Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
T Di r j i r y l p J Üt ö ai ll Ö LĞ GÜ Ü E A B l ARES ——i En son televizyon makinelerinden biri... ” o Televizyon Televizyonla neşredilmek üzere bir revü hazırlanıyor Asrımızın en büyük icatlarmdan biri olan televizyonun, diğer birçok yeni keşiflere nazaran pek ağır in-« kişaf etmesinden şikâyet olunuyor, Hakikaten, ilk icad edildiği gün- den bugüne kadar aradan yirmi, yirmi beş sene geçmiş olmasma rağmen, televizyon henüz halk a « rasma İnmiş değildir. Yalnız, son iki sene zarfında, bilhassa 1938 senesinin son ayları i, le bu senenin ilk günleri televizyon için çok uğurlu oldu denebilir. Bu- gün uzun müddettenberi pek mah- dud sahada kalmiış olan televizyo « nun birdenbire inkişaf ettiğini gö rüyoruz, vRE Evvelki sayılarımızdan birinde de haber verdiğimiz gibi, İngiltere ile Amerika arasında ilk defa olarak televiziyon neşriyatı yapılmış oldu- ğundan iyi neticeler almmıştır. Hal buüki yaktn vakte kadar bir televi- ziyon “merkezinden ancak 40 kilo- metre muhit içinde bulunan yerler istilfade edebiliyordu. Televizyon uzun seneler lâbora- tuvarlarda bir çalışma mevzuu teş. kil ettikten sonra, ilk defa olarak iki sene evvel Londrada halka te- levizyon neşriyatma başlanmış, ge- çen sene de Pariste Eyfel kulesi radyo istasşyonundan — televizyon neşriyatı yapılmıştır. Bugğün bilhassa İngilterede, artık televizyon, adyo gibi hemen hemen her eve girebilecek bir gey olmuş- tur. İstasyonlar muntazam televiz- yon neşriyatı yapıyorlar. Televiz - | Si I İ ! 5 | Televizyonda bir cinayet hikâyesi ı İlk televizyon rövüsünü yazan kadın muharrir t yon makineleri üç yüz, dört yüz li- raya gatılıyor. : BC. (İngiliz radyo kumpanyası) şimdiki halde, televizyon neşriya - tmr daha genişletmeye calışmakta- dır. Televizyonda ilk defa olarak büyük bir revü —hazırlanmaktadır. İstasyonda revü artistlerinin tem . sil edecekleri bu eser “Yalnız ka - dmlara mahsus,, ismini taşımakta - dır ve radyo kumpanyasının mü - harrirlerinden Mis Con Stevenson tarafımdan yazılmıştır. Mis Con Stevenson radyo için e- serler yazan muharrirlerin başımda gelmektedir. Bir müddet evvel A- merikaya giderek oradaki radyo iş- lerini tetkik etmiş olan Mis Steven- son bundan gsonra bilhassa televiz- yon piyesleri yazacaktır. İngiliz radyo kumpanyasının te. | levizyon neşriyatr arasında munta- zaman piyes temsilleri verilmekte- dir, Bunlar, henüz geniş mikyasta tiyatro eserlerine ve uzun sahnele- re tahsis edilmiyorsa da, meselâ bir cinayet hikâyesinin muhtelif kı- sımları geklinde —gösterilmekte ve Taiğer kısımları radyo ile anlatıl - '|maktadır. Yugoslav halk — musikisi Belgrad radyosu, musiki neşriyatını alâka ve memnuniyetle dinle- diğimiz bir merkezdir. Komşu memleketin halk şarkıları rüh itibariyle hiç de yabancı olmıyan havalardır. 9 Şubat pazar günü dinliyeceğimiz profesör Bayan Drago İliç'iin konferansımda Yugoslav halk şarkıları etrafında faydalı bir fikir edin- miş olacağız. len çalgılar v ifadesini bulan halk ruhu “sevda dırgamayız. diğini, tir, Yugoslav Radyosunda Türkçe neşriyat Dost Yuğgoslavya, radyo neşriya- 'ı tında Türkiyeye büyük yer ayıran .komşumüzdür. İki memleket ara - isındaki fikir dostluğuna bu suretle yardım eden Belgrad radyosu, her 'günkü türkde havadis neşriyatım - dan başka, ayrıca türkçe konferans- lar da tertib etmektedir. Belgrad radyosunun (kısa dalga 49,18 metre) şubat ayı programın - da türkçe dört konferans bulunu - yor, Bunlardan birini pazar akşamı saat 19,30 da dinledik, Bu konfe, ransta muharrir Ljuba Perkoviç- in türkçeye çevrilen konferansıdır ki “Adriyatik denizinin Geremesi: Vis adası” ve “Mor Mafara da Bi- seva” dan mevzuu üzerindeydi. z Önümüzdeki pazar (9 şubat) gü- nü de yine Türkiye saati ile 19,30 konferans verilecektir... « Profesör Bayan Draga İliç tarafından veri- lecek olan “Yugoslavy şarkısı hak- kmda ecnebilerin noktai —nazarı" mevzuundaki konferansı da türkçe olarak neşredilecektir, Şubatm 21 inci salr günü 19,45 de Belgrad radyosunun bu ayki ü- çüncü türkçe koönferansmı dinliye- ceğiz. Konferansın mevzuu “Ro - mantizm devrinde Yugoslav edebi. yatı” dır ve müharrir Bojidar Ko- vareyiç tarafından verilen konfe - ransım tercümesidir. Ayın 22 inci çarşamba günü 19.,30 da da Yugoslav — maarifçilerinden Miloş Parenta “Yedimti asırda ilk Yugoslav devleti,, hakkmda bir konferans verecektir. Belgrad adyosunda her gece sa- at 21,15 de türkçe havadis, her cu- martesi akşamı 20.30 da da yine türkçe olarak, Balkan havadisleri verilmektedir. Amerikan artistleri âir radyo te heyeti kurdular Amerikada birçok sinema tiyatro [ve müzikhol artistleri birleşerek bir rayo temsil heyeti kurmuşlardır ve bunların başında meşhur İngiliz sinema artisti Ronald Kolman bu - lunmaktadır. "Mahfel" ismini taşı- ı:.':m bu teşekkül, kendi aralarında piyes temsilleri tertib ediyorlar. Ronald Kolman ve gşürekâsınım bu temsilleri her pazar gecesi Ameri. kan saatiyle gece yarısından sonra ** iradyo ile nakledilmektedir ki, bun- - Jarı Sehenectady (kısa dalga 49) istasyonundan pazartesi sabahi sa- at beşte dinliyebiliriz, $ Aahaliği N msil © Romald Kolman , aK » Sini terennüm ötmiştir. kelimesinin Yugoslay dilinde aynen türkçe olarak ve bu şekilde mev- cut olduğunu lhatırlarsak komşulartmızım şarkılarını Bayan Draga İliç konferansımd plâklar vasıtasiyle nasıl bütün dün garb musikicilerinin bunlar hakkmdaki mütalealarını anlatacak- da Belgrad radyosunda” türkçe bir! Yugoslav halk şarkıları, yazılmı ş bir şekilde değil, ağızdan ağıza ve halk tarafmdan nakledilmiş bir mus ikidir. Asırlardanberi * gusle” deni- ; e gaydalar bu şarkıları söylemiş ve her nesil bunları bir nesil evvelinden öğrenmiştir. “Gusle,, lerde, kavallarda ve gaydalarda “Sevda” herhalde hiç ya- a Yugoslav halk musikisinin bugün, yaya tanıtıldığını, alâka ile dinlen- Yuğgoslav Halk saz şairi Filip Visnjiç Yugoslavlariın Omirus'u Halk musikisile saz şairleri biri- birinden ayrılamıyacak bir kül teş- kil eder, Onün için, Yugoslav halk şarkılarından bahsederken onların kendi Ömirüsleri saydıklari bir saz şairini de hatırlatmak isteriz. Profesör Bozidar Tomiç tarafm- dan verilip Belgrad radyoşundan; Y2 şubat sant 19,.R0 da Ttalyaron, Y9,45 de ingilizce neşredilecek koön. feransta mevzuunu teşkil eden Fi- lip Visşnjiç âmâ bir saz şairidir, & yaşında kör kalan Filip teselliyi saza ve şarkıya vermiş, ruhunun İ- fadesini garkıları ile tesbite çalış- mıştir. Hayatını Yugoslavyanın bü- tün gehir, köy ve — kasabalarında, saz çalıp şarkı söyliyerek geçiren Filip Vişnjiç pek fakir ve sefil bir ömür sürmüştür. Fakat memleketin havalarmı te- rennüm eden türküleri, günün hâ- diselerini anlatan, bazı kimseleri hicveden şiirleri bugünkü Yucss - lavlar tarafımndan milli bir destan sayılmaktadır. O, bugün milli Yu . goslav birliğinin öncüsü addedilmek- te ve vatanperver gençler üzerinde | büyük tesiri görülmektedir. Eddi Kantor Radyo ile de halkı güldürüyor Eddi Kantor Meşhur komik Eddi Kantor bu- gün radyo dünyasının meşhur sima- larından biridir. Filmlerinde şark çehrelerini çok muvaffakıyetle tem- sil eden artist Amerikada da yine Asya memleketleri mevzuları üzeri- ne radyo temsilleri vermektedir. Nayn istasyonu ile neşredilen ve “Kantor kervanı' umumi başlığı al- tında toplanan temsillerinde Eddi Kantor Amerikan halkını sinema- dan başka radyo ile de güldürmek. tedir.  Yeni zevke İsnun, açık ve tatlı renklerile in. sana neşe veren güzel bir hali var- dır; yerdeki halının üzerinde çi- çek ve yaprak nakışları açıklı ko. yulu muhtelif renklerden örül. müştür. Bu biribirine zıt renkler, çiçek demetlerinin göz alan gü - zelliğini meydana çıkaran bir a - henk vücuda getirir. Bu salonu süsleyen — motifler çok renkli, çok nakışlı kumaşlarla yapılmış döşemedir; — elişlerile, bilhâssa nakış işlerile uğraşan 0- kuyucularımız bu salonu süsliyen motiflerin çok derin bir zevkle hazırlanmış örnekler — olduğunu daha iyi farkedebileceklerdir. Dolgu suretile işlenmiş olan büyük çiçek buketlerini gösteren madalyonlar, madalyonun fonunu teşkil eden ve daha koyu renkli bir kumaş ile kaplr mobilyaların üzerine geçirilmiştir. Bu dekor kanapede, koltuklarda köşe yastıklarında, perdelerin ke - narında aynen buluünabileceği için çok ahenkli bir manzara vermekte. dir; buna mukabil birçok renkler. den teşekkül ettiğinden dolayı o- davya yeknasak Hir manrzara war - mez! Buü-renk belluğü- sayesindek gözünü salonun mühtelif tarafla - rında dolaştiran - ziyaretçi, ayrı ayrı motiflerle süslenmiş bir sa . londa olduğu kadar tenevvü hissi duyar, Bu işleme süslerin zenginliği sayesinde odanın diğer eşyasında sadelik ve basitliği muhafaza et - mik kolay olür. Döşemeler çok sade, çok basit, yenileştirilmiş klâ- sik üslüpta yapılır. Bu mobilya - lar için herhangi bir tahta kulla . nılabilir. Açık renk ceviz, akajo, vesaire... Ortadaki masanın ke - narları yaldızlı bakır kakmalarla süslenmiştir. Ayakları da tamami- le bakır kakmadır. Üzeri en son zevke çolsuygun olmak için cam. la kaplanmıştır. Camın üzerine kenarları maroken dantel ile süs. lü bir örme örtü örülür. Bu örtü- nün rengi yerdeki halının rengi ile tamamiyle uygun olmalıdır. Kanapenin üzerinde asılr bulu- nan ve bir vahayı gösteren tablo. daki yakıcı çöl güneşinin yağdır. diği ışıkla parlayan binbir renk bu çok renkli halr ve masa örtü - sü ile güzel bir ahenk yaratır. Köşede yine en yeni zevke uy - gün modern kütüphane üzerine çok açık renkli kristal bir vazo konmuştur. Gece clunca bu vazo. dan, içine konulmuş bir ampul sayesinde, tavana doğru bol bir ışık hüzmesi fışkıracak ve tavana çarparak dökülen bu ışıklar salonu | hem zarif, hem samimi bir şekilde aydınlatacaktır. Salonun umüumi renkleri için en üygun renk yeşil ve açık sarıdır. Evin bayanı bu iki renkten en yakışanı seçebilir. Esmer bayan duvarları açık sarı bir solanda, ya başlıyan artistlerden biridir ve sekiz seneye yakm bir zamandan - beri mikrofon karşısında çalışmak- tadır, Radyoda kendisine şöhret ka- zandıktan başka Con Bruns, Alan gibi diğer artistleri ortaya atan da Eddi Kantor radyoda ilk çalışma- odur. Diyanna Durben de onun ke- £P xaoımar V Yeni zevke uygün bu küçük sa- | kumral bir bayâf Gdevam ettirirlerst uygun küGÜ * | | i) Iİ Ü. yeşil salonda daha " nür, fakat bu hu5 W 'Üm söylenemez. li * Duvarlar ya bu e H , na edilir, yahut 'I:HI”F duvar kâğıtları ilt Salonun bu güz ' mamlamak için, toprak bir vazo i$* kün olduğu kadaf rine uygün olmak K çiçekelri koymağı VA * Sinemayl _ço böl WANS| sık sinemaya Zldenv# u'ı nemadan çıktık çan , nin yorulduğundaP' ggt dan ve göz kap ö Ti den şikâyet edcr:mu ÖS ü tedbirler ile bu B& y mek kabildir. Herf * lerini yapmadan “ pamuğu ılık çay Üi rak gözlerinin üzl! y pres korlar, ve bu " ğiştire değiştire 'gunluğu geçer, ! İti YÜK DYi ALGUSMR tün bü tedbirler€ yine yorulursa © seyrederken halit takmaktan başkâ iyi çare, her , ' sını hindyağına B8 — yi leri fırçalamaktır: y 167 y * Eğer dı:ılabll!ı”ı11 v İ den kalmış eşyall’ ; ; hi yaz yahut kremğ:;m İ parçaları varsa ni / mağa kalkmaymıîtı& lâ günün en Iayf”eıâ yi muştür, Bu dant çalt Şi musline yahu Y—uyı eli çok zarif bir blâğııf Hele bu dant Mv Vi nedik iğnesi) Mw ! makbul olan € ”y giyeceğiniz en ile : nuzun korsajın! M D dare Si YA leyebilirsiniz. * Buruşuk © mek için yarım_htre açi iki kahve kasi&? » , kaynatınız. Dantel sı üzerine yîynîz; Di sını nışastalı $ dör . fifce sıkınız. Som:üıgîw j zerine koyarak ü M * Fötr şapkalar | geliğil Bu çeşit şapk_aı ei , bilecek halde iE ması yüzündenl defa vakidir. Fakat, hiç İ tedbir ile bunlari bdiîw’ i | ha giymek imk v dür. Eğer siyah bî!'î“ rarmış ise bir P ponst v ne bir kaşık Kaf 46 tıktan sonra b tırılmış fırça ile mak suretiyle ** mümkündür. Diğer renklerd lar, sulu nışa dırılırsa eski T© Fötr şapkalar çersine ilâve | amonyak Ti W temizlenir. Y“m!ı ; şapkalar da İ€ rakları atılmış temizlenebilir. Şapka kordelalan FT | BU G şiflerinden biridir. * ? l | a yELİL p İze Söraz L z u L A l N el ei Jur silinirse ;sreıw*”*i 5i