13 HAZİRAN — 1938 Güzetlik hakkında YSANLARIN çoğuna kavratıl- i ması zor olan şeylerden biride “güzel” kelimesinin biribirinden büs- bütün başka iki manası olduğudur. (Anlatılması değil, kavratılması zor dedim; çünkü anlatmak kolaydır; hat. tâ anlatmağa kalktığınız zaman itiraz edip: “orası malüm!,, derler, O farkı bilirler ve o fark üzerinde uzun uzun sözler söyliyebilirler; fakat onu içle- rine sindirememişlerdir, akıllarmı ik- na etmiş olsalar bile gönüllerini ikna edememişlerdir. O farkı, öğrenilmiş bir hakikat olarak bilirler, kendilik. lerinden kabul edemezler. Hani bir zat killtür'ü: “bizde öğrendiklerimizi ınuttuktan sonra kslan şey,, diye ta. rif etmiş; o adamlar da güzel'in iki manası arasındaki farkı bilmek, İşte © tarife göre kültür haline gelememiş- tir.) Tabiatteki güzel ile sanattaki gür gel'in, iki ayrı kelimeye ihtiyaç göste- recek kadar ayrı şeyler olduğunu iddia edecek değilim. Hattâ öyle iki kelime olmamasının daha iyi olduğu kanas. tindeyim; çünkü her ikisini de - mi- zacımıza göre - ya: “hoşumuza giden ve şi vasıfları haiz 0. diye tarif ederiz. Bir çiçe- i, bİr manzarayı niçin güzel buluruz: hoşumuza gittiği için veya onlarda önceden tayin ettiğimiz t m vasıflar bulduğumuz için Il ? bir şiiri, bir resmi veya heykeli güzel bulmamız da bunun için- dir. Ancak bir ç manzara ke , bir çehre veya bir ıdaki vaziyetimiz, ruh haletimizle bir şiir, bir resim veya bir heykel karşısındaki vaziyetimiz, ruh haletimiz bir değildir. İşte insanların çoğunun böyle vaziyet, ruh haleti de- Biştirmelerine . onun İizumunu tâk - dir etseler dahi - imkân yoktur; esa- sen sana değillerdir, bunun için kendileri, asil samimiyetlerinden başka bir de sanatkâr samimiyeti te- 3E5hİİ edememiştir. Burada “sanat. kemesini yalnız sanat eseri vü cuda getiYon adam” manasmda değil, #anattan anlıyan adam manasında da kullanıyorum) Böyle Insanlara “Bu çiçeği v manzarayı niçin beğen yorsunuz?,, di- Ye soracak olursanız: “hoşuma gidi- Yor da ondan; güzel buluyorum da Ondan,, diy ler; fakat: “Bu giiri , beğeniyorsunuz?,, diye sorduğunuz zaman isin içine bir takım ahlâk, fazilet, fayda, tedris mil lâhazat rıştırırlâr. Tabiatte mev- Cut bir şeyi güzel buldukları zaman bu hükümlerine sebeb göstermeye hiçbir lüzum görmedikleri halde bir Kanat eserinin ancak birtakım sebeb- ler dolayısiyle güzel bulunacağına ka- la Çünkü sanat güzelliği onlar, at a ir olduğu için gösterilmesine va kalmıyacak bir bakiket hali- zn gelememi; Onların bir hassele- / Banat hasseleri eksiktir. Körler Börmek hassesi, anadan doğma sağır- Pi duymak hassesi hakkında bir ir edinebilirlermiş; fakat dalma Tanlış, eksik ve garib birfikir. O &. Hid ların da sanat hnssesi hakkında Si meri vardır: körlerinki ve dilsizle- eki gibi, Nurullah ATAÇ General Kaytel Peşteye geliyor bn YaDöşte, 12 (A.A.) — Almanor W yüksek kumanda heyeti şefi <neral Kaytel, 14 Haziranda Bu Deşte'ya gelecektir. Talia resmi mahafil, Alman gene- Tag, N geçen seneki manevralar 08- See Macar asker! örkânmın Al. Yaya yapmış oldukları ziyareti daa, ön *tmek üzere gelmekte olduğu. bildirmektedir. B Üyük ikramiyeyi ş, Közanan talili ik, ayki piyankonun 45 bin liralık *Yesini kazanan talili Maltepe 2- Ki Mektebinde teğmen İbrahimdir. gs Eedikli küçük zabit müteksi. Mem, beyi Thsanden aldığı 32255 | Oody biletle büyük ikramiyenin Semi Tini, yani 4500 lirayı tayyare | Yetinden almıştır. Yaz geldi, Pazar günleri İstanbullular artık kin akın kırlara taşımıyor. Boğ us ve Ada vapurları dün tıklım tıklım doluydu. Karpuz kabuğu denize âliş müş telâ. edilebilirse de karpuzun yerlisinin kabuğu denize düşmedikçe deni: girmemekfe ısrar gösterenler epey olduğu için plâjlar henüz hararetli mevsimine girmiş değildir, maamafir pasırlırı gene epey kalabalık olmaktadır. Bu arada Mecidiyeköy da Beyoğlu semti ahalişinden wsağo gitmek is, temiyenler için bir gezinti yeri olmak vasfını muhafaza ediyor. Mevsimi de geldiği için Mecidiyeköyünde her sabah dut toplama faaliyet do güze çar pıyor, ŞEHİRDE ve “Ermenilere açık meklub,,a cevap: —— mama m m “Ermeni isimlerimizi değiştirmek aslâ mevzubahs olamaz!,, S. Kelecinin teklifini bir kısım Ermeniler kabule lâyık görmüyorlar Dap” Başlarufi 1 incide fikrini müdafaa ve Ermenilere böyle ha- reket etmelerini tavsiye (ediyordu. Bu fikrin bir kısım (alâkadarlara mülâyim gelmekten çok uzak olduğunu gazetemi. z& gelen iki Ermeni vatandaşın müraca. ati üzerine de anla; b 5 Bu iki zattan biri getirdiği bir mektubu meş. retmemizi istiyordu, Kendi mütaleamızı şimdilik bildirmeksizin, i Jealarını kaydetmeği faydalı bulduğumuz için bu arzuyu yerine (getirmeğe karar verdik ve Mercanda 57 numarada otur. duğunu.isminin de Vahtam H. Markar yan olduğunu söyliyen omüracaatçiye mektubunu, ifadesini ve şivesini hiç de. Ziştirmeden aynen neşredeceğimizi bil- dirdik. Türk vatandaşı Ermenilerin türk çe isimler almaları oJâzımgeldiği fikrine muhalif bir fikri müdafaa eden bu mek. tubu, bir haleti ruhiyeyi göstermesi iti. barile, okuyucularımızın da dikkate lâ. yık bulacaklarını sanıyoruz. Mektup şudur: s.s “Ermeniler; isimlerinizi türkçe seçme- niz lâzımdır. çünkü: “erkek adem,, ma. nasına gelen ermeni kelimesine varın. caya Kader her şeyimiz türktür. Bay Sahak keleci, diyor “tarih erme. nilerin türk olduğumu gösterir, ezcümle yaptığım — tetkikatlara göre (o Attilanın yaptığı milletler akını cenubi Almanya durmuştur. ve bugün ( nürtemberkteki Almanlarda, Türk - ermeni ikna mun, sup binlerce kişiye tesadüf edilir, öyleki insan kendisini türkiyede zanneder. Hat. 18 çavuş, Hayk, Kaç yibi isimler ve soy adları taşıyanlar pek çoktur. ve bu insan lor kendilerini halis Alman diye bilirler. Bay Sahak, bunu (yazdığım: halde, isimlerimizi Türkçe seçmemiz lâsimder, meye deyorsunuz, erkek adam manasına gelen ermeni kelimesi türkçe olduğu için. mi? Halbuki . Türk - ermeni isim taşıyan Würlemberkteki insanlar holis Almam: deyorlar ve öyle bilirler deyorsunuz. İsim değişmek yeni (elbise giyinmek demektir, ki . elbise değişmekle insan a3. la değişmez. Ev-meni, erkek adem demek olduğunu bizden iyi, atalarımız, babala. rımız bilirlerdi, ve erkok asil manasına göre, yani sözü bir kalbi bir, sözünde sabit, doğru odamlar idi ve buna sağ * delil olarak Maliye işleri anlara münha. | sre tevdi ve teslim olummuş!u. ve san. dık eminliği gibi mühim sadaka'a deyen, mir işler de, ermenilere mahsıs idi: Fakat siğin iddianıza göre şinu, . mi cemiyeti, ermeni okulu, ermeni m pelkasıl ermenilik yoklur, o moelesel er. meni dinide ortaya koymağa unulmuş. sunuz, bunu da tabiyatile ırkın birliğini lebeyyün gimek maksadila takip ediyor. Tarihi, tarihi bilgilerin temamım teleb bü etmiş bir zat çok iyi bilmesi gerektir ki, arz üzerinde muktelif milletler ayni wrka mensup olduğu halde dinleri, mer- kepleri, kültürleri ayrı dır. bunu isbata bile hacet olmadığı gibi buna muğayir durum tariki büyük bir yanlış olduğunu aslen bir kakikaltır. Atalarımız türkleri o nasıl ki ayrı bir wk add elmiyerek onlara türk demişler ki, ermenice manasi eğri kılıç kuşanan, toşıyan demektir. şi, bu kıhcı yalma doğru olmayanlara göstetirlerdi. bunlar kakikatan sapan ve sadık olmayan kim. selere gösterirlerdi. Şimdi ermeni tarihine göre Torkom - Türkmenden ileri gelmiş (olduğu iddia olunmaktadır. İşte yine Ulu o önderimiz terihi mn manasile telebbü ederek şu kakikata varmış ve dünyanın en büyük ve en güzel kordeş kelimesini bize bah- şederek deyor ki, ermeniler ve (türkler kardeşdirler. Netice itibavile nasıl ki, evvelce de söy lendi isim değişmek asla mevzu'bahis 0. lomaz, ançak eski ermeniler gibi erkeklik Tonton amca. nın cesaretli MEMLEKETTE Dükkân sahibi berberler Pazar tatili yapmak istemiyorlar Son günlerde İstanbul berberleri a- rasında, hafta tatili kanununun yeni- den tadili için bir cereyan başlamıştır. Bu cereyana, berberler cemiyeti yeni idare heyetinin de müzaheret ettiği gö. rülmektedir. Berberlerin geçen sene binlerce im- Haber'den Tarihe Seyid Vahid efendi Viyanada Tarih kaynaklarımız arasında sefaret- namelerin çok büyük bir (yer tutması Yâzımgelirse de, devirlerde u. rak gönderilmiş ortaya koydukları eserler (o umumiyetle sathi, basit şeyler olmuştur. oGeçtikleri gezip dolaştıkları memleketler hakkında an Babıâli rin tarihe olan hesabını, dan, en kabadayısı belki iki oyüz sayfa zali bir istida hazırlıyarak, Meclis ri- yasetine müracaatları ve bunun netice- si olarak bafta tatiline tâbi esna! arası- na berberlerin de ithal edilmesini intaç €den vaziyetin bugün bu şekilde değiş. mesinin sebepleri şudur; Geşen sene berberlerin bafta tatili yapmaları için yapılan dilekçede bil- hassa berberlerin kalfa sınıfı imzalarını koymuş ve talebin en büyük taraftarını onla rteğkil ötmişti. Halbuki 6 zaman - dan sonra vaziyette bazı değişiklikler örülmüştür. Berberlerin dükk;n sahi- kısmının iddialarına göre, hafta ta- tiline rağmen kalfalar, ellerine birer çanta alarak müşterilerin evlerini pa. zar günleri gezmekte ve İsteyenleri te ra şetmektedirler. Bu İş o kadar taam- müm etmiştir ki hafta ortasmda tıraş olanlar gittikçe azalmış ve bem dükkânların varidatı düş- , hem de hafta tatilinden görülen gaye ortadan kalıımıştır. Bu- nun için bu defa daha ziyade dükkân sakipleri önayak olarak eski vaziyetin iadesine çalışmağa başlamışlardır. Ma. maafih bu arzunun tahakkuk pek uzak bir ibtimal halinde görülmektedir. Çünkü mevcut berberlerin yüzde doksanını kalfalar ve pazar tatili ta- raftarı olanlar teşkil etmektedir. — Eczacı Etem Pertev ibtifali Türk cozacılığının ve müstahgarcılığı- nın ilk müteşebbislerinden eczacı Etem Pertev merbumun vefatının 12 inci yıldö. nümü münasebeli cumartesi günü merhu- mun meslektaşları ve sevdikleri Eyüpteki toczarının başında toplanmışlar ve mer- humun hatırasını ve mesleğe hizmetlerini yadetmişlerdir, #am manasila ve Ulu önderin göslermiş olduğu ışıklı ve doğru yollarından daima yürüyelim. O büyük dehaya derin kalbimizden bütün münnettarlığımı sunmak için en büyük liğat kitaplarında bile bir kelime bile bulamadığımı arzederim. tutabilen risalelerde vermişlerdir. Meselâ, hicri 1221 de üçüncü Selim tarafmdan Fransa imparatoru Napolyo. na elçi olarik ogönderilen Seyid Vâhid efendi, Napolyonun o Tezdine giderken Fransa imparatoru Rusya seferine çık. mış bulunuyordu. Kısa bir zaman içinde Lehistanı çiğinemiş, Varşovayı zaptetmiş- ti. Türk el i de bu yabancı mermi: tin eski payitahtında kabul (edeceğini bildirmişti. Seyid Vâhit efendi, İstanbul. dan doğru Varşovaya gitti, Fakat impa. ratoru Varşovada bulamadı. İmparato- run 200 bin askerle Rusya içerine Seyid Vâhid efendinin samesinde İstanbuldan Varşovay olan yolculuğun, kütüphanei Ebüzziya neşriyatı arasmda (155,X15) santim büyüklüğünde 38 sayfacık tuttuğunu söy lersem bu eserin ne kadar sathi olduğu anlaşılır sanırım. Bununla berâber bel, ki de farkında bile olmadan ne kadar şayanı dikkat şeyler kaydetmiştir. Seyid Vâhid efendinin eline geçen bu eşsiz fır. sat kuvvetli bir müşahit — muharririn © line geçmiş olsaydı, bugün oSelartname adını taşıyan bir risale karşısında değil, on dokuzuncu asrın birinci nısfında kale. ime alınmış bir hazine karşısında bulu, için Haberin bana ayrılan sü. yid Vâhid efendinin Viyana- ya ayırdığı sayfalarından bazı satırlar nakledeceğim. " “Viyana, Tuna pelirinin kenarında ge. niş ve derin hendekli, tuğla ve horasan. dan yapılmış çetin bir kaledir. Dışında varoşlarını çeviren metriş yollu kâgir du varları da metin bir osurdur. Asıl kale içinde dörder, beşer ve bazan altışar kat olmak üzere kâğir ve büyük bin üç yüz ev, muhtelif fenlerin okutulduğu mektep ve medreseler, musanna bir kilise, kütüp ane, cephane teşrihhane, gskeri kışlala. rı komedyaları (tiyatroları) ile eski usul bir kral sarayı vardır. “Kütüphane, her biri kitaplarla dolu dört odalı bir dairedir. 300.000 kitap ol- duğunu söylediler. Bize ait olanlardan gümüş ve sırma mahfazalar içinde sakla. nan kitaplar arasında üç kıymetli Mus haf, bir kasidei Bürde, dördüncü Meh. Osmanlı padişah- Tarımı gü üm gördüm. Nadi. de olarak bir cins ağaç kabuğu telle. rinden (Papirüs) dokunmuş (varaklar nış bir eski Talyan kitabı #tab) gördüm. geçen sene Os. (Lütfen sayfayı çeviriniz) Rişat Ekrem KOÇU