büyük maçları idare eden bakem lartar Donoran ber 1x3 boksöre de dürdat bir müsadelede bulunmaları. nt sükönetiş batırlatı, Seyirciler heyecan ve helecandan nefes bile alamıyorlardı. Ringin et. tafını çeviren 80,000 kişi derin bir sü, köt içinde idi. Fakat büyük maçın başladığını 1. lân eden göng İle beraber müthiş bir bağrışma ve bir baykırma kop. tu. Jik dakikada maçın nasıl neticele neceği hakkında hiç kimsede bir kanaat yoktu. Nibayet bugüne ka. dar görülmüş olan boks maçlarının en sansasyoneli başladı. Bir iki saniye gezildikten sonra, Luls Almanın Üzerine bir kaplan gi. bi atıldı. Kendini toplamıya vakit bulamıyan Şınelingi şiddetli bir yum Tük serisi altına aldı, Bu hücuma karşı tabiyesini yapamıyan Şmelin, gin üstelik bir de zencinin yumruk. larındaki dehşeti takdir etmemiş olduğu görülüyordu. Zencinin bu sürekli ve korkunç yumruklarından sıyrılmak isterken, çok müthiş olan solunu böbrekleri bizasına yedi. Bu anda, Şmelingin, birdenbire ringin halatlarına yas. landığını ve sendeliyerek mukabe . Jeye çalıştığı fakat kendinde olma. dığı görülüyordu. Şmelingin düşmüş olduğu feci vazi- yeti hemen kavrayan Luiz var kuvveti ile hamlelerini yaparak kroşelerini göz- Je görlilemiyecek derece süratle in- dirmeye devâm ediyordu. Buna karşı Şmelirg yarı baygın bir halde sajece mihaniki hâreketlerle kontre etmeğe galışıyordu. Bu sırada Luiz müthiş s0- Junu tekrar tam olarak isabet ettirdi- ğinden Şmeling yere çöktü, 80 bin ki- şinin alkış ve sevinç gürültüsü tarif eğilemiyecek bir ölçüyü buldu. Hakem âltıyı sayarken Şmeling kalktı, fakat hâlâ kendine gelmediği belli idi. Luiz tekrar hücuma geğti. Henüz bir buçuk dakika olmamıştı ki, Alman şampiyonu yere yuvarlandı, Lâkin çöktüğü yer den birdenbire fırladı. Luiz tekrar sal- dırdr. Onun saldırmasile Şmeling, gene yere kâpanması bir oldu. Bu andan itibaren Şmelingin köşesi maça devam etmenin artık manasız olduğunu an- iadı ve Mac Machan ringin ortasına havluyu attı. Başladıktan 2 dakika 4 saniye sonra bütün dünyanın alâka ile beklediği maç nihayete erdi. Dünya şampiyonluğu kendilerinden alınamadığı için Amerikalılar Luizi cıl- gınca alkışlıyorlar ve haykırıyorlardı. Amerika sporunun matbuat erkânı, Şmelingin mâçı yanlış tabiye yüzün- den kaybetmiş olduğu kanaatindedir. Luiz, mâçtan sonra kendisi ile görü- gen gâzetecilere Şmelingin yumrukla rından müteessir olmadığını söylemiş ve demiştir ki: Bu kadar çabuk yeneceğimi hiç um- mamıştım. Duhuliye hasılatı bir milyon doları bulmuştur. 147 radyo İstasyonu maçı nakletmiştir. Nevyork 23 (A.A.) — Şmeling, ma- Şı müteakip kendini tanınmış mütehas- sıslardan bir hekime muayene ettirmiş- tir. Muayeneden sonra Alman boksö- rü bir hastahaneye yatırılmıştır. Rönt- gen ile alınan resimlerde Şmelingin böb rekleri Üzerinde bir darbe olduğu mü- şâhede edilmiştir. Bundan başka bu tıbbi muayene neticesinde belkemiğin- deki iki halkanın da çatlamış olduğu anlaşılmıştır. Alman boksörü muayenesine ve tedavi visine devam edilmek üzere bir müd- det hastahanede kalacaktır. meling'n kemiği kırıldı levyork, 23 (A.A.) — Deyli Niyüz gazetesi, “Lui ile yapmış olduğu maç- tan sonra hastahaneye nakledilmiş lan Şmelingin radyogrofisi, mumsiley- hin kalçasında ufak bir kemiğin kırıl. mış olduğunu meydana çikarmıştır.,, diye yazmaktadır. Malâm olduğu veçhile Şmeling, Luisin sol eliyle böbreklerine yumruk indirmiş olduğundan şikâyet etmekte idi, Gözdelerinin kazanmış olduğu zafe- ri takipeden nümayişler esnasında Harlende bir kaç zenci yaralanmıştır. Maçtan evvel Maks Şmeling, Coc Lui maçı dün de spor sâylamızda yazdığımız gibi, bütün dünyada beklenilmiyen bir netice ile bitmiştir. Zenci beksöt, Almanı bir bu- çuk dakika içinde nakavt ederek yere Avam kamarasında gep” Başlarahı 1 incide rından haberdarım.,, Loyd Core: “.— Ben, bu tayyarelerin İtalyanla. ra ait olduğunu ispat edecek delilleri Çasnbürisyu: 'a göstermeye hazırım. —“.- Bu tayyareler iki İspanyol tarafına yabancı memleketlerden gön- derilen diğer silihlar ve mühimmat ile beraber ayni fasla konulmalıdır. Başvekil Çemberlaynn her etimlesi, muhalefetin ıslıkları ve şiddetli gü- . rültülerle karşılanmıştır. Muhalefet işçi mebuslarından Veng. vud, başvekile hitab ederek demiştir a — Başvekili, bombardıman edilen iki ll gemisinin süvarisi ile gö- rüştürmek isterim, Bunlar, başvekile mütecaviz tayayrelerin hangi memle. ket malı olduğu hakkmda sarih malü- mat vereceklerdir... Bagvekli gu cevabı vermiştir; “— Bu iki süvari tle görüşmeyi ka- bul ediyorum, Bununla böraber, mev. zubahs olan şey, bu tayyarelerin han- gi memleket malı olduğu değil, Takat halen kime âit bulunduğudur.,, İşçi lideri, Atle, şunları söylemiştir: “— Bu hücumların Balear adaların dan tevcih edildiği şüphesizdir. Halbu- ki bu adalara İngiliz donanması istedi- Bi zaman hâkim olabilir. Onları abluka edebileceği gibi tayyare meydanlarını da bombardıman edebilir. Hükümet bu tarzda hareket ettiği, takdirde diğer dev letlerle hiç bir ihtilâf zuhur edemez.,, Başvekil Çemberlayn, buna cevap ve rerek hükümetin gayesi İspanya harbi- nin Avrupaya sirayet etmesine mâni ol- mak olduğunu söylemiş ve şunları ilâve etmiştir: “ Bu gaye, ademi müdahalenin ta- kip ettiği gayedir. Eğer bu gayeye her- kes iştirak ediyorsa, biz de herhangi bir tahrike kapılarak bu mumi yoldan uzak laşmamağa çalışmalıyız... Verilen ksrar Londra, 24 (A.A) — Avam kamara amele fırkasının verdiği takbih takriri 141 reye karşı 275 reyle reddedilmiştir. sermiştir. Halbuki, maçtan evvel, Maks Şme- ling kendisine pek güveniyordu ve bir harbe hazırlık olan o günlerde yüksek perdeden meydan okuyordu; Coe Luis: — Raki'bimi iki ravundda yere sere- ceğim, derken oda: — Kendisini nakavtla moğlüp ede . ceğim, diyordu. O henüz amatör bir o- yuncudur, ben profesyonelim.. Halbuki, zenci boksörün iddiası doğ- ru çıktı. Şmeling çok büyük söylemiş oldu. Maçtan evvelki günler hakikaten tam bir harp hazırlığı gibi geçmiştir. Zenci boksör, Niyu Cerside, Popmton gölü kıyısında tek başma çalışıyor ve istirahat anlarını, gölde bir kayıkta ba. lık avlamakla geçiriyordu. Oltası elin- de, kayığın üzerine uzanarak uyudu - ğu da çok olmuştur. Maks Şmeling ise Nevyorktan ol- dukça wzak bir çiftlikte istirahat edi- yot ve bir yandan da maç için talim yapıyordu. Maçı tertip eden Mike Cakobs ismin. de bir menacerdir. Maçta galip gelene bir milyon dolar vaad etmişti. Buna mukabil, büyük bir tehlikeye giriyor- du, Çünkü, maçı Coe Luis kazandığı takdirde bu parayı zenci boksör alacak, © zaman da Amerikadaki zenci aleyh- tarları kendisine düşman kesilecekler- di, Mike Cakobs büyük bir ticarethane sahibi olduğu için, o takdirde zenci a- leyhtarları kendisine boykot ilin ede . ceklerdi. Fakat, bir milyon deları Alman bok- sörü kazandığı takdizde de, Nazi 'a- leyhtarları kemdisine düşman kesilecek- ler ve ayni şekilde boykot yapacaklar - Buna mukabil maçın hasılatı pek faz. la olacaktı. Buna, ecnebi memicketler- den daha günlerce evvel akın etmiye başlıyan seyyah kafileleri bir delildi. Amerikanm he rtarafından de maçı gör mek için gelenler pek çoktu. Bn vaziyet karşısında Amerikan de- müryolları idaresi tarifede (değişiklik yapmış, Nevyerk seferlerini üç misline çıkarmıştır. HAPER — Akanm UR mi 1... İ).. SİAMER. Akai ine Avam (Resmi daireler- de yarım gün mesai Ankara memürları için kabul edildi Ankara, 24 (Husust muhabirimizden telefonla) — Dün, Icra Vekilleri heyeti Başvekil reisliğinde toplanarak karar vermiştir £ İcra Vekilleri heyeti yaz ve kış de- vam saatleri hakkındaki müzakereyi bir karara bağlamıştır. Bu karara göre 15 Hazirandan 15 Eylüle kadar Ankarada Vekâlet me. murları sabak saat S den 14 e kadar fasılasız çalışacoklar ve 15 eylülden sonra sabahları Odan 12 ye, öğleden sonra 13,5 dan 17,5 a kadar müsaiye devan edeceklerdir. Avukatlar kanunu ag” Baştarafı 1 incide bir suçtan dolayı hâkim, memur veya avukat olmak vasfını kaybetmiş olan- lar, avukatlık vazifesine daimi surette mâni bir maliliyeti bulunanlar stajiyer ve avukat olmaktan mahrum bulunacak” lardır. Maaş, Ücret veya aidat mukabilinde görülen hiç bir hizmet ve vazife, İş a- janlığı, tüccarlık veya mesleğin vekar ve haysiyeti ile telifi mümkün olmıyan ber türlü meşgale avukatlıkla içtima © demiyecektir; Mebuslar, vilâyet ve belediye Meclisi azaları Üniversite, yüksek veya tâlt mek tep profesör ve muallim ve asistanla- rı hususi müessese ve şahısların müşa- vir ve avukatları, anonim ve koopepra- tif şirketlerin idare meclisleri azaları ve hayır ve ilim müesseseleri reisi ve aza- ları avukatlık edemiyeceklerdir. Avukatlık âmme hizmeti mahiyetinde bir meslek olacaktır. Kanun işlerinde ve husust meselelerde rey vermek ve muha keme ve hüküm veya kaza salâhiyetini haiz diğer merciler huzurunda hakiki ve- ya hükmi şahıslara ait hukuki dava ve müdalaa eylemek ve bu busulana öt bütün evrakı tanzim eylemek bu kanun hükümleri dairesinde Baroya kayıtlı bu- lunan avukatlara ait olacaktır. Avukat kendisine yapılan teklifi; A — Yolsuz veya haksız görür, veya sonradan yolsuz veya haksız olduğuna kanaat getirirse B — Ayni işte menfaati zıt bir tarafa avukatlık etmiş veya rey vermiş olursa C — İşe evvelce hâkim, hakem, müd- deiumumi veya memur sıfatiyle elkoy. muş bulunursa, davayı reddetmeye mezun bulunacaktır, Müekkil tarafından avukat aleyhine dermeyan edilecek akidden doğan z4- rar ve ziyan iddinları bir senelik mü- ruru zamana tâbi olacaktır. Avukatlar baroda kayıtlı olan bü . rolarından batka herhangi bir yerde, mahkeme salonlarmda veya adliye binalarında hukuki istişarelerde bu - lunmaktan memnu olacaklardır. Umumi heyet, baronun en yüksek mercii olacaktır. Bu heyet levhaya ka yıtlı bulunan avukatlardan terettüb e- decektir. Umumi heyetin vazifeleri şunlar. dır: İdare meclesini ve baro relsini seğ- mek baro mensuplarından almacak duhuliye, ve yıllık aidatı tesbit etmek, İdare heyetinin yıllık hesabımı tetkik ve rüyet etmek. Bundan başka lâyi- hada adli müzaheret ve avukatlık Üc. retleri hakında şu kısımları mevcut tur; Ücret, avukatla müekkil arasında serbestçe tayin olunacaktır. Dava ve takip ücretleri hakkındaki akdin ya- air şekilde olması şart olacaktır. Uc- retten doğan davalarda yazılı muka. yeleden başka sübut delili ikame ve is- tima olunmıyacaktır. Ücret mukavele. namesinin muayyen bir meblâğı ihti- va etmesi lâzımgelecektir. Yeni kanun 1-11.938 den itibaren mer'i bulunacaktır. Kim'er çeki'ecek ? Yeni kanun mucibince İstanbul ba- rosunda, bulunan avukatlardan şunlar mesleki bırakmıya mecbur kalacaklar. dır: Baro reisi Hasan Hayri 'Tan (Edir- me saylavı). Vasfi Raşid (saylav), — e —————————-——<ÖÇğjÜÖ©>>£”— ” — ” — > xx x——>ğ>ğ>jkAÂA,A:dmdmM Hatayda tesçil niçin durduruldu? ap” Daşlarafı 1 inelde Bu arada Türk cemaati listesine kaydedilmek istiyenlere “hangi millet- tensin,, sualini israrla tekrar etmiş ve meselâ “arabım arma Türk cemaatine yazılmak istiyorum,, diyenlere “madem ki arabsın, arap yazılacaksın,, cevabını vererek zorla arap kartı vermiştir. De- legenin köylere giderek nutuklar söy- lemesi müntehipleri bizzat celbetmesi ve kilometrelerce yollardan yaya gel - dikleri halde kapımın önünde saatlerce aç susuz bekliyen Türklere “gidiniz, bütün ekalliyetleri yazdıktan sonra sizi yazacağım,, diye cevap vermesi, nahiye müdürünü ve jandarma şelinin müda. halesini mücip olmuş ve bunlar bu yüz- den hâdise çıktığı takdirde mes'uliyeti tamâmen Zendisine ait olduğunu Mil- letler Cemiyeti komisyonu delegesine ihtar mecburiyetinde “-Imaışlardır. Delege buna rağmen tabrikâtına de- vam etmiş, bu bal mukadder olduğu veçhile iki taraf arasında müessif hâ diselere sebebiyet vermiş ve bu arada se çim btrosu da istilâya uğramıştır. 'Bu karışıklık esnasında büro relsine de silâh tevcih edildiği ve kendisinin zorlukla kurtarıldığı öğrenilmiştir. Büro civarında 100 - 150 kadar silâh Sesi işitilmiştir. Deleğe bunun üztrine kayrt muame- İesini tatil ederek Antakyaya dönmüş- tür, İşittiğime nazaran büro reisi bu te * cavüzün Türkler tarafından yapıldığını iddiaya yeltenmekte ise de tahrikâtınmn neticesi olarak Mishane köyünden ve müfrit Türk taraftarı araplardan Meh. met Ağrelinin, İttihadı Vatani partisi- ne mensup eski muhtar Arap Necip Hallo tarafından ağır surette yaralan- dığını öğrenince bu iddiasından vazge- sip geçmediği belli değildir. Hâdise hakkında mahallerinde yaptığım tahki- kat, bahsi geçen delegenin âdeta ku. durmuş gibi mezbuhane bir faaliyet gösterdiğini ve ne Cencvrede- yapılan nizamnameyi ve ne de hiç bir şeyi gözü görmi “rek ifrat derecede arap propa- gandası yaptığım göstermektedir. Hâdisenin civar bürolarda gskis yap- mamasına imkân olmadığından bu sâ- bah Karsu ve Afsiye bürolarında hazır bulunmak istedim. Mahalli nahiye müdürleri ve jandar- ma kumandanları intihabatın komisyon tarafından bilâmüddet tatil edilmiş ol duğunu bildirdiler. Her büronun önün. de 4 — 5 sastlik yollan gelmiş en az iki yüz Türk müntehibi beklemekte idi. Bunların arasında çok ihtiyar olanlar da vardı. Halkevi bunlârın otokarlarla köylerine iadelerini temine çalışmakta- dır. Komisyonun . tatil kararma sebep hakikatta dünkü hâdise değil, bir kaç gündenberi Türklerin büyük bir teha- cümle kaydedilmekte olmalarıdır. Fik hakika Ermeni listesi tamemen dolmuş Alevi ve Arap listelerine yazılacak pek za müntehip kalmıştır. Meselâ dün di- ğer listelere 300 kayıt yapıldığı halde Türk Matesine 1300 kişi kaydedilmiş. tir. Ve bu fark bundan sonra her gün daho ziyade artarak gidecektir. Antakya, 23 — Çıkan bazı yankş haberlere rağmen alâkadar muhafil Türk - Fransız askeri heyetleri arasın- deki müzakerelerin roüsait bir cereyan takip ettiğini söylemektedir. Gene bu muhafile göre, Fransızlar “Türk askerlerinin Hatayda vazife al- masına esas itibariyle muvafakat etmiş ler, yalnız asayişi temin edecek olan bu askerlerin miktarı üzerinde itirazlarda bulunmuşlardır, Fransızlar Türk kuv - vetinin kendi kuvvetlerinden daha az miktarda, Türler ise her iki tarafm kuvvetlerinin ayni nisbette olmasını is, temektedirler, Mahmut Esat Bozkurd (saylav), Ad. liye encümeni mazbata muharriri Sa- Jâhaddin Yargı (saylav), İrfan Alpa- ya (Saylav), İrfan Ferid (Saylav), Nâ zam Toroy (saylav) ilâh... Diğer barolarda da birçok saylav ve meclisi idare azası vardır. İstanbul barosu yeni kanın tatbik edilince! rumun mühim bir sanayi merkezi olma mevcut azasından ssgari yüzde onunu kaybedecektir. 24 HAZİRAN — 1988 Paris, 23 (A.A.) — Havas bildiriyor. Türkiye hükümeti ile Sancakdaki mil letler cemiyeti komisyonu arasmda vü” kua gelen son hadiselerden ve Türki * yenin milletler cemiyeti genel sekreter” | Bğine tevdi eylediği notadan bahseden Marsel Rays, ekselsiyor gazetesinde diyorki : “Paris ile Ankara arasında anlaşma elzemdir. milletler cemiyeti komisyonu ileveyabut bu komisyonsuz, bu anlaş manm vukuu mümkündür ve bu anlaş ma vukubulmalıdır. Zira, Türkiyeyi mülletler cemiyetin” den çekilmeye icbar etmemekde birinci alakadar, bizzat Cenevtedir.,, Repüplik diyor ki: İyi ki Fransa hâlâ oradadır ve mu- hakkek Türkler ile Suriyelileri uzlaş- tıracaktır. Bu elzemdir. Zira, bir Fran öz - Türk ihtilâfı ihtimalini nazarı dik- kâte almak İstemiyoruz, Fökat nasyonalist Suriye bu işte ba- zı zarârlar etmiştir ve edecektir. Paris- te muahededen mesul olanların mukâ- wemetine ve manevralarına rağmen, İngilizlerin Mısırda yaptıkları gibi bir hareket etmek baklımız ve vazifemiz olup olmadığını bilmek bize düşer. San cağı muhtemel olarak kurtaracak usul budur, Suriye ve Fransa bir şey kayb- etmiyecektir, Övt gazetesinde bayan Tabuis diyor ki: Türkler, her şeyden evvel Sancak müzakereleri dolayısile Pransızlar ve İngilizler, üzerinde tesir icra etmek maksadile Milletler Cemiyetinden çe- kilmek istemektedir. Fakat vaktile bü- tün dünya hariciyelerinde fırtınalar ko- parabilecek olan bu sembolü jeste kar- şı protesto eylemek için bugün insan artık fezla cesaret göremiyor. Vekiller Heyeti Ankara, 23 (A.A.) — Bugün icra Vekilleri heyeti, Başvekil Celâl Ba: yar'ım reisliği altında toplanmış, muhtelif işler üzerinde görüşmelerde bulunmuş ve bu hususlara ait kararlar vermiştir. Stoyadinoviçin Başvekâletie üçüncü yılı Bugün dost Yuzoslavyanın kıymet- Mi başvekili Dr. Stoyadinoviç'in hükü- met başına geçmesinin Üçüncü yıldö. nümüdür, Bu çok kıymetli ve dost devlet ada- mmm Üç sene içinde gördüğü işler, cidden çok büyüktür. Filhakika, bu kısacık zaman zar. fmda, Yugozlavyanım gerek dahili, gerekse harici siyasetinde biçok mü- him tahavvüller vukubulmuş ve bütün bu tahavvüller beynelmilel barış lehi- ne olduğu gibi Yugoslav milletinin refahı üzerinde de derin tesirler husu. le getirmiştir. i Üç sene gibi çok kısa bir zaman İ- çinde, Yugoslavyanın her sahada gös. terdiği tekâmül, biç süphesiz dürüst, zeki ve liyakatli Dr. Stoyadionviçle mesa! arkadaslarınm eseridir. Bu eseri alkışlarken, dost ve mütte- fik Yugoslav devletinin kıymetli baş- vekilini candan tebrik etmekten bü . yük bir haz duyuyoruz. Tortun şetlâlesi 40 bin beygir kuvvetinde * Erzurum, 23 (A.A.) — Elektrik ve Su mühendislerinin yaptıkları ilk hesa” ba göre, Tortum şelalesinin 40 bin be” ygir kuvvetinde olduğu ve teknik baraj tesisatı yapılırsa enerjinin iki misli ar” tacağı anlaşılmıştır. Bu mühim enerji kaynağı bütün doğunun, bilhassa Erzu” sı kabiliyetini kazandırracaktır. bu ba” ber seyinç uyandırmıştır.