7 Haziran 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 2

7 Haziran 1938 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HE HABER AKŞAM POSTASI İSehibi we Neşriyat Müdürü Masan Rasim Us 2 “İDARE EVİ: istanbul Ankara caddesi Pain kutum: banbei 18. Telgrat sireni! iesbei BADER Yazı işleri telefonu: 23872 idare ni e 24370 Hin « O: 20393 ABONE ŞARTLARI ri ” . Hâdiseler, fikirler Kırk bir yıl geciken bir tarziye Yazan: Nizamettin Nazif Abdülhamit devrinin mühim neşir vasıtalarından olan “Malümat, ağlı mecmua, 1897 yılındaki sayılarından bi. rinde “Nail Bey,, namımdş bir zattan şöyle bahsediyor: “Onu bilmiyen var mı? Hendeseye ve mimarlığa merakı ile, büylik feneri ile, Eminönünden Beyazıda kadar yap- mak istediği tüneli ile, Sarayburnundan Kadıköyüne inşasmı tasarladığı asma köprüsü ile, Binbirdirekte bir fabrika kurulmasını istemesi ile, Jokomotifleri İle meşhurdur. Ona ne zaman rastlarsa. nız size mühim inşemt projelerinden bahseder. Biraz alâkadar clur gibi gö- ründünüz mü, derhal izahat vermeğe başlar. Hattâ bu kadarla kalsa gene iyi, Terkos kumpanyasının Sultenahmede, Ayasofya ve Beyazıt meydanlarına ha. vuzlar yapmasından bahseder. Köşe başlarına üçer, beşer limbal: fenerler koymak ister. Nail Beyin, bütün bu sözleri kemali ciddiyetle söylediğini ber halinden anlarsımız.,, Ve ötedenberiden bahsettikten son - ra mecmua muhârriri bu “Nail Bey,, in poztresini şöyle tamamlıyor; “Kendisi, şehrimizin bir Diyojeni gi. bidir. Parasını taştan çıkarır. Kanto söylemekte de mahareti olup, koltuğu- na sıkıştırdığı. (Madam İskemle) ile polka, vala, kadrii oynamukta vektâ vw türlü maskaralıkta bihemtadır.,, Mecmuanın kullandığı yarı müstehzi ve her halde çok lâlibali dilden anlaşslr. yor ki “Nail Bey,, bu devirde İstanbu- Yun hiç te kadri bilinen bir hemşehrisi değildir. O sadece bir alay mevzuudur. Konuştuğu zaman, dinleyenler; — Aman bir parça daha konuşsa da dinlesek... Ne güzel zevzek!. Deyip gülüşüyorlar. Ve o zaman için eşi bulunmaz bir belediye reisi istida, diyle dolaşan zavallı “Nail Bey,, ancak kanto söyliyerek, raksederek ve maska- ralıklar yaparak toplayabildiği üç beş pâra İle yarı aç, yarı tok s#ürünüp gidi. yor, Biz de devrimizde bir çok aykırı dü- şünceliye rastlamamış değilizdir. Biz de (Con Ahmet Bey) lerle, (Maruf Bey) lerle, (İlmi Ezhar mütehassıs) Ja. riyle konuştuk. Tatbiki imkânsız proje- Jer hazırlamak, fennin ebedi muamması halinde kalmağa mahküm meseleleri halletmek gibi büyük iddiaları olanla- rm bazan çok satbi ve bazan dimağen maslül oldukların: sezdik. Fakat “Nail Bey,, in bunlara benzer tarafı yok. Saray burnundan Kadıköyüne asma köprü kurmak, bugünün en ciddi su. rette münakaşa edilen mevzularından Beğil midir?. Şu damdaracık sokaklı, inişli yokuş. Ju şehirde Eminönünden Beyazıda tü- nel yapmak değil, şehrin altın: baştan başa metro ile örmek dahi en tabii bir ihtiyacı karşılamak demek olmaz mı? Kızkulesinin üstüne bir At heykeli koyup bunun eline büyük bir fener vermek az mı düşünüldü ve han. | gimiz yadırgadık?. Köşe başlarına, dörtyol ağızlarına ü- çer beşer lâmbalı fenerler koymakta nasıl bir gayri tabiilik var? Binbi: dire, ğe bir fabrika yapılmasını söylemesin. de bile bir aykırılık yok.. Zira Abdül . hamid devrinde bu eski Bizans sahrın- emin bir süprüntü deposu halini aldı. ğını bepimiz biliriz. (*) Nizameddin NAZİF gep Devami 4 öncüde (3) Meşrutiyet devrinde temizlendiği zaman bütün içindeki pislikler ve süp- rüntüler direklerinin dörtte üçüne ka. dar yükselmiş bulunuyordu. Körler iki kör, seviştiler ve evlendiler! Bir gün işittiği güzel bir sesle, kör delikanlının hayalinde İk bakışta âşık olmak tabiri, körler arasıda 1k işitişte sevmek şeklindedir. Hakikaten, dunyadaki bütün güzel şey- İer, onlarca, el, âğız, burun ve Oküulakla hissedilen şeyler olduğu için, biribirleri- nin güzelliğini de öncek bu suretle kabul «diyorlar, Körlerin sevişmesine dair en iyi misali iki kör arasındaki aşk-macerasında bu, luyoruz, Frank Tunk isminde bir erkek ile Alis Cenkins ismindeki bir kadın âmâ, ikisi de biribirlerinin sesine âşık olarâk seviş. | mişlerdir. Yalnız bunlardan evvelâ âşık İ olan, erkektir... Frank, 30 yaşında bir adamdır, Ço. Cukken, pek küçük yaşta kör kalmış âmâ mektebinde okuyarak yetişmiştir. Ama- ların çalıştığı bir o müessesede iş alan Frank, burada ellerinin mahareti ve 26. kâsının kuvveti ile kalem sapı, ağızlık, döğme gibi eserler yaparak hayatını ka. zanmaktadır. Bir gün, tezgâhınım başında, kendisini İşine vermiş çalışmakta iken, Frank bir. denbire başını kaldırıyor, kulak kabartı- yor; Güzel bir ses... Bir kadın sesi... Yaradılışta sanatkâr ruhlu olan Frank Tunk, bu sesi duyunca (hayalinde bir rüya dünyası açılıyor. Orada mesut bir hayat görüyor ve biranda kendisini baş. ka bir âlemde bulur gibi oluyor... Bu kadın da mı ew İsocaosme- öldürdü ? Bu kadın da mı kocasını öldürdü? Bu sual İngilterede günlerce herkesin likrini işgal etmiştir. Kocasını zehirliye. rek veya dostuna yardım ederek öldüren bazı kadınlar son günlerde esasen İn. gilterede halkın nefretini uyandırmıştı. Misis Sandtord ismindeki bü kadının da böyle bir ithamla mahkemeye verilmesi büyük heyecan doğurmuştur. Kadının kocası, 30 yaşlarında bir genç ti ve bundan iki ay kadar evvel birdenbi. re ölmüştü. Muayene neticesinde, Sand- fordun zehirlenerek öldüğü tesbit edilmiş. fakat bu zehiri ne vasıta ile aldığı anla. amamıştı, Tahkikat neticesinde, kim. Imemiş ve hâdise bu ren bir kısım askerler, teşkil etmişler ve diğer arasında 5 KE SE Prank ve Mis Aliş kö, d Opre€ , Çinde bir neh- rin öte tarafına geçmek mecburi. yetinde olan Ja- ponlar, köprü bu- lamayınca ve ku. racak vakitleri ol- madığı için, bu ge. kilde bir canlı köp Ku yupa şen nehte giren ve yü- zer gibi suda du - & omuzlarma Fransanın büyük annesi Fransanın, belki dünyanın en küçük İ baminnesi ivon Delpert işminde, otuz yaşında bir genç kadındır. 7 Bir oğlu vartirr ve bugün on yeği ya- şında olan bu delikanlı bir çocuk sahibi olmuş, annesini de büyük anne payesi» ne çıkarmuştır. İsa Delport, seyyar bir tiyatro kum- panyasında çalışan annesinin yanımda yaşamaktadır. Bugün 49 yaşmda, to- Tununun çocuğunu gören bu falcılıkla ve bazı ihtiyar kadın rollerin. de çalışarak geçinmektedir. Kendileri» ne hem araba, hem vv vazifesini gören, araba - kulübe içinde en genç büyük anne, bu “hâdiseyi,, şu şekilde anlat » maktadır: «.— Bir gün oğlum, koşa koşa yanı- | ma geldi ve: — Anne ben evleneceğim, dedi. — Acelen ne, oğlum? dedim.. On ye. di yaşındasın.. Daha gençsin, vaktin var suretle kapanmağa yüz tutmuştur. Fakat, tam bu sırada, birdenbire, ele geçirildiği zannedilen bir delille, adamın karısı tekrar şüphe altma düşüyor ve kocasını öldürmüş olmak suçu ile itham edilerek mahkemeye veriliyor. Misis Sandlordün o muhakemesi çok meraklı geçmişti. Kadır, kendisine İsnat olunan suçu şiddetle rededtmriş: — Ömrümde zehir nedir bilmedim, gör- medim; demiştir; İnsan kocasını hiç öl- dürür mü? Ben kocamı çok severdim... Niçin öldüreyim! Hakikaten şahitler de kadınla kocası. nın çök seviştiklerini ve İyi geçindikle. ylemi ir. Nihayet, mahkeme heyeti de, kadının süçsuz olduğuna kanaat getirmiş ve be. yaatine karar Vermiştir. ir rüya dünya Canli “>. © ağaç dal askerler bunun üzerinden geçmişlerdir... —m aşk sI açıldı Güzel ses devem etmekte ve büyük bir ahenkle konuşmaktadır. Frank kalkıp ©. raya doğru gidiyor ve sesi daha yakından dinliyor. Sonra, arkadaşlarına (söylüyor ve “bu güzel kadınla,, kendisini tanıştıtmâlarını istiyor. Tanıştırıyorlar. Mis Alis Cenkins de, kendisine takdim edilen kör arkadaşının gesini işitince âşık oluyor ve sevişmeye başlıyorlar... Mis Aliş, on iki senedenberi kör kal. mıştır. Dünya hakkında, Frank'dan daha fazla malümata sahip (bulunan kadın, karşısındakinin işittiği ses üzerine, haya- linde güzel bir erkek tipi canlandırıyor. Iki kör genç, seviştiklerini biribirlerine söylüyorlar ve evlenmeye karar veriyor. lar, Düğünleri olmuş ve beraber yaşamaya başlamışlardır. (Allah mesut etsin). Iları ve sırıklar alarak, bir köprü en küçük Bunun Üzerine ,oğlanı bir keder al- dı. Somurttu bir kenara oturdu. O 7a- man anladım ki bunda bir iş ver: Sor- dum. Söyledi.. Ben de evlenmesine müsande ettim. Doğrusu sevinmiştim: Bu yaşta gelin sahibi olacaktım, biraz serira da toru. numu görecektim. Bu sevinç #rasında oğlumun kabahatini de aifettim, Annem de, bu hâdiseden benim ka. dar memnun olmuştu, Çünkü o da he- nüz pek ihtiyar olmadığı halde, toru - nunun çocuğunu görecekti. Oğlumuzu evlendirdik, Bu, bir köy- Mi kazı idi ve bir fabrikada çalışıyordu. Evimize gelin geldikten senra, Ibusa kacırlığına başladık. Oğlum para birik- trdi. Bu mes'ut hâdiseyi zengin kimse, ler gibi karş'lamak istiyorduk. Bugün, işte bu gördüğünüz yavru dünyaya gelmiş bulunuyor: Doğduğu KURUN Mekteplerde disiplin kontrolü AZ US, bugünkü yazısını, İzmirde küllür üsesinde o cereyan eder müessif hâditeye hasretmiştir. Diyor kt: "Bugün memleketimizde (kabul edilen terbiye sisteminin gençleri kendi kendile. rini idare için serbest o bırakmak esasına İstinat ettiği malümdur. Onun için eskiden olduğu gibi mekteplerimizde “mubassır,, vasıtasile lalebe üzerinde (o kontrol usulü kalkmıştır. Fakat mekteplerde mubaâssırla" rın kaldırılmış olmus tahil talebeler üze- rinde her türlü disiplin kontrolünün kal- dırılması değildir. Nitekim bugün Galata» saray lisesinde mubassır olmamakla bera- ber idare ve talim heyeti ile talebeler ara- sanda muwiğler vardır. Meidler tahsil gör. müş gençlerden talebelere klavuzluk ede- bilecek kabiliyette kontrol memurları de. mektir, Eğer Galatasaraydakl muld teşki- lâtı gerçekten disiplin ve terbiye bakımın- dan faydalı oluyorsa niçin bu usul diğer Uselere teşmil olunmuyor? o Yok eğer bu teşkilât faydasız ise neden dolayi Galata» sarayida muhafaza ediliyor?,, Başmuharrir, nihayet şu ryor: “Terbiye sistemimirde gençlerin kendi kendilerin! İdare etmeleri esasını muba- faza etmekle beraber bir taraftan mektep idarelerinin talebeler üzerindeki disiplin kontrolunu kuvvetlendirecek bazı tedbir. ler almak, diğer taraftan adliye ( usulleri- mitde mektep inzibatını temine hizmet e- decek büri tadiller yapmak icap eder, sa- NEYOrUz., TAN, Harp tehlikesi uzaklaştı EKOSLOVAK meselesi hallolunmak Ç üzere, İngiltere, Almanya He mü- neticeye va zakerelere girişmek niyetinde, M, Zekeriya ya göre, orlalığı kaplayan karanlık bulut- lor dağılmıştır. Harp tehitkesi uzaklaşmış. HrAncak... “Dünyayı tehdit eden iki (tehlike kak mıştır. Birincisi Almanların büyük Alman- yayı kurmak ve müstemlekelerini geri al. mak iddiası, diğeri İspanya harbinin bey nelmilel bir karışıklığa meydan © vermesi ibümali, İngiliz Başvekilinin gayesi bu tehlike ihtimallerini de ortadan kaldırmak Seansı İnşilere kurraleninesse ka vellöndiklen sonra da ertusunu herkese zorla Kabul-öilirecek ve barbin önüne geç miye çalışılacaktır. Bu, madalyenin yalnız bir torafıdır ve hâdisatı pembe gözlükle görenlerin görü- şüdür. Temenni edelim ki bu tasavvurlar haki» kat sahasına çıksın ve dünya o Tahal yü zü görsün. Yalnız şu var ki, İngiliz Baş- vekilinin siyaseti ortada mevcut ârizl da- vaları halledip ergeç bir dörtler misakına varmaktır. İneillere, Fransa, İtalya ve Ak manyadan mürekkep bir misak, Öyle bir misak ki, bütün dünya dört büyük devletin bir müstemleke sahası haline gelsin. Bü. vükler birleşince küçüklere söz kalmasın. Manmafih, bözün için daha bu hayalden çok nzaklayız. Bürün için dünyanın sulh İçinde yaşaması kâfi ; nimettir, bununla mütesefli olalım... Jandarma katili Hapishane kaçağı Izmitte yakalandı İzmit — Bir hafta kadar evvel Adapar zarı hapishanesinde kaçıp ve jandarma başçavuşu İdrisi öldüren idam mahküm- larından Hasan dün Adapazarının Kaya lar köyü civarında bir ormanda yakalan» mıştır. Jandarmalar diğer o kaçağın İZİ üzerinde bulunmaktadırlar, pl a al anda öyle sevindim ki, öyle aklım ba” şımdan gitti ki; — Otuz yaşında büyük anne oldum, diye avaz övaz bağırarak sokağa fır ladım. Ahali başıma toplanmış, deli oklu * ğumu Zünnederek biraz korku ile, bi” raz da Hiayretle beni seyrediyorlard Biribirlerine : — Burada! Burada! diye sesleniyor” lar, beni gösteriyorlardı. Ben, mütemadiyen zıplamakta ve 19“ ırmakta idim. Nihayet deliliğimin far kına veedim ve hemen kendimi topar adım. Eve koşup, çocuğu kuctukir öptüm. Diyebilirim ki ismini Lüyan koyd”” umuz bu kliçük kızı anrtesinden, babi” sından daha fazla ben gşviyorum. w İvon Delport, 12 yaşında iken wii i miştir v oğlu ile çöcuğudur.. OY” erken evlendirdiğine seviniyor ve dan sonra bütün ailesine etken evi” melerini tavsiye ediyor.

Bu sayıdan diğer sayfalar: