S re e e T- TEMMUZ — 1938 Yazan: S. 1 Beeston ARALAN, gişede kalan şarabı da bardağına boşalttıktan sonra: — Demin, dedi, otomobilimle c6- Muptan doğru geliyordum: buradan iki mll kadar uzakta, bir tepenin üstünde Yapayalnız bir ev gördümü Geçen hafta Zavallı bir iht vahşicesine öldürül. Müş, © evde olacak... “Dokuz çanlar” otelinin sahibi, müşte- Tisinin yemekten memnun olup olmadı- i #ormayn gelmisti: onun bu sözleri- Bi duyunca yüzünde hir © dedi. dan Koç Siki: bir vaka, Evet, buraya inizdir. Çok a- su... Zavallı Mr Tra- SETİ burada herkes tanır ve Baverdi Günün birinde orirsmin öl bulundun. fatasını parçalamışlar, Baska bir müsteri söze karıstı; kirk Yüktnda katar vardı. iriyarı bir adam: — İsin asi hâlâ anlaşılamadı. değil Mi? derti — Hayır, simdive kadar ehemmiyetli İF sey bulunamadı. Fakat polisin, otuz- Kirk arasında, kahverengi elbiseli bir dan şüphe ettiği, onu aradığı söy- Tenivar, Gitmek üzere kalkan Garman: >— Ümid edelim ki yakında ele.göğer, dedi, Otelci sakalını tersine tersine #rvar- rak- > Onu, dedi, son defa bu Börmiistilm. Evet, bırada, bu Yemeğini vivordu... Güzel bir ihtiyardı, Arlekama lücivert bir ceket giyerdi... Ba- Yesamlarm givdiği önü kapalı ceket Yok atı, onlerten... Sermtrele hir sa. İL alim gözlükleri verdı... Zavnili 4 İM! hic akla gelmezdi ki. salonda masada er sarman hesap görmek üzere cüzdanı- | Nt Gikarmırtı: otelcinin 4.77 Atfetarsiniz. dedi, isim aeele... y ekim kfrlik; seat dokuzdan evvel “İrava varmam lâzım, İYiln gan evlerini veni geemleti ki, bir dönemeç yerinde, durmssı Kk 'wlisine kollarıyla işaret eden bir gördü, Hemen fren yaptı ve oto- HANI durdurdu. Adamcağız yalvaran Vela: Sin ku, ti — Yoridrati diyorsanız beni Yahmıza & ii nları sövliverek arabaya © yaklaş- . Garman baktı: karşısmdaki adam Şiz yedi yaşlarında kahverengi elbise- 4 Yüzü sapsarı bir adamdı. Biraz evvel “Dokuz çanlar” oteli sahibinin anlattık. arm hatırindı. Doğrusu “öyle bir ada- P' Wo arkadası diye almak hayli tehli- eti bir sevdi: fakat Garman korkak de- ÜL ve tehlikeli varivetlerden cekin- Ok lie dnrem, Miâkiz onları arardı. 3 dtsinmaden karar vermek de &- eti dazilti: biraz zuman kazanmak İs- Ve Sakin bir sesle , 7 Ne var? diye sordu. İn 6ki çekingen ve endişeli bir tavır- dn sag, ŞOk Sikikirm, dedi. Treni beş altı ver beklemek Hizm: halbuki bir an eve | Lorüraya gitmek istiyorum. Beni Yanmıza alırsanız minnettar edersiniz. Garman : — Peki huyrun, dedi. Bi bil tekrar hareket etti; boyuna ' e den Yİ hızlı gidivordu. Garman için. org, Acsba bu herif kim? diye düsünü. Yarda. dan bir an evvel uzaklasıp bip ÇAYA Rİtmek istemesinde saşılacak Hg” Yok ama, elbisesinin kahveren- bazMası İşi biraz bozuyor... Elbet arla- z! Bana bir oyun oynsma?a kalkmak Po kafasınn patladığı gündür... aç Aklına bir sey gelmişti, vine içinden: * Rradığı herif buvsa takalım Klibdekiter ne diyecek! dedi. Öyle zan- k ki onunla seyahat etmiş olmak, Böyali şöhret temin eder... ce yedi mil gittikten sonra Gar- va demindenberi düşündüğü seyi tat. karar verdi. Bunun için evvelâ o tomabin; durdurdu : çi e serik eee derhal cevab » dedi. Öyle kacamaklı ce- İm da İstemem. Siz kimsiniz?” Tata şaşırmıstı; evveli yüzünü bu. Mz Pia *onra elini kapıya uzattı: Duz, ge da tuhaf tavırlar takınıyorsu- — Olabili < â ir. Ama sehebaiz değil. Hay- ae ge siz polisin aradığı adam» irin,” mi? ha su Trasor meselesi li yorsunuz. Di. m olabilir, dedi. Ama yanıldığı- Ng ii Bir beis görmezsi. — e 18 derek istiyoranmuz? #t basit. İlk karakolda dururuz, vermen sakerler, Meya, ."N3İ elbiseli adam omurlarmı — m ! LU b he? dedi. Mir değil, canınız Gürman Krakola götürün. Oomoblli tekrar işleterek: 1 dağ vere hacet yok, bir tanesi / >——— — — Bir gü adan atlayıp ölanca hızı arkasından itti Fakat bu koşu çok sür. öedi, çünkü kahverengi elbiseli adam kalbinden vurulmuş gibi birdenbire dur- du. Gözleri anlaşılmaz bir korku ile yer- lerinden uğramıştı; boğ — Aman Allshım! yine 0... Y diye bağırıyordu. Garman, sinirlerinin kuvvetli. olması- na rağmen ürpermekten kendini alama- İ dı ve gözlei » parmağı k le işaret et dikildi. Ka- ranlıkta görebilmek için gözlerini dört Açmıştı amâ, birkaç tene kalmış sari yap rakları rüzgürda titriyen ih il bir meze ağacından başka biz medi, — Kimden bahsediyorsunuz? ben bu- rada insan falan görmüyorum! Garman bu sözleri söylerken herifi de omuzundan yakalamıştı. Öteki, biribirine çarparak: — O, dedi... Altın gözlüklerinin parıl- tısmı gördüm. Bakır, iste ornda... Arka- smda da lâcivert ceketi var. Bakın, elle- Tini ceblerinden çıkardı! üzerime at mak İstiyor; beni kurtarm, kurtarm... Hayır, ölmedi. Kabil değil! o gündenbe- Ti onu iki defa daha gördüm. Hep böyle idi.. Söylüyorum ya! ölmedi, o yaşiyor, beni kurtarın, yoksa bir fcnalik edecek! dişleri Sesindeki helecan o kadar şiddeti! bir | hal almıştı ki Garman iliklerine kadar bütün vücudunu bir ürperme sardığmı hissetti. Duramadı, berifi sarsarak çek- ti, otomobile kadar götürdü ve zorla içe- ri soktu. O andan itibaren uzun zaman arala- rında bir kelime bile konuşulmadı; ni- hayet Garman, otomobili biraz yavaşlar tarak: - Londraya yaklaşıyoruz, dedi. “Rüz- gârlı tepe” cinayeti içim polisin aradığı adamin siz olduğunuzu inkâr edemezsi- niz ya! — Benim başıma gelen polisin anlıya- cağı, kartşacağı şevlerden değildir; beni kimse anlıyamsz, Ben derdimi ancak bir dosta anlatabilirim: ems artık kim bs. nimle dost olmak ister, Mr Tracer'in katili olmadığınızı mi id- dia edeceksiniz, Öteki: — Ben asil bu “katil” kelimesine iti- raz cdiyorum ya! dedi, — O halde onu öldüren diyelim. — Farredelim ki öyledir; re olacak? — Öyleyse . size kurtulmanız icin bir kapı bırakacağım. — Yani ne demek sstiyorsunuz? — Şimdi onu anlatmanm ne #ırssı, ne de yeri... Bir saat sonra öğrenirsiniz. — Anlaşılıyor: şeytanca bir iş, değil mi? — Beğenmozseniz kabul etmezsiniz. Adiniz ne? — Mik — Mile mi? poki... Beni dinleyin, Mile: benim gibi r'z de bilirsiniz ki polisin eli- ne bir düştünüz mü, mahvoldunuz de- mektir, O halde artık elimden kuşmağa kalkmayın, ilk rasgeldiğim polisa söyler, sizi yakalattırırım. Unutmaym ki ben #iz- den hiç olmazsa iki kat kuyvetliyim, Si xin işin en hayırlısı öşi bana birakmak, bana itimad etmektir. Tekrar ediyo- ram: size, kurtulmanız için açık bir ks- pi brrakacağım. Milt susuyor, arasıra Garman'a şöyle le bakıyordu. Ese ceynb verannize! dedi, Ne dü- şünüyorsunuz? — Ne mi düşünüyorum ? bana öyle ze. yor ki siz bana bir kötülük teklif ede- ceksiniz... Garman ağzın İçinden mırtdandı: — Anlasılror, siz tevkif oedilin ceza mahkemesine düşmek istiyorsunuz. Milt; K — Hayır, hayır, dedi. Hele bir tecrü- be edelim, Ne teklif edecekseniz odin. HABER -— XKsam postası Va TR , Arık kaçma- 'N bir saat sonra iki a- setten çıkıp Ba rdi, En yaşlısı, en hA girmişti: onları görenler rdı, Biraz dikkatlice am . genci sürüklediği, çmasmı mâni olmak istediği anlaşılı- yordu. Nihayet tu — İşte geldik, dedi. Üzerinde "Aleksandr Diarmid puro si- gamları., vazı!: bir dükkünm önünde dur- dular. Yan tarafta dar muş bir kapı vardr. * cebinden bir any ın bu kapıyı açtı, Önlerine, duvarlart çirkin bir sarı küğitla kalanmıs, ucuz bir muşamba ile umiş bir korider çıktı. Dipte de bir ordu; bütün bu dekor RK : bir havazazi Yimbasj. nlintrlrorsta, Garman: “Buradan” dedi ve arkada” şim kolumu bırakmadan, dar ve dik mer diveni tırmanmağa basladı. Yukardaki ir innan 46- 8i duydular; va ezbere bir ş veya kitab okuyan bir adam sesi, Garman kapıya yedi defa vurdu. Ses Sonra biraz durup iki kere daha vurdu. İçerden kir sos; — Girinie, dedi, Kapının tokmağ Garman arkad muttarid çevirdiği sırada ri geri gitmek 18. tediğini hissetti; fakat onun böyle bir hareketini beklediği için hiç şaşırma- dı, sükütunu kaybetmedi, yakasından tu- tunca içeri İtiye Yuvarlanmaktan kendini zor kurtaran Milt, #askın saakm etrafma bakımdı. Bu- lunduğu odanın ortasmda uzun bir ma- Sa vardı; basma on, on iki kişi oturmuş- tu. Tâ uçin da bir adam ayakta durmuş, elinde tuttuğu kâğıdı okuyordu. de frak giymişlerdi. yüzlerinde de bir siyah İpek maske vardı. Ayakta duran ra elindeki kâğıdı okumağa devam oet- ii: N — Size, üç yeni hamzed arzefmekle kesbi şeref eylerim, Birinti ramzedi bu akşamki içtimarmızda: bulremiten “dok tor Yentman takdim ediyor. İkineisi, mecilaimizde hazir bulunan Mr Klark Anstey tarafmdan teklif ediliyor. Üçün- cüslinü İse simdi cenehi bir memleket. te seyahat etmekte olan rirofosör Hunt- gars takdim ediyor. Cemivetimizin ni » ramname ve şartları bittabi namzedlerin üçüne de esulü daiyosinde hildirilmiştir. Ayakta duran adam, avni mütterid sesle kâğıdı okumakta devam odiyordu. Fakat ertik Milt onu dinlemez olmuştu. O etrafına bakıniyor, bulunduğu yerin r6 olduğunu anlamağı calwyordu, Her. halde buras: gayet silalü bir yerdi; ye- re paha': İren halıları serilmişti; kapı- ler ipek perdelerle örtülmütüs; öşya nz- dı ama her parçanm bedif bir kıymeti ol. duğu ilk bakışta o anlasıryordu. Fakat bütün bunlar arasmda asi) dikkati çeken İ şey. her tarafa swimes olan acib acib | maskelerdi. Garman, MilWin kulağma İ- gilip: — Nerede bulunduğumuzu anlatayım, dedi. Burası Tondra'nm en az tanımış. en pahalı klüblerinden birinin merkezi. dir. Buraya girmek de çak zordur. Adı; “Helecan Klübü” dür, “ Söyledilderimi dinliyor musunuz? Mült, kurumuş dudaklarını ıslatarak: — Burada ne iş görülür? diye sordu. — Burada herkes deheetli heyecan lar arar, Size hurudaki adamların adla- Tmı söylesem hayret edersiniz. Çoğu kelislerini koltuklarma air dünyanm en vahsi yerlerinde dolas: &n müthiş tehlikelere atımı. aderılardır. Buraya Bölmeleri do bunun icindir; cünkü bu- İ Trada, emsaline Başka hiçbir tarafta ras- | gelinmiyecek < heyecanlarin karşi”. j saklarmı bilirler: korku, ohelecan, ite burada aradıkları ve bulacaklarından e- min oldukları sav. Rajs fc yeni namzed. den ba'ısetti; hiç gilphesiz üçü de vod- | dedilereterir. ein? — Cüntü bu ermiveta kahnl ödilmek iin bir fhsanm va hiç dv helecann be'4 olması, vebmd da kendini. rin mütiz bi» korkuya tahammil ede- bilmeni Hzıradır. — Pokl, beni burrya h“ diyo götirdi- niz? — Birastan anlarsınız. R” mania a "önad, Be. lar o kedar kesindi Ki *©£, maskelerin Yarığındın sanki hir elokirik simseği or. kivormma sihi ttredi. Garman gayet na- zik bir tavırla? — Birinizin lütfen burava gelip de bu aismm r'kmasına mini ölmasmı rica 6- derim. dedi. Sorrn devam etti; — Size bu akşam, klübünüzün istediği yeni heyocanlardan bir tanesini tattıra- elindeki Ağ ökmen bitir. » bütün gözler Ger. krater X ac Hepsi | adam, yeni gelenleri bir süzdükten #on- | Halecan klübü nlük zabıta hikâyesi | cağımı ümid ediyorum. “Rüzgürli tepe” cinaye hepiniz duymuşsunuzdur; © rada Mr Traser isminde bir zatın öldü- öldüğünü ve katilin hâlâ ete geçirilme- licsiniz. Mr Treser'in ketilinin, berakerimde getirdiğm şu adam öldü- ğundan kat'iyetle eminim. Buraya ken di rizasiyle geldi, kendisine “Halecan klübü” azası hukulmnun bahşedilmesini risa ederim. Reis parmaklarınm masaya dayayıp: «— Hele bir tetkik edelim, dedi. Bunun üzerine Garman o akşam otel ciden dinlediklerini, yolda bir sğtmin kendisini durdurup otomobile almasını rica ettiğini, sonra 0 adamin Yolda kaçıp özür? bir çeyler gözüktüğünü anlatı, ü şöyle bitirdi: — İk düşüncem onu polise teslim et- uçlarmı önündeki — Ba suyu içmiyeceksiniz!, mek oldu. Fukat sonra buraya getirmeyi daka münasib buldum. Şimdi kendisi hakkında vereceğiniz kararı bekliyor ve klübün himayesine alınmasını rica cdi- yor. Bana gelince, benim işim artık bit- miştir, vereceğiniz karara mumtazırım. Garman sözümü bitirdikten sona kar- , makarışık, biz - gürültüdür.koptu.. Rels birdenbire elini kaldırıp azaya susma - larını işaret eti; gürültü yatışmıstı, fa- kat birkaç kişinin hâlâ “Hungars” veya “Mikrob” gibi kelimeler söyledikleri du- yuluyordu. Herkes susunca reis sakin bir sesle: — Hakkınız var, dedi. Profesör Hun- gars'm kefini bugüne kadar hiç tecrii- be ölmedik. Mademki ekseriyet buna *araftardir, o halde derhal o tecrübeye gBirişebiliriz. Cöbinden küçük bir anahtar çıkarıp uzun masanın çekmelerinden birini âç- tı ve içinden, sekiz köşeli bir küçük gi- şe çıkardı. Sonra: — Bana yarım bardak su getirsinler, dedi. Suyu getirdiler. Rels gişenin ağzmı sep içine bir kibrit Soktu; sonra bu kib. ritte kalan mayii suya damlaftı, Birkaç Saniye sonm su yemyeşil kesilmişti, Müt, gözleri açılmış, yüzü sapsarı kesii- mis, müthiş bir heyecanla bakıyordu, Reis ona sert bir sesle emretti; — Bunun hepsini içeceksiniz, Mil Ve olduğunu bilmeden içemem, dedi. » mi? kurtulmanız için yegâne imkân, İdesn olunmaktan ancak bu saye ân kurtulacaksınız. Şu gördüğünüz şişe- Yİ bize, cemvetimiz azasından profesör İungurs gönderdi. İçindeki mayii, Ame. rika bataklıklarmdan . birinden İstihsal etmi. Bize vardığı mektupta bu maylin hir damlesımm bir insanı beymen ihtiyar- Tatrwereceğini #öVlüyor. Yüz burusur, damarları sertleşir, gözlerin feri söner. mis. Bunu idin alen vrofosr Hehgers olmasıvdı, hiç slintesiz inanmızdık; fa- kat rrofesör (snınmış hir bakterivoloş olduundan sölinrden sürbe edemeyiz. Ümid ederim ki eizi nasl kurtarmak i —meş k den günta etmesine imkin kalmıasak. — Havsr, bavır, aala,. Böyle bir şeyi asla — Sira disünmeniz için müsgsda, — İhtivarlamak mı? masolf gemin, Altmıa mr? yetmiş mi? Hire sünhesiz deha fela Zaten o va hanim uravrumda #a#jl, Ren simdi pie siyah verecek değilim. Dikkat ©. din. bir dakikanız kaldr, Unutmayın ki varivetiniz cok tehlikelidir. Milt titriven ellerini bardağa uzattı; onn dudoklarma kadar gölürü, fakat tam İenceği arrada vazgeçti ve bir küfür savurun bardağı vere atm kırdı. Hemen pencereye doğru atıldr, Onu tutmak için koşuştular arca buna hacet kalmadı, çin. pla, iki dakika kaç ya- Xi i İ | | hele geleceksiniz. ki volisin siz- Çeviren: Nurullah Ataç kü Mil kendiliğinden durmuştu. Hemdn kemen duyulmaz bir sesle: — Yine burada" dedi. Buraya da gel- di. Gözlerini bana dikmiş!... Buraya ge lecek, yukarı çıkacak... Kapaym kapıyı, girmesin... Kurtarın, beni kurtarın, Gırman başta, herkes pencereye koğ- ta. Hepsi de, karşıluki fenerin ışığı al- ında, geniş omuzları, sararmış sakalı, arkasında lâcivert ceketi ve altın göz- lükleriyle bir adam gördüler. Yüzü snp- Sartydı. Yüzünün bütün hatları da kas- kalı kesilmişti. Garman, heyvecanıni bel- li etmemek için sesini slçaltarak; — Trazer, dedi. Milt, bir kırbaç yemiş gibi birdenbire dönüp — Yalan söylüyorsunuz, diye bağırdı, Traser öldü, buraya nasil gelir. — Tâ kendisi... Hatlâ iste buraya ge- Pvor, dinleyin, merdivenleri çıkıyor. Mit büsbütün sararmış, ayakta durs- * halde olmadığından masanın önüne kmüştü. Kap: açıldı ve Müt'in korktu- ı adam, gözleri ona dikilmiş, Üzerine ürüdü, Milt çırpmarak: — Tutun, tutun, bana dokunmasm! diye bağırıyordu. Fakat kimse mâni ol- mağa kalkişmadı. Lâcivert ceketli adam sossizeca Millin yanına vardı, ellerini 9- zati: ve onu boynundan yakaladı. Müthiş hir feryad işidildi; Milt kendini kurlar» mağa çalışıyorün. Birkaç dakika hiç 868 çıkarmadan boğuştular, Sonra birdenbi İ re... Sonra birdenbire Mit bir kahkaha koyuverdi: i — Artık yeter, Yestmen, dedi. Şimdi işin aslınr itiraf edebiliriz. Öteki: — Ben de ö kanaatteyim, dedi. Takma sakalm: ve altın gözlüklerini çıkardı, yüzüne sürdüğü pudrayı sildi ve hayretle bakam söyirellere dönüp güle rek: -— Komedimiz güzel oldu, değil mi? dedi, Herkes — A! doktor Yestman'mış! diyordu. © — Evet. benim. Simdi münaadenizle size genr dostum Mr Mit'i takdim ede- yim. Öyle zannediyorum ki şimdiye ka- dar cemiyetimize böyle bir helecan ge- çirten hiçbir namzed olmadı... Evet, bu oyunu beraböree hazırladık; kimseye ha- ber vermedik, Garman bu akşam “Rüz- gârl tepe” den geçip "Dokuz çanlar” oteline ineceğini söylemisti. Ben de dos- tum Mile o tarafs gitmesini ve kendi- sine, Traser'in katli dolayısiyle aranılan adam süsü vermesini tavsiye eltim, Garman'ın aldanacağından emindim. İş mid ettiğim gibi çıktı: Garman, otomo- biline binen adamın Aranılan katil oldu- ğundan bir an bile şüphe etmedi ve onu hemen buraya getirrmğe karar verdi. Ben de kendimi Mr Traser'in kıyafetine sokub pencerenin önüne geldim. Onun katilini inşallah polis yakında ele gesi- ir; fakat dostum Milt'in o işle bir alâ- bulunmadığından emir olabilirsiniz. Simdi relalmiza Osorarım; dostum, eemiyetimize girmek hakkımı kazanmış mıdır? Reis: i a — Hiç süphesiz ittifakla kabul edile. cek; dedi. Sonra cebinden mendilini çıkarıp alar. nm terini kuruladı. t ağ i Seviliyor MUSUNUZ ?. 'Tanıdıklarınızın sizi ne ka» dar sevdiklerini öğreten. bir usu ( Baş tarafı 5 incide) - 35 — Atıl olacak yerde fasl ve hahiş- ker misiniz? : 24 — Kelimeleri doğru telâffuz eder © misiniz? 9? — Başkalarına bir zan ve şüphe al- tmda bakmamağa calısır mrsmiz? 35 — Tenbel olmamağa çalışır mist nız? 29 — Öteberi ödünç almaktar tovak- ki eder misiniz? 49 — Tamdıklarımıza ahlâki vazifeles rini hatırlatmaktan içtinab eder misi- niz? e EN 41 — Hor önünüze gelene kendi ka - maatlerinizi kabul ettirmekten içtinah ©- der misiniz? 42 — Süratli konuşmamağa — çalışm misiniz? 43 — Hızlı gülmekten çekinir misiniz? 44 — İnsanların yüzlerine karsı alay ötmekten çekinir misiniz?