6 HAZİRAN — 1965 Norma Sirer'in hayat düsturu Muvaffakıyetsizlikler karşısında cesareti elden bırakmamak mütemadiyen teşebbüs etmek ve çalışmak :. -V Norma Şirer, k oöası v4 Yöcuğüü.., Sevimli yıldız Norma Şirer, Ameri. | nu önceleri pek betlinisömemiştim. kanım meşhur kadın gazetecilerinden Mary Moyere hayatını şöyle anlatmış. tir; “Sonu İyi biten, muvaffakıyetle ne- ticelenen hikâyeleri bugünkü asır pek beğen « Maamafih benim hikâ- Yem uzun ıstırablı günlerden, vaffakıy ve mu- tsizliklerden daha çok bah . wdeceği için umarım ki okuyanlarda Ufak bir alâka uyandıracaktır. Be . "İm hayatım belki bugün yüzlerce kı. Zin g dir; yani mücad. r, kalb ağrıları, ihkisarı hayaller, bütün buhlarm ara- Sında insana yaşamak zevkini veren Wüktefek muvaffakıyetler. Zaten bu “muvaffakıyet” kelimesi k budalaca bir söz gibi gelir Çünkü hemen herkes şu veya bu işte Muvaffak olur ve olmuştur. Ortaya çi- da bu mu ffakıyetle öğünmek ne Kadar boğ, nekadar saçmadır. b e 00 İnsanın yapamıyacağı hiçbir ; tur. Yalnız bıkmadan, muvaf. N tiklerden (o yılmadan çalış . & lâzımdır. Üçüikken hayatım pek gahaneyd!, Sha daima şükrederim. Babam An, #v Sirer, babası yani büyük babam tafından kurulmuş bir inşuat şirke- Sy Teisiydi. Monterealin bir sayfi- | olan Vestmovtda büyük babam » ke kâlma malikânede oturuyorduk. Ni bam, ne de annem Kdith Fisher kisa kimseler değillerdi. İkisi de İS açık fikiri iydiler, Onun için ge. e<n gerek kız kardeşim Athole ve hş, Kardeşim Douglas istidatlarımı. $ra ve onları İnkişafa birçok ço. m 20 çok imkân bulduk. iki hayatımız o kadar serbest, deği ki, ben bu hürriyeti mektebe Sim Sdim ve evde okumayı terçih İ. Lâkin her çeyi kendi kendine Bang ek Ve bulmakta çok zevkli. Bilrriyet adamda daha başka Üyee lk, daha başka bir ruh yara- ra az Yaşımdaydım, Annem müzik Mamda ısrar ediyordu. Ben bu- irmekte olduğu hayatın ayni. | Fakat kısa bir zaman sonra müziği o kadar sevmiştim ki, günde tam Iki sâ- ıt çalışmaya bâşlamıştım. lik Te'âket haberi On yaşma kadar hayatım böyle geç. ti. Artık ufuk bizim için dumanlan. mağa başlam bizden gizli uzun uzadıya konuştukla- »nu duyuyor, bu konuşmalarm e ol- luğunu onların saklamaya çalıştıkla- rı kederli yüzlerinden okumağa çalışı- yorduk, Başımızda dolaşan felâketin Wk haberini annem mümkün mertebe lâkayt görünmeye çalışarak vermişti, “vden taşınacaktık, Evvelâ vaziyeti kavrıyamamıştık. Büyük babanızdan kalma bu kocaman ınilkellef evden neden çıkacaktık? Hep orada doğup orada büyümemiş miydik? Annemi bir sürü susllere boğ muştuk. Hep bir ağızdan: — Buradan neden çıktyoruz anne? liye soruyorduk. Annem hepimizi etrafına toplamı. | Bize kısaca anlattı: babam işleri iyi gitmiyordu. İktısad etmemiz lâzım. itmiştim. Babamın İşi ters git- MİŞ, o muvaffak olamamıştır. Daha o zamandan bu Zelimeyi sevmemiş, onu hiç kullanmamaya karar vermiştim. “Belki babamın işi gibi bir teşebbüs muvaffakıyetsizlikle neticelenebilirdi; lâkin bu ,babamm muvaffak olamayı, $ı demek değildi ki Muvaffakıyetsiz. lik hakkında bö; ır felsefe kurmuş- tum. Bu felsefeyi artık kardeşlerimle oynadığım oyunlara tatbik ediyor - dum. Birçok defalar onlara mağlüb oluyordum, Oluyordum sma 6 öyunu | tâ kazanıncayr kadar tekrar tekrar oynamak kabildi. Bir oyunda kaybet. tiğim zaman üzülmüyor, o oyunu tek. tar tekrar oynuyor ve sonunda kaza - nıyordum. Babamın ters dönen işlerinin elddi- yetini anlıyamıyacak yaşta diâfk,lâ. onün tcessürlerini görüyor, hisse , diyorduk. Yeni evimiz küçüktü. Atlar Annemle babamın | ve arabalar ortadan kaybolmuşlardı. Mobilyenin bazısı bizimle berâber i eve gelmişti - ama alışık olduğumuz eşyadan çoğu ortada yoktu. Mutfak- taki buz dolabında eskisi gibi yemek. ler dolup taşmıyordu. Soframızda ar. tık eski hoşmeşreb misafirler yoktu Kendimizi yeni hayatımıza alıştırma. ya çalışıyorduk. Ben piyano dersleri - me daha fazla ehemmiyet vermeye başlamıştım. Artık israf edilecek pa. ramız olmadığını anlıyordum. Az za. mânda çok şey öğrenmeliydim. Oturup saatlerce hayal kuruyor. dum, Meşhur bir piyanist olacak, kon- #erler verecek, ailemi sıkıntıdan kur. tarscaktım. Günün birinde gelen bir haber bütün ümidlerimi suya düşür . âü. Piyano hocam ölmüştü Oturup saatlerce ağladım. O gün pinayonun kapağını kapattım ve ondan sonra da | biç ders almadım. Lâkin piyano İle o- lan alâkam burada kesilmemişti. Çün- kü piyano müteakip hayatımda çok mühim rol oynadı. Gizli iş Me — Kocamızdan boşanmak (niyetinde değil misiniz? — Hayır, Neden sordunuz? izinle evlenmek istiyorum da. Barda Epey sarhoş olduğu halde sallana İ sallana bara girmişti. Bir masaya yer. | İeşmek üzere geçerken masalardan rine çarpıp devirdi. İçki şişeleri ve bardaklar müşterilerin Üstüne yuvar . landı. Barlarımızda kavganın eksik omaâdığı malüm; sarhoşun gadrine uğ rıyan sarhoşlardan biri yerinden fır'z yıp zavallıya müthiş bir tokat aşketti. 'Tokatı yiyen adam karşısındakin göyle bir süzdü, Yenip yutulacak bir nesne olmadığını bir bakışta anlay ca hiç mukabele etmeksizin ters yüzü döndü. Kapıdan çikarken vestiyerdeki ç cuğun kıs kıs güldüğünü görünce ka. bardı: | — Terbiyesiz! Sen de bir tokat is. | tiyorsun galiba! — Size iki saaftenberi anlatmağa çalış. tığım gibi artık nutuklarla kaybedilecek zamanımız yok, Statistik Bay Akil, evlenme durmuş, Nsteleri dikkatle okuyor, not- lar alıyordu. Onu gören bir arkadagı Hayrola * dedi; Listelerde ) di ismini mi arıyorsun? Bay Akil göyle dedi: — Yok canım, Son günlerde istatis- tlğe meraklı oldum, Listeleri tetkik e. | rum: bakalım evlenen erkekler »ksa kadmlar mı daha çök? Hocamın öldüğünden kısabirza.|.--, man sonraydı ki, annemden gizli ken. dime bir iş aramaya başladım. Kısa bir araştırmadan sönre İstediğim ol - Nota satan bir mağazada ufak | bir piyanonun başında “müşterilere dans notaları çalıyordum. Bunun için aldığım ücret haftada iki ingiliz lira- siydı. Mozart ve Şopenden birdenbire düeto ve kantolara düşmek bana bida. yete bir hayli zor gelmişti. Tuşlârın fzerinde parmaklarım titriyor, müşte. tilerin karşısında boram borami terli- yordum. İş bulduğumun daha üçüncü günüy. “ü ki, önümdeki notadan başımı kal, dırdığım vakit müşterilerin arasında duran annemle göz göze geldim. O. nun yüzündeki ifadeyi hiç unutamam, O işi o anda terkedip oradan uzaklaş- maya mecbur oldum. Mağazanın sühi- binden hâlâ yarım haftalık alacağım vardır. EF” Devamı 14 üncüde — En yemek pişirmesimi bili) adoma hoş geldiniz! dairesi önünde | | lardan Karısınm odada bulunmadığı bir s1. rada hizmetçi kızı çağırıp azarla Benim sabaha karşı eve döndü- i karıma neden yetiştirdin? — Vallahi söylemedim be nım bana sizin kaçta geldiğin i sordu. Een de “saate bakmadım. Çünkü ben o sirada mut fahta sabah kabvaltısmı hazırlıyor - dum.,, dedim. yapardınız? Ne sıfatla işsizlere yardım taksisatından po- ra istiyorsunuz? — Biraz evvel vergilerimin hepsini öde- dim, bu sıfatla — Asmeriken karikatürü — Müdafaa Meşhur avukat bay Çaçaron mahke- mede hırsızlıkla maznun, birini mü - dafaa ediyordu: — Müekkilim doğru yodan bir an bile ayrılmamış bir mücessem namus lir, O, bir altın sast çalmakla nasıl itham edilebilir? Bü iki katlı bir yalandır. Zira müekkilim evvelâ bir saat çalmamıştır. Saniyen çaldığı sa. at altın değil, kaplamadır! — Siz evvelce ne iş timsal Yazısız hikâyel Endişe Bây Nusret Paytak meğhur ayyaş- Fakat o akşam nedense meyhanede pek iştihasız görünüyordu. Arkadaşı: — Ayol, dedi, İçsene... Sana ne oldu İ böyle? — Yok yok. Bu akşam az çekece. , İki 48 luktan fazla içmem! — Hasta mısın yoksa” — Hayır. Hamdolsun hasta değilim ma, şimdiki eve yeni taşındım. Çok Dükkân bodrum ka enberi maşallah müşte, risiz kaldığımız olmuyor değil mi? | Berber (ortağına). tina indirdiğimi — Ne yapayım general, sargı bezinden ancak bir paket kalmışlı.