20 Haziran 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

20 Haziran 1938 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

20 HAZİRAN — 1938 Hitlerin neşir yan bir bareketlir Boynes . Ayres, 19 (A.A) — Hitle. rin bir kacilatlırünü neşretmiş olan Argentinises Tageblat gazetesi aleyhin- de Almanya selareti tarafından açılan dava, bir ademi müsuliyet, Okarariyle seticelenmiştir. Izmirde işçiler Iş Kanununun yıldönümünü kutluladıilar İzmir 19 (Hususi) — İş kanununun Bieriyete girişinin birinci yıldönümü Münasebetile bütün fabrikalar, tütün İmalâtbaneleri ve müesseseler müstah- derileri Cumhuriyet meydanmda toplan miş, tezabürat yapmıştır. İşçilerin söy- evlerine vali Fazıl Güleç bir hitabe İle cevap verm mhuriyet hükme. tinin Türk iş daima düşündüğü- Bü, koruduğunu, bu kamunun uzun tet- kiklerden sonra işçileri relaha kavuş. türmak maksadile hazırlandığını, bir Yılda alman neticelerin de müsbet oldu» Bunu tebarüz ettirmiştir. İşçiler, Atatürk heykeline çelenkler koymuşlar, cumhuriyet marşın: söyli Yerek dağılmışlardır. ———— Nafia Vekâletinde maaşlar Ankara 19 (Telefonla) — Nafia Ve- kâletinin teşkilât ve vazifelerine dair kanuna ek kanun lâyihası Meçlis Tuz- Bamesine alınmıştır. V il bağlı cetvele nazaran su- “si, KELES e Zat işleri siçil müdürü umümüleri 100 20r lira maaş alacaklardır. Birinci umum! müfettişlik müşaviri 80, milşavir muavini 70, Nafia mimoet 20, fen memuru 3S, üçüncü umumi mü- İtttişlik müşaviri 80, muavini 70, la Mâaş alacaklardır. ——— Demiryollarında memurlara tenzilât *, Ankara 19 (Telefonla) — Devlet | demiryolları ve limanları teşkilât veza- İli hakkındaki 1044 sayılı kanunun 31 İnci maddesinin tadiline dar kanun yihası Meclis ruznamesine alınmış- 32 inci maddesi şu şekilde değiştiri- İecektir, “Kara, hava, deniz ve jandarma su- polis imir ve memur. asi tesbit edilecek Brtlar dairesinde ve devlet demiryole Arı Üzerinde üçte bir ücretle seyahat Sitceklerdir. | Küçük hikâyeleri | Do ktor Monro'nun | Mektubu İm — Yakında çıkıyor — Arjantinde suç olma»; i EEEBELE Bizim resmi dairelerde işte, kih etmek, cidden gok güçtür. İş sahiblerin « den bir vatandaş, daireden içeri girdi mi, hangi ö- dâya gireceğini, kime O müracaet edip dert anlata. cağını şaşırır. Ras geldiğine (o oorup soruşturmaya bağ lar. Kiminden ce, vab alır, kimin. den alamaz, ve da- kikalarını, hattâ saatlerini böyle. ce kaybeder. Si. nirlenip yorulma sı da caba. oi Çünkü, reşmi dairelerimizin çoğun- da, kapıdaki levhadan başka, siz8 yol gösterecek bir işarete, bir yazıya zor rasgeilrsiniz. Geçen gün bir arkadaş başma gele- ni söyle anlattı? — Benim resmi dairelerimizden bi. rinde bir işim vardı. Bir sabah kalkıp alâkadar bir şube, ye gittim. Kapıdan girince kendimi bir yığın kapalı kapı ile karşı karşıya bul. dum, Bu kapılardan hiçbirisinin Üze- rinde yazı yoktu. Hayli tereddüdden sonra kapılardan birini açtım. odada, masalarının başında çakışan memurla. ra elimdeki istidayı gösterdim. Bana: “Yukarı çıkacakamız,, dediler, Bir kat yukarı çıktım. Yine kapalı kapılardan birini açıp içeri girdim, burada da al. dığım cevab ayni oldu: “Yukarı çıka- caksınız.,, Fakat bu sefer daha akıllı köhne ve eski bin / HABER. — Aksam: posfnas. karikatürünü Resmi dairelerimizde asri bir çalışma sistemi kurmalıyız Bunu temin etmek için bütün resmi daireleri alardan kurtarmak lâzımdır. yk iy vd Yepyeni bir şekilde yapılan o Hocapaşa maliye şubesi... tım, Tarif edilen odaya girince bu se. fer başka meseleyle. karşılaştım. O- dada 4-5 masa vardı ve hepsinin da. şında memurlar çalışıyorlardı. Han . gisine milracact etmem: lâzımdı? Neyse burada da iki masa dolaştık. tan sonra hihayet istidayı verecek bi- ri buldun, Adâkadar memur eldeki evrakt havale etti, Evrak odasma gö- türdüm, orudan tekrar âmire ve niha- yet bir hayli koşup yorulduktan son- ra da muhasebeye girip işimi hallet- tim. Fakat bütün bu işi yaparken hem pek çok zaman kaybedip beyhude yo. rulklum, bem de birkaç momutu bey- Dude yere isinden ahkoyup bana iza. hat vermeye, yol göstermeye mecbur ettim. . Halbuki, İnsanm meselâ bir banka. da ayni şekilde işi düşse, muhakkak ki yarıdan az bir zamanda görebilir.,, <Mökadüşmızn. hakkı var, Bizim. resmi daireler, cidden beyhude YERE” z 5 Isveç Kralı 860 yaşında Şampiyon Kral Beş Güstav, Kral ola: mekte Kacımaon bir Kük Hangi Oduda ne iş yapıldığı! , hangi masanın ne ile meşgul olduğu belli olmaması ku- | , Funuvustai biru. suldlir. Ve her işte ” âcv adrmlerin İ. Jerlemiz, büyük in kılâbtar yapm 1 ş Türk cümhüriye- tinin resmi dnire- Jerine bu şekilde mesai Yyakışmı . yor. İşte bunun içindir ki, büyük dairelerimizden çoğunda, bu kötü sistem tamamen bertaraf o edil- - miştim Meselâ defterdarlık, Sirkecide daha birkaç gün evvel tamamlanan, güzel ve tamamen modern bir sistemde ku- Tulmuş bir maliye şubesini yaptırmış bulunmuyor. Bütün dairelerde asri bir çalışma sistemi kurmak, her şeyden evvel bi- na meselesidir. Wski ve köhne binalar. da çalışan dairelerin, eski ve köhne İsveç kralı Beşinci Güslav'n 80 yaşma basması eym 16 sında memle, ketinde büyük bir bayram olarak kut, alandı. Çünkü, Güstav, milletinin sevdiği bir kraldır. Beşinci Güstav hakikaten, son dere“ ce demokrat ve libereal bir hüküm « dardır. Bugün İsveç sosyalist bir hü- kümet tarafından idare edilir ve kral bu idareyi tasvib etmektedir. Kral Güstav hususi haystmda da sistemlerden kurtulmalarma İmkân yoktur. çok mütevazı bir adamdır. O, memle, İşte bu noktayı gözönünde tutarak, | Keti için bir kral, fakat bütün dünya için de İyi bir tenis şampiyonudur. Beşinci Gülstav, yalnız boş zamanla, rında vakit geçirmek için tenis oyna# maz. Tenisi spor olarak yapar ve &- detâ profesyonel bir teniaçidir, Şimdi- ye kadar birçok milletler arası teniş müsabakalarına girmiş ve birgok defa şampiyonluk kazanmıştır. Sarayında, ki bir odada bu şampiyonluklarda ka, zandığı kupalar kralın muharehe ba- taraları gibi durmaktadır. bütün resmi daireleri, yeniden yapıla” cak, veya tadilen tamir edilecek bina» lara yerleştirmek gerektir. Resmi dairelerden, eski ve çok za- rarlı çalışma sistemini (tamamen kaldırmak, wilhim bir memleket işi o- Jarak telâkki edilmelidir. Hiçbir gö - ül, devlet dairelerinin kısryen husust birer miessese olan bankalarımızdan daha iptidai bir. sistemle çalışmasına Tazı o! a Sesli filim ve lisan dersleri Şi “Ticaret bilgilerini yayma cemiyeti,, M haziranda kongresini toplamıştır. Bu toplantı- da kongre azasından birisi yabancı dilleri öğrenmek için sesli filmden istifade edilmesini teklif etmiş ve şöyle de- miştir: “— Eğer Amerikalıların Mike filmlerini yapmak için sarfettikleri paranın yüzde birini sarfetseydik, yabancı dil öğrenmek bakımından çok istifadeli filmler yapabilirdik. Farzediniz ki sesli film gayet açık olarak fransızca keli- meleri telâffuz ediyor. Bu sırada perdede bu tolâffuzu yapabilmek için dilin ve dudakların yaptığı hareketleri İ görüyoruz. Dintiyenlerin, bu görüşü alâka ile takib edecek. lerine kÂniim. Film biter bitmez"bütün salonda bulunan. lar “ne güzel şarab” cümlesini veya buna benzer birkaç kelimeyi çok düzgün olarak söyliyebileceklerdir. Bu, şim- diye kadar çok gilç ve zamana muhtaç bir mesele olarak xabul edilen yabancı dil öğrenmek meselesini * kölründen halledecektir.,, | * Birfil başından çıkarılan hükümler Gi EÇENLERDE general Tiho (ki iyi bir asker olarak | tanındığı kadar iyi bir arziyat âlimi olarak da ma ruftur) Paris fen akademisi huzurunda çok dikkate değer bir rapor okumuştur. Generalin iddiasma göre sahrayike- bir, bir zelsele neticesinde uçsuz bucaksız bir çöl olgudan evvel, mutedil iklimli ve insanların kolaylıkla yaşıyabüe ceği bir yerdi. Alim generalin iddiası, sahrayikebirde Çad gölünün 150 kilometre şimalinde Dösembre tarafından keş- — edilen bir fil kafası müstehasesine dayanmaktadır. Bu müs MN pe ŞHSAN SAMI Tifo aşısı il ve paratifo hestalıklarına tutul: mak için tesiri kati muafiyeti pek ve taze aşıdır. Her eczanede bu- ir » 45 Mivyyetire tehaseden âlim general şu neticeleri çıkarmış ve len akade. misine anlatmıştır: “— Zamanımıza çok yakın bir devirde sahrayıkebir otu. rulabilir bir yerdi. Zira bulunan baş pek eski bir devre ait değildir. Bu baştan, yontma taş devri ile cilâlı taş devri ara. sındaki zamanda Afrikanın merkezinde mebzül otlar bulun duğunu, hayvanlar dolaştığını, hattâ insanların yaşadığını kabul edebiliriz. Bugünkü kurak sahalarda berrak ırmakla. rın aktığını, yüksek ağaçların teşkil ettiği geniş ormanların | bulunduğunu düşünmemize hiçbir mani yoktur.,, kaybetmek için yaradılmış yerlerdir. Kral son olarak, şubatta Montekar- loğda bir maç yapmıştır. Beşinci Güs“ tav siyasetle tenisi bazan birleğlir - mektedir. Bu hususta anlatılan bir fıkra vardır: Bir kere, Fransada Kan şehrindeki bir tenis maçında kral, sahanm dai. ma sağ tarafında koşmaktaymış. Sas hanm yanında, seyirciler arasında bu- lunan meşhur tenis şampiyonu Süzan Lenglen krala: — Biraz daha sola, biraz daha sola! Diye seslenmiş. Bunun üzerine, kral, o tarafa doğru giderken, Süzan Langlene: — Hakkınız var, demiş, nazırlarım da bana bunu tavsiye ederler... Beşinci Güstav bundan bir kaç se- ne evvel Berline gittiği zaman, eski Alman tenis şampiyonu Pren ile bir maç yapmak istemiştir. Halbuki, Hit, Jer yabudi olan bu oyuncunun maçla. ra sokulmamaşmı emretmişti. Fakat, kral böyle bir şeye akıl erdirememiş ve muhakkak Prenle bir maç yapmak hususunda ışrar etmiştir. Geçenlerde de Hitlere bir mektup yazarak, fon Kram ismindeki tenisçi. nin hapishaneden çıkarılmasını rica etmiştir, İsveç krah Güstav, iştirak ettiği tenis maçlarmda Mister G, ismini ta- $ır ve kendisi hakkında herkesin bu ismi kullanmasını ister. Bu demok - rat htikimdar adetâ kral unvanını ta- şımaktan çekinir gibidir ve mümkün olduğu kadar kral olarak görünmek . ten kaçmır. Kendisinin kral olduğunu birdenbi- re söyliyemiyecek kadur mütevazı o- Jan bu sdamın başmdan göyle bir ma- cera geçmiştir: Fransada bulunduğu bir sırada, bir gün, kırlarda tek başma dolaşmaya çıkıyor. Bu gezimti osnasmda farkım. da olmadan Fransız askerlerinin bu. Tunduğu bir memnu yumtakaya giri « yor, Nöbetçiler derhal kendisini tutuyor- ar ve karargâba götürüyorlar. Askerlerden ve xabitlerden hiçbiri bu ihtiyar adamım İsveç kralı olduğu nu tanımıyorlar, Çünkü gayet sade Mer Devamı 12 incide HABERCİ Otomedillerin yüzde altmışında radyo var! ON istatistiklere göre, bu sene Amerikadaki oto. mobil fahrikaları 3 milyon otomobil yapmışlardır. Bunlardaz 2 milyon 400 bininde radyo vardır. Bugün Amerikada son yedi sene içersinde yapılmış radyosu olmıyan on milyon otomobil bulunmaktadır. Bu merika radyo mücssoseleri seri halinde milyonlarca radyo makinesi yapmak Üzere hazırlanmaktadır. * Dünyanın en uzun boylu garsonu ÜNYANIN en uzun boylu garsonu Almanyada 'Kobiaus'da bir kahvededir, İsmi Lui Şulthen olan bu garson 2 metre yirmi santim boyundadır. 58 numara ayakkabı giyiyor. Avucunun içi çok geniştir. Dört bira bardağı, avucunun içinde ferah ferah durabiliyor. Bu su- retle dünyanm en uzun boylu garsonu, en İşe yarıyan gar- sonu olmuş oluyor. Bu adam on dokuz senelik evlidir. Karısının başı ancak kalçalarına kadar geliyor. O, kahvede yalnız garsozluk yapmamaktadır. Kahvehanenin silkün ve intizammı da muhafazaya yarıyor. * Eşek arısının öldürdüğü kadın MH ARDİNG isminde bir kadın, Lendra civarmdaki vilâsınm bir salonunda hemşiresile oturuyormur. Açık pencereden kocaman iki eşek arısı girmiş, Herşi. resi bir yelpaze yakalamış ve arılara vurarak hayvanları yere düşürmüş. İkisi de artık arılarla meşgul olmamış” lar. Çünkü arıları ödü sanıyorlarmış. Fekat meğerse arılardan birisinin sadece kanatları kı. rılmız. Bu arı birkaç dakika sonra canlanmış ve Hardinge yanaşarak çıplak ayağımdan ısırmız. On dakika sonra ka- âm wtırablar içersinde can vermiş. Arıyı muayene eden bir mütehassıs bunun bir arı beyi olduğunu söylemiş, ve bu arıların ötekilerden daha fazla zehirli olduğunu ilâve etmiştir,

Bu sayıdan diğer sayfalar: