aomar — 1939 Yedik yan . SAİT bize, fasizmin » Alan dost » #aşizmin Ç i v .. si Yazan: Düfur İtal , h imal Fransız : ki i ut old | İhtiyat Generallerinden | kala ki OYdUĞU | ye, a Sevirmişlerdir. ıdır. 22000 kilometrelik o yani ei “idir ve bu nokta- | Belçikanın üçte iki cesametinde olan bu toprak parçası bu suretle hem şarkından, hem de şimalinden a taralından kapatılmış bir rette bulunuyor. 1858 ile 1852 arasında Fransızlar burada Obok şehrini ve müesseselerini oOkurmak suretile buraya ayak attılar, 1689 da Süveyş kanalmın inşası neticesi Avrupa ile uzak şark arasında açı n yeni deniz yolu üzerinde mü- *İhim bir durak yeri olan bu şehir A 1833 de, susuzluğu ve sahillerinin e gi fa müsait olmayışı Trablus yüzünden terkedildi o ve buradaki tesisat Tocura koyu Üzerinde ve da” ha müsait bir mevkide bul o vakit küçük bir balıkçı liman: arı Pp. Main 450 kilomete ara” Un neticesidir. UNU çenubile Shaya ait olan VİNİ 1919 ta Bu müstemleke Habeşistanı denize an bir koridor halini (aldı la Fransızlar yirmi sene süren emek mukabilinde (784 kilometre uzunluğunda ve Cibutiyi Adisaba * baya bağlayan bir şimendifer yolu yaptılar. Bu yol 1917 de bitti. 7 ikinci kânun 1985 Laval anlaş ması üzerine İtalyanların eski E ritre müstemlekesine olan hudut & zerinde Obokun şimalinde geniş bir sahil parçası İtalyanlara bırakıldı. Bu sahile yakın olan Dumeran ada” cığından da vazgeçtik. Bu suretle İtalya Bebülmendeb boğazı üzerin de vesİngilizlerinyistinat? noktası ia Balik Toğlarman ön” dat yerine hâkim O yan deniz nakli de bu suretle temin etmiş bulundu. Italyan isteklerinin tabiye bakımından kıymeti Musolini rın bağırdı kelimelerinin tabiye iyeti vardır. Bu in haritaya ii m toprak dir Dinek o tamamile günl <i Fakatby e İhtiyari oluşür” rinde, İtalya lehi- k; a Franz mer» Ky neticesini ir AZ Baz ser va ga saca hayırdır. My Sahıy Abu vvetli sebe- 9 kabiğ Alkehi Mitaka, Fran az lr Araş ortalarında 4 medeniyeti a Yesi » düdüdur. Bu » Trablusgarp Ter ikisi halarının biri- Tağm, N — rı Tunus ve * Cibüti rini muhafaza hakkını, mektepleri- nin muhtariyetini, serbestçe istedik” mahkeme ve vergi oimüygaları “ im arasında A ie <tmiştir. Bu İli iğ bu iki : MAZ bir ma- BANOAALAA, UCLRRIMDA — Ta i VS AĞAM AD Bekir dara muş oldu. Ve İtal |fi in haykırttığı insanla” | bakımından | HABER — Akşam postası e i FRIKADA taleplerinin askerlik ve tabiye noktasından hedefi nedir ? lar bügün orada İtalyan yarım 2 İdasında oturan ırkdaşlarından da” ha serbest ve daha geniş bir hayat sürüyorlar. Binaenaleyh faşist ricali bu imtiyazir duğundan ve miyetlerden - gülünç olmadan » bah sedemezler. İtalyanlar hakikat. hal- de Akdeniz üzerindeki İtalyan bö- kimiyetini tamamlamak arzusunda” dırlar. Bunun da en büyük (delili ken taleblerine Korsi ıştırmalarıdır. Habeşis- ı sirasında İngiliz do nanması amirallığı, Brendizi, Sicil ya ve Trablusgarpta toplanan İtal- yan tayyarelerinin Maltadaki İpgi" liz bahri üssü için büyük bir tehlike teşkil ettiğini zamanında sezmiş ol- duğundan &n kuvvetli (gemilerini İskenderiye ve Cebelüttarıka gön - . Komşularımız bu harekete dermi , | bir çekinme manası verdiler ve bun dan kendilerine bir gurur hissesi 2” .İ yırdılar. Bugün de bizim kendilerin çekindiğimizi sanarak Tunus ertede . tutunamıyacak bir aziyette olduğumuz manasını çıka- nyorlar. İtalyanlar bizim sahrayikebiri | baştan başa kateden büyük bir şi - mendiler yolu inpşasma (dair olan İ teşebbüsümüzü (biliyorlar. Ve bu teşebbüsün muazzam sulama (işle rine gireceğimiz Niger nehri kıyıla- rındaki toprakları ne kadar kıymet” lendireceğini farkındadırlar. Tu- nusu istiyerek bu hareketin önüne geçeceklerini umuyorlar. Cibuti için taleplerine esbabı mu” sibe olarak, yalnız mali sebebleri leri sürüyorlar. İtalyan gazeteleri, , İri parası olarak verdikleri paraya dair ita bulunmak için emir ak ır. Fakat Cibutiyi istemek” masraflarla bir liman tesisatı vücuda getirdikle" ri Tajura körfezinden (uzaklaştır ıktan ibarettir. Çünkü bu körfez İ İngilizlerin Aden © müstemlekâsile beraber Babülmendeb boğazını kon | trol etmeye imkân verir; Fransa için ları üzerinde İskele ve deniz Üssü EN A İND id YÜZÜME oümna va Baş! SEYTAN, BİLER, G010E ww VERDİĞİ “öz ımşanlar EN Reva prensile Bau prensesinin düğününde gelinin temizlenme merasi mindeki salın aşınması Mademki bunlar ilk cedlerinin a* nanelerini gizlice devam ettiren bir mezhebin adamları idiler, şu halde, | ilk cedleri gibi insan eti yemeleri! de icap ederdi. Fakat gerek Fıçı ve gerek Mela nezya adalarında insan eti yiyi ier boyunlarında insan kemikli den bir parça taşımak anan riayet ederler. Halbuki Bohu"Bohuların hiç bi- risinin boynunda böyle bir yamyam tik kolyesi yoktu. Acaba bu gizli ce- miyet adamları, zamanla vahşi ec datlarının yalnız bu menfur Adet lerinden vaz mı geçmişlerdi? O halde neiçinayn battığıza manlarda hiç insan uğrağı olmıyan hali ormanlarda ve gizli bir surette Ayinler yapmakta idiler?. . Bu âyinlerin hedefi, kendi muhit> lerinin bozulmuş itikatlarma uym yan eski itikatlarını devam ettir. mekten mi ibaretti? V Belki evet, belki hayıt! Fakat be sine Li el le b v al Ke Bim Fıçı adalarınm bu hali ve ya” ük resmi ve Habeşistan Fran: bani ormanında, 1ss1z gecelerin ka” ve vahşeti içinde, birçok 2 dalardan gizlice sıyrılıp gelen bu in sanlar arasında gördüğüm şeyler, aslında dini dahi olsalar, hakikatte bir şehvet ve behimiyet galeyanla - rından başka bir şey değil Esasen kadına tapılan hangi bir itikat veya din olabilir ki onda her dir, v (kayt olabil İtalyan tal kabul etmemek için istinat ettiğimiz sevkulceyş se bebleri, görülüyor ki, çok kuvvetli” imiz malümdur. Bu İtalyan | olarak kullanılması zarurt bir yer| dir. Kızıl Gölge HABER'İN RESİMLİ ZABITA —- BA — yin fevkinde aşk ihtirası olmasın? Pohuanın kendi köyündeki be kâr klüplerine, evlilik hayatına, sev- da sergüzeşllerine niçin bu Okadar şe yinlerine ni bulunduğunu ancak Bohu-Bohu #- yinlerini gördükten sonra anlaya" bildim. Zira orada bir hafta müddetle ya” ni yedi gün yedi gece gördüğüm ve hattâ beraber yaşadığım #lem, dişi” ye tapmanın en hayvanisi ve insan” daki aşk ihtiraslarının delirinceye kadar hızlandırılması ameliyelerin den başka bir mahiyette değildi. Fıçı adalarının bu gizli Bohu-Bo- hu âvinlerini yakından gördükten sonradır ki gerek Melanezyada ve gereü Avusturalya adalarında dai ma ve yalniz kabileler ve gizli Ayinlere nüfuz ede- bilmekten başka hiçbir şey beni da- iyade alâkadar edememiş, mera* | kımı ve insar arma vasıl olabil» | mek aşkımı tahrik etmeğe muvaf fak olamamıştır. Bohu-Bohular her şeyden o evvel insanların hayvani şehvet ihtiraslar rını cezbe haline çıkarmayı bilen ve bunu en büyük ibadet sayan mezhepten başka bir şey değildi. Belki de onlar dişiye tapan ilk im ni, BohurBohu 4. kendini kaptırmış) cemiyet, gizli |" Zira büyük ve mukaddes ateşle rinde kaynayan kazan, değil bir kaç yüz kişiden ibaret Bohu-Bohur yu, belki bütün Fıçı adaları ahalisi" ni sarboşluktam, bahusus (şehvet sarhoşluğundan zil zurna edecek ga ip ve şeytani bir iksirin kaynadığı bir kazandı. Şüphe yok ki Bohu"Bohular insa: nm aşk duygularını kamçılıyacak harikulâde maddeler ve usuller keş" fetmiş birinci a in eli de buzünkü tekâmüle gelmiş olma- lıdırlar. Filhakika Bohu-Bohuların kazan larında kaynayan da sıcak bir ka va içkisinden başka bir şey değildi. Fakat biber köklerinden ibaret o lan bu kaya içkisine tahanımür et miş, bindena!" alkolleşmiş enval yemişler i. Bu suret ve k kiymetini bikmeksizin Bohu-Bohular tabil a kolü kullanmaktaydılar. İepirtola- ve tahammür eden (yemişleri sşlardı. Burdan başka kava ve tahammür etmiş yemişlerin bu şeytani kazanı- na zehirleri alkolle bi li nsanı dehşetli surette sersemleten bir takım küçük yılanlar ilâve edil- mişti, Bohu-Bohu şeytani içkisi bunun fa kalmıyordu. Onlar belki ilk cedlerin yamyam" lıklarından kalmış son hir anane © ece ileri bulunsalar | ROMANI: 8! larak (iğneli fıçı) usulünden de is tifade ediyorlardı. Bu şeytani ve müthiş içki kazamna kaplumbağa, bir takim kanları ilâve ettik- leri gibi ayni zamanda taze insan İkanı dz katıyorlardı! Hem de hangi insan kanı biliyor musunuz? Emzikteki süt çocuklarının kanı!, Ormanda yanan mukaddes ateşi: karşı tarafından büyük arı kovan ları şeklinde dizilmiş ve etrafında uzun boylu ve Uz allı bir kâ- hinin hora teptiği o 5-6 kabın içi: de Bohu-Bohu mensuplarının Poli> lan toplayıp geti rn Polinezya itikadınca günahkâr olan ve ölüme mahaküm bulunan erkek çocukları! Bohu-Böhular bu taptaze süt çocuk ni şeklinde, lerek sarhoş rlar ve na saplanan iğnelerden sızan kan lârı bu kaplardan toplayıp kazana boşaltıyorlardı. Çocuklar ları si erirlerken uzun sakallı sihirbaz da başlarında onları pokoz” layıp duruyordu". Bohu'Bohuların bu o vahşeti hiç şüphesiz yamyam O cedlerimizden kalmış son bir âdetti. Gariptir ki ka- i inde kız ger cukların değil, gene erkek rin kanını içiyorlardı. (Devamı tar)