2 Temmuz 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 6

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yazan: Rahmi YAĞIZ Amonyak deposu patlamıştı gazlar bütün mangayı boğuyordu Ka ç K Boğazdan ilk geçmeğe yeltenen Fnan sız Safis tahtelbahiri Türk topçula. rının mermileriyle batırılmış, mürett ebatı esir edilmişti. Bunlardan mü. hendis Bone ölü olarak sahile çıkarıl miş, kahraman Türk askerleri, tah. telbahir mürettebatının Bone'ye cena ze menasimi yapmalarına müsdüde e. derek büyük bir ulüvvü cenab göster mişlerdi... — Evet... Bunların her biri olabilir. Ama olmayacağına daha küvvetle ihti. mal vermek lâzım. Neden mi diyecek . sin Hanri,.. Eğer saydığın işlerden biri- si olsaydı şimdi böyle ip gibi boğaz u. zunluğunca durup ölüme sıra bekliyece. ğimize komodorun ihbariyle sulara da. ğgılır, ya hareketimize devam için yürü- yüşe geçer, yahut ta geri döner, yeni bir hareket için tekrar hazırlıklara başla. mak üzere Kum kale kıyılarına dümen tutardık. — Sizce duruşa sebep hangi ihtimal- dir kapiten? — Ben, senin ileri sürdüğün ihtimalle- ri kabul etmiyorum. Filotillânın kılavuz gemisi tehlike mıntakasını aşmış bulun- makta, hattâ hepimiz bu noktanın en hafif ateşli kısmında durmaktayız. Bu:- na göre çetin yolculuğunilk merhalesini muvaffakıyetle aldığımızı gören komo - dor Brodey gemilere bundan sonraki ilerleyiş için çeki düzen verilmesini dü- şünmüş; bir mola vermeyi tasarlamış - tır... .Mesele bu.... Hanri Mervey süvarinin bu nikbinli- ğini biraz yersiz bulmakla beraber, hiç sesini çıkarmadı. Yalnız: — Öyledir belki! Demekle iktifa etti. Duruştan istifade eden, Safirin uğradığı feci vaziyetten haberi olmıyan Alfred Didye gözlerini Preskoptan ayırdı. Daracık kamaranın içinde kalktı, bir kaç adım gezindi; son- ra bulunduğu yerde duran Hanri Mer- veye yaklaştı; sağ elini onun omuzuna koydu. zoraki bir tebessümle ışıklandır- maya çalıştığı gözlerini arkadaşının göz bebeklerinde gezdirirken tekrar konuş - | mağa girişti: — Şu anda ne düşünüyorum biliyor musun Mervey? — Hayır kapiten! — İzah edeyim: Ne başarılması güç bir işin başmdayız farkındasın tabii! — Oooo.. Şüphesiz kapiten... Fakat Fakat şu tesbih böceğinden farksız, üs- | telik mağrur İngilizlerin bu işi ufak gö- rüşü beni o kadar sinirlendiriyor ki!.. — Şimdi işin o tarafını bırak... Bunu Marmaraya girdikten sonra el birliğiyle münakaşa edeceğiz. Emin ol Mervey, onların l4 gemisine mukabil bizim üç sefinemiz daha çok randıman verecek, daha çok iş görecek! — Şüphesiz kapiten! — Benim söylemek istediğim o değil!. Dün gece, kısa uykumda bir ruya gör- düm... Karım, kucağında çocuğumu ta- şıyor minimini yavru kollarını açmış bana hakırıyor.. Baba... Baba.. Gel, di- yor, orada umacılar var. Ben, kollarımıi uzatmak, onu'tutmak, kucaklamak istiyorum. Fakat ona kadar uzatamıyorum. Âramızda bir kaç metre- lik derin bir hendek var. İçi de su dolu. Ceketimi çıkarıp bu suda yüzeceğim aa Tn aam d dt — * e Tn Kd srelemn elt gü parıldıyor. uçları suyun yüzüne çı- kan süngüler etrafımı sarıyor. Gittikçe sıklaşarak beni daracık bir çember içine alıyor. Ve, kıpırdanamıyorum.. İşte bu müşkül vaziyette iken ter içinde Tan - zamda uyandım.... Fena bir kâbus değil Mi? . — Evet kapiten.. Hele insanın evini, karısını, çocuğunu, sevdiklerini hatırla- yışı böyle tehlike anlarında, hiç hoşa gitmiyen bir tesir yapıyor.. — — Evet... Ne diyordum.. Alfred Didye sözünün bürasmda Tür” du. Kulağını dışarı verdi. Koridorda koşuşmalar, birbirini kovalıyan ayak sesleri ve bağrışmalar duyuluyordu. — Ne olüyor Mervey? : - İkinci kapiten de kapıya doğru baktı: — Bilmem kapiten! Gidip öğreneyim.. — Dur, gitme; buradan - seslenelim... Hey kim var orada? Süvarinin seslenişine koşan, biraz ev- vel dışarı çıkmış olan Gid Borey'di. Ne | fes nefese içeri girdi. Telâşlı telâşlı an- | -lattı: — Amonyak deposu patlamış - kapi - ten.... Gazlar mangayı istilâ etti; maki- nenin kapısını örttüler. Fakat aralıklar dan sızan gazlar şimdi orayı da kaplıya cak.. .Baş makinist yüzbaşı Delong mü hendis Fransuva ile uğraşıyorlar. Delik- leri bulamadılar. Gaz bulutu çok geçme den buraya da gelebilir kapiten! Süvarinin benzi kül kesildi. Bu âni teh like, bu beklenmiyen kaza karşısında kendini güç toparladı. Ne yapmak lâ - zımdı şimdi?.. ; Vaziyetin kötülüğünü anlıyan ve hâ- dise yerine fırlayıp gitmeğe hazırlanan Hanri Mervey'e işaret etti: — Dur Mervey?... — Gidip göreyim kapiten, ne olmuş? Amonyak deposu nasıl patlar? — Kazadır olur.. Boş sözlerle geçirile- cek vaktimiz yok.. Sen hemen şunu söy le buna ne tedbir alacağız?... — Bilmem kapiten.. Bildiğim tedbir bildiğinizin aynidir. M Yani?.. — Yani hemen yukarı çıkmak, hava- | yı tecdit etmek... — Buna imkân var mı Mervey?... Üs- tümüz cehennem tarlası!... Her tarafta mermiler uçuşuyor; Türk istihkâmları - nın tehditkâr top namlıları denizin her noktasını ateş altında tutacak şekilde hazır.. .Daha preskobumuzun — tamamı sudan çıkarken ilk mermi ile bir daha | güneş görmeğe hasret kalır, artık deni- zin yüzüne çıkmamak üzere ta dibine ineriz! — Başka care var mr kapiten?.. — Var.. ,Bir çare var?.. — Anlamadım! — Evet.. .Bir çare var. O da şu: Her şeye rağmen geceyi beklemek.. . — PD e00 e rt.r.. . ue maStaeat. l * - AFT - ?Jî"îl._': 4 —— Z TEMMUZ — To3. Söke'de Banyo ve FHalâ Yaptırmayan bütün oteller kapatılacak Söke, (Hususi) — Söke kazası, sis- tematik çalışmalarla hergün biraz daha * güzelleşmektedir. Belediye, şehre su getirtmiş, elektrik şirketini üzerine alarak halka ucuz cer yan vermeğe başlamıştır. Belediye, şirket zamanında 25 kuruş olan kilovat ücretini 18 kuruşa düşürmüştür. Geçen sene istasyon 'civarında yapı- lan parka bu yıl bir de havuz ilâve e- dilmektedir. Parkın ıslâhi ve havuzun inşası için 13 bin lira sarfedilecektir. Sökenin ticari ehemmiyetini gözönün de bulunduran ve sık sık gelen tacirle- rin istirahatlerini düşünen kaymakam, bütün otellerde banyo ve —muntazam halâlar yapılmasını emretmiştir. Bu te sisatr yaptırmıyan oteller kapatılaca';- » tır. Belediye, gelecek sene yeni bir bina yaptırmağı kararlaştırmıştır. Memleketin temizlik işlerine de fev- kalâde ehemmiyet verilmektedir. Kazanın civar nahiye ve köylerinde de faaliyet vardır. Bilhassa yol işlerine ve ihtiyaçlarına ehemmiyet verilmekte- dir, Akgöl, Bağarası nahiyelerinde be- şer dershaneli, Azap ve Özbaşı nahiye- lerinde üçer dershaneli mektep binaları nın inşasına başlanmış, temelleri mera- simle atılmıştır. Yol işlerindeki çalışma, bilhassa tak- dire şayandır. Söke — Bağarası vesair yollar yapılmaktadır. Köyler de nahiye- lere bağlanmıştır. Gelecek sene dağ “Köyretinin yolları yapılacaktır. Sarıgemi bataklığı kurutulmuş, sıtma membar olan bu yer, şimdi kabili zer bir hale getirilmiştir. mü kapiten? — Daha doğrusu dayanabildiğimiz ka dar mukavemet etmek.. Akşama ne ka- dar var? Mervey bileğindeki saate baktı: — Çok var kapiten.. Henüz saat (10) akşam sekizde oluyor.. Demek tam se- kiz saat var. Bu kadar zaman amonyak gazi içinde yaşamak imkânsız! — Ne yapacağız başka? Buna göre ça- re ve tedbir de ararız. Sen evvelâ koş baş vardabandaya şu işraeti verdirt: “Komodor Teodor Brode'ye, burası Turkuvaz. Ben süvari Alfred Didye, Amonyak depoları patladı. Suyun üs- tüne çıkmak mecburiyetindeyim. Bunu haber veriyor, veda ediyorum!., Sonra efradı topla, onlara amonyak gazinden korunma için şu tedbiri tavsi- ye et: ; Herkes mendilini çıkarsım, ıslatsın... Bununla yürüyen ve ağzını bynRinc,(c | Bununla burun ve ağzını bağlasın, ıslak bezin arasından alman nefes nisbeten amonyağı tevkif eder, azar azar ciğerle- re gidecek olan gazla de saat sekize ge- linceye kadar burada bekleriz. Ortalık kararınca yavaş yavaş suyun üzerine çI- kar, sonra en gölgeli sahilleri takip ede- rek dışarı, geldiğimiz istikamete savüş- | mağa çabalarız. Bu fikir en muvafığı idi.. .Hanri Mer- veye de iyi gelmişti.. İkinci, koşarak dı- şarıya çıktı, süvarinin emirlerini tatbik etmek için acele tayfaya, depoların ya- | nma köştü. Amonyak depoları sanki gizli bir elin suikastı ile delinmiş, gazlarını dışarıya salrverecek hale getirilmişti. Çarhçı başı ile iki makinist, bir de ma kine mühendisi depolarla uğraşıyor; yaş İr çarhçı ustası bir taraftan da duma- dan homurdanıyordu: — Bunu birisi mahsus yapmış!.. Her tarafta o kadar bol delik var ki... Saç sapa sağlam. Zaten delinse de bir tara- fından, haydi bilemedik iki yerinden de linir. Bünün her tarafr delik deşik ol - MÜŞ... Yurtta sağlık işleri Trakyada sıtmanır Edirne, (Hususi) — Edirne Sıtma mücadele teşkilâtı köylerde Sıtma ba- kımından zararlı görülen bir çok sivri- sinek membalarının ıslâhımna Haziran iptidasında bütün şubelerde birden baş- landı. Edirne şubesinde geçen sene başlıyan ve mühim bir kısmı yapılan sazlr derenin temizlenmesi bu sene karakırım köyüne kadar tamamlanmıştır kanalda bir iki Sazlirdere suyu bu kanal ile doğrudan doğruya Meriç nehrine akıtılacaktır. rak ve elçili göllerinin izalesi için ayrı tali kanallar yapılmak suretiyle bu göl- lerde kurutulacaktır. Havsa nahiye merkezinin içindeki gölcüklerden biri Havsa deresine akıtıl- mış, diğer gölcükler de doldurulmak su retile izâle edilmiştir. Havsa nahiye noksan kalan yerler ikmal edildikten sonra Eskiden Sazlıderenin beslediği top- | kökü kazınıyor 115.170 melre murabbarı bataklık kurutul Kazanılan sahalarda iİlk defa olarak Pancar ekildi merkezini tehdit eden Sıtma artık zi sız bir hale gelmiştir. Gölbaba bataklığına doğru ileri kanal sayesinde bu bataklık her gü parça daha küçültülmektedir. Sen denberi Gölbaba etrafında Ziraat pılmazken bu sene ilk defa olarak D men Yeniköy tarafına Pancar ekilmi İğnesi köyü gölü ile Hatip köyün kerpiç azmağı da birer kanal ile Tı nehrine akıtılmıştır. Şimdiye kadar Trakya Sıtma m:! dele mıntakasında yapılan arazi ıslâ işlerinin hulâsası şudur: 4642 metre uzunluğunda kanal : mıştır. 115, 170 metre murabbar bat İtk kurutulmuştur, 8200 metre uzul ğunda dere temizletilmiştir. Bunlarla beraber 2 köprü ile 403 zunluğunda Meriç nehri kenarında bent yapılmıştır. Kustamonu'da Kastamonu, (Hususi) — Kastamonu Bankasının senelik kongresinde şehri mizde kendirciliğe ait bir fabrikanım kurulması için tetkikat vapılması hak- kında verilen karar üzerine Valimizin teşebbüslerile Sümerbenk kendirtilik mütehassısı Mühendis Osman İrtem şehrimize gelmiş ve mühtelif müessese ve zevatla temas ve ayni zamanda ken- dir mıntakasına giderek aldığı malümat üzerine hesaplarını ve tetkiklerini yap- mıştır. Vilâyetimizde kendir soyma fabri kalarının yapılması kendir istshsalâtını üç mislinden daha fazla artıracağı ve Kastamonu için bu fabrikaların tam bir kalkınma hızlanmaya âmili olacağı mü- lahazası tamamile varid görülmüşdür. Kendir müstahsillerinin soyma güçlüğü doölâyisiyle, kendir ekimini tahdit ettik- leri ve bu yüzden milyonlarla liralık istihsalin yapılamadığı tahakkuk etmek tedir. Fakat Kastamonu bankasının yalnız ticari mülâhaza ile yapma kararını vere- ceği bu soyma fabrikasının bankaya getireceği temettü ile kındap ve siçim için yapılacak bir fabrikanın getirecigi temettü arasında çok fark görülmekte kınnap ve siçim fabrikası daha kârlı görülmektedir. İslatma havuzları bir yandan fenni şekle ifrağ ve diğer taraf- tan soyma işini kolaylaştıratak tesisat vücüde getirilmesi istihsal artırma, nok- tasından Fevkalâde müessir olacağı kın- nap ve sicim fabrikasının bu hususta oynayacağı rol mahdut olaağı göz ö nünde tutularak 8,.10. bin lira arasında Sicim fabrikası Sümer Baiık mühendisi tetkiki yaparak bu İşi çok kârlı buldu tedarik edilen kırma, soyma makin rinin muhtelif yerde ve hatta sey: olarak harekete getirilmesi bu işi kol M gü e eg EEEUİĞU Gaa ç ıuuuugtır. Nİ hendisin tetkikatr henüz tamamlanr mıştır. Yurddan Küçük Haberler * Bu yıl İzmir fuarına kurulacal lan Manisa pavyonunun geçen yıl! dan daha cazib bir şekilde olması ziyaretçilerin dikkat ve alâkala! çekecek şekilde vücuda getirilmes çin hazırlıklara başlanmıştır. * Şimdiye kadar kirada ve dar dairede bulunan Manisa ticaret ve nayi odası için Lütfi Kırdar cadı üzerinde yeni bir bina satınalınmış Oda yakında o binaya taşımacakt * Kuşadası kaymakamı Nail İlt bir ay mezuniyet verilmiştir. * Deniz mevsimi girdiği için ci kazalardan Kuşadasına büyük bir kın başlamıştır. Belediyenin iyi şekle soktuğu plâjlar tıklım tıklı dolmuştur. * Alasehirde bütün resmi daire ve adliyeyi içinde toplryacak bü! bir hükümet konağı yapılmakta Yakımda bitecek ve merasimle aç caktır. Nazilli, (Hususi) — Mensucat fabri kasının bütün müteferri işleri bitn Nazillinin pavyonları da tamamlarndı YA ah w* tir. İşçi pavyonları, - ki en sona kalmış işler meyanmdaydı, - bunlar da mamlanmış ve işçilere tahsis olunmuş tur.

Bu sayıdan diğer sayfalar: