10 Haziran 1939 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

A %u*" POSTASI ve Weşriyat Müdürü Hasan Rasim Us "-.İ“ağ EVİ : Istanbul Ankara caddesi Ya TT Talgeat adrasi * İstanbul HABER İdaş SST telefonu: — 23872 — | * & 37024370 Ç 4 lân z wl“öhl.ııâıııııııs ı İ :—'“ ıı.ıuı gee : Gük | YA00 Ka — 2100i Ğ Sarmısak EKİM olmadığım — için sar Misağın sıhht — faydalarını İ “%ît;nmı rivayete göre çokmuş, T kalınlaşmasına iyi gelir- €ye iyi gelirmiş, daha bil- €re iyi gelirmiş. — Bir bur. bi için sarmısağın koku- ky._mm gayet kötüdür ve hiç İYi gelmez. Yiyenleri - pek %% Etmez: ilk lokmayı yuttu- Ybu daha kokusunu duymaz % 4 yemiyenleri!.. Zannediyorum ki sarmısağın Çi İzerinde de kötü bir — tesiri yryenlı:ı' ağızlarının koktuğu- P insanın ta burnunun di- * M arzusunu izhar ediyor" t İ de insanları biribirlerini da Y EVmeğe teşvik ediyor,onları b HTine ısındırıyordur. Sevdir- İ Isındırmaz olsun!.,. Ye- Bn de kokusunu çekmeğe mec- h bilâkis insan oğlundan so- â' _- tramvaya bindim, ci. ; " ha İçin sahanlıkta durdum. bindi. İlk bakışta temiz "-;_ bir adam, O da ci: * Yaktı ve dumanınt etrafa kOkuyor Dayamlacak şey Ses de çıkaramazsınız. He- yaf î'a% likle, yahut herkesin hür- t.ğ * anı olmak arzusu ile itti- O Şt Verir. “Vatandaşların sarmı ?,.* ı'îkl KaYSErı pastırması ye v'f.ı** D ni yok mu?,, İşin kötüsü | :ı ı&n de hiç şüphesiz ona hak keyfine bak, birader, el- Ö lıhatsxz etmiyeceksin diye ;, M Sarmısaktan vaz mi geçecek- İ doktorlar onun haysiye- | 4 Sihhate nafi — olduğundan ço rlar.z.,, der. Siz küçük dü hîhı Ve sizin tramvayda rahat ra i ,, | *îbi Vayda ne kadar rahat et. v lşte o kadar) gitmenize kqan âdeta teneffüs hürriye- Çh D olan o adam bir nevi i pi kahramanı kesilir. h CıüŞt.ımciuğurrı için — sabret- | raI'W"ây:îl:.eın inmek — aklıma ; fakat vapura — gidi: Ük, Vaktim de azdı. O vapuru — |(t pa bir buçuk, iki saat bek. g .ıhu . Nâçar tahammül et- İN %* iğrendiğimi belli -etme- L mlştım O sırada yanım: andı ir delikanlı pesten şarkı. Kendisi belki sesini çok “3’01" sesi belki de gerçek- Süzeldir; olabilir, ben anla- İ aa GAt tramvayda, sağ tarafır "i t&q kokusu — gelirken hhaî:dan da şarkı gelmesine ül edilmiyor. Ne yapa: I%'“ tfamıraya binerken bur- %&b' kulaklarını da - tıkıyacak VaYda da olsa, — birçok - gürültülerle karşılaşır. kdâ'“rî 9kat kokunun ve gürültü- ü!î'mx vardır. Ben köprü. “î% ıvapurdur. düdüğünü . Otomobillerin çe İk -ııe “Slet'den de hoşlanmam, | " t Üü 3Dalim? otomobildir. ve b_gq y a 1îîırle. , j İğa oOkusu ile şarkı gürül- ahanw değildir. İnsan' sar- Yemeden de karnını dor in de demiyorum.Gece Çocuğu ile beraber YEsln pastırmasını da, tatlısıma — varmcaya Yeceksiniz ki sokakta giden %L N vapurların susmasını etmeğe — mecburdur. Eil'lha'üne itina edebilir. Büs. i *y!e'n:ğinî sarmısakla - pi> Totaliter La Tribune des Nations'dan: Türkiye ve Mısırda Alman ve İtalyan nüfuzunun azaldığını gö" rüyorüz. Buralarda, bütün teshir çarelerine rağmen totaliter devlet. lerin gayretleri boşa gitti, İrak, Suriye, Filistin ve Şarki Erdün gibi arap memleketlerinde de öyle. Yalnız şu fark var, ki; Türkiyede ve Mısırda Alman, İ- talyan nüfuzu çok zayıf bir dere- cedeydi. Halbuki bu arap memle. ketlerinde pekaz bir zaman evve- line kadar faşizme ve nasyonal sosyalizme karşı kuvvetli bir ce- reyan başlamıştı ve Almanya ile İtalyanım büuralardaki — propagan- klacılarına mahirane bir şekilde te- mir ettikleri vasıtalar da çok kuv" vetliydi, O halde bu değişikliğin sebebi nek Arnavutluk meselesi... Hepsinden evvel, Arnavutluk meselesi. İtalyanım — Avrupadaki tek müstakil müslüman memleke- tine hücum etmesi islâm memle- ketlerinde müthiş bir infial uyan. dırmıştır. Bu zalim hareketin a- kisleri henüz kaybolmamış ve Hinldistana kadar uzamıştır. Ge- çenlerde, Bengal dahiliye nazırı Sir Kuca Hâzi Mudrî İtalyanın tavsif edıyordu. Mihver devletlerinin en ateşli taraftarları bile bugün Almanya- nın ve faşist İtalyanın emperyalist maksatlarını açıkça görerek on- lardan yüz çeviriyorlar. Misırda çıkan “Keşkül,, mecmuası geçen- leride bir yazısında şöyle diyor- du: “İtalya bize karşı beslediği sev- giden bahsediyor. Bu, her halde, Arnavutluğa veya Trablusgarpta ki müslümanlara karşı gösterdi- şirtsin; güpegündüz, herkesin yanı- na çıkacağı, tramvaya bineceği 8t rada bundan vazgeçsin, Yalnız ken- dimizi değil, sokakta rastgeleceği. miz, hiç tanımadığımız - adamları da düşünmeğe mecburuz. Kimsenin kimseyi sarmısak yemekten menet. meğe hakkr yoktur — kimsenin de Kimseye yediği sarmısağın kokusu: nu dinletmeğe hakkı yoktur. Nurullah ATAÇ OÖOMİK Şarlonun taklidini dilendiği iddiasile Şarlo Ahmet iİs-« minde bir adamcağız mahkemeye verilmiş- ti. Fakat mahkeme suçlunun Ankara cad. desinde numara yaparak para aldığını öğ- renerek bunda dilencilik mahiyeti gör. medi, Dilenciliğin mukabilinde hiçbir İş yapmadan para İstemek ve almak olduğu kaydiyle adamcağızın beraetine karar ver- di biliyor ki?.. edilir. a Halbuli hâdise basit; Po-İTİKA dçin gösterdiği Buğ .maugıim Mrm' seyahat. dıklerı kîmıeîen bılâkıı kızdırdı Numara yaparak para alan mahkeme- yo verilecekse İstanbulu hapsetmeli. Zira bu zamanda numara yapmadan hangi mu. hasebeciden, hangi borçludan, hangi kira- eordan, hangi taksit sahibinden para alma, Hal böyleyken bizim memurların nu- mara yapanrak para alan bu adamcafızm dilendiğini nereden çıkardıklarma hayret Memurların uzağı gören dürbin me- te! murlar olduğu anlaşılıyor. Zira bu adam. cağızın bütün dünyada dâhi nazarile bakı- lan Şarlo gibi bir artistin İstanbul sokak. devletler ve İslâm memleketleri Bütünteshir çarelerine rağmen totaliter devletlerin gayretleri Türkiyede ve Mısırda boşa gitti ği sevgiye benzer bir sevgi olacak. İtalyanım bütün dünyayı elde et- mek ihtirasnı beslemediğine ina- nan var mı acaba?,, Trablusta, Müsoliniye islâm kı- lcınm verlimesi kimseyi kandır- madı ve bilâkis islâm hâkimiyet ve kuvvetinin timsali olan bir şeyi bir kâfirin kendisine maletmek is- temesi müminleri fena halde infia. le uğrattı. Musolinin, bir aktörün rölüne benziyen bu hareketi bir propaganda — vasıtasından — başka bir şey değildi ve bütün Alman - İtalyan propagandası gibi fena bir maksat güdüyordu. Maksatları açıkça anlaşılan Propağandalar Araplar tuzakla, tatlı sözle el. de edilen zenciler değildir. Şarklı- lar, çok isabetli muhakemelerile İtalyanların ve Almanların nu- tukları, gurur akşayıcı sözleri ve hediyeleri altında nelerin gizli ol- duğunu anlamakta geçikmediler . Simsarların, profesörlerin, —sözde “kültür,, heyetlerinin bir iki av içinde bütün yakın şarkı istilâ et. mesi nihayet arap mahafilinin en- dişesini uyandırdı. Baldin von Schirach'ın — Şamr ve Beyrutu bir sayfiye yapmak israr Göbbelsle sonl ve sön ikisinin söyledikleri şiddet. li ve patavatsız sözler nihayet en |körlerin bile gözünü açtı. Meselâ mareşal Balbonun Mısırda üç gün kalması, herkesi kendi —aleyhine çevirmiye kâfi geldi. Nazi propaganidalarındaki açık maksatlar kimsenin — gözünden kaçmıyor. Meselâ, Arapça “Ahis. salâh,, mecmuası daha geçen gün şöyle yazıyordu: “Alman propağganda naziriı Göb bels 25 bin Almanın müslüman olacağını ilân etmişti. Bütün dün- yadaki müslümanlar aralarına bu kadar geniş bir müminin daha ka- rışmasından memhnun olurlar. Fa: kat bunün Nazi propaganda nazı- rınm ağzından ilân edilmesi bu kardeşlerin hüsnü niyetlerinden bizi şüpheye düşürüyor. Gözü - müzün önünde onlar, silâhları ile, cephaneleri ile bir .askeri sefere gönderilmek üzere hazırlanan ve bir emirle yola çıkarılan bir alay yaparak — Dileniyor!... * * # İstanbul kadı varmış: Vücutlarma eza AABER — Akşam Fostası Rasgele larmda taklidini yaptığımı görür istikbali keşfedip hükümlerini vermişler; İR zat Hindistandaki fakirlerin a- caib marifetlerine dair bir maka- le yazmıs. Bu yazıda Hindistandaki fakir. lerin garib garib itikatları anlatılıyor. Meğer Hind fakirlerinin göyle bir iti- Türk şoförleri gördüm!... duğuna inanıyorum!.. yaradılışı bulunduğudur. bir süratle İnkişaf ettirecek, pek manda harb ve sulhün müşterek büyüğünü teşkil eder, yok etmeğe kâfidir, Türkkuşu meamleket semalarında.. VRUPA şehirlerinde pek çok gezmiş bir dostum geçenlerde Türkün çok büyük bir kabiliyetine temas etti, Zihninde, son günlerin her tarafta harb hayaletleri dolaşan havası içinde gayri ihtiyari mukayeseler yaptığını itiraf ederek dedi ki: — — Bizim şoförlere bakıyorum da dünyada en iyi tank kullanan milletin bizim olacağımıza şüphem kalmıyor!.,. talim ve fjedris görmeden, sırf tesadüfle yetişmiş olan sivil şoförle. rimiz Avrupada gördüğüm bütün şoförlerin üstünde... Bizimkilerde gördüğüıh tehlike aşkı, cüret, meharet ve uzviyetlerindeki yıldı- rim gibi reflekslere hiçbir milletin şoförlerinde raslamak kabil de. ğildir!.. Hoş, ben Anadolunun en bozuk, ölümlü yollarında, uçu- rumlu dağlardan sabah karanlığında uyuyarak kamyon sevkeden Bu harikulâde kabiliyetin ırkımızm mümtaz bir kabiliyeti ol- Uçurumlu dağlardan uyuyarak kamyon sevkeden şoförler sivil şoförlük İçin pek örnek olacak bir şey değilse de dostumuzun bu müşahedesinde muhteşem bir hakikatin yattığı muhakkaktır. O da tehlike makineleri kullanmak diyebileceğimiz bir mekanizisyen için lâzım olan hassalar bakımından milletimizin ırki olarak üstün ybir Biz modern zamana hâkim olan tayyarecilikte de ayni üstün kabiliyetimizin muhakkak olduğuna iman taşırız. Ondan dolayıdır ki (Türk kuşu) ümitliyiz. Bu teşkilât milletimizin bu üstün kabiliyetini harikulüde mikyasında ameli üstünlükler elde etmek yolunu açmış olacaktır. Bu itibarladır ki bir Türk kuşu filomuzun bir memleket turu yapacağını bildiren haberi derin ve hususi bir şevkle karşıladık, Tayyare, bugün, her türlü kıymetlerin üstünde olan memle- ket müdafaası ve münakalâtın Trakibsiz bir vasıtasıdır. kıyet, bugünkü teknik dünyaya hükümran olmak gibi zaferlerin en ; Tayyare memleket müdafaasındaysa ayni zamanda hem-.mü. dafaa, hem taarruzun en yüksek ve ezici silâhıdır. Yarınki harblerdeyse azami taarruz — kudretine dayanmıyan müdafaanın hiç bir manası olmıyacaktır. k Millet halinde düşman ülkeleri üzerine muazzam yıldırımlar gibi boşanmak kudretidir ki düşman değil, düşmanlık hissini dahi Silâh kullanışmdaki mabudea şöhreti ve dünya tarihini yara, ' tan akınları dillere destan olmuş bir milletin bu modern harb ve sulh silâhımı da kullanmakta harikalar yaratacağma eminiz. ' Kahraman gençlerimiz Türk kuşu kulelerinden her atlayışla- rında şanlı bir istikbale atladıklarını bilmelidirler, İ Yazan: M. DALKILIÇ Hiçbiri sistemli bir X teşkilâtımızdan sön derece kısa bir zamanda bütün dünya Ayhni za. ve ideal silâhıdır. Onda muvaffa- H A ıuliero!arık stanlanıyor: eutn “Napolyon, Philby, Lâvrens bi- ze öğretti ki, bazan emperyalist gayelerine varmak için islâm di- nine girmeği en kısa yol sayıyor- lar, Fakat bugün müslümanların eskiden daha fazla gözleri açık; beyaz tire ile dikilmiş bu çeşit ma- nevraları derhal farkediyorlar.,, Diğer taraftan - öğreniyoruz ki, Yakın #-"kta Almanca ve İtalyan. ca yapılan tTadyo neşriyatı da, beklenildiğinin tamamiyle zıddı bir netice vermiştir. Hülâsa, şarktaki Alman - İtal- yan propagandası akim kalmış bu lunuyor. Bu, Roma ile Berlinin de kabul etmiye mecbur oldukları bri hakikattir. Şarki Akdeniz birliği Türkiye ile Mısiır iki büyük Şark idevletidir ve etrafında bü- tün arap memleketlerinin döndü- ğü bir mihver teşkil etmetkedir. Bu memleketleri — biribirine bağlayan iki misak var: Biri Saa- görmez » - Efganistan); diğeri de Arap mi- sakr (Suudi Arabistan, Irak, Mr- sır, Yemen, Şarkt Erdün.) Ne iderlerse desinler, ekseriya biribirine zıd olan menfaat ve his- lere rağmen, Şarki Akdeniz siya- seti birdir ve şü veya bu devletin ayrılması çok güç bir bütün feşkil etmektedir. Her halde, Şark dev - letlerinin Roma - Berlin mihveri- ne veya garp demokrasilerine kar- şt besledikleri hisler ne olursa ol- sun, yolları muayyendir: Büyük, kuvvetli muahedelerle İngiltere- ve Fransaya bağlı olan Türkiye ile Mısır;n takip edeceği yoldur. Geçenlerde, Kudüs müftüsünün nâşiri efkârı olan (Falastin) gaze- tesi, orada neşredilmesi insanı biraz hayrete düşürecek olan şu satırları yazıyordu: “Araplar ÂAvrupa devletleri içir de kendilerine Fransa ile İngiltere kadar iyi müttefik bulamazlar. Şu muhakkak ki arapların istikbali VEOVAFRPAARRARRPRAT ŞAT ÇURRERAARİ GF LÜMT AAA Komik Şarlonun muhakemesi Haber içinde haber ! AZETELERDE şöyle bir Haber okuduk: Kocataş, Taşdelen ve Defneli suları menbalarında yapılmakta olan fenni tesi- fakirleri var!.. ği var: sat ikmal edilmiştir. Bunda ne fevkalâdelik, ne bir incolik Bilâkis İyi bir şey müjdeliyor.., Ga- yet tabli bir haber!... Diyeceksiniz değil mi?... Halbuki bu müjdeli haberin su inceli. Demek ki simdiye kadar bu suları fen- ve cefa veren bu a. damlar, kendi düşüncelerine aykırı hare- ket etmek suretile gürah işlerlerse, İlerde hayven veya tas olurlarmış!... Biz da İstanbu'da bu kadar tramvay- lara. vanurlara biniyoruz. kesinden geciyornz, Ağza konmryacak şey- leri paramızla alm viyoruz. Vücutlarımıza bu hbodar eza ve orfa edivoruz da bizdeki örlere bir gev o'dumu yok. Maamafih yi. ne bilinemez.., İktimal ki içimizde şu Çem- — berli'as buna avkırı hareket etmiş de taş olmuş bir İstanbulludur!... Tünelin turni, tahlil ve a dü K 'Ee (7 . hd ll sinhiler'ine'di a lün a. ni tesisatsız İçiyormuşuz!'.. # & * Bir müjde daha ! İNE gazetelerde incelikli bir haber yazılıyor: Piyasadaki dükkânlar teftiş edilerek muayeneleri yapılmak üzere te. reyağından nümuneler almmış.., Demek: Tereyağ bulmuşlar!,,. Wim dabat misakt (Türkiye, İcan, Tekik, 'îırulmgmasmm sebebi olc:. 0 Motörlü vasıtaların muayeneleri Bu sene plâka numa- rası sırasile yapılacak Belediye, motörlü kara vasıtala. rmin senelik muayenelerine 19 ha, ziran pazartesi günü başlanmasma karar vermistir. Belediye bu sene muayenelerin tamı bir intizam altında cereyanı ve muayene günlerinin Aatlamaması İ- çin yeni esaslar koymuştur. Motörlü kara nakil vasıtalarının muayeneleri bu sene ilk defa plâ. ka numarası sırasiyle yapılacaktır. Her motosiklet, kamyon, kamyo . net, otomobil veya taksi tayin edi- len günde muayeneye gelmeğe mec bur tutulmuştur. O gün muayeneye gelmiyen vasıta seyrüsefer yapa . mıyacaktır, Ayrıca bu hatasından dolayı 25 lira ceza verecektir. Gününde muayeneye gelmiyen na - kil vasıtasmdan geçen her gün için bir lira para cezası almacaktır. Muayeneler aym 16 smdan itiba- ren eylülün ikisine kadar devam e, decekt, 19 hazirandan 24 hazirana kadar motosikletlerin, 26 haziran. idan 10 . Temmuza kadar hususi o- tomobillerin, İl temmuzdan 24 tem rmuza kadar kamyon ve kamyonet. lerim, 25 temmuzdan, 29 temmuza kadar otobüslerin ve 31 temmuzdan 2 eylüle kadar da taksilerin mua . yeneleri yapılacaktır. Muayeneler yalnız Kadıköy ta « rafında ayrı, diğerleri hep Sulta , nnh_mette yapılacaktır. —e Camilerde münhal imamlık ve müezzinlikler Son zamanlarda şehrimizdeki ca- wnilerden ve mescitlerden bir çoğu. nun İmam ve müezzinliği inhilâl et. miştir. Kısa bir zamanda sade Üs- küdar tarafmda 13 müezzinlik in. hilâl etmiştir. Münhallerin doldu . rulması için İmtihan açılacaktır. Alâkadarlar arasmda — imam ve müezzin kadrostunun bir türlü doöl- ma, o2ların fevkalâde azlığı gösteril . mokledir. Filhakika ekseri camile« rin imamalrınm maaşları 20, mücz. zin maaşları 18 liradır. Bununla ba raber şehrimizdeki camilerin pek azmın iİmam ve müezzini asaleten vazife görmektedir. Diğerleri hep vekildir. Maaşın en mühim kıs , mamrı kendisine vekâlet edilen, pe.E “azını vekil almaktadır. —Z Yerli Mallar Sergisi l1 inci yerli mallar sergisi komitesi dün yaptığı toplantıda; serginin açılış gününü tasbit et4 miştir. Sergi 22 Temmuzda Gam latasaray lisesinde açılacak — veal T Ağustosta kapanacaktır. Bügüne kadar hemen resml. ve devlete bağlı mlıesseselerlm ekserisi sergiye iştirâk edecteka ilerini bildirmişlerdir. — | ve hayatr ve Büyük Britanya ile Fronsanın hayatına çok yakındatı. bağlıdır.,, “Misir. Borsası,, gazetesi de bir iki gün evvel şöyle diyordu: “Avrupada tehdit altında bulite tan devletler gibi Mısıir da şuna anaat getirmitşir ki, Roma * Ber Va mihveri ile tek başına yapıla « cık garanti misaklarının hakikatte iç bir kiymeti yoktur. İtimat ve iş birliği için muhakkak bir müş- terek emniyet ve umumi bir gulh siyaseti lâzrmdır. Mısır arap mem leketlerinin başında bulunuyor. Onün düşündüğünü bütün arap memleketleri de düşünür.,, Bugün ÂAlman ve İtalyan propa- gandasımın — hücumu karşısında Şarktaki, hıristiyanlar gibi, müs- lümanlar da gittikçe fazlalaşan bir soğukluk gösteriyorlar. Arap devletleri, katt olarak, Fransa, İngiltere, Türkiye — ve Mısırın yanıbaşında yer alarak, kuvvetle hâkimiyet gayesi güden "herhangi bir teşebbüse büyük bir mukavemet göztermiye karar ver- ruiş bulunuyorlar. h Andre Clo' - | ü bi llli a aei Dd nti MA B p "i H V İlan uef rl 4 d

Bu sayıdan diğer sayfalar: