7 Temmuz 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 14

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

T TEMMUZ — 1935 HABER — Akşam vostası MÜİKİ ——— ——— İKOWBOYLAR DİYARINDA Yazan ve Çizen wA drp ÜSN&J-— * ’:_ İ V, y T : (MiKkı SANA YERLİLEK İ FÂAKAT Bu VAZiİFEYİ OKA.- — (OK TEŞEKKUR EDERİM «.FAKAT KA- ÜNKU BURADA MİKi AşIL ’S%ıS'DERECE TESŞEKMÜR DAR yi ğAŞARom Ki --. SENİ | BUL EDEME M« y înmnn iSTEMİ HAYDUDU (EPD'YORLAR ö ÖLÜNCEYE KADAR ŞERİF Yölna Nati KÖYLÜLERE NE YAPACAK NEDEN ? YAPACAĞIZ -. AL,IŞTE SANA K ZYN A fayydaye L%?Jğ%'. Z2 RBEN ANCAK $ŞERİF —ırıı.gıı%;em- ALIP BERABER bAR a &| .. nit VE ONMNLA- RiN YENİDE N İTİMADLA- RINI KAZANDI 7 TEMMUZ — 1938 PERŞEMBE Cumartesi Tophaneden 14, Mudanya, 20, Dandırma, Sirkeciden 15, Ayvalık, Hicri: 1357 — Cemaziyelevvel: 9 18, Bartın iüneşin dağüşe Üünemin Mateğ Pazar Tophaneden 9, İmroz, 90,30 İzmit, Galatadan 8,30 Mudanya, 10,30 İIz- 4,36 19444 mir Sür, 12, Karadeniz, 29,20 Mudanya, Aleş gecesi ök Vakit — Sahah Nük kind. —akssr — Yater — İmnak İıduzeler 7 TEMMUZ — 1938 PERŞEMBE ı 18,30 Tepebaşı belediye bahçesinden B' kil, Hafif müzik, 19,15 spor musahabelef Eşref Şefik, 19,55 borsa haberleri, 20 Grâ viç rasalhanesinden naklen — saat ayarı! Sadi Hoşses ve arkadaşları, Hüzzam SuZz nâüâk, halk türküleri. 20,45 hava raporu, '-'“w 48 Ömer Rıza Doğrul — tarafından arapt? söylev, 21 S.A. orkestra, 21,30 — Semahis” Özdenses ve arkadaşları, — Türk musikîd_ ve halk şarkıları, 22,10 Novolni birahant ve lokantasından naklen — könser, Kemtf' idaresinde oörkesira, 22,30 son haberler, "' ertesi günün programı, 23 saat ayarı. Söl BÜKREŞ: 19 caz plâkları, 20 şarkılar, 20,25 kemâ? konseri, 21,15 radyo örkestrası, 22,45 küf fe konser, BUDAPEŞİe: 19,15 salon oörkestrası, 20,30 plâkla opt ra, 23,30 sigan örkestrası, — 24,10 ı)lâk“k marşlar ve valsler, BERLİN: 18 plâk, 19 plâk, 20,10 bando 21 radi” oörkesirası, 23,30 halk havaları, ve hâ | müzik, 1 serenallar, VARŞSOVA: , / 18 caz plâkları, 19,10 şarkılı — konse! 2,86 19,18 16,19 1944 21,45 2,18 Ayasolfya, Roma « Bizans, Yunan eserleri ve Çinili Köşk, Asker! Müze ve sarnıçlar, VTicaret ve Sanayi Müzesi, Sılıht Müze: (Ru müzeler hergün saat 10 dan 16 ya kadar açıktır.) Türk ve İslâm eserleri müzesi: Pazartesiden başka hergün sant 10 dan 16 ya kadar ve Cuma günleri 16 dan 17 ye kadar açıktır. Topkapı Müzesi: Hergün saat 13 den 16 ya kadar açıktır. M amleket D:şı Deniz Seferleri Romanya vapurları: Cumartesi günleri 13 de Köslenceye; Salı günleri 18 de Pire, Beyrut, İskenderiye., İtalyan vapurları: Cuma günleri saat 10 da Pire, Brendizi, Veneidik, Iriyeste, Avrupa Hattı Sirkeci İstasyon Müdürlüğü Telelon 23079 Semplon ekspresi hergün Sirkeciden sanl 22 de kalkar ve Avrupadan gelenl sani 7,45 te Sirketiye muvasalal ciler. Konvansiyonel 20,30 da kalkar, 10,22 de gelir. Edirne poslası: Hergün saat 8,50 de hareket eder, 19,33 de gelir. Anadolu hattı Hergün harekel eden şimenidiferler: Sant 8 de Konya, 9 da Ankara, 15,15 de Diyarbakır Eskişehir, 19,10 da Ankara ekspresi, 20 de Adapazarı. Bu ltrenlerden saat 9 da hareket eden Ankara muühteliti Pazartesi, Çarşanıba ve Cuma günleri Haleb ve Musula kadâar sefer etmekledir. MÜNAKASA İLANI.ARI:_ z İnhisarlar idaresi için şartname ve resmi mucibince 2eadet Direjin salın a. hnacaktır. Her ikisinin de muhammen bedeli 750 liradır. Pazarlık yarınki — cü- ma günü saal 4 de idarenin Kabalaşlaki levazım ve mübayaal şubesinde yapıla, caktır. GEÇEN SENE BUĞÜON NE OLDU? ş Lüzumlu Telefonlar Yangın: İstanbul İçin: 212772, Beyoğlu İçin: 44614, Kadıköy için: 60625. Yeşilköy, Bakırköy, Bebek, Farabya, Büyükdere, Fenerbahçe, Kandilli, Eren. köy, Kartal, Rüyükada, Heybeli, Burgaz, Kınalı, için: Telefon tmubabere memu- runa vangın der «k kâfidir. Rami itfatyesi: 22711 » Deniz. , « 30. .20 Beyazıt kuülesi: 21990. Galata yangın külesi: 40060, Sıhhi imdad: 44998. Müddetumumilik: 22290. Emniyet müdürlüğü: 24382 Eleklrlk Şirkeli; Beyoğlu: 44801 « İstanbuül: 24378, Sular: İdaresi:; Beyoğlu: 44783. Beşiktaş: 40938. Ciball: 209274. Nuruosina. niye: 21708. Üsküdar « Kadıköy: 60773. - Havagazi: İstanbul: 24378. Kadıköy: 60790 Beyoğlu: 44642. Taksi Otomabili İstemek İçin Beyoğlu ciheti: 49084. Bebek ciheli: 86 . 101, Kadıköy ciheli: 60447, için: 6GODY0, Üsküdar J ve Samsun, 15.30 da Denizyolları Istanbul acenteliği: 22740. Karaköy: 42362. Pazartesi Tophaneden 16,30 Mudanya, 20 Bandırma Salı Tophaneden 9,30 İzmit; 16,30 Mudanya, 19 Karabiga, 20 Bandırma, Öa- Jatadan 12 Karadeniz, Sirkeciden 10 Mersin. Çarşamba Tophaneden 16,30 Mudanya, 20 Bandırma, Sirkeciden 15 Ayva. lhk, 18 Bartın. Perşemhe Tophaneden 9,30 İzmit, 16,30 Mudanya, 20 Bandırma, Galaladan 12, Karadeniz, * Haliçte bir motörün çarplığı sandaldevrildi ve içinde — bulunanlardan 19,30 temsil nakli, 20,30 radyo orkestrâf Camma Taphaneden TERN Müudanva, 19 Karahiğa, Sirkecidden 10, Mersin. dört kişi boğuldu, 23 kücük örkestsra. | U? DA FŞ TTi A .—.* . Fakk, - 4 ka 66 BURİDAN .'BURİDAN 67 Büridan neye uğradığımı bilemedi .. Geri geri çekilerek rast gele bir tahta sıraya oturdu. Başını ellerinin içine al- mış, kalbi ıstıraptan çarpmıya — başla- ,/INiŞtı.. Valuva devam etti: — Bir asilzadenin, bir şövalyenin sözüne inanmalısınız. Bu sözümü ye- minle de tekit edebilirim, Oğlumun ü- zerine yemin ederim ki... Buridan boğuk bir sesle: —İnanıyorum.. - dedi. — Genç kızı, kralın emiryle Tample götürdümse de evvelki gece zındandan çıkardılar. Büridan bir ümitle: — Nereye götürdüler?, - diye sor- du: — Vallahi bilmiyorum.. Yalnız bir başka hapishaneye götürülmediğinden eminim.. — Ya nereye?, — Bilmiyorum. Fakat size hakikati söylemeye söz verdim. Yalnız şunu söyleyebilirim ki bu genç kız, zından- dan, çok nüluzlu birinin emriyle çıkarıl- Öt — Kim bu? Söyleyiniz kim bu?. — Krtraliçel, . Büridan yerinden sıçradı: — Margarit dö Bürgony! Kraliçel. - idiye mırıldanırken bu — muammayı Ççözmiye uğraştııyordu. Valuva: — Sizi burada bekleyeyim. Gidiniz, tahkik ediniz. Söylediklerimde en kü- çük bir yalan bulursanız dönüşünüzde beni Monfokona götürünüz. Büridan, şakaklarından akan terleri silerek ayağa kalktı. Kulübenin kapı- sına kadar ilerledi. Açtı.. Sonra Valu:- va'ya idönerek: — Serbestsiniz! - dedi. — Demek sözlerime inanıyorsunuz, öyle mi? — Evet inanıysrum. Çünkü oğlunu- zun üzerine yemin ettiniz, Valuva metin adımlarla kulübenin kapısına kadar ilerledi. Dışarıya çık “ madan döndü: — Sözlerime, tahkike lüzüum görme den inanmanız âlicenaplıktır. Bu mert- liğe ben le mertlikle mukabele edece- ğim... Size şimdiden haber vereyim ki: Kendinizi sakınımız. Siz hanedan- dan bir prense el kaldırdınız. Önu tah: kir ettikten başka, iki adamını ida öl - dürdünüz. Kral yaptıklarınızdan bir saate varmaz haber alacak ve bu bir saat içinde — de jandarmalar — ayak - lanacaktır. Bana gelince, ben, sizi boy numa ip geçirdiğiniz şu Monfokon'da asılmış görmedikçe rahat edemiyece - Zim Giyom'la Rike, Valuva'nın üstüne atılmak istediler. Büridan bir işaretle mâni oldu ve Va lüuva'yı selâmladı. Valuva yerde yatan arkadaşlarının ölüleri yanından geçerken yüzünü çe- virip bakmadı bile. Hattâ atına bile binmeyi akıl etmedi. Büridan elini şakağına dayamış ve düşünmeye başlamıştı. Mirtiy'in kra- liçe tarafından aldırılıp götürülmesin- deki sebebi bir türlü anlIlıyamıyordu. Kraliçe nişanlısını nereden tanıyordu? Onun Lesko'nun kızıyla bu derece alâ- kadar olmasının sebebi neydi? Nereye götürmüştü? Sebep neydi? Bu sualle- re ceyap bulmak güçtü. Yaln'z şurası muühakkaktı ki, Mirtiy muvakkat bir zaman için işkencelerden — kurtulmus, açlıktan kurtulmuştu. O çok iyi bili - yordu ki büyücülükle itham edilenler muhakkak surette ceza görürlerdi. Onu bekliyen mühlik âkıbetten kuür- tarabilmek için bir tek çare vardı; Kraliçenin yanıma sokulabilmesi, Rike: na, Marinyi'yi ile dövüşeceği günden — Ne düşünüyorsun? - diye sordu. Giyom cevap verdi: — Ne düşünecek, - dedi. Elime geç- mişken kurtulan bu cehennem zebani- si, beni acaba asacak mı, kazanda mrı kaynatacak, işkence direğinin üstüne mi atacak, yoksa işkembem mi deşil-- cek, diye düşünüyor. H ğ HABERCİ KADIN Büridan'ın, Filip ve Götye hesabı - bir gün önce.. Büridan'ın, dövüş yeri olarak Pre- öklerk'i tayin etmiş olmasında sebep vardı. Senjermen manastırı buraya yakın * dı. Allah, dövüşeceklerden haklısını, hahsızma karşı korumak isterdi. Birin- den birinin ölümüyle neticelenecek böyle bir dövüşte, —Allahın haklısının yanında bulunmazını temin için, dö- vüşler daima böyle mukaddes yerlere yakın veya bu mukaddes yerlerin için- de yapılırdı. p Büridan, Preoklerk'i kabul etmesin- d> başka sebepler de yok değildi. İşte bu büyük günün arifesinde, Bü- rindan öğleye doğru madam Sopinel- in evinden ç ktı. Lansölo da mantosu- nu çenesine kadar kaldırmış, küküle- tesini başına geçirmiş bir halde on a- dim gerisinden takip ediyordu. Lansöl:, efendisini takip ederken şöyle düşünüyordu: “Ne cüret! Jan- darmaların arayıp durtduğu bu adamın böylece güpe gündüz sokaklarda do- laşması tehlikeli değil mi? Bizi astıra- câk.... Adam sende... Ha dün, ha ya - rın, asılmanın ne ehemmiyeti var.... Eski efendimi asmama müsaade etmi- yen bu adamla 'darağacında sallanmak bir şereftir benim için...,, Büridan, Luvr sarayına gelinze, et- rafr dolaşmaya başladı. Luvr'a girmek kraliçenin yanına çıkmak mı istiyor - du, O bunun için her şeyi, hattâ ölü- mü bile göze alabilirdi. Zaten bundan başka bir şey de düşünmüyordu. Hendek boyunca gidiyor.. İstihkâm kapıları önünde durüyor, mazgallara bakıyor, küleleri muayene ediyor, is- tenildiği zaman kaldırılabilen köprüle- rin arkasından büyük kapıları gözlü - yordu. Lansölo kuküuletesini daha ziyade indirmişti. Sarayın büyük — surlarını - gözden geçirdi. İçinden; “Tanılırsak bu surlardan, pekâlâ ok yağmuruna tü tulabiliriz!,, dedi. Büridan buralarda bir saat kadar dolaştı. Şüphe eden bir tavırla büyük külenin önünde dürdu. Bu kuülede, yâ- kında, ziamet sahibi senyörlerin krala itaat merasimi yapılacaktı. Zaten bu senyörlerden bahsedilirken: “Luvr'un büyük kulesine bağlıdır!,, denmez miy di? İşte bu söz itaat merasimlerinin burada yapılmasından ileri geliyordu, Büridan suru, Sen nehririn öbür. ta- rafından müdafaa eden Feraşöval, Vin dal, Depoörto külelerine üzün uzün baktı. Sonra bakışını, her katını de - mir parmaklıklı sekiz pencerenin süs- lediği, mazgallı damı yerden doksan altı ayak yükseklikte bulunan bir ku- le teşbit etti. Birdenbire, kendisi istemediği halde başmı çevirdi. Şimili karşısında Nel kulesi dürüyordu. Buraya bir hayli baktı ve düşündü. Yürümek istediği bir sırada yanında bit kadın gördü. Kadın, kımıldama - dan delikanlıyı seyrediyordu. Nereden gelmişti bu kadın? Nere * den çıkmıştı? Belki de Sen nehrinin kenarlarmı süslüyen söğüt ağaçlarının — arkasından, belki de Luvr'un büyüt — külesinden.. | Büridan kadının nereden geldiğini görmemiş, hattâ geldiğinin bile farkın da olmamıştı. i K 5|

Bu sayıdan diğer sayfalar: