Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
'Tarzan, karısı ve arkadaşI Define adasma varır varmaz, eueripdekı plânla, aradıkları yere doğru ilerle meye başladılar. 'Yolda Tarzan : ” *N — Etrafta hiç kimse göremiyo rum, diyordu. Yoksa bu adada kar- : mıyacak mi? şımıza yerliler çık îîrî;;ı.'ak etme, dedi. Burasır?t_n ne tehlikeli bir ada olduğunu_ bili- yoruz. Benden evvel adaya gelı_p îie sağ dönmiyenleri cinler yemedi ya-. Ya yerliler öldürdü. Yahut da kap lanlara yem oldular. — — ş Tarzan, en önden ilerliyerek, sık çalılıklar arasından yol açarken: — Bakalım, dedi. Başımıza gele cek ne varsa göreceğiz. Fakat, bi- zim istediğimiz, ne yamyamılarla karşılaşmak, ne de yahşi - hayvan lara yem olmak, Bir kere şu defi” ; sonra da teh- | Böyle bağıran Tarzanın karısıy- e- Fakat, dEdLOPdan 1 ondan | dı. Tarzan ve arkadaşı da, arkala- : »k mu? Bilhassa â5I T F ACKRİ: ilke 3'01? SAT lâzım. ü, |rından gelen bir koşma sesini işit: sonra dıkğaltu ğak o zaman âdeta | mişlerdi. Dehşetle arkalarıma dönüp n bu : 4 Sîîıî-ıtmlîiıi ola . Kendi canları" | baktılar. Ü suzdan başka defineyi de muhaf9zâ | — Gelen kaplan değil, büyük bir | etmek vaziföini imize orangotan maymunuydu. y bulunacağız Bu iri yarı hayvan onları evvelâ T?ı;an' :B korkuttu. Orangotan: gözlen'ni" aç l Doğ'rıı Söyıüyorsunıb_deî;veî mış, yüzü korkunç 'hir halde, üzer- i ir definenin şahsımız Açıki Bi T ! ver olduğunu yatıfack U Bi gözlükleri 3 e Te takın bakalım | Bu sırada birdenbire Veı:peffr ses — Dürün bakayım, dedi. B İuyar gibi ohıırof“';ı;r de taş gibi duklar? Hepsi ol öner inl durdular ve din an, bir ses Be Hakikaten, Uzakt lir fip de bize seslenecek değil Ya, vordu. Herhalde canı man tekrar ses çıka_nr._ n sa gene yolumuza ilerliyelim. tesadüf edersek ne âla. Verper! gittiğimiz istikametten geliyor gi- için anlamak-istiyorlardı. el K aa Kapîân—ggnşor'_-"—"_ a istediği 28” Bana kalır" Ona biydi. Bir müddet daha ilerledikten son- ra gene bir ses duyarak — durdular. Bu sefer: — Durun! diyen Tarzan olmuş- tu. Tekrar bir ses. Verper: — Evet, dedi. Duydum. Fakat bu geçen seferki ses değil.. 'Tarzanın karısı: — Bu bir kaplan sesi, dedi. Değil mi? Buna sanki kaplan kendisi cevap vermek istemişti. Daha yakın bir yerden gelen bu sesin, bir kaplan gesi olduğunda şüphe yoktu. Fakat, öteki sesin ne — taraftan geldiğini öğrenip o yana doğru yü- rümek istiyen Tarzan ve arkadaşla- rı, şimdi bilâkis bu sesin — nereden geldiğini, onun aksi tarafına gitmek Yordu. üş : ; ; îzalı;ıqan sesine benzemiyor ği Bürada bir adam var, yanında da di, Şi bir dumanlı gözlük. Buünları adamın Verper: riçarir el gözlerine takabilir misiniz? ! A Bana dâ öyle gehyoşahşi bir | Bunun için resmi gözlerinizin ö- Fakat boğuk bir Ses. Yîd a kalmıs, | güne yaklaştırmak kâfidir. O za - adam. yahut da burala mensuP | man gözıükleri adamın yüzüne Vahşileşmiş bizim ırkımıza aai göreceksiniz. - bîn « f tay"m edip © S ——— Sesin geldiği tara' Te A gi - tarafa dîğru yürümek ıst;dlleî_ Cesaret meselesi - Fakat garip Ses5, iki Üç k'erı_e SYA Köyün yabancısı idi. Yoluna çı- - Muş, ondan sonra kesilmişti. , kanoğîr yocuğa sordu: Bir müddet, hiç hareket îî;nrîdğî — Burada tehlikeli hayvan var | arının altındaki © a avrum? ğeraîıytîımğmaya çalışarak durup din ğ;cîık: HLAM ediler. Fakat, hiçbir b Saa Ü a a aa D n Bek kor y rnelia ; bi va uzaklar | duğunuza . - du. Garip sesin sahibi ya Ve çesür OleUE li vebilirim: Koç, mıştr, yahut da bir daha se , | kaksanı Dü lüzumunu hissetmiyordu. köpek, kedi, Tarzan: —- .. — Bizim burada olduğumuzu bi HABEFP ÇOCUK SAYFASI Bilmece kuponu 1 NİSAN — 1939 sarmemmeaan MAT j lerine doğru geliyordu. — Tarzanın karısı bir çığlık atarak — kendisini kaybetti ve düşüp bayıldı. Verper, kendilerini — müdafaa için yerden bir kaya paraçsı almak üzere iğil- di, Tarzan göğsünü açmış, — vahşi hayvanı karşılamaya hazırlanmış- K Fakat, maymun — onlara bir iki | adım kala birdenbire durdu, Yüzün de dehşet gösteren bir ilade vardı. Fakat, bu hal hiç de onları korku- tacak mahiyette değildi. Orangotan, yarı insana benziyor- du. Sağ elinde kalın bir sopa tutu- yordu. Tarzana doğru bir adım atarak, omuzuna dokundu ve arka tarafı göstererek — bir şey işaret etti. Bu sırada arkalarındaki ağaçların arasından bir hışırtt duyulmuştu. Sonra karşılarma, ağzını açmış bir (Devamiı var) VAAT ppit İSİR gao ASA ae gy ae KÜ y [ ğunu söyliyerek öğünen bir arkada- şına: ütülemek için çok güzel buldum, rorsun, değil mi? t Kat olmadı. uyursun... senedir saçını hiç kestirmemiş, di- yordu. Şen sözler ; UÜ Kendisinin daima çok zeki oldu- — Ben, diyordu, — pantalonumu bir usul — Yatarken yatağın altına koyu —- Evet. — Ben de ayni usulü tecrübe et- im ama, pantalonlarımda — gene — Anlaşıldı! Demek ki çok az Tuhaf şey — Ben bir adam tanıyorum, on Arkadaşı merak ederek sordu: — Nasıl olur? sahih mi? — Sahih ya! saçları dökülmüş. Civcivler Yeni bir çiftliği geziyoralrdı ... Ağabeyisi küçük Demir, avluda dolaşan civcivleri göstererek: — Bunlar, dedi, makine ile çı- karılmış civcivler.. Demir şaşırldı: — Yal dedi. Halbuki tıpkı sahi- ci civcivlere benziyor. Roman İki gündenberi bir roman oku- yordu. Arkadaşı sordu: — Bitirmedin mi hâlâ? — Bitirdim, şonuna geldim am- ma, ortasında bir kısım kaldı. Bakalım ne çıkacak ? Buü karmakarışık çizgileri bir Te. haline ge- sizin eli- Bunun ka. alıp resmin başına geçerek — aşaği - daki tariflere gö, re boyamanız kâ- fidir: 4 o ile İşüaret e- dilmiş — olan yer- ler pembeye, 1 ler kirmızıya, 2 1ler yeşile, 3 ler sart. ya, 4ler kahve-. sini tirmek nizdedir. için, — boyalı lemlerinizi Bu bir müsaabka değildir. Kendi rırsınız, İ rengine, 5 ler de maviye boyana « caktır. ) niz yapıp resim defterinize yapıştı- ,' ; Ü , ! Para yutmuş : Bir adam doktora gelmişti: — Dotor, diyordu, on liralık bir altın para yuttum. Ne yapayım? — Nasıl yuttunuz? ne zaman ol- du bu iş? — On beş sene evvel, — On beş sene evvel mi? Niçin şimdiye kadar gelmediniz? — Şimdiye kadar ön liraya ihti- yacım yoktu da... Ne zaman ? “ Her şeyi biliyormuş! — Bilgiçlik taslamasını çok severs — di. Bir gün arkadaşlarına: — Tren hakkında bilmediğim bir şey yoktur benim, diyordu. Ne isterseniz sorun, söyliyeyim. 5 İçlerinden biri derhal atıldı: — Ankaraya tren kaçta var? diye sordu.. Yüzmüyormuş ! Polis bir çocuğu denizden kurs — tardı ve: i — Görmüyor musun, yavrum, Arkadaşına öğünüyordu: — Ben okuyup yazmasını dört yaşında iken öğrendim. Öteki bir güzel cevap verdi . . . . dedi.. “Burada yüzülmez,, — diye bir levha var?. Çocuük : — Ya? O halde kaç yaşında u- L TİTRİRİKA Şimdi de orasımtoküyacağımı -- nuttu"?'“ilı'ıuu,ı " — Fâkat ben yüzmiyordum' d idedi. Böğüluyordumu'eye — » Ne garip şeyler ! * Balık yiyen manda, — Ameri- kada Teksasta “Kuş adaaı'; İismi verilen adada bir mandanın balık tutup yediği görülmüştür. Manda sahile kadar gelmiş, sulara girmiş. Başını suya sokmuş ve, dalgalarla oraya kadar gelmiş olan bir balığı yakalayıp yutmuş, Mandalar, inekler tuz severler, Bu mandanm denize tuzlu su içmek için girdiği, balığı bulunca alıp yuttuğu zannediliyor. .* Geverze kuş .— Amerikada ya. şıyan bir nevi serçe olan bu kuşun çenesi pek kuvvetlidir. Durmadan, biribiri arkasma 268 defa — öttüğü | görülmüştür. Fakat, bunu sayan âlimler. de çok &abırlrı insanlarmış, değil mi? * Bir gecede saçları ağarmış. — Bu, olmuş bir tarihft vakadır. Val- yer kontunu Fransız kralı 1524 se- nesinde idama mahküm ediyor. A- dam ertesi sabah idam edilmek ü. zere, hapse atıyorlar. Fakat erte- si sabah gelip bakınca, gardiyan kontun yerinde ak saçlr bir adam görüyor. Başkası zannediyor, Çün., kü bir gece evvel ayni odaya kapa- dığı mahküm, kumral saçlı ve orta j — Evet, dedi. Zaten ses bizim '(Bilmecemiz 15 inci Sayfada). T Ak A aa a b —w Lyaşlt bir adamdır. N lı. Sonradan anlaşılıyor ki, kontun saçları, kederinden, bir gece içinde ağarıvermiş. * En büyük tatlı su balığı. — Tatlı suda, yani göllerde, nehirler- de yaşıyan balıkların en büyüğü, balinaya benziyen Arapayma adı verilen bu balıktır. Arapayma'nın boyu 5 metredir, ağırlığı da 200 kiloyu geçer. Bu balık Brezilyadaki göllerde yaşar ve yerliler onu, ba- lna avlar gibi, zıpkmlarla tutar. lar, derisinden, yağından istifade ederler, 4 * Kuluçka yatmıyan hindi, — A- vustralyada yaşıyan ve “Çalr hin. disi” ismi verilen bu kuş, yumur- talarmdan yavru çıkarmak için ku- lüçkaya yatmaya Jlüzum görmez. Bunun kolay bir çaresini bulmuş- tur: Çalı hindisi yumurtalarını çürü. müş otların arasına yumurtlarlar. Bu otlar, türüyüp kokunca ve ta- hammür etmeye (mayalaşmaya) başlayınca hararet husule gelir. İş- te, bu hararet içinde yumurtalar - ka yatmış gibi, yumurtalardan civ- civler çıkar... sınır ve sanki lizerine hindi kuluc- Kesmece oyunu — Gördüğünüz şekli iki kısma ayı . — racaksmz, Bunun için, retmi iste - diğiniz şekilde kesebilirsiniz. Yal- l nız, iki parça o şekilde olacak kl,vı" başka türlü yan yana getirdiğiniz — zaman bir -- işareti teşkil edecek. Yapmağa çalışım. Yapamazsanız, gelecek hafta halledilmiş şeklini — göstereceğiz, oradan bakar öğre - nirsiniz Ehram oyunu — — ' OA Geçen hafta size bir oyun n lesi vermiştik, Üst üste konulan ön | yuvarlaktan yapılmış bir ehramı, bu yuvarlaklardan yalnız üçün_â yerini değiştirerek baş aşağı geti- recektiniz, : öT .Burada bunun nasıl yapılacağını görüyorsunuz. Sağ tarafta A, B, C ile işaret edilen yuvarlaklarm yer. ! lerini okların gösterdiği istikamat- te değiştirirseniz sol taraftaki £ "î." çıkar, - D İki bacaksız... Futbolcu — Biraz daha ağır olsaydın seni futbol takımıma alırdım.