20 HAZİRAN — 1938 üküme zengin | bir aile t HARER — Aksami “Japonvada| ten Ni Kızlar Nasıl Kaçırılıyor ? Beyaz esir tacirleri, genç kızları fuhşa sürüklemek için yeni bir usul tatbik ediyorlar Mitsul'ler, üçyüz sene- Japonyanın sanayi ve ticaret haya- tında Liderlik ediyorlar deanber! Tek fiat usulünü ihdas eden adam J İâsımı bu aile elinde tutmaktadır. Mitsüi'ler Japonyanın sanayi hayatında üç yüz sene- Örüberi yer almışlardır. Dedeleri olan Haçiröbey Mitsui, * 1673 te Tokyodak! mağazasını açtığı zaman ilk defa ola. Tak “tak fiat” usulünt ihdas etmişti. Avrupadaysa bu usul &Neak son senelerde tatbik edilmiştir. 1700 senesinde de yine ayni adam yeni bir usul koyu- Yordu. O zamana kader bütün Japon tcerethanelerinde ne bulursa onu almağa mecburdu: bir malın baş. Müş ka tü, isü yoktu. Haçirobey Mitsui Japonlarm bu usu'den artık bıktıkla- Ş Tini hissetmişti. Çünkü kendisi de müşteriye hep ayni ma- İ sata sata bikmiştr. İlk defa olarak müşterinin istediği Meh salmak usulün 6 tuttu Dükkânma çöşit çeşit mal » ğ ve daima haklıdır, ŞERUDOŞ, Mübka,, siva tatile ilk usul de İlk defa olarak Mitsui'nin ticaret. hanesinde görülmüştür. Haçirobey Mitsni bu suretle kazandığı parayla ticaret- We*ini büyüttü ve sonra ilk defa olarak bir banka açtı. O zaman daha İngilterede bile banka kurülmamıştı ve İn. Vi böyle bir milesseseye ancak kırk #ehe sonra kavuş- ar, Darebeylere para verilmez! Mhtsui gilesinin ticaret ve sanayi sahasındaki bu ilk İ, Japonyanın o zamanki İderesine hâkim derebeyle- m birinin oğluydu. Fakat, memleket üzerine hâkimi. Jetin silâhtan ziyade para ve İşle olabileceğini çoktan keş- Sani olan Hacirobey zekâsını bü sahada işletmişti, Mitsnilerin derebeyi ailelerinden gel Meleri kendi lehlerinde olmuştur. Çün- <i, derebeylerini yakından tanıdıkları İçin, Mitsui bankasının paralarından Onlara bir santim bile borç vermemiş. lerdir, Çünkü parayı bir daha alamı. Yacaklarını biliyorlardı. Bu hususta ©beyleri ile araları açıldığı da ok Mus, fakat bunu iyi idare etmişlerdir. Mitsuller daha sonra reklâm lüzu- Münu da keşfetmişlerdir. Bunun için kuliandıkları usul de tam manasiyle msrikanvaridir, Japonya güneşli bir memlekettir ierde her dükkân, önüne tente yer. Mitsuiler bu tenteleri her dük- bedava vermeyi düşündüler, lara, dükkânlara bedava ve» Hilân bu tentelerde kendi müesöesele. Hinin ismi yazılıdır, Bu suretle, bütün Mehir sokakları onların rekldmı ile süs- miyor, O zamanlar Japonya dünyadan uzak apmaktadır. Bütün istihsalâtmı da- & Satar ve yalnız Danimarka tüc - Harıyla alışveriş ederdi, yay. garb dünyasıyla ancak da temasa gelmiştir. O zaman lekette derebeylik yıkılmış, impa,, torluk kurulmuştu ve imparâtor gemlekete garb kültürünün sokulma- rıydı, de iler bundan da derhal İstifa. #tmesini bildiler. Tokyoda hemen ha bir mağaza açtılar ve burada Av- PA malı satmaya başladılar. Avru. R mali diye deli olan halk bu mağa- Ya hilcum ediyordu. Yamana kadar derebeylerine para itşui bankası da, Avrupa w APONYA 60 milyonluk nüfusunu yalnız ticaret ve sanayii ile besliyebilen bir memlekettir. Dünya pis Yasasında mühim bir yer işgal eden bu ticaret ve sanayiin Yarısı en fazla beş altı işçi kullanan küçük mücsseselerden *” ibarettir; yarısı ise dört büyük zilenin elindedir. Bu dört aile içinde de Mitsut'ler en zengini ve kuvvet, İ sidir, Japonyanm bütün sanayiinin dörtte birinden faz- | Mileni milesseselerinde çalışan İşçilerin sayısı on bini bu- kr, Bu cile Birçok pamuk ve çay larinlarına sahiptir. Ör- tada, Mitsui ailesinin bugünkü reisi Baron Mitsui ve Müt, si bankası görülmektedir. onun hükümetine, imar ve sanayi İş. | mişlerdir. lerinde sermaye vermişti Ordu ile hükümetin daima mücade- l dın ya birdenbire fikrini değiştiriyor, daha uzak bir yere gitmeye karar ver- Son günlerde İngilterede “#mâ” ka. dınlar vaşitasiyle kız kaçırma vaka - ları sık sık görülmeye başlamıştı. Kaçırılan kızlar fuhşa teşvik olun- makta ve bu “âmâ” kadınlarda bu işte, bir vasıta olarak kullanılmakta - dır. Bu, hakikaten, “beyaz esir,, tica. retinde yeni bir usuldür! Kullahılan hile, herkesi kandıracak şekilde çok kurnazcadır: yolda, bir i genç kizin karşısına gözlerinde siyah gözlük ve kehdine kör süsü veren yaş- ca bir kadm çikiyor. Karşıdan kar- şıya geçecek veya bir yere gidecektir. Böyle zavallı bir kadma kim yar . dim etmek istemez? Zavallı saf Kız. kadının talebini memnuniyetle kabul ediyor ve koluna | girerek beraber yürümeye başlıyor. Bu yol çok uzıyacaktır. “Amâ” ka. miştir; bu yolda da kendisine kızm yardım etmesini rica ediyor. Yahut o- nunla tatir tatlı konuşmaya başla - mıştır, biraz daha kendisiyle beraber gelmesini istiyor. Nihayet bu yol ya bir eve gidecek- tir, yahut bir otomobile. Eve ekseriya bir sey içmek için girilir; otomobil ise birdenbire yanlarma gelmiştir ve iki, si de yorplmuş oldukları için yolları- na otomobille devam etmek isterler; veya göyle bir dolaşacaklar ve otomo- bil kızı tekrar istediği yere getirecek- tir. Genç'kız bunları'sahi sanır ve ka. nar, Fikatsibirere dentin nani bip Kp merek dilay abii; 9 Loda VOR! bir. eve götürerek ve-a,'bu evden bir daha, gıkamıyacaktır. Sokakta kendisine 'herhangi başka bir şekilde bu kadar, yaklaşamıyacak kadınm âmâ rolü yapması genç kızı kandirmiş ve onu, o fena neticeye ka. dar sürüklemiştir. Sergi münusevetile Beyaz esir ticaretindeki bu tarz hi- le İngilterede bu günlerde görülmeye başlamıştır. Bunun sebebi olarak da, i Gleskovda açılan sergi gösteriliyor. Sergiler daima memlekete yabancı getirir ve serginin bulunduğu şehirde üyük bir fanliyet uyandırır. Orada yapılacak eğlenceler, gehrin alacağı Glaskov sergisi, dünyanm her tara- fında olduğu gibi, İngiltere içinden de şehre müşteri getirmişNe, Bunla - rın hemen hepsi ticaret ve iş adam- larıdır, ve oraya, bir gezme seyahâtin. den ziyade iş seyahati için geldikle - rinden aileleriyle beraber bulunmakta» dırlar. Bu da şehirde fuhşa daha müsait bir zemin hazırlamış ve “beyaz esir” tüocarlarını faaliyete geçirmiş - tir. Onlar da, kendilerine yeni bir İrile usulü icad etmişler ve bununla birçok zavalir kızları avlamışlardır. Bunlardan birkaçı zamanında kur - tulmaya muvaffak olmuş ve polise mü Tacaat ederek meseleyi anlatmışlar . dır. “Amâ'” kadının hilesine kapılanlar- dan biri, Meri Hapinson, başma gelen- leri şöyle anlatıyor: Merhametten maraz “O gün çarşıdan öte beri almış, eve dönüyordum. Fakat işlerim! o kadar çabuk görmüştüm ki, akşama daha, bir yıl vardı. Keşki çarşıda dahâ faz- la kalsaydım da eve derhal dönmek mecburiyetinde bulunsaydım. “Bununla beraber, yine eve dönmek niyetindeydim. Tramvay bekliyordum. Birdenbire arkamdan birisinin çarp - tığını hissettim. Döndüm, baktım: bu, âmâ bir kadındı. “Bir elinde değnek vardı. Diğer eli- le havayı yokluyordu. Görmiyen göz. lerini bana doğru çevirdi. Yüzü 8on derece niyazkâr bir hal almıştı: — Affedersiniz, diyordu. Görmedim, Amâyım, z Dü — Zarar yok, dedim ve kadıncuğı, - za yol vermek üzere kenara çekildim, Fakat o, havada dolaştırdığı eliyle nihayet kolumu tutmuş ve düşmemek için iyice bana yaslanmaya başlamıştı. Halindeki zavallılık beni tekrar merhamete getirdi. Baktım, elinden tutmasam kadmcağız yere düşecek. Koluna girdim. (Ayağını sağlam bir yere basması için kaldırımın beri ta. rafma çektim. Kadın, gördüğü iyi muameleden çe- saret aldı ve bana türlü teşekkürler, dualar ederek, söze başladı: Evde hasta bir çocuğu varmış, Ona ilâç almaya inmiş. Başka kimsesi ol- Mitsniler bir taraftan hükümetin Hükümetten daha zengin ! teşebbüslerine parayla yardım eder - ken, diğer taraftan kendileri de mem. lekette yeni müesseseler ve fabrikalar ! açıyorlardı. Japonyada ilk kâğıt fab- rikası, ilk madenkömürü ocağı onlar ta rafından açıldı ve garbın en fenni u. Sulleri Japonyada onların eliyle tatbik edildi. Bilhassa madenkömürü sahasmda büyük fanliyet gösteren Mitsuiler bu günkü oğul ia büyük bir servet kaynağı bırakmışlardır. Bu gün Ja- ponyadaki maden kömürü istihsalitı. nm yüzde ellisi Mitsui ocaklarından çıkmaktadır. O zamandanberi memleketin sanayi ve ticaret sahasma hâkim olmuş bu » Inan Mitsuiler bu gün Japonyada İ- kinci bir hükümet gibidir. Hattâ hü. kümetten daha zengindir. İki sene ev. velki bir rapora göre, mitsui milesse. #elerinin mütedavil sermayesi hilkü - metin varidat bütçesinden ziyadedir, Japonyanın Avrupa ile teması yok. keri mallarını içerde satan Mitsuiler bugün garb piyasasmda büyük müş. teriler bulmuşlardır. Bütün Japonya ihracatında Mitsyilerin payı yüzde 40 nispetindedir. Para itibariyle hükümetten zengin olan Mitsuiler memleket dahilinde nü- fuz itibariyle de hükümetten kuvvet. Hidirler, Fakat hiçbir zaman büküme, te karşı bir siyaset kullanmaya kalk- wamışlar, bilâkis, diğer bircok parti. ! ler elindeki müesseselerin hilâfma, hü- led olduğu Japonyada, Mitsuiler hü - kümetle beraber olarak sulh tarafımı tutmuşlardır. Çünkü, sülh devrinde ticaretlerini daha iyi yürütebilecekle- rini tekdir etmektedirler, Hükümet gibi menevrede yaplırıyor Mitsnilerin bükümet gibi ayrıca bir orduları ve teşkilâtları olduğu da ka. bul edilebilir. İtalyada ve Almanyada hükümetin idaresi <ında olan işçi birlik ve teşkilâtı Japonyada Mitsujle- rin idaresindedir. İtalyanların “Dopo- lavora” (İşten sonra), Almanların “Kraft Durh Froyde” (Neşe vasıta. siyle kuvvet) gibi, işçiler arasındaki İçtimai yardım, eğlence ve birlik teş- kilâtma mukabil olan Mitsul'lerin teş- kilâtı işçilere bedava ev verir, Seri ha. linde yapılan daha iyi evler de ayda bizim paramızla bir lira gibi bir kira ile verilmektedir. Bir işçi de ayda 40 lira kadar bir para kazanir. Yine bu teşkilâtın, kendi işçileri i- çin hastaneleri, lâboratuvarları var. dır. Hastanelerde işçiler munyene ve tedavi edilir, Iâboratuvarlarm mils » tahzaratı olan bir hap da bilhassa ma den ocaklarındaki ameleye, çabuk ve daha çok çalışmalarımı temin için be- dava dağıtılmaktadır. Mitşmi teşkilâtına mensup işçiler bir sene kamp hayatı yaşarlar, Onlara bu kâmp esnasında, çalışmadıkları halde, bir miktar para verilir. Kamp esma. sında işçiler askeri talim de görürler ve her sene, Mitsui işçilerinin askeri manevraları olur. madığı için, bu âmâ hali ile bütün iş- leri görmeye mecburmuş. Bu sırada, bineceğim tramvay gel - mişti. — Müsaade ederseniz, ben gide. yim, dedim. Tramvayım geldi. bayram havası, gelen yabancılar, da- ima fuhş tellâllarını harekete getirir, “Amâ” kılavuzlar kullanarak yâpı- Jan yeni tarz beyaz esir ticaretinin daha fazla Glaskov ve dcivarmda gö. rülmesi de bu vaktâyı kuvvetlendir . — Gelen ne travmayı? dedi. mektedir. Bap Devamı 15 incide Lİ LL İn la anna görecek olan yine Avrupa ve Ameri İ “bin kişidir. Hepsi hısım akraba! Mitsuyilerin siyasi hareketlere işti. rak etmediklerini söylemiştik. Buna mukabil Japon sanayi ve ticaretine hâkim diğer Uç büyük aile Japonya. daki iki büyük partiden birine men - suptur. Bununla beraber, bu diğer üç siley. le Mitsuller arasında hısım ve akra- balık vardır. Biribirleriyle kız alıp vermişler ve ade aralarında bir ha- nedan teşkil etmişlerdir. Fakat parti ler hususunda hepsi müstakil olduğu gibi ticarette de kendi başlarına hare- ket ederler ve icabında rekabete giri. şirler. Mitsu'ler hükümete taraftar oduğu halde ordu onlara karşı husumet bes- lemez, Çünkü; onların mallarına muh- taştır. Japon malları ve gar Japonya, garb piyasasına ucuz mal sürerek Avrupaya ve Amerikaya “damping” yapmaktadır. Buna mu» kabil, Avrupa ve Amerika tedbirler almiş değildir ve almak istemiyor gi- bi de görünüyor. Çünkü, Japonyanm kadır. Çünkü Japonya ham maddele- rinin çoğunu Avustralyadan almak - tadır, Avustralya ise, Japonyüdan al. dığı parayla, İngiltereye olan bafb borçlarını ve faizini ödüyor. Japonya dışarı mali satamaymca Avustralyadan da ham madde almi- yacaktır. Fakir düşecek olan ayni za. manda Avustralyadır. Bunun için, Avrupa, Japonyanın, A- vustralyadan, Amerikadan, İngiliz müstemlekelerinden ham madde ala - rak bunu işletmesini ve yine kendile. rine ucuz ucuz satmasmı tercih eli - yor. Bugün, Mitsui ailesinin sahibi ol . duğu müesseselerin başlıcaları Mitsui bankası; hayat sigorta şirketi; ihra - cat ve ithalât şirketi, çimento, kömür, bakır maden ocakları; gemi tezgâhla- rı; çelik ve döküm fabrikaları, cay, pamuk tarlaları, kâğıt ve sellüle'd fabrikaları vardır. Mitsuilerin bu günkü aile reisleri Baron Haçiroemon Mitsuidir. Hükü - met kadar serveti olan bu adam Tok- yoda, herkesinki gibi bir evde otur