Yazan: Rahmi YAĞIZ Amonyak deposu patlamıştı gazlar bütün manayı boğuyordu ee Boğazdan ilk Dpi Dd Fran sız Safis tahtelbahiri Türk boğul. rına mermileriyle batırılmış, mürelt öbalı esir edilmişti. Bunlardan mi. hendis Bone ölü olarak sahile çırıl miş, kahraman Türk askerleri, tah. telhahiş mürettebatın Bone'ye cena Se merasimi yapmalırına misal derek büyük bir wlâvvü cenab göster mişlerdi... — Evet... Bunların her biri olabilir. hima olmayacağına daha kuvvetle ihti. mal vermek lâzım. Neden mi diyecek . sin Hanri... Eğer saydığın işlerden biri si olsaydı şimdi böyle ip gibi boğaz u. zunluğunca durup ölüme sıra bekliyece. ğimize komodorun ihbariyle sulara da. gılır, ya hareketimize devam için yürü- yüşe geçer, yahut ta geri döner, yeni bir hareket için tekrar hazırlıklara başla. mak üzere Kum kale kıyılarına dümen tutardık. — Sizce duruşa sebep hangi ihtimal- dir kapiten? — Ben, senin ileri sürdüğün ihtimalle- ri kabul etmiyorum, Filotillânın kılavuz mi &şmiş bulun- â hepimiz bu noktanın en hafif ateşli kısmında durmaktayız. Bu na göre çetin yolculuğunilk merhal muvaffakıyetle aldığımızı gören komo - dor Brodey gemilere bundan sonraki ilerleyiş için çeki düzen verilmesini dü- şünmüş; bir mola vermeyi tasarlamış - tır... Mesele bu... Hanri Mervey süvarinin bu nikbinli ğini biraz yersiz bulmakla beraber, hiç sesini çıkarmadı. Yalnız: — Öyledir belki! Demekle Iktifa etti. Duruştan istifade afirin dı feci vaziyetten haberi olmıyan Alfred Didye gözlerini Preskoptan ayırdı. Daracık kamaranın ir kaç adım gezindi; son- yerde duran Hanri Mer veye yaklaştı; sağ elini onun omuzuna koydu. zoraki bir tebessümle ışıklandır- maya çalıştığı gözlerini arkadaşını göz bebeklerinde gezdirirken tekrar konuş - mağa girişti: — Şu anda ne dü: musun Mervey? — Hayır kapiten! — İzah edeyim: Ne başarılması güç bir işin başındayız farkındasın tabii! — Oovo.. Şüphesiz kapiten... Fakat şu 'tesbih böceğinden farksız, üs telik mağrur İngilizlerin bu rüşü beni o kadar sinirlendiriyor kit, — Şimdi işin o tarafını bırak... Bunu Marmaraya girdikten sonra el birliğiyle münakasa edeceğiz. Emin ol Mervey, onların 14 gemisine mukabil bizim üç gefinemiz daha çok randıman verecek, daha çok iş görecek! — Şüphesiz kapiten! — Benim siylemek istediğim o değil!. Dün gece, kısa uykumda bir ruya gör düm... Karım, kucağında çocuğumu ta- şıyor minimini yavru kollarını açmış bana hakırıyor.. Baba... Baba. Gel, di yor, orada umacılar var Ben; kollarımı uzatmak, onu tutmak, kucaklamak istiyorum. Fakat ona kadar uzatamıyorum. Aramızed: kaç metre- Uk derin bir hendek var. İçi de su dolu. Ceketimi gıkarp. bu suda yüzeceğim ivorum biliyor gü parıldıyor, uçları suyun yüzüne çi kan süngüler etrafımı sarıyor. Gittikçe sıklaşarak beni daracık bir çember içine alıyor. Ve, kıpırdanamıyorum.. İşte bu müşkül vaziyette iken ter içinde ran - zamda uyandım... Fena bir kâbus değil — Evet kapiten., Hele insanın evini karısını, çocuğunu, sevdiklerini hatırla- yışı böyle tehlike anlarında. hiç hoşa gitmiyen bir tesir yapıyor.. — Evet... Ne diyordum.. Alired “Didye sözünün burada” dur du. Kulağını dışarı Koridorda koşuşmalar, birbirini valıyan ayak sesleri ve bağrışmalar duyuluyordu. — Ne oluyor Mervey? İkinci kapiten de kapıya doğru baktı: — Bilmem kapiten! Gidip öğreneyim.. — Dur, gitme; buradan seslenelim... Hey kim var orada? Süvarinin seslenişine ın, biraz ev- vel dışarı çıkmış olan Gid Borey'di. Ne fes nefete içeri girdi. Telâşlı telâşlı ar tattı: — Amonyak deposu patlamış kapi « ten... Gazlar mangayı istilâ etti; maki- benin kapısını örttüler. Fakat aralıklar dan sızan gazlar şimdi orayı da kaplıya cak.. Baş makinist yüzbaşı Delonz mü hendis Fransuva ile uğraşıyorlar. Delik- leri bulamadılar. Gaz bulutu çok geçme den buraya da gelebilir kapiten! Süvarinin benzi kül kesildi. Bu ânf teh Uke, bu beklenmiyen kaza karşısında kendini güç toparladı. Ne yapmak lâ - zımdı şimdi?.. Vaziyetin kötülüğünü anlıyan ve hâ- dise yerine fırlayıp gitmeğe hazırlanan Hanri Mervey'e İşaret etti: — Dur Mervey? — Gidip göreyim kapiten, ne olmuş? Amonyak deposu nasıl patlar? — Kazadır olur.. Boş sözlerle geçirile- cek vaktimiz yok.. Sen hemen şunu söy le burna ne tedbir alacağız?... — Bilmem kapiten.. Bildiğim tedbir bildiğinizin aynidir. M Yani? — Yani hemen yukarı çıkmak, hava- yı tecdit etmek... — Buna imkân var mı Mervey?... Üs- tümüz cehennem tarlast!.. Her tarafta mermiler uçuşuyor; Türk istihkâmları « nm tehditkâr top namlıları denizin ber noktasını ateş altında tutacak şekilde hazır.. .Daha preskobumuzun tamamı sudan çıkarken ilk mermi ile bir daha güneş görmeğe hasret kalır, artık deni- mak üzere ta dibine — Başka care var mı kapiten?.. — Var.. .Bir çare var?.. — Anlamadım! — Evet. Bir çare var. O da şu: Her şeye rağmen geceyi beklemek. Banyo ve Halâ Yaptırmayan bütün oteller kapatılacak Söke, (Hususi) -— Söke kazası, sis- tematik çalışmalarla hergün biraz daha güzelleşmektedir. Belediye, şehre su getirtmiş, elektrik şirketini üzerine alarak halka ucuz cer yan vermeğe başlamıştır. Belediye, şirket zamanında 25 kuruş olan kilovat ücretini 18 kuruşa düşürmüştür. Geçen sene istasyon “civarmda yapt- lan parka bu yri bir de havuz ilâve &- dilmektedir. Parkın ıslâh: ve havuzun inşası için 13 bin lira sarfedilecektir. Sökenin ticari ehemmiyetini gözörnün de bulunduran ve sık sık gelen tacirle- rin istirahatlerini düşünen kaymakam, bütün otellerde banyo ve muntazam halâlar yapılmasını emretmiştir, Bu te sisatı yaptırmıyan oteller kapatılaca!;- “ tar. Belediye, gelecek sene yeni bir bina yaptırmağı kararlaştırmıştır, Memleketin temizlik işlerine de fev- kalâde ehemmiyet verilmektedir. Kazanın civar nal de Faaliyet vardır. Bilhassa yol işlerine ve ihtiyaçlarına ehemmiyet verilmekte- dir, Akgöl, Bağarası nahiyelerinde be- şer dershaneli, Azap ve Özbaşı nahiye- lerinde üçer dershaneli mektep binaları nın İnşasina başlanmış, temelleri mera“ ye ve köylerinde simle atı Yol dire şayandır. Söke — Bağarası vesâir yollar yapılmaktadır, Köyler de nahiye- lere bağlanmıştır. Gelecek sene dağ Keyes yolları yapılacaktır. i çalışma, bilhassa tak- Sarıgemi bataklığı kurutulmuş, sıtma memba olan bu yer, şimdi kabili zer bir hale getirilmiştir. mü kapiten? — Daha doğrusu dayanabildiğimiz ka dar mukavemet etmek.. Akşama ne ka- dar var? Mervey bileğindeki saate baktı: — Çok var kapiten.. Henüz saat (10) akşam sekizde oluyor.. Demek tam se- kiz saat var. Bu kadar zaman amonyak gazi içinde yaşamak imkânsız! — Ne yapacağız başka? Buna göre Ça- re ve tedbir de ararız. Sen evvelâ koş baş vardabandaya şu işraeti verdirt: “Komodor Teodor Brode'ye, burası Turkuvaz. Ben süvari Alfred Didye. Amonyak depoları patladı. Suyun üs tüne çıkmak mecburiyetindeyim. Bunu haber veriyor, veda ei Sonra efradı topla, onlara yi gazinden korunma için şu tedbiri tavsi- yecet: : Herkes mendilini çıkarsın, sslats Bununla yürüyen ve ağzını bynRinc,(€ Bununla burun ve ağzını bağlasın. ıslak bezin arasından alınan neles nisbeten amonyağı tevkif eder, azar azar ciğerle re gidecek olan gazla de saat sekize ge- linceye kadar burada bekleriz. Ortalık kararınca yavaş yavaş suyun üzerine Çi- kar, sonra en gölgeli sahilleri takip ede- rek dışarı, geldiğimiz istikamete savuş- mnağa çabalarız. Bu fikir en muvafığı idi.. Hanri Mer. veye de iyi gelmişti.. İkinci, koşarak dı. şarıya çıktı, süvarinin emirlerini tatbik etmek için acele tayfaya, depoların ya- rına koştu. Amonyak depoları sanki gizli bir elin sulkastı ile delinmiş. gazlarını dışarıya salıverecek hale gi mişti. Çarhçı başı ile iki makinist, bir de ma kine mühendisi depolarla uğraşıyor; vaş İı çarhçı ustasi bir taraftan da duma- dan homurdanıyordu: — Bunu birisi mahsus yapmış!.. Her tarafta o kadar bol delik var ki.. Saç sapa sağlam. Zaten delinse de bir tara- fından, haydi bilemedik iki yerinden de linir. Bunun her tarafı delik deşik ol « | tir. İşçi pavyonları, - ki en sona kalm iş İşler meyanmdaydı, - MUŞ... im ——. Yurtta sağlık işleri Trakyada sıtmanın kökü kazınıyor Edime, (Hususi) — Edirne Sıtma mücadele teşkilâtı köylerde Sıtma ba- kımından zararli: görülen bir çok sivri- sinek membalarmın ıslâhma Haziran iptidasında bütün şubelerde birden baş- landı. Edirne şubesinde geçen sene başlıyan ve mühim bir kısmı yapılan sazlı derenin temizlenmesi bu sene karakirım köyüne kadar tamamlanmıştır kanalda bir iki noksan kalan yerler ikmal edildikten sonra Sazlıdere suyu bu kanal ile doğrudan doğruya Meriç nehrine akıtılacaktır. Eskiden Sazlıderenin beslediği top- rak ve elçili göllerinin izalesi için ayrı tali kanallar yapılmak suretiyle bu göl- lerde kurutulacaktır. Havsa nahiye merkezinin içindeki gölüklerden Havsa deresine akıtıl- gölcükler de doldurulmak su retile izâle edi r. Havsa nahiye Kustamonu'da 115.170 metre murabbaı bataklık kurutul Kazanılan sahalarda ilk defa olarak Pancar ekildi merkezini tehdit eden Sıtma artık £ siz bir hale gelmiştir. Gölbaba bataklığına doğru iler kanal sayesinde bu bataklık her gü parça daha küçültülmektedir. Sen denberi Gölbaba etrafında Ziraat plmazken bu sene ilk defa olârak D men Yeniköy tarafına Pancar eklim İğnesi köyü gölü ile Hatip köyü kerpiç azmağı da birer kanal ile m nehrine akıtılmıştır. Şimdiye kadar Trakya Sıtma m dele mıntakasında yapılan arazi ıslâ işlerinin hulâsası şudur: 4642 metre uzunluğunda kanal 4 mıştır. 115, 170 metre murabbaz bal rk kurutulmuştur, 8200 metre uzu! ğunda dere temizletilmiştir. Bunlarla beraber 2 köprü ile 403 runluğunda Meriç nehri kenarında bent yapılmıştır. Sicim fabrikası Sümer Bank mühendisi tetkiki yaparak bu Işi çok kârlı buldu Kastamonu, (Husus!) — Kastamonu Bankasının senelik kongresinde şebri mizde kendirciliğe ait bir fabrikanm kurulması için tetkikat yapılması hak» kında verilen karar üzerine Valimizin teşebbüslerile Sümerbenk kendirtilik mütehassısı Mühendis Osman İrtem şehrimize gelmiş ve muhtelif müessese ve zevatla temas ve ayni zamanda ken- dir mıntakasına giderek aldığı malumat üzerine hesaplarını ve tetkiklerini yâp- mıştır. Vilâyetimizde kendir soyma fabri kalarının yapılması kendir istshsalâtımı üç mislinden daha fazla artıracağı ve Kastamonu için bu fabrikaların tam bir kalkınma hızlanmaya âmili olacağı mü- Jahazası tamamile varid görülmüşdür. Kendir müstahsillerinin soyma güçlüğü Solâyisiyle, kendir ekimini tahdit ettik- leri ve bu yüzden milyonlarla liralık istiksalin yapılamadığı tahakkuk etmek tedir. Fakat Kastamonu bankasının yalnız ticari mülâhaza ile yapma kararını vere- ceği bu soyma fabrikasınm bankaya getireceği temettü ile kındap ve siçim için yapılacak bir fabrikanın getirecigi temettü arasında çok fark görülmekte kınnap ve siçim fabrikası daha kârlı görülmektedir. İslatma havuzları bir yandan fenni şekle ifrağ ve diğer taraf- tan soyma işini kolaylaştıracak tesisat vücude getirilmesi istihsal artırma, nok- tasından Fevkalâde müessir olacağı kin- nap ve sicim fabrikasının bu hususta oynayacağı rol mahdut olscağı göz ö nünde tutularak 8..10. bin lira arasında i tedarik edilen kırma, soyma makir rinin muhtelif yerde ve hatta sey olarak harekete getirilmesi bu işi kol muytir, PA hendişin tetkikatı henüz tamamlan mıştır. Yurddan Küçük Haberler * Bu yıl İzmir fuarına kurulaca lan Manisa pavyonunun geçen yıl dan daha cazib bir şekilde olması ziyaretçilerin dikkat ve alâkala çekecek şekilde vücuda getirilmesj çin hazırlıklara başlanmıştır. * Şimdiye kadar kirada ve dar dairede bulunan Manisa ticaret ve nayi odası için Lütfi Kırdar cad: Üzerinde yeni bir bina satmalınmiş Oda yakında o binaya taşmacaktı * Kuşadası kaymakamı Nail İlt bir ay mezuniyet verilmiştir. * Deniz mevsimi girdiği için ci kazalardan Kuşadasına büyük bir kın başlamıştır. Belediyenin iyi şekle soktuğu plâjlar tıklım takin dolmuştur, * Alasehirde bütün resmi daire ve adliyeyi içinde toplıyacak bü bir hükümet konağı yapılmaktı Yakmda bitecek ve merasimle aç caktır. Nazillinin pavyonları da tamamlandı Nazilli, (Hususi) — Mensucat fahri benii bütün müteferri işleri bitm bunlar da mamlanmiş ve işçilere tahsis olunmuş tur,