Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
N POSTASI """' iyat Müdürü asirrı Us S!iahııl Ankara cadtlesi Siğral üdresi - İstantul HABER ıme bir k Ulara 1 MN hayret v0 Vöya ic adından bahse- Nsanın kendini kimseye 'H'enr Yere girip çıkması- Şun, yalanı meydana verecek yeni yıldızlardan n muhı::'r Külle, fikrin res- Si e, bir insanın alın lılıj ömrünün ne kadar Güma) Fen cihaz.,. böyle ha- Sirçok küri lıu!uı suçan r":;lll;ıluı haber veren bil- '“'mı_z ki:.ılıacıl en masalları Şle b l.... Zamanımızda ma- - tahların, o billür top- K İîıllu lâboratuvarında Ü Bari Fip | Ü0 şeyhin yerine geçli, İ &İ0lor ve — İcatlar mee u mılııtı.ı fazla rağbel görü- ' ASal, sadece masal diye dq:nl-'lr b ııuna fa içlerinden inanan kq uıı & herkesin alay elmesin- erdi, '“nmlıkhrım iliraf ede- lıı.-ıw Mbuki yeni harikalar bi- "Bil; onlar fennin, hepi- Ümemiz Tâzım gelen bir 4Dsulleri,,, fen neler yap- îun Zi la uzaklarla konuşlu- * l ’:ııd 'k[_"ı-l Sızın Avusluralya'nın 4 dıl ı'hg,y ikei Fin resmini almasına, ya- We, Sün mesafeleri biran ilak..” bir adamın Avrupa' ESİ bütün tlekltrik — lâm- Masina müsaade ediyor. "l.ı- Mna çıkarmasına, ne za- İzi bilmesine ne mani İara inanmak — değil, asıl Ug ha *“bir saflık olur, kafaları- 'ülş P fükim batıl — fikirler Ca Ee | Böslerir.. İnsanların ço- '!W lıı Müşünerek o harikalara Yüi la““llar Fakat masallar- l*?ın.%bü- tla bu fennt harikalar Tit lap giafk bulunmadığını,bun- aczimizi, insan oğlu- r"'aü Unutmak için uydu- fatlı yalan olduğunu gö- : Üridi # Sip erinin gönüllerin ğ';l"i Nİ anlayiveren şeyh ile t hlı Varg İYan makine arasında ne he bi Tüsunu islerseniz şey- Tiş ı"c İnanmak, makinenin : ği!c hanmaktan daha kolay- - kirle ;l:,l: Makin *kuyan, onların resmini Kh 51 y l hoşuma — gilti. Ah! İi Zan l(l’ıîî' « birçok kimselere, '-.»[n hy erinin aksine plarak, du;%chğ şufm'nmlıklerını, fikirle- M labal etmek kabil olur- “nu lğosot yeni bir sis- bir ddia ediyor; süzle- 5 ey anlamıyorsunuz; bel- I'ı ü lîl daha iyi izah edebi- emen onun önüne 30r hh alıyorsunuz, Bir :l:"mz ki fotoğraf camı Üzerinde ancak incir at “Bukluguııdc bir İleke Düyük filosola gösteri- r K ““mağ'ı mecl luy Otoğraf Dür . oluyor.. İiyi Ayiama evvelâ ğ I“lüğra ) n _ıîğ:w uzfmı'sı lâzım, ç SüZe lüı.ı .öyıîdik İmseler vardır, bugün Di Brıe,_d cîıının tamamile aksini Diya Fat “Hayır, sen iyi Diyg Müşar İ ; İ ı:; bunların jkisi bir ka- ılr,:“' N kanaalimi kaliyen | nl . M derleri İşle — onlara düp &e;. takinenin büyük fayda- ımş'l’ııı Ügünkü cam, dünkü- »'“'!iı.nk c'lı“î karşınızdakinin de t Slirmediğini iddia et- yaîübuıukâ“ kalmaz. n“mll' makine; çok işe a lüra bir tevazu dersi ncrcdc onü İcat cde- îl amı sahı Aurul(ah ATAÇ Kalı bir ev r%ıh !&kalandı N ati a Sübe ikinci kısım me- 'âşl d, akaıdmda sabıkalı bir N Amıstır. Nahi bilhas- | a bu—çğan $ ve Maçka tarafla- Evler soymuş ve uzun S T türlü ele geçirile- imdi v i'a & Retelee Nafinin çaldığı eş ladığı veya sattır lr, Bu.eî—p hırsizi fennin a- 'l H KU — Â U HABER — Akşam postası Ekrem König tarafından Ankarada yaptırılan sorgunun hikâyesi AYYARE kaçakçılığı meselesile alâkası olmıyan, fakat Ekrem Köniğ'in vaziyetini anlatacak mahiyette bulunan “bir sorgu,, işini dün, Tan'dan naklen ve hüâdisede ismi geçen, Ekrem Uşaklıgil'in telefon'a konuşarak, Aağzından sütunlarımı- za geçirmiştik. Hâdise, mahiyeti itibariyle, yukarda da işaret ettiğimiz gibi Ekrem Köniş'in 1982 - 19383 senelerinde de karışık işlerden göocunan bir adam olduğunu anlatmak noktasından mü- himdi. Ayni meseleyi, bugün sütunlarına geçiren refiklerimizi göz. den geçirirken, Ekrem Uşaklızil'in, hâdisenin ana halları itibari- le doğru olduğunu, fakat kendilerini sorguya çekenlerin kimler- den ibaret olduğuna dair kimseye bir liste vermemiş bulundu- ğunu söylediğini görünce, kendisini bu sabalh evinden yine tele- fonla aradık. Arazmızda şöylece bir konuşma geçti: — Bugünkü gazetelerde, dün bize verdiğiniz malümat ara. sında mevcut isimleri sizin vermediğinizi söylemişsiniz ? — Evet, ben isim vermedim,. Çünkü hakikat halde bizi sor- guya çekenlerin kimler olduğunu vazıh bir surette hatırlamıyo. rum, — Hukuk müşavirinin odasında şunlar şunlar şunlar vardı. Dedikten sonra ayrıca da ilâve ederek “Ekrem Göynük de bulu- nuyordu,, demiştiniz. Kimlerin olduğfunu vazılı surette hatırlama- yordunuzsa ne diye bize bunları süylediniz de hâdisede hiçbir alâkaları bulunmıyanların sütun'arımızda yer almasına sebebiyet verdiniz. — Ben bu isimleri, hanzi odada sorguya çekildiğimizi tayin edemediğimi anlatmak İçin söyledim. Hukuk müşavirinin mi? jandarma kumandanımın mı? müsteşarın mı, yoksa kalemi malı- sus müdürünün mü - dedim., Konuşluğumuz odada beş altı kişi vardı. Simasımı tipik bulduğum için Ekrem Sevencanı hatırlar gİ- bi oluyorum. — Gazetemizde çıkan isimler arasında yalnız müsteşarda tereddüd göstermiştiniz .Onu da o şekilde kaydetlik. — Vasfi Raşidin adını da koymussunuz? — Nereye? — Bizi sorşuya çekenlerin arasma. — Ne münasebet. Six bize Ankaraya gitmezden önce Vasfi Raşidin telefonundan bahsederek ondan sonra da Ankaraya çağ. Tıldığınızı söylemediniz mi? — Evet... — Vasfi Raşidin adı yazrmızda ancak telefon meselesinde geçiyor. Sizi sorguya çekenler arasında adı movcut değil... — Ben dikkat etmemişim o halde. — Biz bu hâdiseyi sütunlarımıza geçirmek için değil; sizi sırf şahsi merakımızı tatmin İçin bir dost gibi aramıştık. Bize: “Yazm isterseniz,, diyen önce siz olmuştunuz. Söylediklerinizden bir kısmında sonradan pişmanlık göstererek bizi, eski ve belki de haklı ve hususi bir sorgudan sizö 'atf suretinde bile olsa kendi- liğimizden İsim neşretmiş bir vaziyete düşürmeniz doğru olur mu? — Bu mesele üzerinde bugün de duracak mısmız? Bence durmasanız İyi olur. Ben gazetemde mevzubahs etmiyeceğim. — Siz ister edin, istor etmeyin .0 bizi al/ kadar etmez. Ar- kadaş ve dost sözüne itimad ederek isim zikreden bir gazetenin tekzibiniz karşısındaki sükütu gülünç olur. Haberin şiarı dürüst- lüktür. Vakıâ biz sizin sözlerinizin gazetenize giren şekli, on- larm size neşriyatmızdan herhangi birinin iç yüzünü soranların yanmda bulunmalarma kendİleri için ne resmi, ne hususi bir suç değil, hattâ ahlâki bir kusur isnadı mahiyetini vermediği mey. dandadır; fakat böyle olmakla beraber biz bari sİzin nammıza onlardan özür diliyelim. Hrhalde bu hareketin garabetine İşaret etmek İsteriz. Biz bunu bir meslekdaşa, bir Ekreme yakıştıramadı.:. — Siz yanlış anlamışsanız ne yapayım? — Yanlış anlamaya imkân yok, Söylediklerinizi birer birer not ettik, en sonunda da sonradan söylediğiniz Ekrem Köniz adı- nı İlâve ettik. Burada yalnız da değildik. Telelonda sizinle ko- nuşan arkadaşın tekrarladıklarını, elinde kâğıdı kalemi olmadığı için bir başka arkadaş hnot etti. Böyle olmasa Ankarada kendile- rini asla tanrmadığmız, bir suretle de mevzul'ahs olmıyan filân veya filân zatm adları bizim zihnimize nercden sanrih olur? — Benim söylediklerimi telefonla konuşan erkadaştan baş- kasr duymamıştır. Fakat ben konuşurken mattasmda meveut o. lanlar işittiler. — Sizin bu haleti ruhiye ile konuştuklarımızı bir kalemde inkâr bile etmeniz mümkündür. Hatırınıza gelmiyor ki, matbaa- da konuştuğumuz telefon hattı bir santrala bağlıdır ve bu konuş- malarımız bir hüsnütesadüfle ikinci bir kulak tarafından da ol- duğu gibi dinlenmiştir. — Şimdi matbaaya gideceğim, Acele işlerim var, oradan da görüşürüz, İşte Ekrem Uşaklıgille aramızda geçen telefon muhaveresi, Sözümüzü tamamlamak için dün gece admı vermek İsteme- diğimiz bir zata Ekrem Uşaklığilin söylenen isimlerden birini ti. pik simasiyle vazıl olarak tekrar ettiğ'ni de işitmiş olduğumuzu ilâve edelim ve gazotemizde Ekrem Uşaklığile atfen makam isimleri geçen, fakat kim olduklarını bilmediğimiz 1932 - 1933 senelerinde dahiliye hukuk müşavirliği vazifesini gören, jandar- ma kumandanlığını yapan, dahiliye müsteşarı bulunan zatlarla Ekrem Sevencandan, hattâ Ekrem Königden ve sadece Son Posta sahibile telefonda konuşmuş olmak dolayısiyle dostumuz Profe, sör Vasfi Raşidden - bu hikâyeye adları karışmış olmak itibarile bari biz - Ekrem Uşaklığil nam ve hesahma özül diliyel'n. E e— e— — — — — 9 -— İzmir esnafının gayri kanuni olarak terazi ve kantarları mı toplanmış ? Baş müfettiş diyor ki: “bize böyle bir müracaat vaki olmadı şu dakikaya kadar da böyle bir hareketten malümatımız yoktur İstanbulla İzmir arasında torazi, kantar va her nevi ölçü üzerine iş yapanlardan bir grüup matbaamıza geldi. Haber verdikleri hâdise şu: Burada fabrikalarda yapılan tera- zi ve saire gibi ölçü levazımı, Mar- mara mıntakası ölçü ve ayar müfet- tişliğinde damgalanıyor ve ondan Bonra bu esnaf taarfımndan İzmire sevkolunuyor. Halbuki evvelki salı günü Ege mıntakası başmüfettişliğinin emrile İzmir ölçü ve ayar memurluğunca, damgalanmamış bulunup, İstanbul. da damga görmüş bütün terazi, kan tar ve saire mağazalardan toplana- rak birer pusla mukabilinde kon - trol edilmek üzere almıyor. Bunun üzerine bu işleri yapanlar derhal İstanbula gelerek bir taraf- tan fabrikaları haberdar ediyorlar, diğer taraftan da alâkadarlara baş vuruyorlar ve bize de uğrayıp dert- lerini söylüyorlar, Bu hâdiseden zarar gördüğünü id- dia eden esnaf arasında İzmirden kantarer İsmail Hakkı, bıçakçı Hü. seyin, Ödemişli Hüseyin Hüsnü, Si- lâhçr Osman Nuri, Natan ve bir iki müessese daha vardır. Bunlardan terazici Abdi bize di - yor ki: “939 yılr yeni girdi. Terazi, kan- tar ve saire gibi işlerin tam zama- nıdır. Bu sırada elimizdeki malların Devlet şürası aza nmazetleri Liste, Adliye encümenince geri alındı Ankara, 13 (A.A.) — Büyük Mil- let Meclisi buğün Refet Canıtezin başkanlığında toplanmıştır. Devlet Şürası reisliği ile beşinci daire re- isliği ve on azalık için — yapılacak seçime gösterilen namzetlere ait mazbata asliye encümeni tarafın- dan vaki talep üzerine mezkür en- cümene geri verilmiştir. Askeri fabrikalar tekaüt ve mu- avenet sandığı hakkındaki kanunun encümene verilen maddesi müstesna olmak üzere müzakeresi ikmal edil- miş, Türkiye ile Almanya arasında- ki mübadelâta ve tediyata ait 30 a- Bustos 938 tarihli anlaşmanın tas- dikine, riyaseticumhur dairesi teş- kilâtına mütedair kanunun bazı maddelerinin değiştirilmesine ait ka” nun lâyihalarının birinci müzakere- leri yapılmıştır. Bugünkü toplantıda Kamutayın birinci müzakerelerini yaptığı ka- nunlar arasında arttırma, eksiltme ve ihale kanununa — muvakkat bir maddenin eklenmesi hakkındaki lâ- yiha müstaceliyet kararile müzakere ve kabul edilmiştir. Bu muvakkat madde şudur: 28-4-938 tarih ve 3525 sayılı ka- nunla tasdik edilen kredi anlaşma mukayvelesi mucibince — mübayaası icap eden eşya ve levazım 2490 sa- yılr arttırma, eksiltme ve ihale ka- nunu hükümlerinin tatbiki kabil ol- mıyan hallerde ait olduğu vekâlet- lerin teklifi üzerine maliye vekâle- tinin müta'eası almarak icra vekil- leri heyetincz tesbit edilecek esasla- ra göre mübayaa edilir. Büyük Millet Meclisi pazartesi günü toplanacaktır. toplanması bizi çok zarara soktu. Halbuki biz bunları ayarlı olarak ve damgalattırarak alıp sevkediyo- ruz, Ege miıntakası, bize, ayrıca ken. dilerinin de kontrol edeceğinden bahsediyor. Bizim ne kabahatimiz var? Biz fabrikalardan alır ve sata- Ylğ. Yerli mamulâtı Avrupa masnuatı yanında hem sağlamlık itibarile, hem de şekil noktaiazarından daha , | mükemmeldir. Bunları Marmara mıntakası ayar müfettişliğine verip ayarlatıyor ve damgalatıyoruz. Halbuki İzmirde bütün mallarımız toplanıyor. Ne ya- pacaklarını bilmiyoruz. Yalnız İzmirde damgalanmış o - lanları almadılar, Toplanan malların kıymeti 1500 - 2000 lira arasmda- dir. Şimdiye kadar böyle bir şey ol. madı. Bir türlü mahiyetini anla- madık, Eğer bu hâdise bir ihbar üzerine veya bir şüpheden dolayı olsa bu takdirde bundan bir marka müte - essir olur. Bütün İstanbuldan dam- galanıp gönderilen muhtelif marka- lar toplandığma göre, böyle bir ci. het de düşünülemez. Bu gün, bütün esnaf toplanın İs. tanbul ölçü ve ayarlar müf>t'iri-. gine gideceğiz ve şikâyet odecoi yardım istiyeceğiz. Ezcümle soracağımız sür| şi*dur: “Burası basşka bir memleket mi- dir ki, burada ayarlanan tekvar İz- mirde kontrola tâbi tutuluyor?,, Yine bunlarm verdiği malümt'> nazaran fabrikalarda ticareti dur - durucu mahiyette gördüğü bu harc- keti protesto edecek ve daha yü'r. sek makamata müracaat cü-:.kir. Bunalrdan kantaret İzmiıli İsma- il Hakkı diyor ki: “Arabaları dükkânların ( "lcrine getirdiler ve mallarımızı topladılar. Bize de aldıkları mallara —mukabil | birer makbuz verdiler. Orada vaziyeti halledemiyeceği - mizi anlıyarak buraya geldik. Bunca zamandanberi yaptığımız bir iştir bu, İlk defa Ege mmtakası başmüfettişliğinin böyle bir hare - ketine şahid öoluyoruz. Bugün alâkadar makamata müra- caat edeceğiz.,, Yine bunların verdiği izahata na- zaran Ege müfettişliği bü vaziyet karşısında şikâyet eden esnafa şu cevabı vermiş: “Bu damgalar bizce muteber de. ğildir. Biz kontrol edeceğiz.,, Bize şikâyet edilen mevzuun ne dereceye kadar hakikat olduğunu takdir edemedik. Hiç güphesiz ki İstanbul ayarlar idaresi ile İzmir a- rasında talimat ve tatbikaf nokta - sımdan bir fark olamaz. Hattâ müştekilere: “Bir ihbar yüzünden buna mec - bur olabilirler. Bu münasebetle o- lan biten yüzlerce sulistimal hâdi- sesi vardır. Hiç şgüphesiz Ege mın. takası sebebsiz bir müdahale yap - mış veyahut hötbehot hareket vazi- yetine geçmiş değildir.., İ Dedik. Buna da şu cevabı verdi- ler: “Böyle bir şikâyet varid olamaz. Olsa bile nihayet bir veya iki mar- ka içindir. Halbuki bu işle uğraşan birkaç marka var. Yalnız İstanbulda damga görmüş Tan gazetesisin şairliği AN gazetesi bugün bir yazısında “Cumhuriyet” gazetesinden bahse- derken şöyle bir cümle kullanıyor: “Fakat bü aşikâr gazetecilik kurnazlıfı- nı sekiz yaşına daha evvelki gün basmış olan küçücük Haber refikimiz bile yutma. ÜL,, Rasgele “Tan” başlığıma baktık, daha dördüncü “sal hayat,, mda bir “nevcivan” mış, Şu halde sekiz yaşmmdaki Haber küçücük oldu- ğuna göre *Tan” küçüc_üğün tam — yarısı büyüklükte olacak, Onun bizden çok daha genç olduğunu İs- ' — ğpat edecek r başka nokta da hâlâ şiir tecrübelerinden vazşeçmemiş bulunması- dır. Meselâ bugünkü manzum bir serlevha var: nüshasında — şöyle GECİKİYOR MUŞTA POSTALAR ” DB malları toplamaları da noktayı varid göstermez.., Bir defa da Marmara mmtakası başmüfettişliğinden keyfiyeti sor« du. Bay müfettiş diyor ki: “Bize böyle bir müracaat vaki ol- madı. Şu dakikaya kadar da böyle bir hareketten malümatımız yoktur. Bittabi İzmir mıntakasında İstan . buldan damgalanmış kantar, terazi böyle bir ve saireye müdahale olunacağını — sanmıyorum. Bu nihayet mevzil bir hâdise olsa gerektir. Alâkadarların izamından ibaret olması müktemel- dir.,, Ölçü ve ayarlara ait kanun, tali- matname sarihtir. Bu güne kadar büyük tecrübeler de elde edilmiş « tir. Bir hâdise olmaksızın Ege mınta- kasınımn kanunsuz bir muameleye | teşebbüs etmiyeceğini sanmakta biz de Marmara başmüfettişliği ile be. raberiz. Ancak hangi tarafın haklı oldu- Sunu, bugün karilerimize günün bir meselesi olarak arzettiğimiz bu hâ- | disede iblâğ vaziyetindeyiz. Bu itibarla Ege mıntakasımdan #ariyetin izahmı ve tenvinini bekle- riz. Dört zehir kaçak- çisı yakalandı İkinci şube kaçakçılık bürosu me- nurları, dün dört zehir — kaçakçısı yakalamışlardır.. Bunlardan - ikisi köprü altında eroin çekerken tutu- ne Yaşar ile Adil adında iki sabı- kal:dır, bunlar eroinleri Mustafa is- minde diğer bir sabıkalıdan aldıkla- rını söylediklerinden, Mustafa da yakalanmış ve üzerinde mühim mik“ tarda ercin bulunmuştur. Diğer kaçakçı da Galatada Küle caddesinde yakayı ele vermiştir. Bu da — sabıkalılardan Ahmedakidir. Ahmedakis memurları görünce elin de tuttuğu iki lâstik balonu teker te- ker ağzına atarak yutmak istemiş, fakat buna meydan — verilmeden yakalanmıştır. Bunların içinde ero- in bulunmuştur. —— Âsker toplama ilânı Beşiktaş askerlik şubesinden: 1 — 330 doğumlu ve bu doğumlu. larla muameleye tâbi erlerle hasta- lik ve sair herhangi bir sebeble ge- riye bırakılmış veya emsallerile askere çağırıldığı halde gelmiye « rek bakayada kalmış veya yoklama kaçaklığından veya saklıdan nüfusa — kaydedilerek muayeneleri aypılmış ve henüz sevkedilmemiş 316 doğu . mundan 329 dahil doğumuna kadar piyade islâm erat 21-1-939 günün- den itibaren müretteb oldukları kıf- alara sevkedileceklerinden tayin e. — dilen günde behemehal şubey mü- racaat etmeleri ve müracaat etmi « yenlerin askeri mahkemelere verile- rek hapis cezasiyle cezalandırıla - cakları. - 2 — Bedel verecek olanların be- delleri 20.1-939 cuma günü akşamı- na kadar vermeleri ve bundan sön- ra bedel kabul edilmiyeceği. 3 — Çağırılan bu evsaftaki era- tm muameleleri incelemek üzere toplanma gününden evvel şubeye müracaat etmeleri ilân olunur. * 4 * Fatih kaymakamılığından: 1 — Yedek istihkâm (30908) ka- kıtlr İbrahim oğlu 1320 değumlu İs- mail Hakkı. 2 .— Dz. Sn. Hr. Fmakli binbaşı sman oğlu Rüştü Tekirdağ (698) Askerlik şuhbelerine müracaatları ilân olunur l