13 HAZİRAN — 1938 1939 New York Sergisi Dekorasyon müsabakası 1 — 1989 Nevyork dünya sergisinde inşa edilmiş olan Türkiye paviyonu dahili dekorasyonu için bir müsabaka açılmıştır. 2 — Müsabakaya girecek resimler İktisat vekâletinin tayin edeceği bir jüri he. yetince tetkik edilecektir. 3 — Müsabakaya girecek resimlerin nihayet 15-7.988 tarihine kadar Ankarada İktisat Vekâletinde Nevyork dünya sergisi Türkiye komiserliğine makbuz mukabi. linde tevdi edilmiş olması şarttır. 4.— Müsabakayı kazanan sanatkâra 1000 lira mükâfat verilecektir. 5 — Müsabakaya girip de kazanmıyan osanatkârlara ait eserlerden istifade € dilen kısımlar için verilecek bedel jüri heyetince ayrıca takdir edilecektir. 6 — Müsabakaya gönderilecek resimlerin evsafı, mevzuu ve saire hakkındaki şartname, Türk paviyoru plânile maktaları bu hususta lâzımg, izahat Ankarada $i dahilinde sergi komiserliğinden almabilir. (172 n HABER — Aksam postam KUMBADA CAN KURTARIR PEY TAYI TİC AMI MİC işletme PİL MC EMİRİ Muhammen bedeli 5075 lira olan 4 kalem muhtelif kazma ve kürek sapı 21.6 1938 pazartesi günü saat 15 de kapalı zarf usulile Ankarada idare binasında satın altnacaktır. v a alık muvakkat teminat ile kanunun tayin ettiği vesiakları ve Ns k vesikası ve tekliflerini ayni gün saat 14 de kadar komisyon reisli Muhammen bedeli 4200 lira olan 20 adet mütenavip cereyanlı elektrik mö- törü o 16. 6. 38 perşembe günü saat 10,30 on buçukta Haydarpaşada gar bina * dahilindeki komisyon tarafından açık eksiltme İle satın alınacaktır. i Bu işe girmek isteyenlerin 315 Niralık muvakkat teminat vermeleri ve ka. Dunun tayin ettiği vesaikle birlikte eksiltme günü saatine kadar komisyona müracaatları lâzımdır. Bu İşe ait şartnameler komisyondan parasız olarak dağıtılmaktadır. (3132) : A EET DEE MEN. Alemdar Sineması | — Göz Hekimi Dr. Şükrü Ertan Cağaloğlu Nuruosmaniye cad. No, $ İKİ FİLM 1 — Romeo Jülyet 2 — Lüi: Sütçü, Boksör re e e Tel, 22566 (Dr, Osman Şerefettin apartımanı MARKIZ DO POMPANIM. ————— ————>——————— rı bir insanı çatlâtacak kadar korkunçtur. Cidden şayanı dik - kat ve çok nadir bir hâdise.. Bakın hiç bir şey hissetmiyor. Andre bu sözlerle berâber sarhoşu şiddetle silkiyor, onu kanatırcasına çim- dikliyor, öyle olduğu halde ayyaş ür - permiyordu bile... . — Bu adam görüyor mu? Duyuyor mu?.. Fakat.. Evet, onu şimdi tanıdım. Bu, şair Krebişona her yerde refakat eden meşhur ayyaştır. Madam d'Etyo- Tun babasıdır. Ismi galiba Puassondur.. Bu ayyaşın buraya girmesi cidden ga. riptir.. Bu yuku sakm bir kurnazlık ol- masın? Eczacı başın: salladı; — Hayır, monsenyör, bir o hilekâr karşısında bulunmuyoruz.. Bu adam, şatlamayıp ta, se, göreceksiniz ki olduğunu ve buraya nasıl gel ğini söylemekte, muhakkak ki güçlük çekecektir. . — Fakat, duyor mu?, Görüyor mu?.. Ve eğer görüp duyuyorsa, gördüğü ve duyduğu şeyleri batırlayacak mı?. — Öyle zannediyorum ki, görmüyor Ve duymuyor. Maamafih, kat'iyetle hişbir şey söylemem. Bu o kadar hu- tusi bir hal ki... Mösyö Jak, hiç bir şey söylemeden, dolapta duran bir tabancayı aldı ve No- nin şakağıma dayayarak, 8mirane bir Böle bağırdı: — Ayağa külkın.. Yoksa ateş ede. timt, Nöe kımıldamadı., “ — Size söylemiştim, monsenyör, hiç SİK Şey hissetmiyor. Oyle rarnediyo- Yuma ki bu adam hiç bir şey görmüyor Ve işitmiyor. — Ne olursa olsun, mademki şezmet Bu ayyaşı buraya getirmiştir, ihtiyat reket edip onun şahsiyeti hakkımda €- Min bulunmak lâzımdır. Mösyö Andre, Onu küçük paviyonun tenha odasına vu saklettirirsiniz.. Kaçmamasna dikkat eder ve gayet iyi muamele gös- terirsiniz. Görüp duyması muhtemel şeyleri unutturmak için, belki deonu mütemadi bir görhoşluk içinde bulundur sak iyi olur. Zamanı gelince, size ha. ber gönderirim, onu yeniden İyice sar- hoş edip, gece, evden uzak bir yerde s0- kağa bırakırsınız. .Öyle ki, sarhoşlu- ğundan kurtulduğu zaman, rüya zan - netsin.. Fakat o vakte kada: masına bilhasas dikkat edin.. —Emirleriniz, harfiyen yerine getiri. leçektir, monsenyör. Kaçmak mesele- sine gi e... Doğrusu, bu bana çok güç bir iş gibi geliyor.. Mevzuu bah - evde de görünürde hiç bir açıklık yok. Gizli kapıyı işleten zem « bereği bulması için, bu adamın cidden Barikulâde bir seziş kabiliyetine malik clması lâzım. — Her şeyi göz önünde bulundurmak mecburiyetindeyiz.. Her ne olursa ol. özden kaçırmayın. Bu aptal kadar kâfi... Şimdi, kont m. «ra, enerjik ibtimam inde, kont kendine gelmiş olup yediği darbelerin tevlit ettiği ağrılar- dan başka, ehemmiyetli bir şey olmadı- ğını memnuniyetle göfüyordu. Mösyö Jakın suallerine, kont, aldığı emirleri yerine getiremediğini ve, ba- ron dö Marsenin acıklı bir mektupta, mafevklerine bu sefil d'Assasın firari bakkında tafsilât almak üzere, şatoya ği bir strada, bizzat bu ibliş d'As- satın kendini dövdüğünü ve işbu hale soktuğunu söyledi. Kont izzetinefsi için çok acı olan bu yeyi, kin ifadesi dolu şu sözlerle bitirdi: — Bu defa, siz isteseniz de, istemese. de bu adama raslarsam onu elimden Kum. Du adam bana lâzım» dır, Öldürmede nevvel ona bin ölüm ıstırabı duyuracağım.. Sonra,. Bana is- MARKIZ DO POMPADUR 371 Erebiyon da, bu sessiz lisanc ceva. ben, şimdilik etrafa göz kulak olmaktan ve tehlike yaklayrsa haber vermekten başka yapılacak bir iş olmadığmı an- latmıştı, Jorj buna da, mânalı bir mimikle, her şeyi anladığı ve emre itaat edeceği cevabını verdi. Nihayet yemek zamanı gelmiş, fakat Nos meydana çıkmamıştı! Evvelâ, onu beklediler, sonra masaya oturacak yemeklerini yediler, bitirdiler ve ayyaş gene görünmüyordu. Krebiyon, bu uzayan tagayyüpten endişe duymağa başlıyor ve vakit iler- ledikçe, endişesi de artıyordu. Nihayet akşam, sonra da gece olmuş fakat Noe bir türlü meydana çıkmamış- ti. Ertesi sabah, Noc hâlâ dönmediği için, endişesi son dereceyi bulan Krebi- yon önü aramağa koyuldu. Fakat dışa. rıya çıkmadan evvel d'Assasla bir kayli mün“kaşa etti; filhakika şövalye, her ne bahasına olursa olsun, ona refakat etmek istiyordu. Şair, onun hayatı ve emniyeti için otelde kalması lâzım geldi- ği ve icap eden araştırmaları yalnız da yapabileceği hususunda onu ikna edin. ceye kadar akla karayı seçti, Şövalyeyi ikna için, onun refakatinin faydalı olmaktan ziyade tehlikeli olaca- ğını ve tanındığı takdirde ikisinin bir- den tevkif edileceklerini ve böylelikle Janm, iki müdafiinden mahrum kalarak düşmanlarının pençelerinden kurtula- mayacağını İleri sürmüştü, Bu sözler, d'Assasın üzerinde, tesi- tini icra ettiğinden, Krebiyon, bir kaç gün evvel, şövalyeyi ararken, yaptığı gibi, gene Versay sokaklarında dolaş. mağa başladı. Fakat bu defa, aradığı a- damı beş parmağı gibi tanıdığı için, herşeyden evvel, sırayla kabarelere uğ- Tadı, Şair, Noenin izini, şatonun hademe ve uşaklarının uğradıkları küçük ve pis bir nevi kantinde buldu ve eşkâlini ver- diği dostunun bir gün evvel, buraya ge- lip bir iki şişe boşalttıktan sonra, dışarı çıktığı ve meydandaki kalabalığa karış. tığını öğrendi. Fakat dostunun izini burada kaybet- ti. Öğrendiği şey bu kadarcıktı ve bu kadarcık malümatla onu bulup meydana çıkarmağa tabit imkân yoktu. Şairin, bu eski dostuna büyük ve a beti vardı. Bu esra- rengiz tagayyüp onu, kendi kendine itiraf ettiğinden daha fazla endişeye dü- şürüyordu. taraftan, eski dostunun, civar. larda yaptığı mutad gezintileri esna sında bir kazaya veya bir taarruza kur- len korkuyordu, diğer ta- şlar gibi, sarhoş olduğu zamanlar, önüne gelenle konu- şan, hattâ sokaklarda garip konferans- lar vererek böşboğazlık eden Noenin çok mahdut zekâsını ve frensiz geveze. liğini herkesten daha iyi bildiği için ağzımdan çıkan ihtiyatsız sözlerin, &'As. sasın izini meydana çıkâarmasınldan en- dişe duyuyordu. Filhakika, boş gevezelik, yalnız şövalyeye değil, fakat kralm emriyle tevkif edilen bir firariyi evinde gizle yen ve bunun için de Bastiyin korkunç hücrelerine atılmayı hakeden Krebiyona da meş'um olabilirdi ve bu ihtimal mert şâire hiç te hoş görünmüyordu. Maamafih, endişelerine orağmen, Versaydan uzaklaşmayı bir an bile ak. Ima getirmiyor, araştırmalarına devam ediyor, vu bu araştırmaların hiç bir ne- tice vermemesi üzerine, betbaht doştu- nun, kendisini iyice soyduktan sonra öldüren haydutların kurbanı olduğu neticesi gibi, cidden çok hazin bir neti- ceye varıyordu. Halbuki, vuku bulan hüdise sadece biyon sabahleyin, beklemesini söyliyerek onu otelde yalnız bıraktığı il İka dk sü ille a Me bant a lin kn mal ma ni e an