7 Temmuz 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

iki adı vardır. < Titüyop, %h' ?7 TEMMUZ — 1938 HMaber'den Tacihe | Marko Polo İstanbulda Victor Chklovskinin Venedikli seyyah Marco Polo'nun tarihi seyahati hakkında Yakmlarda çılmış bir eserini karıştırır- ken İstanbula ait birkaç Satırını Haber İçin tercüme ediyorum, (1) “İstanbul, Karadeniz ile Akdenizi bağ- an boğazın üzerinde, Lâtinler tara - fmdan' yağmasından sonra da zengindi. Yüksek ve metin bir sur ile çevrilmiş, tepeler ve vadilerden mürekkep bir mü- Selles teşkil eder. Bilhassa deniz kıyı- &ina düşen tarafları çok kalabalıktır. Ha- liçte, karşı tarafta Cenevizlilerin sitesi Unmaktadır ki Pora ve Galata diye “İstanbulun üç bin kilisesi vardı. Polo eşler İstanbulda altı ay kaldılar, O Zamanlar Latin Baudoin II henüz impa- Tatordu. Fakat Cenevizliler, meşhur bir &ileye mensup olan imparator Michel Pı.leologue Bizans tahtmı tekrar kur- Mağa çalışıyorlardı. Hazırlıklar inkişaf *tmekteydi. Bahardan sonra bir darbei | hükümet bekleniyordu. Polo kardeşler yelken açmak için ace- le ediyorlardı. Şehirde birçok çarşılar, pazarlar, dük- kânlar vardı. Sokakların kuytu köşeleri, Mahpusların zincirleri, şehrin asayişini dıracak olanları tehdid ediyordu. Sür ile deniz arasında da yine bir sıra, r vardı. | “Küçük Pera şehrinin sürları deniz bo- Yünca uzandıktan sonra, tepesinde bü- Yük bir kule bulunan bir tepeye tırma- hiyordu. “Dar Boğaziçi her iki şehirde de liman Vazifesini görüyordu. Gemiler sahil bo- Yunca yanaşırlar, karaya bir iskele atar- lardı, “Sehir içinde bakırdan kapıları ve ne- m©ozayikleri — ile Ayasofyanın önün- de Yüksek bir taş sültun üzerinde tunç- dörtnalla koşan bir at heykeli var- ','."- Sütuna atın yalnız bir tek ayağı isti- hat etmekteydi. Demir zincirlerle tesbit At koşularının yapıldığı mu- Szzam Hipodrom mermerdi, Venediklile- Tİin götürdükleri at heykellerinin kaide- elân görünmekteydi. “Sehir sükünet içinde değildi: Vene- ller, Cenevizliler ve Rumlar arala- Tinda döğüşüyorlar, dükkânlarda, çarşı- da gürültü çıkarıyorlar, gemilere hü- Sum ediyorlardı.,, _B“ birkaç satıra, Karko Polonun on ü- Wn_cu asırdaki Orta Asya ve Çin Türk A lı:,hmin en zengin kaynaklarından biri “Livre des — Mervoilles — Kitabı SArkib'! inik dilimize tercüme edilmesi Muhnu ilâve ederim. Reşad Ekrem KOÇU uâı) V. Chkloyski, le vöyage de Marcao | ©, Payol, Paris 1938, 246 S. 27 fr. | MESELE HABER—REmnW D Temizlik işlerinde iptidai- likten kurtulmalıyız ! Sokakların süpürülmesi usulü Temizlik işle- rinde, dünyanın en geri kalmış be, lediyeleri, bizim belediyelerimi z « dir. | Sokaklarımızı hâlâ, Kurunu vustadan kalma üsüllerle temizle riz, toz kaldırma- nın, ne tehlikeli bir hareket oldu- ğunu anlamamı $ bulunuyoruz. Geçen gün, ken disini şahsan ta- nıdığım bir va. tandaş bana gu mektubu yollamış: el Bay Haberci: “Yaz geldi. Mevsimin en sıcak gün. lerinin içindeyiz. Dolaştıkça dikkat ediyorum, sokaklar, sokak başları ve köşeleri envar türlü yemiş kabukları, yemiş çöpleriyle doludur. Bu pislikle- rin taaffün etmeden, etrafa mikrob saçmadan ortadan kaldırılması temiz. lik ve sıhhat noktainazarından çok e- hemmiyetli değil midir? Fakat maalesef pisliklerin iğrenç kokularını günlerce teneffüs etmek mecburiyetinde bulunan vatandaşları. mzım adedi pek çoktur. Sonra, caddede ve sokaklarımızı en iptidaf bir usulle temizleyip süpü- rüyoruz, Çöpçülerimizin kaldırımlara her süpürge vuruşu, milyonlarca mik. robu havalandırmağa hizmet ediyor. Etrafa milyarlarca mikrob dağıtarak devam eden bu temizleme! lokanta - lar, fırmlar, sucu dükkânları civarın. da yapılmca, cidden korkuneç bir şekil alıyor. Çöpçünün süpürgesile kalkan mikrob yığınları, yiyecek ve İiçeceği- miz şeylerin üzerlerine yerleşiyor. değiş Fi Kat di tirilmelidir İstanbul çöpleri böyle iptidat —Dir şekilde denize dökülüyordu Bazı İstrnbulTludarın hifaissihheya ne kadar dikleat ettildarini çocukların şu Kullansın, etrafi to za dumana katma sına imkân yoktur. Çünkü asfalt olan , yerde toz. — bulün- î maz, -— Amerika, Almanya Fransa, İsviçre gi- bi hıfzıssihha işle- rindeen yeni en mükemmel vasıta - ları kullanan mem. leketler, sokakları temizleme — işinde barıbaşka - bir yol tutmuşlardır ama, Balkan şehir- lerinin hemen hep. ö ginde, sokakların süprülmesi aşağı $ yukarı bizim sistemle yapılır. Fakat ' buna rağmen, hiçbir yerde bizimkine nazaran yüzde bir nispetinde bile, za- rar, yani mikrob yığınlarının süpür- me vesilesile şehirlileri zehirlediği vaki değildir. Çünkü bütün o memle.. ketler asfalta kavuşmuşlardır. Sonra, şehirlerimizin pislik içinde kalmasında bizlerin de muazzam his- selerimiz var, Bugün, yerlere tükürmek, sokağa çöp ve envar çirkef maddeleri atmak için bir an tereddüd etmiyen şehir - lilerimizin adedi maalesef yüzde elli. yi geçer, halbuki, medeni Avrupa ve Amerika şehirlerinde yaşıyan insan - lar içinde böyle bir hareketi düşüne- ni dürbünle arasanız bulamazsınız. Geçen sene, birkaç İstanbullu ar . kadaşla beraber Berlinin (ssız, fakat tertemiz bir çarşısından' geçiyorduk. Burada aldığımız çikolataları yeyip bitirdikten sonra, İstanbulda yaptı - gim gibi daimi bir alısşkanlıkla eli - mizde kalan kâğıtları fırlatıp sokağa atmamız icab ediyordu. Fakat hiçbi . rimiz bu tarzda hareket edemedik. Temizlik işlerinde daha asri, daha sıhhi bir şekilde hareket edemez mi- yiz? Ben, belediyeye karşı bütün vazife. lerini yapan bir vatandaş sıfatiyle, belediyeden, sokakların temizlenme - sinde faydadan ziyade zararı olan bu günkü kurunuvustai şekli derhal ter- ketmesini istiyorum. Hürmetler.., Sultanahmet, Dalbastı sokak 61 numanada Refel Rene Mektup sahibinin yerden göke ka. dar hakkı var. Bizde tanzifat işi, ak- lm almıyacağı kadar iptidaidir. Son zamanlarda, İstanbul belediye- sinin birkaç yeni cöp arabasını gö- rüyoruz ama, bunlar hastalığa ilâç ol- maktan pek uzaktır. Sokakları süpürme tarzının kötü - lüğü, inkâr edilmez bir hakikattir. Fakat meselenin başı, temizlik yapa. lım derken mikroplarımn ayağa kaldı- rılmasımın sebebleri, yalnız süpürme usulümüzün iptidalliğinde değildir. Bunu, memleketimizdeki yollarm vaziyetinde aramak daha doğru olur. Şehir içlerini, şehirler arası şoseleri- ni baştanbaşa asfalt yapmış olan memleketlerde, çöpçü süpürgesini ne kadar yanlış bir tarzda kullanırsa Etrafımızda, bizi görüp ayıplıyacak kimse yoktu ama, yerler o kadar te- miz, cadde o kadar muntazamdı ki, doğrusu buraları pisletmeye içimiz - den bir tek kişi kıyamadı. Ve bir çöp küfesine rasgelinceye kadar, çikolata kâğıtlarını buruşturup cebimize yer . leştirdik. İstanbulu bu ideal hale getirmemiz için uzun, çok uzun senelere ihtiya. cımız var. Fakat hiç olmazsa, temiz- lik yapmak behanesile her gün zehir- lenmemizin önlenmesi yolunda, bazı yenilikler düşünülmelidir ki, beledi . yeden beklediğimiz şimdilik bundan ibarettir. Ü Si M F Yeni made_âîtavva- renin yaptığı rakor OVYETLER Birliği Merkez Havacılık Klübü, Zi. urin tarafından yapılan benzinli bir motörü muh- tevi tayyare modelinin uçuşu neticesini enternasyonal rekor olarak tesbit etmiştir. Bu model tayyare, 21 kilo- metre 857 metre mesafeyi uçarak katetmiştir, Bu husus. taki vesikalar, Enternasyonal Havacılık Feilerasyonun. na gönderilmiştir. * BDünyanın en kıymetli posta pulu ÜNYANIN en kıymetli posta pullarından birisi olan Moris adasıma ait bir posta pulu Berlinde arttırma ile satılığa çıkarılmıştır. Bu pul çok nadirdir. Çünkü basılırken bir kelimenin yanlış yazılmş olduğu gö- _ görüyorsunuz. Üzeri mavi çiçekli İpek sbe y kümaşm gi vusür. Ön tarafmda ayni | dan birisidir. Sahibi puluma 25.000 mark (bizim paramız. RE ve ;Bl'lndekl bolero basit, fakat |ti bulamadığı için satılamamış ve arttırma bir ay sonra. _;ğnl bir modeoldir. | '17','A_ n K .,-ı. rülmüş, ve sonradan tashih edilmiştir. Fakat yanlış ola. rak basılan birkaç pul da tedavüle çıkarılmıştır. İşte Berlinde satışa çıkarılan pul, bu yanlış basılmış pullar- Mavi rengiyle bir vıh bu- (la 15 bin liradan fazla) istemistir. Fakat pul bu kıyme- ya. bırakılmıştır. “ —i İlkli garip dava.. NGİLİZ mahkemeleri son günlerde iki garib daha hak- kında karar vermişlerdir!: Birinci mesele, bir seyrüsefer kazası davasıdır. Bir karı koca iki kişilik bisikletle dolaşıyorlar. Kocası önde oturmuş, direksiyonu idare ediyor. Karısı, arkada.. Bisiklet yoldan ge- çen bir adama çarpıyor, Adam yaralanıyor. İş mahkemeye aksediyor. Kazadan acaba kim mes'uldür? Yalnız koca mı, yoksa kadınm da mes'uliyette hissesi var mı? İki tarafın a- Vukatları ayrı kanaattedir, Fakat hâkim, kararında, kaza- dan hem erkeğin, hem de kadmın mes'ul olduğuna hükme- diyor. Esbabi mucibe olarak da geride oluran şahsın bazi hareketlerile bisikleti idare eden adamı yanlış manevra yap- mağa sevkedebileceğini gösteriyor, İkinci dava daha garibdir: çok yüksek ökçeli ayakkayı gi- yen bir İngiliz kadmı, cilâlr döşemeli bir müessesede kayı- yor, düşüyor, ayağı kırılıyor. Müessese aleyhine zarar ve zi- yan davası açıyor. Hâkim bu davada şu Kkararı veriyor: “Bir insanım uzun iki bacak üzerinde muvazenesini muha- faza edebilmesi güçtür. Evvelâ bu noktayı kabul etmek icab eder. Bayanım yüksek topukları, kısa bir esas yahut uzun iğ- nelerle mukayese edilebilir. İnsan böyle bir ayakkabıyı an- cak her tehlikeyi göze alarak giyebilir. Şu halde bayan dü- şeceğini bile bile bu ayakkabları talebine hakkı yoktur.,, : f giymiştir. Zarâar ve ziyan Seviliyor. musunuz ? Tanıdıklarınızın sizi ne ka- dar — sevdiklerini öğreten bir usul Amerikada Colgote üniversitesi psi- koloji şubesi müdürü profesör Donald A, Laird, insanlarm, tanıdıkları tarafından ne dereceye kadar sevildiklerini hakika- te en yakın bir şekilde ölçebilecek bir u- sul bulmuştur. Profesörün usulü herke- sin kendi kendine yapabileceği bir nevi tahlildir. Kırk dört süal vardır. Bu su- allerin cevablarına verilecek numarala- rın mecmuu en fazla Sİ i bulabilmektes« dir. İnsanlarm ancak yüzde onu bu Tü- kamı doldurabiliyorlar. Umumiyet iti « bariyle sevilen bir adamm elde ettiği en düşük numara 56 dır. Numarası 56 dan daha düşük olanlar cemiyetin hoş- lanmadığı adamlardır. Mutavassıt bir gencin alabileceği vasati numara Ö4 tür, Umumiyet itibariyle sevilmiyen bir ada« mın vasâti numarası 30 dur. En düşük numara ise İ2 dir. Aşağıdaki suallerden “evet” cevabı verebileceğiniz her sual için kendiniza üç numara veriniz: i — Her zaman için söylediğinizi ya- pacağımızdan emin olunabilir mi? 2 — Başkalarına yardım için seve se- 8 — Bütün ifadelerinizde mübalâğa- lı davranmamağa çalışır mısmız? 4 — Müstehzi olmamağa gayret eder misiniz? 5 — Bilgiçlik taslamaktan tevakki e- der misiniz? 6 — Kendinizi arkadaşlarımızın çoğun- dan aşağı görür müsünüz? 7T — Emriniz altmda olmryanlara âmir- lik taslamamak için çalışır mısmız? 8 — Hoşunuza gitmiyen şeyleri yas panları mütemadiyen azarlamaktan içti- nâap eder misiniz? 9 — Tanıdıklarınızm arkasmdan ön- niz? 10 — Başkalarına tahakküm etmek arzunuzu yener misiniz? Aşağıdaki suallerden verebileceğiniz her sual iki sayı veriniz: 11 — Esvablarınızı temiz ve düzgün mü tutarsmız? 12 — Farla atılgan ve küstah olma « mağa çalışır mısmız? 13 — Başkalarmın yanlışlarma gül- mekten çekinir misiniz? 14 — Mukabil cinse karşı olan tavrıs nız ve hareketiniz galiz ve bayağı ol « maktan uzak mıdır? 15 — Her önünüze gelen şeye kusur bulmaktan tevakki eder misiniz? 16 — Başkalarımın hatalarmı düzelt « meden bırakır mısiıniz? 17 — Başkalarma kolayca Öödünç eşya verir misiniz? 18 — Dinliyenleri #ikacak gülünç hi- kâyeler söylememeğe çalışır mısımnız? 20 — Hiddetinize daima hâkim olabi- lir misiniz? ) 21 — Münakaşalardan içtinab eder misiniz ? | 22 — Hoş bir tebessümünüz var mı? î 23 — Mütemadiyen konuşmaktan çe« kinir misiniz? â 24 — Başkalarmın işlerine karışma- mak şiarmız mıdır? ! Aşağıdaki suallerden “evet” cevabı verebileceğiniz her sual için kendinize bir sayı veriniz: “evet” cevabı için kendinize 25 — Yeni fikirlere karşı sabırlı ve müsamahakâr mısınız? 26 — Başkalarma koltuk vermekten içtinab eder misiniz? : 27 — Dedikodudan kaçımır mısmız? — * 28 — Ahbablarmızm biraz evvel an « lattıklarımı tekrarlamalarımı istemekten tevakki eder misiniz? 29 — Mükâlemeyi idame ettirmek maksadiyle mütemadiyen sual sormak - tan içtinab eder misiniz? 30 — Her önünüze gelenden bir şey istememeğe çalışır mısmız? l 31 —. Başkalarımnı ıslah etmekten ge- ri durur musunuz? 32 — Sahsi sıkmtılarmızı kendinize saklar mismız? 33 — Halleriniz müteazzımane değil de tabiat mıdır? 34 — Ekseriya neşeli misiniz? (Devamı 11 incide) Ş * larla alay etmekten tevakki eder misi-s - ei K Trasi e. . ei AAi B 3 ka ö AA —0

Bu sayıdan diğer sayfalar: