6 HAZİRAN — 1938 Ekzema ve en muannit cilt yaralarından knrtulmak için EKZAMIN *ullanınız. Binlerce hastayı kurtarmıştır Eczanelerden isteyiniz. AA TEE YAPİMİ TTNET İKİ ŞTİ Umum idaresi ilânları Muhammen bedeli 4200 lira olan 20 adet mütenavip cereyanlı elektrik mö- törü 16. 6. 38 perşembe günü saat 10,30 on buçukta Haydarpaşada gar bina- sı dahilindeki komisyon tarafından açık eksiltme ile satın alınacaktır. Bu işe girmek isteyenlerin 315 liralık muvakkat teminat vermeleri ve ka. nunun tayin ettiği vesaikle birlikte eksiltme günü saatine kadar komisyona müracaatları lâzımdır, Bu İşe ait şartnameler komisyondan parasız olarak dağıtılmaktadır. (3132) MEME Rahalını, kesesini sevenlere tavsiye KUŞTUYU kullanınız Bir liraya kursaşiyle kuştüyü yastıklar Yorgan, şilte ve yastıklarda mühim tenzilât yapıldı. Kuştüyü kumaşla- rının en iyisi ve her rengi bulunur, Fiatlar çok ucuzdur. Adres: İstanbul Çakmakçılar yokuşu Kuştüyü Fabrikası, Tel: 23027, Satış yerlerimiz; Ankarada, Beyoğlunda Yerlimallar Pazarı am> ADEMİi iKTiDAR “ma ve BEL GEVŞEKLİIGINE KARŞI HORMOBİN | GL Tabietleri mer eczanede arayınız. ! Pasta kutusu 1255 Hormobin | | pm Istanbul Belediyesi llânları Göz Hekimi g | Dr. MuratRam! 1 Haziran 938 tarihinden itibaren Eminösü kaymakamlık ve belediye şu- Aydın besi çevresindeki belediyenin Alemdar ve Kumkapı tahakkuk ve tahsil şubeleri tevhid edilerek Şehsuvarbey mahallesinde Gedikpaşa caddesinde 145 numaraya | nakledildiği ve Beyoğlu kaymakamlık ve belediye şubesi dahilindeki Kasımps- | $a ve Hasköy şubeleri de keza birleştiririlerek Kasımpaşada Camiikebir mahal. İesi Bahriye caddesinde 69 numaralı binaya taşındığı ilân olunur. ROMATIZMA, LUMBAGO, SİYATİK #oğuk algınlığından ileri gelen şiddetli ağrıları teskin ve izale eder, Tarlabaşı Cad. URFA Apt. nma nakletmiştir. Tel: 41553 Pazardan maada hergün: Öğleden sonra saat ikiden oltıya kadar (B) (3283) a o o o Muayenehanesini Taksim-Talimane o o 0 o o a e e mopmmopucao doaoooodd000000| I 348 MARRİZ DÖ POMPADUR — garip bir şey bu yelkenil.... Ayyaşın bu hayret nidalarını kopar- masına, bu defa, haklı bir sebep vardı. Noe, şatoya yaklaşırken, karanlığa rağmen, yelken dediği şeyin ince uzun bir sırığın yukarısına bağlı olduğunu fsrkediyordu. Bu sırık, görülmiyen birisi tarafın. dan hareket ettiriliyormuş gibi, uçun- daki yelkeniyle beraber, birdenbire, da- m kenarma geldi. O zaman, hayretinden sırtüstü yere devrilerek gözlerini oğuşturan ve rüya görüp görmediğini kendi kendine s0- ran Noe, bir adamın, esrörengiz bir mahlökun, damın kenarında ayağa kalk- tığını, kollarını havaya kaldırdığını ve birdenbire, yelkeniyle beraber, düşütü. Günü, indiğini, bir kuş gibi süzüldüğü- nü gördü. Ve tam bu sırada, bizim ayyaşın ta- kip ettiği uşak, bunu bekliyormuş, sür- atlç aşağıya inen ve sanki kendisine doğru gelmekte olan beyaz yelkene doğru koşmağa başladı, Ve Noe, batıl itikatlardan mütevel Mis bir korkunun karıştığı hayretler için- de, esrarengiz bir kuvvet tarafından İtiliyormuş gibi, uşağın arkasırkla fir- ladı ve artık gizlenmeyi bile dilşürme- den, o da, bu nçan şayanı hayret ve Ssrârengiz hayalete doğru koşmağa Başladı. Bu yelken, bu görülmemiş “makine, #itgide yaklaşıyordu. Şimdi Noe, bu , garip âletin altındaki iplere asıl. Muş bir insan vücudunu iyice farkedi - Yozdu... Kontet dü Barri gittikten özü, ta Assasın, mahpuslara tahsis edilen ta- Taçaya çıktığını ve derhal fazliyete ko- duğunu söylemiştik Bu taraçada, peşinen hazırlanmış iki Metre uzunluğunda sağlam bir sırıkla, erine sağlam bir şekilde Bir yatak raptedilmiş olan dört tahta travcıs ve bunlardan başka, muhtelif uzunlukta kalın ipler vardı. Şövalye, süratle, dört ipi bu garip âletin dört köşesine sağlam bir şekilde raptetti ve bunları sağlam bir kazığın etrafında topladı. Bundan sonra, âletini, bütün bunlarâ mukavemet edebi ve enerjik bir si zayıf bir iple surığın tepesine raptetti ve bu sırığı taraçanın parmaklığı kena» rma yerleştizdi.. Böylece, boşlukta sallanan . makine, trapez şekli arzediyor ve, sırığı tutmak suretiyle asılı duram iplerin gayri mik savi uzunluğu, onu hafifçe yere doğru meylettiriyordu. Bütün bu işler bitince d'Assas, sırtı boşluğa çevrilmiş olduğu balde, par- maklığın üzerine çıktı. Sallanan kazıği iki eliyle tuttu, şiddetli bir silkinişle, âleti sırığın tepesinde tutan ipi kopar- dı, ayni zamanda kuvvetli bir syâk dat» besiyle kendisini duvardan uzaklaştır. dı ve, bileklerinin kuvvetiyle asılı dur- duğu bu âlete asılı olduğu halğe, ken- disini geriye doğru boşluğa frrlatarak bu teblikeli ve kat'i anda bir tek keli» me, bir tek isim mırıldandı: — Jantı, Makine, evvelâ, büyük bir süratle inerek, kendisini şatodan uzaklaştıran bir meyli takip etti, Sonra, merkezi sikleti sabitliğini iyi. ce temin öderel, 'bir nevi istikrar kes- betti, 'at tamamiyle azaldı ve gitgi- de artan meyil neticesinde makine, şatodan bir hayli uzakta yere indi, Sen - Jermenin verdiği plân sayesin. de şövalyenin yaptığı ve sevdiği kadını kurtarmak için bu kadar muhtaç oldu. ğa hürriyete tam zamanında kavuşmak emi temin öden âlet işte bu İdi Bu aralık, uşak, uçan makinehin yâ. mına koşarak yaklaşmış ve şövalyenin, MARKİZ DÖ POMPADUR m Kral şatoya dönünce, ilk işi, muha. fiz kumandanın: çağırıp kendisine şu emri vermek oldu: — Mösyö, halihazırda şatoda mah- pus bulunan şövalye ö'Assası sabahle- yin Bastiy hapisanesine nakledip gizli bir höcreye kapayacaksınız Ertesi sabah çavuş, skşam getirilmiş olan mektubu barona vererek, bu mek. tubun nasıl geldiğini ve kendisini aiçin rahatsız etmeğe Jüzum görmediğini İzah etti. Dö Marse de, tıpkı madunu gibi, bu sode mektubun bir arkadaşından gelmiş olacağını düşünerek, çavuşu tasdik eder mahiyette bir baş işareti yaptı ve mek- tubu okumak üzere odasına çekildi, Fakat, zarfı yırtıp mektubun altımda. ki mührü tanıyınca, hafifçe sarardı; kendisine, mahpusu yakından nezaret altında bulundurmayı ve onu odasında kapak tutmayı emreden talimatı da o- kuyunca, biroz evvel hiç bir şey söyle- mediği çavuşa bir lânet savurmaktan kendisini alamadı. Mâamafih, dö Marse, hiç bir endişe duymuyordu; kızgınlığı sadece; kendi. sine verilmiş olan emirleri derhal “ ye- rine getirmemekten tevellüt ediyordu; binaensleyh, emri alır almaz faaliyete geçtiğini ve emrin eline geç varmasn- Mâ hiç bir mesuliyeti bulunmadığını. kendi kendine söyliyerek sakinleşti, Kimsenin görmemesi #cap eden mek- tubu yaktı ve hiç acele etmeden, W'As- sasinı İşgal ettiği odaya doğru yürüdü. Maksadı, şövalyeye, kendisinin odasma Kapatılması hususunda kat'i emirler al. mış olduğunu ve binaenaleyh bü emre #taa mecburiyetinde bulunduğu için teessür duyduğunu, maamafih kendisi- ni gene.de yalnız bırakmayıp sik, sık odasma geleceğini söylemekti. — Biron kapiyr bir kaç defa vurup ce. vap aldmayınca, artık cevap bekleme - “den içeriye girdi ve şöyalyenin- odada olmadığını gördü; diğer taraftan, ya tağın bozulmamış olduğunu da ilk na- zarda farketti, İzah edemediği bir sebepten dolayı, içinde bir şüphe duydu ve endişeyle ta- raçaya koştu. Oradada kimseler yoktu!, Şayan: hayret bir firardan korkma. ğa başlıyan baron, vücullunu ıslatan a- zap ve heyecan terleri içinde, daha bü- yük bir süratle tekrar aşağıya indi ve teker teker bütün odaları dolaştı. Ara sırada, heyecandan boğulan bir sesle bağırıyordu: — Şövalye!.. Şövalye d'Assas!. Fakat bir türlü cevap alamıyor, d'Assası bulamıyordu.... Şövalye ortadan yok olmuştu.. Dö Mörse, herkesi ayaklandırmağa bile lüzüm görmeden, bitkin ve ümitsiz bir halde, kendisini bir koltuğa atarak, aklını oynatıp oynatmadığını kendi kendine sordu; Bu firar onu hayret ve Şaşkınlık içinde bırakıyordu. Bu vaziyetiniden onu, kralın muhafız alayı kumöondanının kendisini görmek istediğini haber veren bir asker uyan- dırdı. Çehresi bembeyaz kesilmiş olan ba- ron, sendeliyerek muhafız kumandanı. hr karşıladı ve onun, şövalye d'Assast, Basti; iklettirmek üzere (geldiğini öğr e, bir türlü inanamallığı firar bâdisesini itiraf etmek mecburiyetinde kaldı. Onu bu acıklı vaziyette gören muha- fiz kumandanı, sinirli hareketlerle bi- yıklarını burdu ve nihâyet kısaca şöyle dedi: — Vay aksi şeytan, vay! Halbuki kralın bu şövalye d'Assasla pek fazla meşgul olduğu besbelli.. Cidden size a- Gıyorum, azizim! Bu sözler üzerine kumandan, dehşet içinde yerinde donmuş olan Marseyi yalnız bırakarak, kralı vaziyetten ha- Berdar etmek ve emirlerini almak Üze- re oradan ayrıldı,