sükütu bir hasta ara bası ihlâl etti. Bahçe kapısımdan girmiş, şimdi binarım önünde durmuştu. Uyku. larından acele ile uyanmış insatı- larda 'görünen bir şaşkınlık için - de hastabakıcılar ve hedemeler arabaya yaklaştılar. Biraz- sonra yeni gelen hasta bir sedye üzerin. de hastanenin içine gırmış bulu - nuyordu. Yeniden sükünet avdet etmişti: Simon yattığı yerde elini uzat. t Baş ucundaki küçük masanın Üüstünde duran bardağı eline aldı- Zu gaman büyük«bir sevinç duydu. Hastalığındanberi ilk defa ola - rak kendini bukadar kuvyetli his. sediyordu. Bardaktaki suyu, yavaş yavaş yudüm yudum, zevkle-içti, Yeniden çarşafları arasına uzan dığı zaman, vücudunda hissettiği tatlı gevşeklik ve rahatlıkla, tıpkı küçük bir çocuğun sütninesine güldüğü gibi gülümsedi. Bir baş- kasının hiç şüphesiz kâtı ve rahat. sız bulacağı bu yatak oa hoş ve yumuşak geliyordu. — Annesinin kendisini tatlı bir ninni ile uyut - tuğu zamandanberi o bu kadar ra- hat ve iyi bir yatakta yatmamıştı. Şimdi o uzak ve tatlı günleri düşünüyordu. — İlk defa olarak bu tatlı hatıra . larla kalbinin çarptığını hissedi - yordu, Işıkları ebediyen söndüğü zannolunan gözleri, şimdi o gün. leri düşünerek parıldamağa başla- mıştı. ÂAnnesinin daima tekrar et - tiği şarkınm nakaratmımı şimdi- kü - laklarında duyuyordu: n “Allahaısmarladık küçük kar - de;.,. bu şarkıyı dinlerken küçük kız kardeşinin gözleri yaşarırdı. Simon evini bırakıp hayata a .. tıldıktan sonra bu şarkıyı hatırla - dığı zaman kalbinin ezildiğini du- yardı. Halbuki, bugün yatağında bunu hatırlarken içi zevk ve tatlı. lıkla doluyordu, Bir başka hastanın derin ve u- zun iniltisi Simonu biran için dal. gıtlıktan kurtardı. Biraz sonra yeniden hatıralarının eline kendi - ni vermişti. Ânnesi yözünün ö - nünde idi. Onu bıraktığı zaman, o anne daha yenç ve güzel yüzlü bir anne idi. Tabit şimdi bu gü . zel yüzde derin çizgiler, bu derin çizgili yüzün etrafında gümüş saç- lar vardı.. Simon onda değişme . 'yen şeyin, tatlı ve müsamaha ile bakmasını bilen o müşfik gözler| . olduğuna emindi. Her şeyi bilâte- reddüt affeden o gözlerin bakış - larr hiçbir zaman değişemezdi. yatakla rında | sessiz yatiyorlardı. Kimisinin' yüz îistıyordu. Çeviren: SUAT DERVİ Ve birden Simon doğrulmak ih tiyacını hissetti. Kuvvetsiz- <ve dermansız vücudunu kaldırmağa 'yardım edecek İnsanı bulmak için et rafa ümitsizce baktı. Bvet, yerin - den kalkmak, af ve şefkatle onu ça ğıran <0 sevgili gözlere bir an evvel ikâvuğmak, bir daha onlardan hiç -ayrılmamnk Üzere onlara İkoşmak Ş İMDİ kendini evinde görü.. Ş yordu. Hayat tatlı ve sakin olarak devam edecekti. Ne budala ne akılsız bir adamdı yarabbi! Na. sıl olup da o tatlı hayatı birakıp kaçmış, saadetini kendi ayakalrı al- tma almıştı! İçinde şimdi o güzel ve temiz e- iserin hasreti vardı. Artık orada ya şıyacaktı. Tarlada babasıma yardım edecek, pazar günleri kız kardeşi Noelle ilebirlikte araba ile komşu küçük şehre inecek, onu yolda gö- ren köyün ihtiyarları sevinçle: “Vay Simon avdet etti ha! diye, ceklerdi, Ay, tahsilini ikmal etti mi?,, O cevab veremiyecekti ama, her. halde Noelle ihtiyarlara verecek bir cevab bulacaktı, Kimbilir belki de — şimdi Noelle evlenmişti. Belki değil, muhakkak,, Hattâ, çocukları bile vardı... Onu bü hayallerinden aytran has tanmn şikâyetl ve beğzgili Sesi'oldü! —- Aman;yarabbi!. 'Hemiz (5söğla. uykusuna doyamadılar,.. Böyle has tabakıcı, böyle hademe olur muy - muş?,.. Bizi - öldürüyorlar... Buz torbasında bir parça buz bile kal- Madk..; Simon dilini kuru dudakları üs - tünden geçirdi. O da, bu hasta gibi,, kuvvetli bir sesle konuşmağa gay. ret edecekti. Kendine kuvvet ver. mek ve sesini iyi işitmek için göz- lerini yumdu, ve büyük bir gayret sarfederek zahmetle şu sözleri söy- liyebildi: — Niçin.., Niçin hâlâ bu buz tor- balarını karnımıza koyuyorlar a . caba? Sarfettiği kuvvet, onun sakalı u. zamış yüzünü biraz pembeleştirmiş- ti, , — İşte bu lâzimmiş, ne bıleynn ben!... Simonun elleri —şimdi rehavetle çarşafm üstünde hareketsiz duru - yordu. Öteki de yataklarım Birinde bir cibinlik altında yaâtan hasta, kı- sa bir süküttan sonra sozüne de - vam etti. ' , : — Benimle kimin konuştugunu bilmiyotum.., Ben senin sedini şim.: diye kadar hiç duymamıştım, * | Simon ceyab vermiyordu. Şimdi başı yastıklara daha fazla- gömül- müştü. Artık çocukluğunda işittiği o sevgili şarkıyı içinden tekrar e- debiliyordu. 4 Birden üunutmuş - gibiydi, H'albukı onu Hatırlamak istiyordu. Çünkîi ancak © şarkı, bu söylenen adamm sesini öldürebilecekti. Bu sös: | — (Belki de hapishaneden getır— diklen lıaata sensin, diyordu, i Vakıâ burada hepimiz nâmüslu adamlarız sama hapishaneda eziyet çeken ım.—aaxılaı*a karşı “da büsbütün merhametsiz ve alâkasız değiliz. Orada ne çile doldurulduğunu ta savvur etmek güç bir şey değildir. Simon, boğazınm dömir bir pen. çe ile sıktıldığını zannediyordu. Ar. tık istemiş olsa bile cevab verecek halde degildi Konuşmasma imkân DERVİŞ| -e — « imonun I__ u ; Vumruğu yedikten sonra ayakları dibine perlşan bir halde serilmiş olan adamın müthiş hayali bile hiddelini teskin edemiyordu. yoktu. Biraz evvel kendisini iyi zannetmişti, yeniden hayat buldu - ğuna kanidi, Halbuki şu anda zaaf ve halsizliğin, eski ve kirli bir el - bise gibi vücuduna sarılmış olduğu- nu hissediyordu. Onun ağırlığı a. tmda eziliyordu, Öteki fütursuzca devam etmekteydi: — Sari bir hastalığa tutulman i. yi olmuş, yoksa oradan kurtula - Mazdın, Yine hapishane hastanesin de kalırdın... Bu da bir şans. Bu- rada sizden başka kimse yok, Sen, yalnızsım, ben Coloniale'denim, Ora da hayat pek zor değil mi? j 'Dehşetli bir hiddet Simonun kal, bini altüst etmişti. Çılgınca ve Ü . mMmitsizce çırpımnan kalbinin atışlarını |şakaklarında, boynunda hissedi - yordu, Eğer biraz kuvveti olsaydı, yerinden fırlayacak, — yumruğunu kuvvetle bu geveze herifin tma indireceki. Tıpkı kendisini beş Sene evve İtahkir eden o budala ser şeriye yapığı gibi.., Ve yumruğu yediken #onra ayak. ları-dibine perişan bir halde seril. miş olan adamın mühiş hayali bile Şimdnun hiddeini eskin edemiyor - dü. Henüz biraz evvel hafiflediğini, npnona iöRumwez nun3npinao SAaAny şimdi bir külçe demir gibi ağırlaş - mışı, Simon büyük bir güçlükle eli: fi alnıma kadar göürüp, soğuk ter. terini sildi, - Evet, bu adamın biraz evvel söy . [edıgi gibi, hapishanede hayat pelr Zordüu! Hapishane! Evet bir tek a - Şaç bile bulunmayan, bir çöl orta- sında, âancak süngülü at&kerlerin a . rasında geçilen »kapisinımn — üstünde “askeri tevkifhane,, diye yazılı o . fan yere bir hapishane de denilebi. lirdi! İşte Simon orada tam beş se- üe geçirmişti. Fakat artık zamanı tamam olacaktı.., Belki olmuştu: bi- le! Öyle ya kaç aydır hasta:yattı - inı Bilmiyorken,., Belki bu hasta. Bura- ; * hğı esnasında müddetini tamamla . nuş bulunuyordu, Orada kendine giydirdikleri numaralı ceketle kas - keti artık başkasınım olacaktı, ol emindi... Bu ceketle kasket — uzun müddet sahipsiz kalmazdı! Simon bu cekete sahip olacak a- damı düşündü. Ve hıçkırığa benzer boğuk bir gülüşle güldü. Kendi he. sabına o artık kurtulmuştu, hürdü! ATAKHANEDE, hastalar bir, biri arkası sıra uyanmakta | gibiydi, ki komşusu onun iyileştiğini gördü- ğü için ona böyle bakıyor ve gırt . lağını sıkan pençenin ağırlığı gitgi. de daha azalıyordu. Şimdi biraz da- ha rahat nefes almağa başlamıştı, O da komşusuna bakıyordu. Evet kendisi de onun gibi genç ve güzel bir delikanlı olmuştu. rgibi,bulyorldyşüşy Liseden sgonra, Pariste bir talebe olarak Karitelandda yaşadığı zama, nt hatırliyordu. Saadetten sarhoş Babası Parası vardı. ona idiler. Artık yataklardan sesler yük | Lahsili için para yolluyordu. Daima selmeğe başlamıştı. | Hastalar ya -| koltuğunun altında gezdirdiği ki - taktan yatağa konuşmağa başla - * tapları öküyacek vakit bulamıyordu. mıişlardı. Şimalli bir delikanir başma lejyo. nerlere mahsus atkıyı, bir sarık gibi sarmış, yatağında oturmuş, kemali diddiyet ve ehemmiyetle ayakları - nn tırmaklarını kesiyordu. Nekahatteki hastalar — yatağında yatamaz bir Senegallinin karyolası başında toplanmışlardı. Bu inleyen, kıvranan bir zavallı idi, Sesi arada bir yükseldikçe, yanında duranların araşımda muvakkat bir sükün olu. yordu. Yanmdaki yataklarda yatan lar ona dehşet ve korku ile bakı - yorlardı. Simonun sağındaki yatakta yâtan genç bir sipahi ona çekingen göz . lerle bakarken, mütemadiyen elleri. ni kolonya ile uğuüşturuyordu. Simon yatağmda, kendinden geç- kin bir halde, gözleri kapalı yatar. ken bu kadar korkunç değildi, Hal- buki gözleri açıldıktan tonra çeh . retine tuhaf ve korktunç bir gölte sökmüş gibicdi, Genç sipahi ona ba karken kendi annesini düşünüyor. dı. Eğer o, oğlunun böyle bir ya- tak komşusu olduğunu bilse acaba ne yapardı? Halbuki Simön kendine bakan bü genç sipahinin nazarlarındaki ma . nayı anlamıyordu. ÜO zannediyordu Bu yeni eğlenceli hayat onu birden bire baştan ürkarıvermişti. Ve gü . nün birinde ona artık para yolla . madılar. Çünkü tahsil etmiyordu. Parasız kalmca köyüne de dönme - di, Buna cesareti yoktu. Ârtık ora. da yaşıyamazdı,. Babasmın yazdığı mektuplara cevap bile vermedi, Ve günden güne sukut etmeğe başla - diı. Enerjik olmadığı için indiği bu merdivenlerden bir daha yukarı çı. kamadı. Bunları düşünürken Simon hep genç sipahiye — bakıyordu. Deli - kanlı bu nazarların altında rahat - sızdı.. Kolonya şişesini başucundaki küçük masaya bıraktıktan sonra cibinliğini çekti, fakat yatığı yerden « taplr tehlilteli bir hayvana nasil bakılırsa « Simona bakmağa devam etti. Şimdi Simon ona arkasını çe . virdi. Bir an başı şiddetle döndü. Gözleri kaerardı. O kadar ki şimdi tendisine gülümsiyerek bakan #ol |taraftaki hastayı bile gövemiyordu. Gözlerini kapadı, Şimdi içinde tuhaf bir tiksinti vardı. Bu tıpkt Pariste sonra Marsilyâda düşmüş olduğu muhitte ilk tutulduğu hisse benzi - yordu, Hani biraz evvel hissetmiş olduğu o 'rahavet nerede kalmıştı? Nerede idi yeniden bulunmuş haya- AÇA FN 1 | | rette iğrendiği bir fahişenin gülü * | Simonun gözü önünde, #imdi humi * tın sıcaklığı? Şimdi sefil zavallı vü- cudu katı yatağm üstünde titriyor. üşüyordu. Elleri, hayatı tutmak İS“ ter gibi, tekallüs ediyordu. Galiba yatak komşusu ona bif şeyler anlatıyordu. İşte gülüyordu." Simon süküt ve sükünete muhtaçt) Onu istiyordu, Halbuki o budala bif Anlamıyor, gülüyor, gitgid? daha yüksek bir gülüşle gülüyordü- Bu gülüş ona, henüz fahişelerin pâ: rasile yaşamağa başlamadan evvel tanıdığı ve kendisinden dehşetli SU- sünü hatırlatiyordu. h.... Başucunda- gülen © kadm * dı! Böyle başuctunda gülerek, ötle * kileri, o sevgilileri uzaklaştırıyor onların kendisine yaklaşmasına Mü- ni oluyordu. Şimdi bu menhus kâ * dım burada iken öna kim: “Allahâ” ısmarladık küçük kardeş...,, diy? şarkı söyliyecek?! | Buz gibi terle islanmış kim kurutacaktı?.. Şimdi annesinin yüzü, gözleri 5- nünden gitmişti.,. Tıpkı babasm““ hayali gibi bu hayal de ölmüştü« wzun“ manın yarattığı, karanlıklat içinde” | "“Üzülmüş müphem gölgeler vardı!'” ASTABAKIİCI — yatakhaney? girdiği zaman genç sipahi ** na bir işaret etti. Simonun . artık Z"““_H tağında hiç kıpırdamadığıni farket” mişti. ! Harteobalter Elmenun Üzerine © * Tildi. Sonva lökasıt bir el İle bu t77 kallis etmiş yüzün üstüne ı:srff“fri çekti, Genç sipahinin, bir yüktef kurtulmuş gibi hemen hemen mell: nun bir sesele sorduğu: j — Ülmüş mü? Sualine: — Bü büyük bir kayıp değil, Ce vabmı verdi,

Bu sayıdan diğer sayfalar: