ş Bilinmiyen Mahiüktar Dünyada henüz nsanların bil. medikleri mah- üklar vardır. 1. kide birde balık. garında acaip ve garip Bı, Aalamaktadır. İk Arı teşhise davet ki bunlar tanıma- â ler ve yeni çe. tan oldüğunu kay- ği bunun tetkikine Bn İn dibi EA: Zi i bir çok mu. Va etmektedir. Ha. İ k tabakalarına ç Pirard bu sene deniz “öğ kararlaştırdı. Metre derinlik teca e tam bir karanlık ve Sahalarda yaşıyan tenvir cihazlarını be N e ktadırale, an Ayyy My bazıları vücutla n telek ziy en ışıkları görünen ve . gemilere teşbih Y, İİ Sar . | ima fit 'Ak “ Açık Tom- A “. sahilelrinde İtaz,,, am bir çeşit hay. e etmişti, iyice tet- 4 nin şimdiye ka. & Bayağı bir hayvan ol. | - e İş iş bir çok zilleri i Tie dolu olduğu &. miştir, eni il ça açık şan Or pek yi kav N bilemiyoruz. İN bok yilin, elerin kaplumba. Bİ VE etini çok leziz alde biliyor - nların, yalnız Yediklerin » w ay zi NE » Rio dö Jüleyro ağ dağın tepesi, ta. Profiline benzedi. bu Japon horozu. Kk pan KN Di ki kiye ih. a Ve kaymetli kuşe İkin, ; tinayla, ipekten Seyyahlar, Afrikada Deveku sunun mevcudiyetini keşlettik . leri zaman, yerlilerin yumurta - ları nasıl diklerine hayret mişlerdi. Filhakika, yerliler, vu. murtayı ik kül içine koyduk- tan sonra, tepesine bir delik açı çöple yumurlanın İ- aşmcaya kadar karıştı m—— Hayvanların sadakat ve dostlukları bazan - hattâ ekseriya . ha kuvvetlidir. Resimlerle tesbit edilen bu ha- an sadakatinin sağlamlığını bir defa daha isbal Msanlarınkinden kiki hikâye, hay etmektedir. 1 — Meksikada, Şiko adında, 14 yaşlarında bir çocuk vardı, ki, ekseriya ormanlarda dolaşır ve hayvanları çok severdi. Bilhas sa, “Pezanito,, tabir edilen rengâ'renk tüylü bir kuşla çok döstte. 2 — Güneşin ortalığı kasıp kavurduğu sıcak bir günde; Şiko- bir çite dayanarakuyudu ve tatlr rüyalar gördüğü bir sırada, 28. hirli bir yılan kendisine doğru sürünmeğe bâşladı: 3 — Kuş, yılanı gördü. Kızarmış götlerini bağırdı fakat çocuğu uykusundan uyandıramadı. 4 — Bunun üzerine “Pezanito,, tereddüt etmedi. Şikoyla yılan arasında sıçramağa başladı. Sonra, yılanın kıvrılarak hücuma hazırlanmasına rağmen, ona yaklaştı. 5 — Yılan düşmanını derhal tamdı. (Çünkü bu kuşlar, uzun ve sivri gağaları sayesinde, yılanları öldürmeğe muvaffak oluyor. / * gr Kİ g Rakamlarla işaret edilen yerleri, aşağıda göslerilen renklere bovayın. 0: Beyaz, 1: Açık kahve rengi, 2: Çok açık mavi, 3: Koyu kahve rergi, 4: siyah. ESA are ii 4n nu isıramadı, 2 Hâkim — Ma sumiyetiniz sa bit olduğun - dan, mahke - me » beraeti - nizo"karar vermiştir. Maznun — Çok iyi, teşekkür ederim ama, ben - boşu boşuna iki ay hapishanede yattım. Bu- nu tazmin etmek için ne çala. bileceğimi lütfen osöyler mesi. niz? e 4 Hâkim — Hırsız lık etmek niye. tinde olmadığını 4 a söylüyor. v sunuz, Halbuki sizi geceyarısı, ağımızda sigara olduğu halde, tütüncü dükkânı nm kasasını açmağa çalışırken, cürmümeşhut halinde yakala . dılar! Maznun — Bay hâkim, niye tim, içtiğim sigarın parasını ka. saya koymaktı. lar), ve birdenbire, yaylarmış gibi, kuşun üzerine alıldıysa da, o- 7 — Döğüş korkunç bir hal aldı: İki düşman ileriye geriye doğru atılarak biribirlerini şaşırtmağa ve gafil avlamağa çalışıyor. lardı, faltaşr gibi açtı, hayatını kurtardığını 8 — Kati an yaklaşıyordu. Yılan, yorgun bir halde başını kal- dırmış kuşun, azim ifade eden canlı gözlerine bakıyordu. Bu st- rada Şiko da, hep ayni derin uykusuna dalmış bulunuyordu. 9 -— Pezanito, birdenbire müthiş gagasını tam hedefine, yani yılanın başı arkasina sapladı.. Bu darbeyi birkaç yeni darbe daha takip edince, yılan öldü. Bunun üzerine kuş, korkunç, fakat artık cansız olan rakibini, mağrur bir tavırla Şikonün yanına sürükledi, 10 — Pezanito bundan sonra çocuğun sırtına sıçradı. Şiko uy- kusundan rahat rahat uyandı ve gülümsedi. Fakat daha ilk nazar. da, küçük ve kanatlı dostunun kendi hayatını tehiikeye koyarak, anladı, O zaman, tatlı, çok tatlı bir tebes sümle kuşa teşekür ederek onu öptü. Şen Fıkralar 5 Bay ve bayan vâpura binmiş - ler adaya gidi- yorlar ve bayan ” soruyor. — Denize düşersem ne yapar. sın? — Öyle zannediyorum ki, hiç düşünmeden, sana bir duba a. tarım.. “*# 4s Felsefi düşün ce: İnsan, birçok şeyler bilmediği. ni, bilhassa ço- çuğunn kendisine sual soracak bir yaşa geldiği zaman anlıyor. *» $ * Nişanmın bo. lüyorlar, doğru mu? — Evet, azizim, bu genç kız bana yüz paralık kıymet bile vermiyordu! — Bünü nereden biliyorsun? — Desti izdivaç talebime, 20 paralık bir kartpostal üzerinde “hayır, diye cevap verdi. * * * Psikoloji: UN — Münakaşa e. den iki erkekle İİ münakaşa eden » iki kadınara. tındaki fark nedir? — Bilmem! — Şt halde ben söyliyeyim: Erkeklerden her biri kendisin. den bahseder, halbuki iki ka . dın, üçüncü bir kadından bahse- — Bu mağazala iy rm yaptıkları hırsızlığa da ar. tik tahammü. > lm kalmadı! — Ne oldu? — Anlatayım. Geçen gün bir mağazadan bir o paket iğneal - mıştım. Kâğıdın Üzerinde: “5 ku ruşa 1000 asorti iğne, diye va. zalıydı. — Ece? — Ne olacak! Ben de oturup iğneleri saydım ve iki iğne ek- sik olduğunu gördüm! BiLMECE Yukarki şekilde bulunan a dedlerden yalnız beş tanesinin yerlerini değiştirerek, öyle bir vaziyet yapımız ki, sekiz kutu: Üzerine üçer üçer yerleşmiş yu- varlakların içindeki rakamları ü- ger üçer <cemettiğiniz zaman bulacağınız yekün dalma 18 ol sun. Bu bilmecemizi halledenlor, den birinelye bir konsol saati, ikinetye büyük bir şişe kolonya, üçüncüye bir resim albümü ve ayrica 200 okuyucumuza muhte. Mf hediyeler verilecektir. HABER ÇOCUK SAYFASI Bilmece kupona 6 AĞUSTOS — 1938