Yazan: Ralımi YAĞIZ Şarlı Kapo, Türk askerlerine uyduracağı yalanı tasarlamıştı — İyi aklima getirdin. Evet... Çağırta» lım! Yalnız za çok dardır. O gelin. ceye kadar sen ler öğrenirsin belki! Bir de Bilhassa şu elleri ayaklı başlıyalım! Yüzbaşı Rıfkı ke cümanlık edecek Yedek bata bahir esirlerini bir defa se3 sine kapılmışlar, onlar da (tercü birlikte esirlerin yanma gelmek için Yı çıkmışlardı. Teğmen İhsan safın ri ayakları bağlı bulunan r retinde elleri gedikliye olması. da bir karşı uğraşan Şarl di, ı gemiyi tes- gelecek olan Türk asker lerine şöyle yalan uyduracaktı — Ben, teslim olmağı kararla Mürettebat da baha iştirak etmişti.Fi süvari ile öteki suba hepimizi tehdit ettiler, efrada beni tut- turdular, bağlattılar.. Türklere teslim ol- makta ediyorlardı. Gemi dönüp kaçacağı sıra 'daşıma amonyak depolarını deldirdim.. | Geminin havasını çacak hali kalmıy ğe razı oldu. Mantiğn tıyun olan bu yalan ve ihti- rasile“Türkle i kazanacak, onlara taraftar görünecek, sonra bir fır. satımı bulursa kaçmağa ça ktu Teğmen İhsanla maiyetindekiler man- çirdikle it bu plânı denemek istiyen Sarl Kapo sukutu hayale uğradı. Onu bü acip vaziyette bulan Türk er- | leri tuhaf tuhaf baktılar; sonra bunu İ mandanlarına gösterdiler. Teğmen Ihsan na çelrelil fransızca. gemi böylece esirli. sempetis duruyorsun? Şarl Kapo kalabalık bir ağızla yalanı- pr izaha girişti. Çoğunu anlamadığı bu lâkırdı sağanağını kısa bir el işaretile ke. sen Teğmen, onu (arkadaş zuna yükletti; esirler, Şarl Kapoyu da o. muzlarında taşıyarak gemiden çıktılar. Teğmen İhsan ütinci defa yüzbaşısının yanında Şarl Kapoya ken bunu tamamen hatırladı. Fakat anlatmağa lüzum görm in ayakların bağ- ve yalvaran bir sesle cevap verdi: — Süvarimiz kapiten Alfred Didiye! — Hangisi bu — Şu en başta duran uzun boylu, kuru yüzlü çatık suratlı adam! — O sizin süvati miydi? — Evet! — Nedeh bağlattı? — Teslim olmak lâzımgeldiğini tebata telkin ettiğim için! — Anlamadım! > yım... Biz daha buraya gel- meden, iki mil aşağıda iken de ateşe tu. tulmu: , Vaziyeti tehlikeli görüyor- dum. Kumandan yersiz ve yolsuz bir fi. kirle bu maceraya atılmıştı. İngiliz ge- milerinden mürekkep kafile de biz üç ge- mi vardık, Komodarumuz bir İngiliz yüz başısıydı. Daha ilk adımda hiç sevme. | diği bizi, Fransız gemilerini | terkettiğini bildirdi, Marmarad: mak üzere o ileri atıldı. Birinci ateşi lenmekle atlattık.. Tam şuraya geldiği. miz sırada sizin ateşinize tutulduk. Mer- miler etrahmıza düşmeğe, elrada korku vermeğe başladı. Herkes tirtir titriyordu. Bu ateş altım- da şu binbir ölüm tehlikesile örülü Bo. taliimize !pesini yardı, Yeni bir in görmüyordum, tebatı başıma (topladım. tum. Türklerin ne kadar iyi kalpli nlar tarif ettim. Hepsi bana inan. Bu halden kurtulmak için en iyi tesim ol- epsi kabul etti, mi emirberi a işi anlı Alinecab, ne bu mert düşmanımıza süva. gaya geldi beni çağırdı. Bu hareketimin manasız olduğunu söyledi, Ona da nefer» lere anlatıklarımı tel Arkadaşlarını çağırdı. 4 subay. gi lerle birlikte tabancaları çektiler. Ka. n Didiye neferlere emir verdi; Ş yin diye.. ir didi altında müretebat isteksiz hareketlerle beni tuttular; bağ- la « Bir kenara bırak iklâştı.. Geminin çok ya Ateşiniz r korkuya düşürdüler, ri; hâlâ geriye dönüp kaçmak te. şebbüslerini başarmağa çalışıyor, bu inat , hem de müretebatı teh- tehlikeye sürüklüyordu. Bir aralık samimi arkadaşlarımdan şar ile Blonden yanıma geldiler.. İkisi ik kederli idiler. Hele Blondelin yü- rü kireç gibi bembeyaz kesilmiş, zavallı delikanlmın korkudan ödü patlayacak bir hale gelmi Arkadaşlarım bana s0 kul Rişar, tirtir titriyen. korkudan biribirine vuran çenelerini güçlükle ha. rekete getirdi; bana sordu: — Ateş şiddetini arttırdı (1) Serjan! De yapacağız? “Terslikle cevap verdim: — Bunu bana değil, -sizi körü ölmeğe mahküm eden inatçı sor! Biondel atıldı: — Bu adamın ii diye öleceğiz?.. — Ben size evvelce anlattım. Bu işin en kolay ve en muvafık hal t ledim, Razı olm süvariye | dı yüzünden biz ne zan SÜ dınız!. Yahut razı oldu. nuz da sonradan süvarinin o önünde bu nız! Ben ne yapayım! — Teslim olaydık! fikrinizden — Hem de en iyi çare buydu.. Henüz vakit geçmiş değildir. Çare de gene bü. dur! Biz kor akınımızda infi- <mi gemiyi alabora ola- arım yerlere yu. telbahirde kumanda ses lıklarını kovalıyor; maki. kürültüsüne karışan bir haykırış da akisler yapıyordu. Bl del yerden kalkarken iplerimi tutu; — Serjan seni çözelim! Dedi... Bunu istemedim. dim: Cevap ver- — Beni çözüp m — Başımıza çin sevkedersin! Ya süvari?.. Tabancalı arkadaşlarile üzerimize hücum eden süvari? — Senin yerine onu bağlarız.. Bu fil aşmadım bile. Çünkü ye, niden bazı meselelere yol açacak, su al. tında en tehlikeli dakikalarda — biribiri- mize girecek; kanlı bir boğuşma mevda. na getirecektik. İşin kolayca bal şekli için aklıma bir sey geldi. Blondelle Rişarı kenditne doğ- ruçektim kulaklarına vatla fsslda- r bizi teslim olmak i- madenibu'undu Aydın'da birer Zımba ile birer çekiç alır de var bunlar. Evet Serjan! Gizlice amonyak depolarına yaklaşın.. Ufacık vuruşlarla, gürültü çıkarmamağa gayret ede ede depoları birkaç yerinden delin! Oradan çıkacak gazlarla hava 2e- hirleniğ. S , inadına rağmen, bu hal- de artık suyun altımda o kalamıyscağını arilar. Mecburen denizin yüzüne çıkar, | Makine, eğlde Zengin demir Seller bir dağın te- kömür madeni meydana çıktı Ereğli, (Hususi) — Kümlr havzası 0- lan kazamızda Adil Yirmi Sekiz oğlu ta- rafından zengin bir demir madeni bu- Junmuştur. Ayrıca yeni bir kömür ma- deni de keşfedilmişt Demir madeni İki mi tür, Biri Ereğliye 15 kilometre mes dedir. Bu maden tahlil ettirilerek yüz- de 52,5 asli cevher bulunduğu ve demir damarının kalınlığı da üç metre olduğu anlaşılmıştır. Buradan köylüler birkaç kide görülmüş- ton demir bile çıkarmışlardır. Diğer mevki, Ereğliye 225 kilometre kadar uzakta ve Eroğli - Devrek şosesi- ne yakın bir yerdedir. Burası 1800 hek- iarirk kadar geniş ve dağlık arazidir. Beş © mostra halinde demir damar ları görülmüştür. Bu mosturalar, bir metreden iki metreye kadar kalınlık ar- zetmektedir. Hor iki noktada tesadüf ediler madenin çok zengin olduğu tah- min edilmektedir. Asıl dikkati celbeden bir cihet, demir madeninin, sayın başba- kanımız C. Bayar'ın - dertir çelik fabri- kalarını kurmak için - ilk olarak tasav. | var ettiği sahaya tesadüf etmekte bu - | Tunmasıdır. Ereğlide, gene Devrek şasesine 17 ki- lometre kadar mesafede bir dağın üst toprağı yağmurlar ve seller yırtıp Aç mış, burada bir kömür mosturası m dana çekmiştir, 3 metre kadar kalınlığı | olan bu kömür tabakasının, belli olan damarlarından ayrı ve ni bir damar olduğu ve bu kö: dilli - Çamlı kömürleri ayarmda bulun- duğu anlaşılmaktadır. Madenlerin bulunusundan M. T. A enstitüsü haberdar edil! havzanın Pamuk ekimi çok artlı Köylüye 228 bin kilo iyi cins tohum dağıtıldı Aydın, (Hususi) — Bu yu Naili pa- | muk ıslah istasyonu, yalnıx Aydın mer- | kez kazasında 78 köyde ve Aydında 19 mahallede 1588 aileye 751 kilo be- | dava Akala cinsi pamuk tohumu dağıt- mıştır. Bununla bu güne kadar fen memur! nezarotirde nüm pamuk ekilmiştir. Bu miktarda yet Ni cins tohum ekişi dahil değidir. Bu yıl mıntakamızda yalnız Akala clnsl pamuk ekimi geçen yılım umum pamuk ekimin- den çok fazladir. Aydın zirast üretme bahçesinde de bu yıl tanesi yüz paradan yirmi kuruşa kadar olmak üzere 22285 meyvalı ve 2021 meyvasız ağac fidanı dağıtılmıştır. Konyada yaz mesai saatleri Konya, (Hususi) —— 15 hazirandan 15 eylüle kadar yaz mevsiminde resmi da- irelerde yeni mesai Saatleri hakkında | Konya vilâyotine de vekâletten bir ta- mim gelmiştir. Tamimde mesai saatleri: | kanunu hükümlerine ve mahallin icablarını göre tayin edilmesi bildirilmektedir. Vilâyet mahalli icabatı güsünlinde tutarak, vekâletlerde olduğu gibi Konya vilâyeti dairelerinde de 8-14 arası fasılasız mesaiyi kabul etmiş ve tatbika başlamıştır. Yali Cemal Bardakçı, emrin na ate bik edildiğini görmek üzere ilk gün da- İrelerde bir teftiş yapmış, memurları bu sahada tenvir ederek ran- dımanm eksilmemesi için icab eden di- rektifleri vermiştir. Memurlar, yaz mesai nin memurin müdürlerle #aatinin tatbi- kından biyük memnuniyet duymuşlar- dır. ve tabii Türklere teslim olur. (Devomi var) (1) Serjen: Gediklilme — verilen isim. Çavuş, başçavuş demektir. Filyasta köy ve kitap dağıtıyor bayramından bir intiba. Solda hölkevi Zonguldak, (Hu — Kültürsever tüccarımız Mehmet Çelikel tarafmdan 60 bin harcanarak yaplırılma, lan iso kurağının iki katı yükselmi , Yapının ağustos sonuns doğru senii anlaşılmaktadır, Kültür bakanlığının vilâ yete gönderdiği bir yazısında M, Çelike ün kültürseverliği ve cömertliği takdirle kaydedilerek gelecek defs nin dokuzuncu sınıfının açılacağı bildiril. miştir. Bu haber Zonguldakta süyük bir sevinç uyandırmıştır. M, Çelikel, ki na bir mektup göndererek ba- yılında lise- n kararmı büyük bir bahtiyarlık hissiyle ve şükranla kurşıladığını bildir. miştir. Halkveinin yeni çalışmalırı Zonguldak Halkevi kurağının mo- dern möble ile döşenmesine kara veril miş ve projesine göre, bina döşetilmek zere Parti İlyönkurul üyelerinden bir kömisyön te Kurağın, kal isatı, ihale ek üzere dir, Sinemanın kanepeleri bu hafta için de teslim alınacak, ancak, sinema salo- nunda yaptırılması kararlaşan balkon ve sahne tadilâtı bittikten sonra sinema işlemeye başlayacaktır. Zonguldak Hâlkevinin hazırlanan yeni yıl bütçesine göre, daha geniş p- proğramlı bir çalışma devresine girmek yolundadır. Halkevi, köy gezilerine sık sık devam edecek, gezilerden alman sonuçları broşürlerle neşreyleyebektir. Halkevi tarafmdan yakın Halkevleri ve Karabük, Çankırı ve Ankaraya kadar trenle geziler yapılması tasarlanmakta. dır. Köylerde ve açık konser ve temsil verilmek Üzere Halkevi tarafından seyyar bir sahne yaptırıla. caktır. Köy gezisi ve köylü bavrumı Zonguldak Halkevi, 26 Haziran 938 Pazar günü, “Filyos” muntakasına bü- yük bir (köy gezisi) ve köylü bayramı) tertip etti. Başta Vali ve Parti Başkanı Halit Aksoy olduğu halde Halkevi başkanı Akın Karauğuz, Halkevi Yönetim Ku- rulu ve şubeler komitelerinden, hükâ- met ve memleket ilerigelenlerinden iki yüz kişilik bir kafile; şehrin seçkin ai- leleri, şehir bandosu ve sporcular, bu geri için hazırlanmış ve bayraklarla donanmış olan hususi trenle Filyos'a hareket ettiler, Bir buçuk saat sonra tren Filyos is- tasyonunda durunca yüzlerce halkın ve köylümün sevinç gösterileri ve alkış lariyle karşılandılar ve doğru Parti ku rağına gittiler, Parti ziyaretinde köy- T TEMMUZ — 1938 Zonguldak yeni bir liseye kavuşuyor Halkev', Zonguldağın bütün münevverlerini içind8 toplayan br kafile ile on bir köy halkının toplandığı Filyosa bir gezi ' yaplı Altta Zonguldak valisi köylülere gazete başkanı Karaoğuz trende lüler misafirlerine ayran ikram ettiler, buradan bahçeye gidildi bahçede saat 12 ye kadar istirahat edildi mığıka terennüm İeri arasında yemek yenildi. Saat 14 te kadın erkek yüzlerce köylü bahçeye akın etti, Köyküler, Zonguldak'ı misa- temiz ve renk renk giyimlerile r. Kamunbay SüreyyaKaynar,. söz yerine geldi. Vali ve Parti Başkanı Halit Aksoy'un Başkanlığında Halkev İilerin Filyos'a gelmelerinden halkın duyduğu sevinci belirtti ve Kamun dna teşekktir etti. 5. Kaynar, Filyos mevkiinin temiz havası, güzel manzâ- rası, eşsiz kumsalı ile Zonguldağın rin bir karun merkezi olduğunu, söy- İedikten sonra buranın, 'Karabük fab rikaları işyar ve işçilerinin olduğu gibi Zonguldaklıların da rağbetini kazanma- ya değeri bulunduğundan “bahsetti., Ondan sonra Halkevi Köycülük Ko- mitesi Başkanı Ahmet Gürel, çok güzel bir söylev verdi., Söylevlerden sonra, törenle bayrak çekildi. Bayrak yükselirken, mızıka İs iklâl marşı çalıyordu. Törenden sonra, Vali ve Parti Başkanı ve Halkevi gurup ları köylü safları arasına katıldılar. Köy lülerden ve okullarda okuyan çocuklar» dan 500 kişiye Halkevi adma gazete çocuk hikâye ve masalları ve türlü ç0 cuk kitap ve dergileri dağıtıldı. Köylü" ler ve köy delikanlıları yerli havalar söylediler, oyunlar oynadılar, firleri: ve Dr hastalar hekimleri Dr. Nimet Özgür Hakkı Tosun'un baktıkları (200) den fazla idi. Obir taraftan, bahçede toplanan köY lülerle ziraatçi, baytar, ormancı ve di" ger mütehassıslar, hekimler, köylülef le cancana konuştular, istırapların: dinlediler, dileklerini notettiler, onlara lar gösterdiler. Bu büyük toplantıyf ve bayrama (İisarönü — Kamunuf” merkezidir.—, Kocaali Türkâli, Öteyüs” Derctikverer, Çömlekçi, Akpmar, Ço” ravlı, Kışla, Yukarıdere, Yukarıgöynüğ köylerinden yüzlerce köylü katıldı. 16 da Halkevi gurupları, (Hisarönü, vE öteyüz) köylerine gittiler, köylüyü Y! lerinde ziyaret ettiler. Köy işlerini g rüştüler. Bir taraftan Di! — Tarih Edebiyat şubesinden bir kol, Halkevi başkanr Alan Kârauğuzun başkanlığı da, folklor ve eski tarih eserleri incd* melerinde bulundular. Akşam saat 20,15 de, tren, Köylünül alkışları arasında Zonguldağa.döni b K N Oyunlardan sonra, Halkevi hekim” leri Partiye gittiler, burada toplanan hasta ve yoksul xöylüleri muayene et” tiler, ilâçlarını parasız verdiler, Halkevi AM ay, ie