13 Haziran 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 2

13 Haziran 1938 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKŞAM POSTASI Sahibi ve Nepriyst Müdürü Masan Rasim Us “İDARE EVİ: Istanbul Ankara caddi Mama ananı Belam Tl4. Taşra? sürenin hmm Yazı İşleri telefonu: 23872 ders” Yil e 2 R4S7O | Yil : 203393 "ABONE ŞARTLARI vera TN meli Hüdiseler, fibirler Türk- Fransız dostluğu meselesi VI Tanzimat hakkında, iyider ince. lemeler yaparak mühimce bir eser ne. miş olan, orta eiçilik payesine yüks | miş bir Fransız diplomatı, yani Ed. An- gelhard, kitabının sinde, Lord e, Osmanlı leri nakleder; “Osmanlı devletinin dostları, ıslahata giriştikleri gündenberi (o katedilen yola | bakmalıdırlar, Fakat Osmanlı nazırları başlarını asla arkaya çevirmemeli, yal. nız ileriye bakmalı, katedilecek daha ne | kadar yolları olduğunu düşünmelidirler.., Ve tanzimatın - tatbikidinden alman ilk neticeleri hülâsa ettikten sonra der ki: “Bu yeniliklerin bir çoğu iptidaf şey- lerdir. İnsan, bunları tetkik ederken, in. sanlığın ilk devrelerini hatırlıyor. Kanun ları yalnız vatandaşın taarruzdan masu- | niyeti ve tasarrul haklarına riayet edil. mesi gibi basit esaslara (dayanan ilk| devirleri, Fakat ne kadar az ve basit o. İursa olsun bu yenilikler hiç olmazsa ü- mit veriyor, İnsanı istikbalden meyus ol. | mamağa teşvik ediyor, bir teselli vehmi yayıyor. Acaba istikbal ne gösterecek? İhtiyar Osmanlı hükümeti kendisile garp devletleri arasındaki mesafey adımlarla katedebilecek mi? Bu devlet yeni ve taze bir hayat kazanabilecek mi? Yoksa gene meşkük, şüpheli, mütereddit ve müşevveş bir mevkide mi kalacak?,, | Tiz dr; siyasasını 40 uzun yıl idare | Lord Hanri Tempi Pâmers. da kaydettiğimiz sözlerile, kı- çok işler görmeğe mecbur bir | evletin başında bulunanlara hiç şüphe. siz iyi bir fikir iş, ve güzel bir ir. şatla bulunmuş. Osmanlı imparatorlu- Funun, Kırım seferinden ve Paris kon. feransından, umumi harp sonuna ve muahedesine kadar geçen son dev in tarihi, bu fikrin tamamile yaba- na atılmış olduğunu gösteren delillerle doludur. İmparatorluğun devlet adamla. rından tanzimatı yapanlar, tanzimat ©. sasları Üzerinde yürüdüklerini söyliyen- ler de 908 den sonra iktidar mevkiine ge. lenler de, bep, ilk hızla yaptıkları iki üç hamleyi böbürlenme vesilesi ittihaz et. mişler ve hep bu hamleleri istismar ede- yek yaşamışlardır. Fakat bu hal impara. torluğu yaşatamamıştır. Şöyle veya böyle bir (sebeble muasır garp medeniyetinden geride veya uzakta kalmış devletleri idare edenlere, Lord Piâmersten'in, alınmış tecrübelere daya- narak yaptığı tavsiye, her devletin ber devirde yüksek manivelalarıma kumanda edenlere her zaman (tekrarlanacak bir tavsiyedir. Sanırım bu tavsiyeden müs. | tağini olan devlet adamları yalnız bizde | yetişiyor. Zira hiçbiri mazideki muvaf. fakiyetlerine dayanmıyor. Hergiin yeni bir muvaffakiyetle yeni bir ileri adımla tebarüz ediyor. Bilhassa, Şefimiz, yalnız. tarihimizin adantı değil, mutlaka hergü- nümüzün adamıdır, Ve liderlik vasfını bilhassa bu ikinci büviyetinden, bu dina. mik tarafından almak istediğini tebarüz ettirmekte hususi bir rsrarı vardır. Türkiye niçin bu kadar süratle ilerli- yor? Zira başını, ancak nota defterlerini tet- kik etmek için ara sıra geriye çeviriyor, katettiği yollara yalnız inkılâbın bilânço- sunu yapmak için bakıyor, fakat asla; “Neler yaptık? Bunları nasıl yapabilir dik?,, Deyip kendi muvaffakiyetlerile kendi enerjisini zehirlemiyor, mütemadiyen İ. leriye bakıyor, büytik hedefine kaç mer» hale kaldığını ölçüyor ve hep yürüyor. re dir. Fakir bunun yalnız bir maharet ol. | £ diren bir jimnastik sayılabileceğini söy- lüyor, Çünkü, dediğine göre, bu vaziyette vel 12 saat aç durmaktadır. “Angel aller de cevaplarını, tarihten, ancak sek. zanabilecek mi? Zanamadı, fakat o millet (yepyeni bir HABER — Akşam postası vi Londra hayvann? bahçesindeki bu maymunlar datma dördü bir arada ve masada yemek yerler, çay içerler... May- munlardan hepsinin ayrı bir sandalye si vardır. Bunların arkalığında isimleri Olan Ju. Gert, Bahu ve Core isim. leri yazılıdır. Maymunlar, bu yazıları tanırlar ve, sandalyelerin sırası değiştirilmiş bile olsa, kendi sandalyelerini bulup otururlar... Başının üstünde Iki saat duran Hindi fakir Bir şehri paniğe veren yılan Iki gün halk heyecan içinde kaldıktan sonra nihayet yakalandı Horas bulundu! 5 z z Bu haber İngilterede geçen gün bütün | bir şehir halkını sevindirmiştir. Horas | herkesin endışeile aradığıbir şeydi. Fakat, bu mahlük, sevildiği içindeğil, bilâkis korkulduğu için aranıyordu. Çün i kü, bu bir yılandır. Kendisine alıştırdığı kocaman bir yi Jan ile binbir marifet gösteren Siril Hed. don bir gün bütün şehri telâşa düşüren bir haber veriyor: Horas kayboldu! Horası, sahibinin ellerinde görenler © Dun ne korkunç bir yılan olduğunu bili, yorlar, Bu yılan şimdi herhalde başıboş, şelirin sokaklarında dolaşmaktadır. Her eve, her odaya girmek ihtimali vardır. Buna karşı, bütün şehir halkı akılla. | rimâ gelen her tedbiri alıyorlar. Kapılar kapanıyor, pencerelerin aralıkları tıkanı. yor. Kimse baliçede oturamaz — olüyur. Çocuklarımı mektebe yollamıyorlar.. Polis de bir taraftan Horası aramak. Üzeri imzalı tadır. Evlerin bodrum katı, tavan arala. | 5 birr birer arınyor bhçelrde Kadın caketleri rın, çiçeklerin arası karıştıriliyor, | Horas yok! Böyle, iki gün geçiyor. Halkın endişe- si devam etmektedir. Gece kimsenin gö- zür& uyku girmiyor. İşte, böyle bir anda, nihayet Horasın bulunduğu haber veriliyor ve herkes ra. hat bir nefes alıyor, büyük bir sıkmtı. dan kurtuluyor.. Horası bulanbir genç kızdır. Con Madlen ismindeki bu kız, mister Hed- donun yanında çalışmakta ve onun mes. leğinde yetişmektedir. Con Madlen bir gün, odasındaki gar- dirobu karıştırırken, köşede, Horasm krurrlmış'yatar olduğunu görüyor. Şehir de başka birinin görünce çığlık atacağı bu yılanı, genç kız yavaşça tutup kaldı. rıyor ve herkese müjdeyi veriyor. Hintli fakir Vitaldas Pareh ismindeki o bir Hindli fakir, başınm üzerinde iki saat kadar du. rarak büyük bir marifet göstermektedir. Bugün Londrada bulunanbu fakir, herkesi hayrette bırakıyor, Vitaldas Pa. reh, bunu Tibette öğrendiğini ve şimdiye kadar Japonyada, Çinde dolaştığını, son ra Avrupaya gelerek Belçikaya, Holan. daya ve Almanyaya gittiğini söylemekte dir. 26 yaşında, uzun saçlı, gürbüz vücut- lu birgenç olan Pareh, ayakları havada ve elleri hiçbir yere değmeden, başının üzerinde muvazenesini temin etmekte ve bu şekilde iki sant kadar durabilmekte. madığını, ayni zamanda zihni kuvvetlen. zihnini bir noktaya toplamakta ve derin bir tefekküre dalmaktadır. Bu hareketi esnasında vücudun bütün ağırlığı çene ve baş üzerine düşmektedir. Bu, fakirin yaptığı (hareketler, ken. disince en kolay ve, “kolay,. olduğu için iki saat devam edebilmektedir. Halbuki, ancak beş dakika yapabileceği daha zor hareketler varmış.. Vitaldas Pareh, bu iki saat başının ü- zerinde durmak hareketini yapmadan ev. i .... Marget Rosengrem ismindeki bir İs. veçli genç kız, yeni bir moda çıkarmış- tar: Üzeri imza dolu bir gömlek.. | — Bazı meraklılar vardır: Meşhur kim- seletin imzalarını toplarlar, Fakat bun- | lar yanlarında bir defter bulundururlar. ve imzaları buraya attırırlar, İİ © Marget Rosengrem ise, bu imzaları ipek ceketinin üzerine toplamayı tercih etmektedir, Arkasma giydiği bu elbi. senin Üzerinde bir çok imza vardır. Stokholmde bu bir moda haline gel- miştir. Bir çök kadınlar da ayni şekil. de ceket yapıp arkalarına geçmişler ve imza toplamıya çıkmışlardır. Fakat bir çokları imzası: alacak meşhur adam bulamıyorlarmış.. Angı tarafımdan, on dokuzuncu asrın ikinci yarımı başlarken soruları su. İsviçrede bir hayvan hastalığı sal. gınina kargi alınan tedbir cümlesin- den olarak, hududdan içeri giren her. kesin ayakları dezenfekte edilmekte- dir, Otlarm arasındaki mikropları yi- yerek geçen bu hastalığın nakline, in. sanlar, farkında olmadan, kendi ayak- larıyia vasıta oluyorlar, sen yıl sonra almış bulunuyorlar: — Bu devlet veni ve tâze bir hayat ka. — Hayır, o devlet yeni bir bayat ka. Der Devamı 4 üncüde Nizameddin NAZİF TAN 'Mazi içinde işliyen adliye | ! A HMET EMİN YALMAN, bizde ada- lelin yavaşlığından bahseden ve bu mekanizmayı muhakkak o değiştirmek icap eltiğini kaydeden bugünkü başmaka- desi, hakikaten üzerinde durulmaya değer bir mahiyettedir. “Yavaşlığın dayandığı iddia, yüzde yüz adalet, mutlak manssile adalettir. Bunun için her şahit dinlenecek, ber delil ince- den İnceye telkik edilecek, müdufaa muk- sadile ileri sürülen her iddia o karşısında tekrar tekrar mühletler verilecek. Dedikten sonra buna talik işini ince bir sanat haline getiren avukatlar (karışırsa adalet karikatüre dönüyor. diyor. ve ildve ediyor: “Başka memleketlerde de adalet yavaş- mış, kılı kırka yarmayı iş edinirmiş... Bi- ze he? Bizim başka memleketlere nisbetle * bir imliyazımız var: Her şeyi aklın cabı- na göre kurmamıza engel yoktur. İnkılâp. çılık ana yasamızın bir temel (direğidir. Türk adliye mekanizması sırf oOaklın ve ilmin icaplarına göre yeniden kurulmalı, günü gününe işlemelidir. Ceza evlerini ve tevkifhaneleri dolduran binlerce insanın çoğu suçlu adamlardır. Adli bata ihtimali hakkındaki iddinlar ancak küçük bir ki sım üzerinde İleriye sürülebilir. Fakat şa iddia da doğrudur ki suçların büyük bir kısmının önüne geçilememesinde adliye mekanizmasındaki yavaşlığın büyük bir tesiri vardır. GN LELE le Çi valla Mm a Mariyi silmek, tesfiye etmek, yeniden başlamak bir zarurettir. bir taraftan ha- pishane sistemimizin (o kifayelsiz bali, bir taraftan mabkemelerimizin uzak sayılan bir mazide işleyişi bakımından böyle bir tasfiyeye mutlaka ihtiyaç (o vardır. Bunu akla nygun bir şekilde (yaparsak belki de nazariyelerden fedakârlık ederiz. Fakat mukabilinde cemiyetin canlı ve hakiki dü yenini kurlarını. Vafandaşlara da sıcak bir kanun saygısı ve emniyet duygusu a- şılarız. Binlerce yeni suçun önüne #tçe- riz,On beşinel yıl vesilesile düşünülen umu mi'af ve tasfiye meselesini, (bizce, muh- kümlara ve mahpuslara acımak ve âtifet göstermek bakımından karşılamak hata- dır. Esas düşünce doğru ve (faydalıdır. Fakat inkılâp ölçülerile yeni o bir varlık kurmak, banun için de eskiyi silmek ve li etmek” hödefile hareket edimeli r, CUMNURIYET Ankaradan denize kanal Y UNUS NADİ, devlel merkezimiz An- karanın, bol saya ihtiyacı olduğu- niz kaydederek bunu temin için Ankarayı büyük bir kanalla denize bağlamak icap ettiği fikrini ileri sürüyor. Yunus Nadinir tavsiyesi şa: “Sakarya Ankaranın takriben yüz kilo- metro cenubundan geçerek akar. Bu neh- rin Beylik köprü ile Polatlı arasında An- karaya en yakın olan kısmı, daha orada iken her ihtiyaca cevap verecek bit mik- tar göslerir: Yazın bile çok eksilmiyen daimi bir miktar. Demek ki eğer başka hiç bir şey yapmiyacak olsak Ankaranın limanını şimdiden Polatlı ilerisinde kur” mak kabildir, Halbuki bu limanı Ankara- nın içinde tesis etmek asla imkânsız de“ Bildir: Ya Sakaryayı bir kanalla Ankaray kadar çıkararak, Yahut Kızılırmaktan alı neak bir kolu Ankaranın içinden geçirmek suretile Çubukderesi üstündenden Sakar- yaya bağlıyarak. İki işten birinin tercihini bize seviye hesapları gösterecektir. Her iki tarafın Ankaraya mesafesi yekdiğe rine oldukça yakın uzaklıktadır: Kızılır» mak, biraz sarpça arazisile takriben 60 kilometrelik mesafede, Sakarya düz arazi” sile takriben 70-80 kilometrelik mesafede” Ankaradan itibaren güzergübi Çubuk ç#” yı vadisile tablat çizmiştir, Yunat Nadi bol suya kavuşunca Ank&- ranın iklimini değiştirmek, efrofunı o” manlarla çevirmek mümkün olduğunu #öV ledikten sonra şöyle devem ediyor: Gerek Kızılırmakta getirilecek, gerek Sakaryadan götürülecek (| kafalar ge seyrüseferine müsali olacak veçhile Yö" pılmak lizım geldikten O başka tâ deni#* kadar bütün Sakarya vadisini de kı gemi işliyecek bir kanal halinde tansi” etmek icap edecektir. 20.30, batt& 4 tonlük gemileri bu kunallar üzerinde rütmek kabildir. Malümdür ki su üzeri nakliyat dünyanın en ucuz işidir. BurU" Ankaradan başlıyarak denizs veya de lere kadar bülün geçtiği yerler için MÖ tesna ve çok ileri bir medeniyet ve bayi” dırlık eseri olacağında şüphe yoktur... Denize veya denirlere diyoruz, Filbi ka Sakarya şimdi Kandire civarında radenize dökülür. Halbuki Sakarya malını bir kolla Sabonca gölü özenli İzmit körfezine — bağlamak da kabi. Hattâ farla olarak bir üçüncü kolla İİ, gölünden Marmara denizinin diğer bi” biline bile. ileri Yakariki yazılar bir fikir (olarak dr sürülmüştür. Bunların hesabını yaptı di hükümete düşer. Ve bu hesaplar ver ye Hında görülecektir ki olmu şeyden bahsetmiş değilizdir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: