k e #İmdi bu define adası ma, © tehlikeli safhasında , Bu adaya, bütün teh iy aze slarsk gelmişti, Fa - bir şeyle karşılaşa” İİ düşünmemişti. kü , engin deniz ortasin - Adadaki, mağarada, yer bügün cinsi bulunmayan, ik lerce #ene evvel yaşa - a vela karşılaşmak ki -| gelir? : 8ibi, her ne olursa olsun a, ya atılmak isteyen ada” © & küçük ihtimsileri bile Plân kuran bir coğrafya bile define adasmda rino- denilen bu dev büyüklü . hayvanla karşılaşmak ak- EZ... beraber, belki bir coğ- — bu ihtimali düşünmüş İN, okonderosla karşılaştı. hayretinden no yapaca . * lir, Fakat, Tarzan, böy ğe biç aklıma getirme - ağ halde, şaşırmadı, Soğuk kaybetmedi ve kendini kin müsait hir köşe bu “ ar hayvanın önünden #onra, | | geri k. | eros, © kadar ikinçi) NE olmasına rağmen, çok a-! Atl olduğu için, bu cihet. den kaybediyo: * © çevik vücudu tle, bir a dir rüzgâr gibi uçmuş Yranm önünden uzâklaş- Ke İlkat, yürürken kemikle” ty değerek garip sesler çı N hayvan, ancak yerinden tee kıpırdayabilmişti, Dal görünce, karşısın . ye birdenbire İ im zannetiği kadar teh- olmadığını anla” , , ayvanın yanma yaklaş- t sine düşmemek iâ . rinokondero8 o insanı ik bir hayvan de - kendini biraz emniyette ta, rafına bakındı. Evvelâ, bu, eski bir saray avlu- tı, kısmmı gözden ge- Mk kalım sütunlar üzerin, ge çevrili garip bir Bimdiye kadar may - yla kimseye rastgelme - böyle bir inan eseri 9 da hayli garipti . “ Deraber, Tarzanın de - ayak. ibtimali daha fazla İş Yordu, Çünkü onlar, çok © burada (O yaşiyan Da, Biraktıkları eserleri ve Memleketin kral sarayın *w arıyorlardı, Na bade eskiden yaşa - a, Sarayı idi. Binaena- Me de her halde burada pm al ayaklarının ayarda, r mazdı,. Çünkü hayvan, onun &a - kin bir halde durduğunu görür gö mez derhal üzerine yürüyecek, ya- yaş yavaş da olsa, onun yanına ka. dar gelerek üzerine saldıracaktı, Tarzan, bu dilşüncelerle kapıya doğru baktı: Kaya Gülleyi arıyor- du, Bu zeki maymun ne olmuştu? Tarzanin arksamdan gelmiş olsa şimdiye kadar içeri girecek ve her! halde, canavarı uzaklaştıracak bir çare bulacaktı. Hiç olmazsa Tarza- na yine bir yardımı dokunurdu. Halbuki şimdi Tarzan, tamamlile yapa yalniz kalmıştı. Ne yapaca. ğını bilmiyordu, Aksiliğe bakın ki, rinokonderos, yavaş yavaş Yürüye, rek mağaranın kapısına kadar gel- iru çekerek kapının önünden simsk Tartan, onu böyle kendisine doğ. sonra mağaranın Öbür tarafindan dölaşarak dışarı çikmak istiyordu. Canavar ona doğru bir iki adım atmea Tarzan tekrar geri çekildi. Ö zaman hayvan bir iki adım dahe yaklaştı, Şimdi Tarzan, mağarayı eksi İs- tHikametinde duvarları takip ederek yavaş yavaş dolaşıyor, hayvanı de yavaş yavaş peşinden. sürüklüyor * du, Nibayet, öbür taraftan dolaşa - rak, kapınm önüne kadar geldi ve bir sıçrayışta kapıya doğru atıldı. Fakat, sıçramasile gerilemesi bir oldu: miş ve iri cüssesi İle onu kapatmiş- tı, Mağaranm başka kapısı da yok- tu. Hulâsa, Tarzan bu arada tam Mağaradan avluya giren kapı ân, karşısında #on derece korkunç bayvandı... Tarzan, evveli ona doğ” manasile hapsedilmiş kalmıştı. Tehlike sade bu kadar olsa, Tar. san belki bir çaresini bulur, kur - bulundu, Esasen, onu düşünüyordu. Canavar. yavaş yavaş yürliyan bir ru yaklaştı, Rinokonderos onun bir gey çıkmıştı, Bu, rinokonderosdan daha küçük fakat daha korkunç vö daha garip bir mahlüktu, Vücudu tıpkı birin - (491 giğiyat. Fakat surata yoh dere- se.iğ vo korkunçtu. Başında saçlar ğiken diken olmuş, gözleri ateş pilakürüyordu, Elinde de bir kendisine geldiğini görünce o. ta - rafa doğru ilerledi. | l İse, onu kovalamak için | Boş kafalı ! Koca Dana, Mikiye rastgeldi. A- ct act sikiy — Dündenberi Ördekle konuş . müyoruni. — Neden? — Bana “böş kafalı, dedi! | — Haltetmiş 0! Senin bilâkis ka- fan dolu. — Bravo! Zekâ ile dolu değil mi? — Hayır, samanla dolu! i İ İ kli mekine adamlar | | KURNAZ CÜCE! | Karbeyaz, Yedi cücesinden birine | rastgelmişti, Onun çenesini okgndt, Sonra: — Seni bugün hasta gibi görü - yorum, dedi. Nen var? Çocuk güld — Hasta değilim ama, öyle gö. rünmek istiyorum. — Neden? — Senin gibi, pamuk kızlar çe - nemi okşasın diye! HABEP ÇOCUK SAYFASI | | Bilmece kuponu 9 HAZİRAN .— 1939 kama tutuyordu. (Devamı var) |. Bilir misiniz ? Makine insanlar ne zaman icat edildi ? Bügünkü fen nin insanı en faz la Hayrette bi » rakan eserlerin - den biri de, şüp . bhesiz ki, makine adamlardır. Fa - kst, bunlar yeni düşünülmüş şeyler değildir. Çoktan | beri düşünülmüş hattâ, ilk makine adam sayılabilecek bir makine bun dan tam iki yüz sene evvel yepil - mügt 1738 senesinde bir Frans mü -| hendisi, k sonra kendi! kendine işleyen ve muhtelif hare -| ketlerde bulunan makineler yapmış» | ti, Bunlardan biri şatranç tahtası - nın başına geçip mükemmel şatranç oynuyordu, O saman herkes buna saşmış ve nasıl işlediğine bir türlü akıl erdirememişti. Şüphesiz, büzün. onlardan çok ve çok mükemmeldir. ulduktan | BİLMECE | Bir orkestra grupu konser ver- mek üzere seyahate çikar, Ve bu seyahat için de bir otobüs kirnlar.| lar, Fukat ortâda halledilmesi icab | eden bir mesele vardır. Eğer #ak.! #afoncu ve boruzan gelmeselerdi! seyahale çikanların birer lira faz- la vermâsi lâzımdı. Ve eğer gelme, yen Üç kemancı gelmiş olsaydı bu sefer birer lira noksan vereeekler- di. Acaba seyahate çıkan muızikaci. Isrin adedi ve herkesin verdiği pa. ra mikdar: nedir? Bunu doğru halledenlerden birin- ciys bir konsol saati, ikinciye bir eibise kemeri, üçüncüye bir #46 kolonya ve ayrıca 200 okuyucu- farki l Miki deniz kenarından dönüyor » du. Arkadaşı merakla: — Nereden? diye sordu. — Balık avmdan. — Ya? Epey bir şey tuttun mu bari? — Çok! — Hani nerede? — O kadar çok ki, taşıyamadığım için hepsini tekrar denize attım!, MAŞALLAM Karabaş, arkadaşı Yavru Pille karşılaştı, — Merhabe, dedikten sonra ilâ- ve etti: — Bakıyorum gün geçtikçe biraz daha büyüyorsun. Yavru Fil: — Evet, derli, artık ' #tadyomda maç seyrederken ayağımın Altına şapkamı koymuyorum. Bu hafta “baka İm ne çikacek,, eğ pacağınız İş gayet basit, fakst mukabil gu iz resim elde edeceksiniz. Bunnu içir, çigi - ler arasındaki yerle ra göre gu şekilde boyayacaksınız: O lâ işaret ödilmiş yerleri açık mavi, 1 leri koyu mavi, 2 leri koyu kırmızı, 3 leri sarı, 4 leri kah- verengi, 5 leri koyu kurgunl, 6 ları koyu yeşil, 7 leri yeşil, 8 leri menekşe rengine boya - yın, bakm ne güzel bir resim çıkacak! DOĞRU! ektebin ilk sınıfmda, Mual, lara harfleri öğretmişti, Mektebde birinci smıftan beri syni mevkii muhafaza ediyorum. — Ya! Sen de mi hep sia? — Hayır, sınıfta hep en son se rada otururum. birinci- den birine sordu: — A dan sonra hangi harf ge- lr? Zeki çocuk şu cevabı verdi: — Alfabedeki bütün harfler €- adim! Doğru bir cevab değil mi? u GÜZEL BİR CEVAB! Ba! oğlunu paylıyord te Nekadar çok konuş Be çok Sual soruyorsun! Ben senin DEMİRBAŞ! Demiralp her sene sınıfla birin- eldir, Bunu geçenlerde yeni tanı- yaşındayken babanı hiçbir gey 80- rabazaIBA, Çocuk: — Keşki sorsaydın, dedi. Şimdi berim sorduklarıma cevab verebi . Dedi. | lirdin. dığı bir çocuğa anletiyordu. O çö. cuk: — Ben de öyleyimdir. ” #Ne'garip şeyler ! * Sakm aldanmayın! — İnsan yüzünden ne adam olduğu belli o. Tur derler. Bu söz ekseriya doğru- dur, Fakat yiz İfadeleri her zaman bizim bildiğimiz gibi değildir. GüL mek, biddetlenmek, sevinmek, mü- teessir olmak, yüzden anlaşılır. Li- kin, bizim görmeye alıştığımız ve bu halleri gösteren yüz şekilleri an cak bizim memleketlere hastır. Bir çok diğer insanlarda yüz şekilleri başka başkadır. Meselâ, şuradaki iki Çinliye ba. kım. Yukardaki ağlıyor gibi, değil mi? Hayır, onun bu, hayret edi- şidir, Gözleri çekik çekik olduğu çin, hayret ettiği zaman ancak bir az büyür, yuvarlanır, Asil bir Çir- lide ağlamak veya tessstir ifade €-| den hal aşağıdakidir. Dikkat edin: adam dilini çıkı mış. Halbuki, bize biri dilini çıkar- sa bizimle alay ediyor sanirız, de. ğü mi? Onun için, Çine giderseniz veya bir Çinliyle karşılaşımsanız. bunlar * Değirmen taşlı ağaç! — Ağa- Fakat, gök hoşluğunda daha bir em alt tarafındaki değirmen taşı, İğok “güneşler” vardır, Bunların da ni görüyor musunuz? O taşı vakti- | etrafında bizim güneşin etrafında İe toprağın üzerine koymuşlar, Joldağu gibi birçok yıldızlar döner, Taşın deliğinden, tesadüfen bir > er v fan bitmiş. Büyüdükçe tagı ye .|, 210, vu “ğer Güneglerden bizi — i vardır ki, bizim güneşin üç bin mis rinden ka , onu kendisile belma Resimdeki büyük yuvarlak © e le #eltmiş, bu suretle İ güneşi, sağ taraftaki uşağı köşede M8 eğlen YAD, kl ufacik nokta da, ona nazaran ci | bizim güneşin ne kadar küçük kal ikar, Fakat, İdığını gösteriyor! Eğer bu güneş, Sıcak deniz. 'bizim dünyamızm elvarr gelse, yıldızlar arasındaki mesafeyi doldurur . Ekseriya bir istiridyenin içinden bir iki inci çıkar. Halbuki, cenubi Amerika sahillerinden birinde hir' Resmini gördüğünüz bu garib ara- inci svcsı bir istiridyenin içinden|ba bundan otuz sene kadar evvel tam 152 inci çıkarmıştır. Buna is. İşimal kutbuna giden bir keşif he- tiridye değil, inci kutusu demek da İyeti tarafından yaptırılmıştı. Te . ba doğru olmaz mı? kerleklera dikkat ederseniz görür. * Güneşten iç bin kere büyük — /sünüz: tekerlek yerine yidalı çivi Bizim dünyamız ve diğer birçok| gibi bir şey var. Bu, buzların üre- yıldızlar güneşin etrafında döner,İrinde kaymüamak için böyle yarı, bunu biliyorsunuz. Yine biliyorsu - | mıştır. Bunlar dönüp buzlar gir nuz ki, güneş #on derece büyüktür) dikçe araba İlerliyor ve ba suretle İÖ önel kutusu! — Bilirsiniz dı bet istirlâyenin deği! lerde ve inci istirie ma yesi denilen cins ibize en uzak * Buz Üzerinde giden araba — muza da mühtelif hediyeler yerile- aklmızda bulunsun, sekm elden -!ve dünya onun yanmadan bir nokta/araba için kayma tehlikesi kalmi, cektir, mayın, İ gibi kalır, iyor,