7 Temmuz 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 13

7 Temmuz 1938 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Hikâye yaşaya a resmi geçitten dönerken, Sâ- Yi başın sarktığını gördüğüm pen tenin önündeydim. ig vin Bazlı hızlı çarpıyor, ayakla» 3 Mr ka lanıyordu. Baş:- n *ifçe kaldırıp, gözlerimin ucuyla 1 baktım. O, oradaydı. Pencere kenarlarından $: İenerlerinin renkli ziyali Ağinin kıvrımlariyle cynaşıyordu. apiz iğildiğini ve hafifçe gülümse ğini görür gibi b ei u bacaklarımı dö- yp Ülkeler zaptetmiş bir k andan gi Mağrur ve mesuttum. a Sevişiyorduk, n, her gece, evinin önünden ge - Serdim, 9, ü iç : du * sürünen kıkenun şıkırdayışını Yunca penceri ik <“P gülilmsiycrek öt Bize anlatmağa çalışırdık aşk günlerce bö Bilim melekler temizdi. Dz gün, bin türlü çarelere baş vu - iç € Ona küçük bir mektup gönder yg Yanın kurul rini ağızda gevel viy İ tekrarlamıyo: di, : sevişiyoruz, sizi babanızdan Yeceğimi,, diyordum. enceteyi kapalı bul- zi birbiri - ec devam etti ar saf, melekler ğ si akşam, mış p Kilicime hiç kıpırdamayan cansız bir gölge var- dı, Kısık bir hıçkırık duyar gibi oldum. Ağlıyan oydu? >; .-” Bir gün, hükümet civarında, pence- releri tozlu, tavanı örümcekli, eski mo bilyalı bir yazshanede, onun avukat babasını buldum. Kir saçlı, buruşuk yüzlü, sevimli bir ihtiyardı. Beni güler yüzle karşıladı. Yer gös terdi. Cıgara v — Bir emriniz mi var efendim? Zeki ihtiyar, k'pkırmızı olan yüzüm alnımda yuvarlanan ter tanelerin zannederim meseleyi çok çabuk keşfetti. Evvelâ havadan, sudan, işlerden bah settik, yaretimin sebebini ancak ayrıla- na yakın söyliyebildim. Bir de - a günü, resmi geçitten dönerken | kızını nasl gördüğümü anlattım. Neticeyi o çoktan anlamış ve ceva bn erlamıştı: — Bir defa, kızımla ve annesiyle > muvafakatlerini almalıyım. Dedi, Alnındaki çizgiler derinleşmiş, yüzü kasılmıştı. Gözleri yaşarıyor gibi, a a İki hafta geçti. Şehirden uzak kış - lamda azap ve üzüntü içinde, uykusuz iki hafta geçirdim, Ve nihayet bir gün daha fazla sab- | retmek kudretini bulamadım. Şehre indim, Bir cevap almak üzere, ihtiyar #- vukatın yazıhanesine uğradım. Küçük dükkânin kepenkleri inikti. X koştum, Başımda ağırlık, yüreğimiz sebepsiz bir çarpıntı vardı. Tuhaf şey: Koca ev, kapkara bir sü küt içinde uyuyordu. Ne bir hareket, ne bir ses.... Uzun bir zaman kılıcrmı beyhude yere sürüdüm. Mahmuzlarımı beyhu- de yere şıkırdattım. Bir donanma günü idi... GAM: Süheylâ Şefik — Baştarafı dünkü sayımızda — Ansızın bişik evin kapısında bir a- nahtar döndü, Merdivenlerden beli bükük, siyah yeldirmeli bir kadın in - di, Yavaşça yaklaşıp sordum: — Biliyor musunuz burada oturan- Jar nereye gittiler? Durdu, Başımdan ayağıma kadar süzdü; — Siz Perihanı istiyen zabit misi « niz? Dedi. — Evet, — Zavallı Perihanın, kölünun d marlarımı keserek kendini öldürdüğ nü duymadınız mi? Duvara tutunmasaydımı, belki bo; boyunca yere yıkılacaktım. — Pakât.. Niçin, niçin? Diye haykırdım. İhtiyar kadın lar gibi anlattı Zavalir Peribancık, on on iki ya; rmdayken de bu kadar güzelmiş, zara mı gelmiş, ne Olmuş, geçir teblikeli bir hastalık iki bacağını den kötürüm bırakmış... Bir donanma günl gördüğü gel şık zabite o da gönül vermiş. Fal bir gün zabit onu isteyince, sevgi ne koltuk değnekleriyle gitmek dü; çesi zavallı sakat kızı öyle bir inkis uğratmış ki..... ... Kordon boyundaki birahanele: birinde hiç durmadan âterna çalı yor, bir sürü sarhoş, çılgın gibi b kıriyordu. iğ Kaldırımda sürünen kılıcımı top dım. Ayaklarımın ucuna basarak, kâranlık evden ağlaya ağlaya uzi laştım. Süheylâ ŞEFİK — BİTTİ — HALK OPERET: Cuma günü akş Bebek belediye çesinde, Cumartesi günü şam Anadolüh idman yurdu b çesinde, Parar (o Beylert taş gibi Yazıhaneyi ikinci g | bulunca o gece 'n kordon boyuna eman BÜRİDAN mel e mi al ) ileteşi arkasın €ye çalıştı. Muvaffak olama- ak” i yüzü maskeliydi. İçinde bir Ütperme duydu. İri vücutlu mütenasip endamlı bir “ind: bu. Yanından geçenlere, gü “ #elliğini seyrettirmek için baş çevirte- udunun güzelliğine rağ- en Yaşlı olduğunu saçlarına akların ArIŞiEŞ olduğunu anlamıştı, — Sen kimsin? - diye sordu. Neshul kadın istihza eden bir ses ŞİM Nâsıl? - dedi. Beni tanımıyor mel Jan Büridan? Büridan sesi tanımıştı: Rss tanıdım, dedi, Bir gece Fu- nel s6keğında yanıma yaklaşa » buluşma yeri bildiren Gü Evet, 0 kadınım. Fakat büyücü lim. Adım Mabel'dir. Fakir bir izmetçi kadını, a Söyliyeceğini *Tiyen bir tavırla bir uktan sonra birdenbire sordu: > Attık Frudö Mantel . öylemeğe cesaret e - det dur - i kağ Bitmiyorsun değil mi? Ve — Bu sok; teden ağa gidip gitmediğimi ne- biliyorsun? Mabel güldü; —E ittiğini Ğ mii SİMÜĞİNİ biliyordum. p emiş Ye iki dostu - eski bir eve girdiğini —E li bir sesle; eği, (<* Pilip'le Gotye.dö Neli- K di. Filip dö Yafa o 2 Simdi hatırladın Seni ilk Yğin; larda Bulma, buraya git- Wi ime delâlet etmez mi? Fakat bugünlerde seni orada göremi - yorum, Niçin? — Çünkü artık o sokakta işim yok. Hattâ 6 sokağa girmek bile istemiyo- rum. İsanm bir zamanlar zevk ve sx #let içinde oturduğu bir evde felâkete uğrarsa, insan artık orada oturabilir mi? Kadın hüzünlü bir sesle: — Doğru! - dedi. Büridan'ı dostlarını hatırlamak hüz- ne sürüklemişti : — İşte, » dedi, O sokağa girmeme- min sebebini söyledim. Orada uzun kış gecelerini, şen kahkahalarla, sofra ba- şında tatlı yemekler yiyerek geçirdim. Filip'le Gotye kardeşlerim gibiydi, On ları çok severdim. Babamı ve annemi tanımadığım için onlara ailem gözüyle taktım. Büridan sustu. Kadın acınır bir va- ziyet takınmıştı. Bir müddet sustuktan sonra başını sallıyarak: — Yoksa - dedi. Aranızdan kara ke- di mi geçti? — Hayır! — Öldüler mi? i — Bilmiyorum. Birdenbire ortalar kayboldular. Öyle bir kayıp oluş ki sor mayın. Kendilerinden haber almak ka bit clmadr. Acaha habersizce Paristen uzaklaş- tilar mı? Yoksa bir dövüşte öldüler mi, bilmiyorum. — Hiç bir haber alamadınız mı, doğru mu söylüyorsunuz? — Piskopos değilim ki Allâhtan 80- cup öğreneyim. Büyücü değilim ki, şeytana baş verayımm... Mabel'in hareketlerinde (o güçlükle hissolunur bir derecede memnuniyet Delikanlı birdenbire: — Allaha ısmarladık, - dedi. Sualle- rin acı hatıralarımı ayaklandırdı. Kal bimi burktu, Bundan sonra bir şey AĞDA iskele tiyatrosu da böyük öper perde BÜRİDAN 65 ———— cu nn rada vekliyeceksiniz. Bunu kabul cdi- yor musunuz?. Yazacak misınız?. — Kabul ediyorum, ne yazacağım? Büriğan, Valuvaya iyice yaklaştık- tan sonr — Mösyö, - dedi. - Siz Güllü bahçe den'len bir evi bastmız. Orada, hiç bir kabahati olmadığı halde Bigorna emre. derek boğdurmıya gönderdiğiniz oğlu- nuz Jan kadar kabahati bulunmıyan bir genç kızı tevkif ettiniz. TTample gö: türdüğünüz bu genç kız benim sevgi- Jim, benim nişanlımıdır. Valuva heyecanlanmıştı. Bu dakika. da kafasında binbir düşünce çarpışıyor. du: Ümitsizlik, keder. Marinyiye düş- manlığı, Mirtiyin sevgisi, Büridana karş: kırkançlık.. Bu düşünceler ve bu hisler bir çorba halinde biribirine ka- rışıyordu. Geniş bir nefes aldıktan sonra, Büri- dan devam etti: — Sevdiğim kızı tevkif etmenizden başınızı şu taşlarda ezmek, göğsünüzden çıkarmak benim vazilemdi.. Ben... . Büridan heyccanlanmıştı.. oAsabi- yetten titriyordu. “Ben!,, derken gay- ri ihtiyari kendinden geçti ve kuvvetli gilsriyle Valuvayı göğsünden yakalaya. rak sartmrya başladı. Korkudan büsbü- tün sararak Valuva kekeleyerek: — İstediğinizi yapacağıma söz ver- miştim., - dedi. Bu söz Büridanı teskin citi: —Haklısınız, -dedi.. - Geliniz. Ya- »m bakalım, şu yüzbaşıya yazdıraca- ğim mektubu. Şunu bilmeniz lâzım“ yüzbaşı emrinizi yerine getirmezse, yarın öğleden evvel öbür dünyayı boy» layacaksımız.. — İstediğimi yapar, — Geliniz o halde... Büridan, kentun kolundan tutarak sürüklercesine çekti. Lansölo her ih- timale karşı, kılıcı elinde arkadan ge- liyoddu. Kulübeye girdiler. Büridan: — İşte beklediğimiz adam, Giyom! İşte o adam Rike!. » diye ba £ -» Yas rın saat on İkiye kadar ben gelip te kendisini serbest bırakmazsam görür - sünüz hesabını,. — Merak etmeyiniz senyör! İşkem. besini deşebilirim. — Derisinden pabucuma kösele yap- trabilirim. Büridan Valuvaya döndü: — Oturunuz ve yazınız, 'dedi. Valuva oturdu. Eline Otüyü aldı, Büridanın söyliyeceklerini yazmıya ha- zırlandı. Büridan söylemiye başladı : “Ben, aşağıda imzası bulunan Kont Şarl dö Valuva kral adına, Tampl ka. lesi muhafız askerleri kumandan: yüz- başıya, bu emrin muhteviyatını derhal yerine getirmesini bildiriyorum. Bü - yücülükle itham edilerek zındana atı - lan Mirtiyin bu cürmü yapmadığı anla. şıldığından serbest bırakılacak ve gen; kız bu emrimi getirene teslim edilecek- tir.,, Kont bu emrin altına imzasını da koyduktan sonra kâğıdı Büridana uzat- tı ve ayağa kalkarak; — Bana ne yazdıracağınızı bilmeden kabul ettim ve yazdım. Bu emrin fidyel necatım sayılacağında şüphe yok., - de- di. Büridan, Valuvanın bu ifadesinden şüpheye düşmüş olmakla beraber; — Eve dedi, — Demek hayatım tehlikede değil? — Şüphesiz,, — Âlâ! O halde dinleyiniz: Yüzbaşı benden alacağı emirleri (o yerine geti- zir. Bu emir zındanın tahliyesine dair olsa bile,. Fakat bu emri... — Ey... — Maalesef yerine getiremiyecek- tir, Çünkü kız zındanlda değil, i

Bu sayıdan diğer sayfalar: