Fikir adamı ve demokrasi AMANTIMIZDA fikir ve sanat &- damları dünya siyasetine kariş- aktan, ancok devlet adamlarını alâks- ettiği sanılan meseleler hakzmda 'üklerini söylemekten kaçınmıyor- iş * Hem de bunu #adece gazete sütun- | veya kitab sayfalarında söyle- "ekle kalmıyorlar, içlerinde devlet veya Hikmet reislerine mektupla, telgrafla cast edip: “Şöyle yapmalısmız, köy- Ve etmelisiniz, diyenler var. eri geçiyor mu? tavsiyelerine, ha“ lerine kulak asılıyor mu?... Bu su- Ultra evet diye cevab vermek kabil de- Ama bunun bir faydası olduğu mu- ak; sanat ve fikir, hayatın dışmda faaliyet olmaktan kurtuluyor. Geçen Mene, oldukça tanınmış bir şairimizin ya- , İspanya ili harbinden bahsedi- İORluk: “Ya! npanyada harb mi var? MİL Bunu, zannederim mahsus fapıyor- ? elbette o bağuşmayı duymuştu; fa- bir Fransız şairinin söylediği gibi: ıkmasını, birtakım “fa. t edilmesini ehemmiyetsiz Sayan ilosof gü Ez $air ve filozof günden güne aralı 1914 de milletleri harbe teşvik eden Veya sulbün korunmasına çalışan müte- N terin ve sanatkâr yok değildi; fakat i Dünlar birkaç kişiden ibaretti, Bugünse * dünyanın her tarafında demiyeceğm » K Bittin demokratik memleketlerde birçok adamları düşündüklerini söylüyor- Yar, devlet adamlarına ve bütün vatandaş- kabul ettirmeye çalışıyorlar, Sanat- kirin filosof fildişi kuleden çıkıp azora'ya | Sarayi Valery gibi şimdiye kadar gün- ik ahval ve kâdisatın dışında düşün- 0 alışmış adamlar. bile, meselâ salı istiyor gibi, bir beyanname Bahiyetinde kitahlara iştirak ediyor. na ancak demokrasilerde imkân var; eki memleketler fikir ve sanat adamı. <a reyinal bildirmesine müsaade etmiyor. ların devlet adamları şairi de, fikir “amımı da sadece saltanatları zamanı. MA bir süsü, ciddi işlere karışmağa hakkı İ Tiyan bir adem sayıyorlar, Bir rivaye- pe meşhur Fransiz gairi Racine, kral Üncü Lonis'nin huzurunda, tebeanm brmdan bahsedecek olmuş; hüküm- dar hemen kaşlarını çatmış ve gnir çık- tan sonra: “Bu adam deha sahibidir nazır olmak mı ister?,, demiş, De- tik idarelerde - deha sahibi olsun - fikir ve sanat adamlarma leketin halinden bahsetmek, mille- İlnlerine tercüman olmak hakkı ve- r. Hattâ bu onun İçin bir vazife sa- r. Demokrasiler fikir ve sanat a- anlarına hürmet ediyor, onlara büyük mevki veriyor. ana rağmen birtakım münevverlerin düşman oldukları, fikirleri. Mİ öylemek hakkını vermiyen idare rma taraftarlık ettikleri gözükü- © İ Pe Bunlar - içlerinde değerli adamlar iğ da biliyorum , uşaklığı efendi- tercih eden insanlardır. Bunun için & *serlerindoki o güzelliklere rağmen, SN küçüktürler. Bir Goethe olsalar e She'ley, bir Milton olamazlar; İçin birtakım güzel şekiller ya, ktan da daha esaslı büyüklükler eğimi aniyamaslar, İS Nurullah ATAÇ Atlantik sahille- i,finde ka 'ırga İ'ok şehirler su altında T 8 kaldı; insanlar öldü evyork, 22 VA. A.) — Beş gündür Si sahilinde şiddetli fırtına ve yağ- roi r hüküm sürmüş ve Meksika kör. k de buna irzimam ederek 100 kilo , “> 2 sele esen bir rüzgür bütün ir büyük hasarata sebeb olmuştur. e j - TEE Z Nİ AR * MAS: SU A. A. leniz münakalâtı durmuştur. Bir- #ehir ve köyler su altında kalmıştır. > daha şimaldeki şehirler ara- Ti münakalât kesilmiştir. Bugüne ka- diğ guler yüzünden 200 kişinin öl- Ve 10 bin ailenin yersiz kurdsuz tesbit edilmiştir. alinarak milyonlarca dolara yükselmiş- Ka arza Kanadaya doğru İlerlemek. nemi Eka iy in di Şi İG ERİŞ COCUĞUNU TEDRİCİ ÖLÜME MAHKÜM EDEN ANA Harp hazırlığı İngiltere, harbin önüne geçmeğe uğraşırken mü- dafaasını ihmal etmiyor e m Mis Barbara İngilterede kadın, erkek herkes Lon- dranın imdadıma çağrılıyor ve günlerden, beri devam eden bu davete her gün bin- leree kişi koşuyor. Bilhassa harbin, 06- fesini hissettirecek kadar yaklaştığı bü günlerde Londranm artık pek müstakbel sayılmıyan İmdadına koşanlar da çoğal. mıştır, İngilterede kadm erkek bir milyon ki- şiden mürekkeb bir “sivil hava ordusu,, teşkiline başlandığını yazmıştık. Daha #onra, “haya hücumlarına karşı kadınlar birliği, nin kurulduğundan da bahsettik, Ru birliğin propagandası için hazırlanan bir afişe yanlışlıkla bir Alman kizinn resmi çizilmişti. Bu anlaşılmca o milyon. larca afiş yırtılmış, yakılmış, yerine İn. giliz kadmmı en iyi temsil edebilir diye söçilen bir kızm resmiyle yeni efişler yapılmıştı. Mis Barbarn Kerşar ismindeki bu kiz İngiliz kadınını yalnız çehresiyle, afişle- re konulan resmiyle temsil etmeyi kendi- 8i için kâfi görmemiş; İngiliz kadmlarının. hava müdafaası ve hava ordusuna karşı gösterdikleri alâkaya da iştirak etmiştir. Bugün Mis Barbara da sivil hava muha- faza ordusu efradmdandır ve ilk tayya, Te tecrübelerini muvaffakıyetle başar- mıştır, Bugün sivil hava muhafaza ordusunda talim görmüş 45 bin kişi bulunmaktadır. Halbuki, geçen sene © zamanki hava hil- cumlarına karşı müdafaa Yardımci kuv- vetlerinde sivil halk 20-25 bin kadardı. Bu suretle, İngilterenin hava tehlikeleri. ne karşı müdafaasma bezırlanmış sivil halk bu sene iki misli artmış bulunuyor. Bu 40 binin yarından fazlası Londra mntakasmın rnüdafan o teşkilâtındadır. Diğerleri da ekseriyetle Bançester, Bir- mingam, Şefild gibi büyük sarayi şehir. lerindedir, Talim gören sivil halk, askeri tatbika- ta da tâbi tutulmaktadır. Bunlardan yeni bataryalar teşkil edilmiş ve hava hlcum- larma karşı müdafan aleşi egzersizlerine başlanmıştır. Sivil müdafaa teşkilâtt ba- taryalarında 7 santimlik yeni toplar ve- rilmiştir. Londra mıntakası hava müdafaa teşki, Yâ reiri Mister Herbert Morrison, Çe- koslovaky'a meselesi münasebetiyle Av- rüpa vaziyetinin birdenbire karıştığı bu #on günlerde Londra halkına hitaben bir nütuk söylemiş ve halkı teşkilâta yardı- ma tekrar davet etmi Mister Morison bu nulkunda diyor ki: “Hava hlicumlarına karşı tedbiçler tey- kilâtı kurulduğundanberi, yani geçen se- nedenberi Londra halkı çok büyük faali, yet göstermiştir. Gerek ben, gerek diğer akudaşlarım vatandaşları bu teşkilâta her an davet etlik ve her an yeni taleblerle kargılaş- tık, her gün yüzlerçe kişi teşkilâta ya- zldı. Bugün onu ayda kere görebiliyor ! Çocuğunu tedrici ölüme sürüklemek cürmünden dolayı bir İngiliz ka. dınının muhakeme edildiğini yazmıştık: Rebeka Burman İşmindeki bu ka- dının kocası ölemiştür ve Core isminde bir oğlu vardır. Çocuk bugün 11 ya. şındadır. Fakat kadm, kendisini çok sevdiği için, fazla ihtimam altında bü- yütmüş, ne oynamak için sokağa veya bahçeye çıkartmıştır, ne de evin için- de oynamasına müsaade etmiştir. Oğlunu hemen hemen hiç yataktan dışarı çıkarmayan bu xadın onu mektebe de göndermemiştir. Çocuk, yar; aptal vaziyettedir ve adeta kötü rümdür, Muhakeme neticesinde kadın cezasız kurtuluyor, fakat oğlu kendisin. den ayrılarak bir çocuk bakımevine yazılıyor. Lâkin kadına belki en büyük bir ceza başka taraftan verilmiş oluyor: Misis Rebeka'ya oğlunu ancak ayda bir kere, o da İki saat olmak Üzere görmek müsaadesini veriyorlar. Kadın bundan tabit çok şikâyetçidir. Fa- kat endişesi en fazla, oğluna kendisi kadar dikkat edemiyecekleri düşün. cesinden gelmektedir. Önce, kendisinin oğluna tatbik ettiği yaşama şekli çök muvafıktır. Çünkü Core çok narin bir çocuktur. Yünürse, oynarsa yo- rular, ileri sürerek şikâyette bulunmuştur. Corcun anası hastaneden çıkarken kendisile görüşen bir gazeteciye dert yanmış, şunları söylemiştir: — Vakıa oğlum memnun olduğunu söylüyor. Fakat inanmam, Dünyada bir insana ânası kadar kimse iyi bakamaz. Sonra, ben kendisinden uzak bu- lurnduğum gündenberi oğlumun neş'esi kaçmış. Bir çocuğun annesi daima yanında bulunmalıdır... Bundan başka, onu ayda bir gün, hem de iki saat gibi kısa bir zaman görmeye beni mahküm ediyorlar. Bu da bir anaya ve evlâdma yapılacak en büyük işkencedir... Kadının çocuğunu hakikaten sevdiğine şüphe eden yoktur. Fakat Rebe. ka xendi fikrine öyle kuvvetli inanmış bir kadın ki, çocuğunu âtıl bir hayata mahküm etmenin mahzurlarını hâlâ anlamamıştır ve Corc kendisine iade edilse yine onu yataktan dışarı çıkarmıyacağı, oynamasma, mektebe gitme- sine mi olacağı muhakkaktır, Halbuki çocuk, bakım yurduna gireli bir ay içinde üç, dört Kilo almış. tır. Corc, on bir yaşında olduğu halde, artık mektebe de başlamış bulunuyor. nüllüye ibtiyaemiz var. Bilhassa bugün, Londrarın müdafaa Loşkllâlında, yangı- na karşı müdafaa tertibatı ile seyyar kadin imdad kolu kadrosunda açık bulu- muyor, Fakat, yeni gönüllülerle bu açıkların derhal kapanacağından eminim, Londra balkı şimdiye kadar bu hususta büyük bir canlılık göstermiş, ve gerek hükü- met, gerek duhiliyo pazırlığı tarafından takdirle karşılanmıştır, Son günlerde Londra müdafaa teşkili. tnin fanliyeti hakkında hükümete tokrar malümat verdim.. Ve askeri bir toplantı. da da seferberlik halinde bizim teşkilâ- tın nasıl çalışacağını kararlaştırdık, plân- ları bazırladık.,, Hava müdafaa teşkilâtmda kadmlara olduğu gibi çocuklara da birçok işler düş- mektedir. Onun için, İngiliz mekteplerin- deki talebeler de müdafaa teşkilâtının küçük gönüllüleri olarak çalışacaklardır. Leçesterde bütün mekzteplerdeki çocukla rn ailelerine birer fiş gönderilerek ge. £iş bir anket yapılmıştır. Bu fişteki su- allere çocuk velilerinin vereceği cevaba göre, çocuklarm ne gibi işlerde kullanı- labileceği tesbit olunacak,/*ondan sonra küçük gönüllülerde hava müdafaa kurs- ları görmeye başlıyacaklardır. İngiliz sanayiinde birçok fabrikalar faaliyetlerini hava hücumlarına karşı mü- dafa tertibatı &letlerine hasretmişlerdir. Bu arada her gür binlerce gaz smaskesi yapılıp İngilterenin her tarafına sevke dilerek halka dağıtılmaktadır, Yalnız Bir mingam mintakasmda bir milyon kişiye gaz maskesi dağilmak lizmmgelmektedir. Havadan bombardımana karşı müdafaa tortlbatında büyük rolü olan kun tor. baları ön her gün vagonlarla sevkedil- mektedir. Son günlerde Londraya yeni- den yarım milyon Kum torbası getirile- rek dağıtılmıştır. Bu suretle İngiltere hükümeti harb tehlikesini uzaklaştırırken, harb ihtima - Yini bir an aklından çikarmiyor ve harbi her gün olatilecek bir ihtimal gibi göre- rek faal bir şekilde müdafaasına hazır, Mahkeme kararı verdikten sonra bir ay geçmiş ve kadm ilk defa olarak geçen gün oğlunu iki saat için görmüştür. Kadın, çocuğunun hastanedeki yatağı başına alınmış ve kendisile ko. nuşmasma müsaade edilmiştir. Oğlunu, boynuna sarılıp öpen Misis 'Rebeka onu kendisinden ayıranlara söylenmiş, oğlunun hayatından endişe ettiğini bir | Yün kraliçesi İngilterenin en iyi yün elbise yapan kadını Birçok Avrupa memleketlerinde ber şeyin bir kraliçesini çıkarmaya başladı- lar: öyle ki, kraliçelerden kraliçe beğen sözünün burada kullanılması tam yerins de olur! Şimdi İngilterede bir de yün kreliçesi seçildi, Glaskov sergisinde yün ve yün- M eşya sanayiinin propagandasını yapa» eak olan bu “kralişe,, 20 yaşında ve Mod Klerk isminde bir genş kızdır. Kraliçe en iyi yünlü elbise giyen ve bu kumaştan en İyi elbiseler yapmasını bilen bir kas dın olsrak seçilmiş ve kendisine bu işin kraliçeliği unyanı verilmiştir, Mis Klerk Glaskoy sergisinde yünlü elbiselerini birer birer giyerek Üzerinde teşhir ettikten sonra, teşrinisanide Len, dradr açılacak olan “Eadm sergisi, nde de yeni moda yünlü kumaş elbiseleri hal- ka tanıtacaktır. Araplarla ingi- , lizler çarpıştılar Dört Arap öldü, bir İngiliz askeri yaralandı Kudüs, 22 (A.A.) — Dün araplarla İngiliz asker ve polisi arasında Tiberias civarmda mühim bir müsademe vuku bulmuştur. Araplar evvelâ çekilerek takviye almışlar sonra yeni bir müsa- deme daha olmuştur. Reşmi bir tebliğe göre dört arap öl. müştür, Ramel civarında iki arap ve bir yahudi cesedi bulunmuştur. Gazede bir İngiliz neferi ağır suret” te yaralanmıştır. Resmi bir tebliğe gö- rc, araplar son günlerdeki tevkifatı pro- testo için Hayfada umumi grev ilân et. mişlerdir. | Rasgele Küçüklerim!iz İMSELİ ve kimsesiz küçüklerimizden bahsetmek istiyorum. Havadisi- güzetelerimizde siz de okuyacaksmız. Eminim ki sizin de yüreğiniz sızlıyacak, Bu küçüklere ne oluyor, ahlâkları nasıl bozuluyor, önüne geçemez miyiz - diye. 13 yaşmda bir kız çocuğu eroin kaçakçılığı ve eroin kullanmak suçun- dan; 15 yaşmda bir erkek çocuk da hırsızlıktan yakalanmış, ikisi de adliye- ye verilmiş. Erkek çocuk bir buçuk aylık mahkümiyet hükmünü bile yiye. rek hapishaneye gönderilmiş, 13 yaşımda bir kız çocuğunun eroin kullanması ve kaçakçılık yapması insana görib görünüyor. 15 yaşmda sabıkalı damgasmı yiyen bir çocuğun hali içsana izgünlük veriyor. 18 yaşmdaki bir kır çocuğunun erol kaçakçılığını değil, croln adını bil, memesi icab eder. Middeiumumilikte sorgüya çekildiği zaman: — Ben eroln do içmem, kaçakçılık da yapınam! Demesi, eroinin ve kaçakçılığın ne olduğunu bildiğine bir işarettir. Erkeğe gelince, o dr hırsızlığını fena bir iş olduğunu bildiği halde işle. Casus Cevahirciyan Abdülhamid zamanında Er. meni Hınçak ihtilâl komitesi. sin ihtilâl teşebbüsü nasıl or taya çıktı?. Abdülhamidin casusu Cevahirciyan ihtilâl teşebbüsünü bütün delillerle ortaya çıkardığı halde neden mah- küm oldu?. Yirmiye yakın kişinin idam ve mü- €bbet kürek, sürgün cezalariyle ce- zalandırılmasına sebep olan yakın tarihin bu heyecani ihtilâl hareketi- ni HABER'de okuyacaksınız, miştir. Bunlar bü cürümlerini kimsesiz ve muhtaç olduklarından dolayı mr yap- mışlardır? Böyleyse hâdise bize, içtima! teşkilâtımızda büyük bir eksikliği katırlatmalı, kimsesiz çocukları siyanet edecek bir müessese vilcuda getir. meye teşvik etmelidir. Yok, #ırf ahlâk bozukluğundan ileri geliyorsa yine | üzerinde durulacak bir mesele karşısındayız demektir.