—- TÇ ——— a F7 T — FERET ” T —— — —e —- HABENR — Akşam Fostası 10 HAZİRAN . — 1209 -CC d Fasulyenin tazesi ve kurusu Yozan : Ori. G A, ! ' SIİ' Valah İSI'BF İStüSkan Kuru fasuülye kış ve yaz Karı koca konuşuyorlardı. Erkek| İki arkadaş konuşuyorlardı,; Bi-| Karısının israft adamcağızı kül Genç fğik — nişanlısmım — yüzlüne velinimet olduğundan — elbette Y hir arâlık! risi sordu! ediyordu. Nihayet, vaziyetiiona an- büyran' bayran baktiktan Honras tazesiniden daha mühimdir. Fa- — — Kadmlar asla sır tutamazlar.| — tnsanınm yalan söyleyip söy - |latarak nasihat etmek — lüzumunu kât tazesi de bu mevsimde de“ — Dedi. z lemediğini meydana çıkaran maki. | duydu: — AHh şekerim, dedi; şimdiye ka ğerli bir yemektir. Bir aralık — Earısı hiddetle ağzından bir sır İneler vamış, öyle mi? — Earıcığım, Sen alelâde bir ban | gap hiçbir zaman senin gözlerini taze fasülyenin terkibinde çok- Bir Kaçırdı : Öteki içini çekerek cevab ver - |F9 Mmemurunun karısı - olduğunun | h4 kadar hulyalı ve rüyalı görme- ça oksalat vardır, rümatizmalı - — Tüutabilirler. Meselâ ben, 28 di: farkında mısın? ralştim, 4 j aklayıp du - ea ! | yaşımdanberi yaşımı saklayıp du << Pyteolü G0nüü içinir tekedr. Elbette hastalara dokunur diye adı çık- mışsa da idareli ev kadınının Ş Beyorum, li C şine şaşmadı mı? K Fakat _h”'*kâtm bunu göster.| Genç kız esniyerek mukabele et- farkına varmadan yaptığı bir — Fakat günün birinde söyliye- 4 K miyor, Terzinden gelen hesab pus- | ti: iş o rivayetin haksız olduğunu O ceksin. — Şaşmadı, çünkü işimi terke - |1 gmma bakanlar senin banka kâti- meydana çıkarmıştır. Bu kadının kolası taze (â- sulyeyi çok sevmekle beraber rümatizmalı olduğundan hekim” ler fasulyeyi bir kaç defa yıkattıktan sonra pişirterek yeme- 4 ; “ sine müsaade ederler. Kadın, hekimlerin dediğini yaparsa da ’ | fasulyeyi yıkamak için kulland'ğı suyun kaybolmasına acıdı- ğından, haşlanmış fasulyeyi kocasına yedirmeden önce, onun süyu ile yaptığı çorbayı içirmeği âdet edinir ve bu âdet her gün devam eder. İdareli ev kadınının kocası bir taraftan ok- salatsız diye bildiği haşlanmış fasulyeyi yer, bir taraftan da oksalatla dolu zannettikleri fasulyenin suyundan çorbayı içer ve tabii, rümatizmalarının geçmesine de hiç bir şey mâni ol" maz. Bu meşhur vak'a üzerine 'de taze fasulye rümatizmahlarf dokunacağı şöhretinden kurtulür. Zaten başka hiç bir türlü hastaya dokunmasına da bir sebep yoktur. | 'Taze fasulyenin terkibindeki sü öteki sebzelerden bir çoğuna nisbetle az, şekerli maddeleri hatırt sayılacak derece- de, yüzde 7,4 ve yağı pek ehemmiyetsiz olmakiz beraber, albümini yüzde 2,5 nisbette olduğundan, hele sadeyağla yahut zeytinyağıyla pişirildikten sonra insanı beslemeğe de hizmçt eder, Fakat taze fasulyenin kıymeti daha ziyade vîtamînleri!.ı - den gelir. A vitamininden 1000 ölçü verdiği gibi B 1 vitami - ninden 30, B2 vitamininden 27 ölçü, C vitamininden ide 13 miligram getirir. Demek ki hem mikroplu hastalrklara kar:'j mukavemet etmemize, sinirlerimizin müvazenesine, yediğimiz şekerlerin vücudumuzun işine yaramasına, hem de çocukların kemiklerini ve dişlerini düzeltmeğe yarar. Madenleri de - yalnız manganez müstesna olmak üzere “ tamamdır. Yüz gramda miligram hesabiyle, 30 kükürt, S0 fosfor, 23 klor, 15 sodyom, 260 potasyom, 25 manyezyom, 40 kireç, 0,9 çelik, 0,18 bakır ile 0.032 iyot vardır. Hele bu iyöt maddesinden dolayı taze fasulye âdeta bir define sayılır. Çünkü iyot maddesi beynimize ve karaciğerimizle nesic- lerimizin hepsine lüzumlu- okluğu gibi tiroit guddesinin en mühim ufsurudur. Bu güddemizde, bilirsiniz ki, bütün vücu- “dün beslenmesine, zekâyd ve bayanların güzelliğine hâkim olan hormonları verir. Demek ki bu madde hayatın en mühim Kazazede kadın Üzülme f udlııı lbet bizi bulup kurtarı p işlerini temin eder. Onu bize veren sebze de elbette pek kiy- KUNT va l b seedÜ h Na KŞ metli sayılır. YAT NĞT AMĞT U DĞT ) Jaelüm bu derecesini bize başka sebzelerden pek azı vere” bildiği gibi o kadarını fasulyenin kurusunda bile bulamayız. î ed İ kOd U &af | Da ktııo Ondaki yüzde ancak 0.002 miligramdır. Fakat kuru fasulye vücudu besliyecek maddeler bakı - — Asla! Ben bir sırrı sekiz sene | deceğimi o benden evvel biliyordu. |biyle değil doğrudan doğruya ban.| — Hiçbir akşam evimizde. bu! "'muhafaza. edebildikten sonra artık| — Var tabil, ben öyle birisile ev | kayla evelmnmiş olduğunu sanır - | kadar geç vakte kalmamıştın da o. — bir daha söylemem, lendim! lar! nun için! | — Bayan Fatma pek mi geveze.| — batron, kızm : Ş sdir? sebeüyle’teı-tib Iîttîğiğiğ;ioyîu;ı?i b Kâzım, arkadaşmın yazıhanesine mindan tazesiyle kıyas edilemiyecek kadar zengindir : Yüzde z ; garüe : : İ x ; i ümin. dan dolayı kurü - Ça ıı'ıti_' âî î: ;'füîınîîîj ğîezîöî; ;îî _esseaesmdekı memurları da çağır . î;îğçîîa:uğîu GGT 1 Ş:.îş;:;i:ı;ş::dîîî:;:t'î zeî:tiaı'nmm"ı Yo ı — dikkat etmediniz mi, dili gî-'lneşt*'m1mdrrıilıIş ğI ğiîçkîîmnlîn;îsdîîı;î — Hayrola, nen var? 'Taze fasulyede B1 ve B2 vitaminleri fasulye kuruyunca O kıpkirmizi olmüştü. kKonüşurken — Karımdan şikâyetçiyim! | yüzde nisbetiyle artarsa da onlardan daha mühim olan A ve : — Bizim patronun göbeği yerin- — Ne yaptı? C vitaminlerinden kurusunda hiçbir şey kalmaz. v Na ğ dedir ama, dedi, aklının yerinde ol — Buradaki daktiloyu değiştir. Madenlerinden de, kuruduğu vakit, kimisi çoğalır, kimi- K dağlin iidin Bğeniee di. si azalr: Yüz gramında kükürt 220, fosfor 400, lîl" zs:ksîc;' w" ge a ada Yaslürm çatiı . M Bari yeni gelen dakti_lon nâ- yom 40, potasyom 1.000. manyezyom 150, kireç 140, çelik 7.4» ğ : — Benim kim olduğumu biliyor | sıl? sarışm mı, esmer mi? bakır 0.09, çinko 2, iyot 0.002. Bi Gi v — Cascavlak kafalı bir erkek, Fosforla kireç kurufasulyede daha çok olmakla beraber b ğ..-"' - | — Hayır efendim. > ikisinin arasındaki nisbet bozuk olduğundan taze fasulye dah_ı'ıl | a — Ben patronun karısıyım. 4Rontgen MEÜİSEMeİ . Certu yeyee Ta rd az fosforu ve kireciyle çocukların büyümelerine ve kemikleri” .| 4 İ ” | Patavatsız genç kızardı. " Fakat :;îığî ıî:l.:îüdn) — ÂAy, bu be. nin sağlam olmasına kuru fasulyeden daha faytdalı olur, İ Ğ İ çabük kendini topladı: b — Demek o güzel işini terkettin? A 2 | — Öyle mi efendim? Peki siz bes | — FKS Piandür u ieç '. : x- |rim kim olduğumu bilmiyor musu. | (! : )___.:-_Ğır;—ı_._ e |nuz? ' Zamane M SAT IN A (e — Hayır. , " Ö- SA b aa Delikanlı, dansı yarıda bırakarak Yaşlı kadın, komşunun çöcuğunu salondan çıkarken cevab verdi:; — Allaha şükür ki bilmiyorsu - nuz! azarladı: — Böyle cigara içmekten utan. miıyor musunn Çocuk özür diledi: — Biliyorum Teyzeciğim, Fakat ne yapayım, babam piposunu sak- lamış! h Uşak — Telâşlnnmsymız' efen - - dim, Bugün pazar olduğu için ge- — len herhalde alacaklı değildir. — Fransız karikatürü — Amerikan ' Talebe Tıkrası Muallim, smıfa geç kalan tale . » — . besini azarladı: Tayyare düşüyordu. — Yolcularır | ee N abiztn . GA 5 N i ! Te — — BSenin burada saat dokuzda telâşını gören pilot onları teskine | — Ne diye balta kullanmıyorsu, Manzara " bülunman lâzmmdi çalıştı: nuz? İş daha çabuk biter. ı Talebe bu işe şaştı: — Korkmayın canım. Düştüğü- | — Biliyorum, Fakat ben saat he- Yolcu hayretinden az kalsm kü. BUK? HL çük dilini yutacaktı. Otelciye çıkış- t — Ne? Bir otel odası için gece de yedi buçuk lira vermek ha? Ö: lur şey değil! Bir Niçin? Beni arfyan mr oldu? müz yer kauçuk ağaçlarile dolu! —sabiyle para alırım. * ! Ötelci: — Fakat efendim, dedi, bu oda. | nn penceresinden gördüğünüz men zara yedi lira eder. Yolcunun hiddeti yatışır gibi ol- : * du: — Pek âlâ öyleyse, Ben size ya. rım İira vereyim; hiç pencereden Vi Haa oli K : bakmaksızm yatar, sabahı ederim. İ — — Yangınla meşgul olacağımıza İstirahat mi ediyorsunuz? YAZISIZ HİKÂYE: Men dakk a dukka! — Hayır, hortumdaki delikleri tıkryoruz. — İngiliz karikatürü * « F £ | Ü AM a -7 Pa dş AATÜDERE N Eı , A ea eli lekki h