20 Şubat 1939 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 14

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Maskeli (Baştarafı 10 uncuda) Sayfalık T 4 sında, şifon esvabını bir defa da- ha gözden geçirip boynuna kan rengi mercan bir kölye taktıktan sonra, kendisini hayran nazarlar- la seyreden Paganiniye döndü: — Korkuyorüm, Nikolo, çok doldu mu tiyatro acaba? Dansede. | bilecek miyim? Çok korküyorum... Genç te değilim artık.. — Korkma, küçük melek, bizim gibi dehaların yaşı olmaz.. Ebedi- dirler, Bütün Londra — maskeli dansözden,, esrarengiz marikzden bahsediyor. İkisi beraber sahnenin arkasına | giderlerken, orkestra çalmağa başlamıştı.. Biraz sonra projektör- lerin mütemadiyen değişen tatlı işıkları altında, sahnede — be - — Aman bhay doktor, diye hay. kırdı, doktor, ne oldunuz? Neniz var?. Doktor Kar, gözlerini açtı: — Bir kaç zamandanberidir bu hal başına geliyor, dedi, zanne- dersem hastayım, bu yaşta, bu hiç te iyi bir alâmet değil ama, ne ya- palım! Lütfen bana biraz kordiyal | getirtir misiniz?? Lang ilâcı getirmeğe gittifi za- man doktor Kar, oynadığı rolde, muvaffakıyetinden dolayı iftihar içindey gülüyordu , DS Nihayet bir gün evlendiler, ara. gadan geçen kısa bir zamanldan sonra Lido sahilinde küçük bir geziinti yaptıkları esnada, saadet- lerinin vesilesi olan 30 numaralı hastaya tesadüf ettiler. Doktor Kar hayret ve taaccüple karısı Margarita Langa. — Fakat bu adam ölmüş değil mi idi? diye sordu. Margarita şakrak Kahkahalar içinde : — EKar'cığım, dedi, sen iyi ve hâzik bir doktorsun... Lâkin... — Lâkin?, — Benim hayalimde — yaşattı- Yım koca hiçbir zaman 30 numara- daki hasta ölmadı.. Bu benim icat ettiğim bir komedyadan başka bir şey değildir. Doktor Kar hayretten şaşırmış kalmıştı.. Margarita ilâve etti: — Beni affet.. Senin alâkanı cel. betmek için ne yapacağımı şaşır- rarştım.. Sen bana karşı lâkayddın, bense seni seviyorum, affet — be- ve neş'eli — İtalyancadan — dansöz yazlı bir hayal dönüyor, eğiliyor, doğruluyor, harikulâde bir ahenk- le dansediyordu . , Paganini onu seyrederken, me. najeri Laportun kulağına eğildi: — Direktör her halde burada bir yere saklanmıştır.. — Hem de yalnız değil!. — Benim istediğim de o zaten.. Graciella, tiyatronun boş oldu- ğunu ancak dansın sonuna doğrü farketti ve çılgın gibi Paganiniye koştu: — Ne demek bu Nikslo, salon boş, bomboş.. — Bilâkis, Graciella, kapılara kadar dolu, eski hatıralarla Ceno- va rıhtımında ağçeken balıkçıla - rın sesleri, babasından dayak yi- yen küçük bir çocuğun hıçkırıkla. rı, bir küçük kızın önu teselli eden sesiyle dolu.. İşitiyor musun?, Bu | alkışları başka kulaklar duymaz. Bunlar kalbden gelen aksi sadalar, Graciella, Şimdi, tekrar ne ilâhi bir dansedişin var.. İkinci dans bittiği zaman loca- lardan birinde beş altı kafa mey- dana çıktı ve dansözü şıddetle al- kışladılar. Danstan sonra Laport, genç ka- dının omuzlarma bir kürk sardı ve | locaya oturttu. Şimdi orkestra da. Falmıştı ve sahnede yalnız — Pa- ganini vardı. Çaldığı eski bir' melodi değildi, orada besteleyip çaldıkylarını an- kac bir kulak hissedebilirdi Hıçkı rıklar, çocuk konuşmaları, denizin sesi.. Her şey vardi bu parçada.. Locadaki kürklü kadın öne doğru eğilmiş ağlırordu.. Hattâ direktör ve Laportun bile gözleri nemliydi. Bir saat sonra, Graciella, tiyat- ro direktörünün odasında, kendisi. ni şöhrete ve servete ulaştıracak konturatr İmzalarken, büyük san- atkâr Paganini de Döverden Pari- se doğru hareket ediyordu. - Dr. İRFAN KAYRA- RÖNTGEN MÜTEHASSISI 'Türbe, Bozkurd Kıraathane. si karşısında eski Klod Fare sokak No. 8 - 10. Öğleden son ra 3 ten 7 ye kadar. Atatürk albümü Resimli Haftanın neşrettiği bu al- büm üç defa basılmış, binlerce nüs- ha satılmıştır, Şimdiye kadar almadınızsa acele e. diniz. HARFR — Akşam postası Galatasaray - Fener Baştarafı 8 incide taraf ettiler. Nubar bermutad bu penaltıyı da kaçırmıştı. Son dakikalar Galatasarayın ar- tan enerjik oyunu içersinde Fene- rin müdafaasıyla geçiyordu ki, Na, ci Basri ile anlaşarak Lütfiyi boş. ta bırakan üç dört hücum yaptı. Fakat Nubar, Ekrem, Musa geriye çekilerek kalelerini bu akınlara karşı muvaffakıyetle korudular ve oyun birinci devre yapılan göllerle 1-1 berabere hbitti, Nasıl oynadılar Fenerbahçe ilk dakikalarda ra - kibine yaşattığı ve kazandığı tehli- keleri hüsnü istimal edebilseydi maçtan galip çıkabilirdi, Fakat Fikretten ve sakatlığı geçmemiş o. lan Yaşardan mahrüm olan forve. tin şüt noksanı netice Üzerinde bir değişiklik vücuda getiremedi, Son müdafaa müsellesi — çalışmış ve müvaffak olmuştur, Yaşarın sı- kı girişleri Lebibin sürati kadar mükemmeldi denebilir. Muavin hat-' ti güzeldi ama, genç oyuncu Mu - zaffer fazla tecrübesizliğin verdiği manasız ataklar yaparak avantajla riı öldürüyordu. Bundan başka Sa. rafimi de demarke bıraktı. For - vette Naci topu ayağında bekletme- diği için mükemmel işler başardı.. Esat ve Basri de forvetin “yürütü- cü” ve müdafaanm “kapatıcı” un - surları vazifesinde muvaffakıyetle çıkmış sayılabilirler. 1ı;'azıl, Ekrem için olduğu kadar, Galatasaray mü. | dafaası için de bir “sağ açık” tehli. kesini her zaman için yarattı. Mer- kez muhacim Angelidisin topu bir- denbire uzun vuruşlarla cenahlara aşırması ve kafa vuruşları iyi idi. Bence Basri - bayram maçlarında görüldüğü veçhile . sağ içe konul - saydı herhalde sol açıkta Nacinin didinmesi boşuna olmazdı, Galatasaraya gelince: — birinci haftaymdaki tutuk oyununu ikinci devredeki hâkim ve güzel oyunuyla »| telâfi edebildi. Fakat son müdafa- "ada Osmanm we Temilin muvaffa- kıyetli öyununa mukabil santrforda Bedit sıkışık pozisyonlar içersinde kalarak netice vermedi, Halbuki bu yere Buduri konulup Bedil de sol içe verilseydi daha isabetli bir te- şekkül yapılmış olurdu. Nubar, merkez muavinde güzel bir sistem tatbik etti, fakat üç or. tanın silik oyunu onun bu gayret. lerini boşa çıkardılar. Musanm Na- ci ve Basri önündeki markajı ve hesaplı pasları fevkalâde idi. Gala- tasaraym iki açığı topları yerden or talasaydılar, Fener müdafaası her- 'dı. Tekrar hücuma şğçm&"ğe 387 MA 20 ŞUBAT — 1939 . Beşiktaş - Beykoz (Baştarafı 9 uncuda) Hayatinin ayağıyla ikinci gollerini de attılar. Kaçan gol fırsatı Üç dakika sonra, Suldur yüzde yüz bir gol fırsatını, topa ters vu- rarak kaçırdı. Beykozlular hücuma geçiyor 2-0 galib vaziyete geçen Beşik- taşlılar biraz gevşer gibi olmuşlar. dı. Beykoğlularsa mağlübiyetten kurtulmak için bütün — enerjilerimi sarfediyorlardı. Ve deövrenin sön dakikalarında da muhtelif defalar Beşiktaş kalesine tehlikeli akınlar yapmağa muvaffak oldular, Fakat Hüsnünün çok güzel oyunu ve yerinde müdahaleleri sayesinde bütün bu hücumlar neticesiz kaldı. İlk devre de böylece 2-0 Beşik. taşm Üstünlüğü ile bitti. Ikinci devre Beykoz ikinci devreye, maflübi- yetten kurtulmağa azmetmiş bir vaziyette enerjik bir oyunla başla- dı. Böşiktaş kalesine üst üste bir- kaç hücüm yapıldı. Beykoözun golü Nihayet altıncı dakikada Baha . dır takımmın ilk gölünü yaptı, Va. ziyet 2-1 olunca Beıîktaşlılşr he- men toparlandılar ve uzun paslar- la Beykoz kalesine inmeye başla- dılar. Fakat.bu uzun sürmedi. Beşiktaş sıkışıyor 17 inci dakikadan 27 inci dakika., ya kadar Beykozlular Beşiktaşı a. damakıllı baskı altma aldılar ve korkulu dakikalar yaşattılar. Fa - kat devrenin ortalarında iş değişti. Beşiktaşlılar, işin sarpa saracağını anlıyarak kendilerini toparladılar ve hücuma geçtiler... -Beşiktaşın üçüncü golü 30 uncu dakikada Rıdvan güzel bir fırsattan istifade ederek BDeşik- taşm üçüncü golünü de yaptı. Beykozün ikinci golü .Beykozluları bu gol de yıldırma- inci dakikada Şehab Bahadırdan al- dığı bir pası çok güzel kullanarak göle çevirdi. Takımının ikinci golü. nü attı. — Beşiktaşın dördüncü ve son golü Artık oyun bitmek Üzereydi. Be. şiktaşlılar galibiyeti garantiliyecek bir gol daha atabilmek için dişle- halde müşkül vaziyetlere düşebilir. di. Muammer Olgaç Karabü dolomit | Bartında büyük bir dolomit ocağı faaliyete £' ! çıkarılan madenler demirin eritilmezinde £ nılmak üzere Karabük fabrikalarına g lecek. Bartm, (Hususi) — Boğazda İnciraltı mevkiinden İnkumu sırt larına kadar devam eden dolomit madeni ihale edilmişti. Müteahhid Eşref Üzeş mua - malesini ikmal etmiş ve ocakları açtırarak madeni çıkartmağa baş İamıştır. — Yirmi gündenberi, İnciraltı ta- rafında beş yerden işe başlan - mıştır. Şimdiki halde elli kadar amele çalışmakta ve bir amele günde takriben bir ton kadar ma- den çıkarıp haz:rlamaktadır. Demirin eritilmesinde kullanı- lacak esmer ve gevrek bir taş o- lan dölomit madeni, yumurta büyüklügünde parçalar halinde rini tırnaklarına takıp çalışıyorlar- dı, Beykoza üst üste iki korner ol- du. 40 mecr dakikada kornerden Eş- refin attığı topu Ridvan tam zama. nında yetişerek kafayla dördüncü ve son defa olarak Beykoz ağları. na taktı. Beş dakika sonra da oyun ayni vaziyette 4-2 Beşiktaşım gali- biyetiyle bitti. Nasıl oynadılar Dün &enenin son lik maçmı ya - pan her iki takım da cidden güzel, temiz ve canlı bir öyun oynadılar. Beykoz, dünkü galibiyetile şampi- yonleğu da kazanmış olan Beşikta. yşın, karşısında hasmına lâyık bir "rakip oldu. Beşiktaş ise gampiyonı. nm Son Mmacmida şererli güzel bir | muvaffakıyet kazandı, Beykoz takımında Mustafa ve Şe hab, Beşiktaş takımında da Hüs- |nü, Hayati ve bilhassa Rıdvan çok iyi oynadılar. İki tarafın da dünkü maçta neka- dar güzel bir futbol aynadığmı an- lamak için, tuttuğumuz şu istatis- tiklere bir kere bakmak kâlidir sa. niriz!? . Favl: Beşiktaş 5 . Beykoz 7. Korner: Beykoz: 10 - Beşiktaş 3, Ofsayd: Beykoza 1. . 318 gittiğinizi söylediniz. mi7?. — Vakit bulamadım. — Şu halde büyük ifrit, or- dügâha ne maksatla gittiğini öğrenemeden — öldü?. — Tabii.. — Peki, ya büyük ifrite sui- kast yapan adam? . |— Pekâlâ ne olmuş? . — Bir düşman neferi mi idi bu? . KAHRAMAN HAYDUD — Hareketinden önce kim. seye bu vazifenin ne olduğunu söylememiş miydin?. — Hayır, hiç kimseye,, Araten bunu söylerken titre- mişti ve bu Bambonun gözün- den kaçmamıştı. Yatağa dandı: Bahsettin!. yaklaşarak homur- — Sefil!i Yalan söylüyorsun.. geldi.. Bu son kelimeler Bamboyu Birdenbire rinde bir ümid parladı. kendine “ya dönerse,, diye dü- titretmişti., şündü.. Araten ediyordu: geldi, höş gitti.. na ne? Gelmiş... — Bence ehemmiyetli şey bana iki bin beş yüz ekü te- KAHRAMAN HAYDUD Bunlardan ba- Hoş geldi, safa gözle. — şey değil.. Kendi mek.. sözünde devam — Ya?. 319 çehre göstererek yanında alı- korsun.. İcap ederse yahut iki saat.. — Bu okadar müşkül bir bir saat, — Sonra da bana haber ver- 4 — Tereddüt mü ediyorsun?. oları — Hayır, kat'iyen.. Bu adamrı iyi tanıyamıyorum da,, Her ne ük fabrikaları — Hayır kat'iyyen,.. Mektu- bumda da yazmıştım zaten'.... Katilin kim clduğünu, ne ordu. gâhta, ne de Gövornoloda kim- se tanımıyor.. Bir cokları onun bir cumhürreisi oğlu oldüğün- da israr ediyorlar. Bambo ketseledi: — Adını öylüyorlar mı?. — Evet.. Bir çokları bu ada- mın Jan dö Meziçi tarafından çadırına ' kabul edildiğini — gece yarısında aralarında şiddetli bir mükâleme cereyan ettiğini söy- lüyorlar. — Âdı neymiş bu adamın?. — Rolan Kandiyano.. Bambo, güya bu ismi hiç işit. - memiş gibi titredi. .Ayağa kalk- tı.. Etrafına bakındı.. Bu sirâ- da Rolan bu adamı tekrar yaka- lamak, Cvvelce kapadığı yere götürmek arzusiyle yandı.. Bambo, kendisini toplayarak sordu: — Hayır, yemin edebilirim... Eambo Aratenin kolunu şid. detle sarsarak ilâve etti: — Kâtibinin kim olduğunu biliyor musun?. — HNe kâtibi? Deli mi oldun? — Şu senin hakkında hiçbir şey bilmediğini söylediğin kâ. tibin.. Onun kim olduğunu bili- yor musun?. — Hayır!. — O nerede? Ne oldu ona?. — Hareket edeceğim akşam tokrar geleceğini söyliyerek ay- rılıp gitti. — İşte ö Rolan Kandiyano, idi. — Garip şey. — Sana odur diyorüm. — İyi ama bunda hayret e. decek ne var? Ne yapmamı isti- yorsun?., Rolan Kandiyano ile aramda ne gibi bir münasebet olabilir.. Çıkıp gitmiş, uğurlar clsun.. Tekrar gelmemiş.. Hoş min eden sadık bir dost kaybet- memdir.. Şimdi paradan da ol- muş bulunuyorum. Bambo cevap verdi : — Beni dinle... Bu parayı ka- zanmak ister misin? .. Araten gözyaşları Cevap verdi: — İster.misin de ne demek?. — Bu paranın iki mislini, üç «enislini, hattâ istediğin kadarını İster misin?, — Söyle dosttum Bambol Cene altından bahsedüiyorsun!.. Ne yapmak lâzım? . arasında — Hiç bir şey... Gayet basit.. Kâtibin.... — Rolan Kandiyano mu?, — O tekrar gelir mi dersin?. — İhtimal.. Söylemiştim ,ba- na giderken geleceğinden bah- tetmişti. . — Alâ. Şu halde İş bitti demektir../ Döndüğü zaman o- “na çok nazik ve çok mültefit bir halse.. Neme lâzım benim... Ka- bul... Şayet kendisi tekrar ge- lirse, sana haber gönderirim.. — Bunu yaptığın gün on bin ekü var.. : — Paraya ne kadar ihtiyacım olduğunu bilsen.. Benim burada bulunmamam bana pek tuzluya maloldu.. Müthiş masraf — yap- mışlar, bizim çapkınlar.. Şüphe yok ki bu zararlarımı telâfi lâ- zım. .Sonra ben de seyahatimde bir hayli para sarfettim. — Şu halde sana yaptığım t:klif yetinde clmuş demek.. — Öyle,.. — Sana istediğini verebili- rim, — Kabul.. * . * . « dW »& & Bambo Aratenin yanından ayrıldı.. Saraya geldi. — Hemen Cumhurreisinin odasına alındı. Cumhurreisi onu görür görmez sordu : madeni kırılıp motörle Filyesa *" j dilecek; orada depo olunar&” , rabük fabrikalarına gönde cektir. : Malatya'da Bu yıl kayıf' q* az oldu . r;_',' Malatya, (Hususi) — Ş Türkkofis müdürlüğünün M bit ettigine göre 937 7- Malatyada iki milyen lu“' ı kaysi istihsal edilmiş bü? yw sene içinde bir milyon ! elli bin kilo ihraç olunmuş *” cl“’ ti kalanı 938 senesine Ğ"r muştur, Geçen 938 senesi kay'î dali mahsulu hava şeral said gitmemesi yüzünden olmuş ve mahsul 800 bin min olunmuştur. — Ayni kaysi ihracatı evvelki ** ihfl müdeyver istokdan YIP au’oi cat dahil olmak üzere bir yüz altmış bir kiloyu P e Kuru kaysi müba ',l_:-' Alman mümessilleri baştâ — gç mektedir. Fiatlar müsait £ tir. now# hl ” Diyarbakırda Yenı bina apılıyor e Kız ve erkek lısB'ıı 60 kişilik koro kurdü”) | Diyarbakır (Hususi) y',,,ıi y simin güzel gitmesi doi '[ inşaata faaliy'tetle devam d" ! "mektedir. Dağ kapı e£ gfı yapımış olan belediye bf“ ',aii ,j ikmal edilmiş gıbıdır. ğn!m M 7”»' Iaf y zi deki başmüşavir kodna inşaatı ılermıştır- yapı da ikmal edilince kır iki modern bınaY“ vuşmuş olacaktır. —- ,gîf . Diyarbakır lisesi bü kış a zik faaliyetini artıfmı!n;,yîe erkek talebelerin HÜ"M : oavi .:f'ğ'j'j?îâ-"! L kl %â h kişilik bir koro teşkil €© ge Liseliler korosu halkevi da bir koriser verect yine talebelerden teâkıl 40 kişilik mandolin etk*t ” çalışmaktadır. Gel Diyarbakır spor bölg kıyafet - BAD yali gN İmıdan bine karar verilmiştir GB :pllh.'r A mahalli kıyafetlerin V olan T kak ki çok enteresan € gF çuvi ç yarbakır eski Türk a bif letlerinin meydana çıkm ' ı-:' vesile olacaktır. ir Diyarbakır'ın mo&'mîî,eî le ihtiyacı çok fazladır. gatlıı , sa caddesi üzerinde ÜS yapty - dern ve büyük bir b"î g mıştır. Gerek mim büyüklük itibarile vik ölan bu bina ©t6 “Di çat lanrlacaktır. Bu SUTE C ayus” kır konforlu bir otele olacaktır. - —. - son 887'3' ae | Birçok güzel yazlllf miz> | doludur. Almağı unu Ki

Bu sayıdan diğer sayfalar: