Pijamalarile beraber Sır olan doktor Amerikan gangsterlerinin yeni bir marifeti daha 10 bin dolarlık çeki elinden alıncaya kadar zavallı adama işkence yaptılar ve ölümüne PEG — Görüşemediğim için mü. teessirim. Fakat kâöji derecede para vok, mektup yazın ve ne ya- pacağımızı bildirin. Cevab bekli- yorum, — Salli, Amerikadaki bir gazetenin küçük 1. lânlar sütununda çıkan bu birkaç satır belki kimsenin gözüne çarpmamıştı. Çarpsa bile ehemmiyet verilmiyecek bir ilân: Salli ismindeki adam, Peg ismindeki bir arkadaşıma veya bu rü. muzu vermiş olan birisine, parası ol- madığmı, orun için gelip görüşeme- diğini bildiriyor. Ve ne yapması lâ . zımgeldiğini danışıyor, Herhald bir iş meselesi olacak. Bunun gibi ilânlsra Amerikan gazetelerinde çok rasgeli - nir. Esasen, Amerikan gazetelerinin kü- çük ilân sayfaları daha ziyade bu işe yarar, Adresleri daima değişen iş a. damları biribirleriyle gazetelerin bu sayfaları vasıtasiyle muhabere eder . ler, Bu ilân da onlardan biri olacak... Bunu herhangi bir okuyucu böyle düşünebilir. Fakat bir polis hafiyesi veya, hiç olmazsa, bir polis hikâyesi yazan veya okuyun birinin gözüyle ba- kacak olursak, bu birkaç satırın arka- sında bir haydud vakası görebiliriz. Daha sonra da bir cinayet çıkacaktır. Doktor, pijamalari ile beraber kayıp ! Bu cinayet hikâyesi, Doztor Ceyms Seder'in bir gece evinden birdenbire kaybolmasıyla başlar. Doktorun bu birdenbire kaybolması akıl sır erecek bir şey değildir. Ceyms Seder ihtiyar bir adamdır.. Şehrin en hürmet edilen ve kıymet verilen sima, larından biridir. Geceyarısı evinden çıkıp nereye gitmiş olabilir? İşin tuhafı - ve hâdiseyi bir polis gözüyle görürsek, işin en esrarengiz giheti » doklorun odasından pijamala. rmın da alınıp götürülmüş olmasıdır! Doktor, genç bir adam değil ki, ge. celiklerini alarak, evinden çıkmış git- miş ve gecelerini başka bir yerde ge- çirmeye karar vetmiş diyelim. Ceyms Seder boyunca beraber Ço. cuk sahibi bir adamdır ve böyle bir hareketi ancak deli olursa yapar.. O halde? Bunun cevabini ancak ertesi gün, doktorun oğluna gelen bir mektup ve- riyor: mektupta döktörun teslim eğil. mesi için bin dolar istendiği bildiril. mekte ve göyle denilmektedir; “Parayı bir haftaya kadar alır. sak moruğu serbest bırakacağız. Parayı almak için gelecek arka- daşlarımızdan biri ele verilecek olursa babanızı bir daha göremez. siniz, Parayı bir haftaya adar gönderemezseniz babamızın başı. na ayni akıbet gelecektir.,, sşte, bir Amerikan gazetesinde oku- duğumuz ilân doktorun oğlu tarafm. dan yazılmıştı ve parayı hentiz bula- madığını bildiriyor, tekrar mühlet vermeleri için mektup bekliyordu. Ihtiyar ölmek üzere Fakat ,haydudlar bu mühleti ver . meğiler. Doktorun oğlu da son güne kadar yine parayı , gönderemedi. Bir sabah da şehrin on beş kilometre uza- ğında ,bir köylü, yerde yatan bir a- dam buldu... Köylü, yerdeki bu adamın yanma korka korka yaklâğıyor. Evvelâ, bir ölü karşısmda bulunduğunu zannedi . yor, sonra yerdeki vücudun kımılda - dığını farkediyor. ii Adam ölmemiş, fakat ölmek üzere. ir. Köylü, yanmdaki destiden adama su veriyor, yüzünü gözünü yıkıyor. Biraz sonra, gözlerini açan adam ha- yala yeni doğmuş gibi bakıyor. O zaman, köylü, ihtiyarı tanıyor: iin lm di iii sebeb oldular Bu, bir müddet evvel, kaybolduğu söylenen doktor Ceyms Sederdir, Üs. tü başı o kadar pejmürde bir hale gel- miş, saçı sakalı ile biribirine karışmış- * tır ki, birdenbire tanımanın imkânı yoktur... Doktor kendine gelince ve karşısm. dakinin kendisini tanıdığını enlaym - ca, onunla beraber şehre gelinceye kadar başından geçenleri enlatıyor: Bir gece, ağzına mendil tıkıyarak, yatağından almtışlar götürmüşler. (Po lisi şaşırtmak için veya alay olsun di. ye, haydudlar doktorun diğer pijama- larınr da almış olacaklar!) Doktor, 0. tomobille tüzün bir müddet gittiklerini farketmiş. Ondan sonra onü karanlık bir yere atmışlar. Orada günlerce aç. susuz kalmış, işkence günleri Haydudlar, doktorun oğlundan pa - râ beklerken onun gönderemiyceeğini de biliyorlarmış. İhtiyar: tedrici bir ölüme mahküm ediyorlarmış gibi, aç. lıktan öldürmeye çalışıyorlarmış. Doktor Ceyms Seder şöyle anlatı - yordu: — Bir gece yanıma biri geldi. Hay. dudların başı olduğunu anladım. Ken- imiz “ Bırakın gideyim, dedim, size İs. tediğiniz parayı gönderirim... Yapma- yın, öleceğim... Ne siz, ne ben bundan bir fayda elde edemiyeceğiz., Fakat, haydudlar insana işkence et. mekten öyle büyük bir zevk alıyorlar- dı ki, kehâilerine para verilse bile yi. ne beni aç ve susuz öldürmeye niyet etmiş gibi görünüyorlardı. “Buna rağmen, belki kalplerine bir az merhamet gelir diye, bir gün tek- rar rica ettim, yalvardım. Bir lokma yiyecek, bir damla su istedim. Fakat, cevab olarak aldığım gey, su. ratıma bir tokat oldu. Bu tokatın mad» di acısından ziyade manevi acısı ta. hammülsüzdü: ben, koskoca bir adam, herkesin hürmet ettiği bir doktor, âdi bir hayduddan tokat yiyordum.. Lâkin ne yaapbilirdim? Derhal &i- düreceklerini bilsem üzerlerine atılır, hepsini yumruklardım. Fakat beni iş. keneöyle öldürmekten zevkalıyorlarâr, Kimbilir o zaman bana ne gibi işken- celer tatbik ödeceklerdi! “Diğer taraftan, kendimden fazla oğlumu, ailemi düşünüyordum. Binde bir bile olsa, bir kurtuluş ümidi var. dı. Bu kurtuluş benden ziyade ailem için lâzımdı... Onun için, sesimi çıkarmamayı ve beklemeyi tercih ediyordum. Zaten, İ- ki üç gün sonra açlıktan, sesimi çıka. ramaz, yerimden kımıldıyamaz bir ha- le gelmiştim. Esrarlı bir kelime Doktor Ceyms Seder, hikâyesinin burasında tekrar halsiz düşüyor ve birdenbire yere yıkılıyor. Köylü, ora. dan geçen bir otomobili çağırarak, za- vali adamı polis karakoluna götürü. yor. Karâkolda ilâçlarla kendine getiri- len doktor, bir şey söyliyemiyecek haldedir, Köylü, adamm başından ge. genleri, kendisinden duyduğu gibi an- latıyor. Musyene neticesinde, doktor Ceyms Seder'in vücudumın yara bere içinde olduğu ve aldığı yaralarm tesiriyle ölmek üzere bulunduğu anlaşılıyor. Ya pılan bütün tedaviye rağmen kurtula. miyor ve bir iki saat sonra ölüyor. Ölürken, ağzından çıkan son keli - me şudur: — Cek. Doktor hangi çekten bahsediyor? kendisi öldükten sonra, oğlunun ha yatından da korkarak, Kaydudlaar bir çek verilmesini mi istiyor ? Yoksa on- lara bir çek vermiş olduğunu mu söy. Tüyor?.. Başından geçenleri ancak yarısma kadar anlatabilmiş olduğu için, hikâ- yesinin arkası esrar içinde kalıyor ve bu çek kelimesinin manssı anlaşıla mıyor. Fakat, Amerikan polisi, bu gibi hal- lerde pek nadir raslanan bir meharetle haydutlardan birini yakalamakta ge. cikmiyor, Bot ismindeki bu haydud, doktor Sederi kaçıran çetenin Teisi ve ya onlardan biri olmakla itham edil. mektedir. Bot, evvelâ inkâr ediyor: — Doktor hürmet ettiğim bira. damdı, diyor. Kendisini öldürmeye kıymak değil, saçınm bir telini bile koparmaya elim varmaz. Kendisini u- zaktan tanırım, Haydudlarla da hiçbir alâkam yok... Başma gelen macera . nm mahiyetini de şimdi sizden öğre- Biyorum... Fakat, itirafa Omecbur edilince, “gangster” bülbül kesiliyor ve cina. yetin bütün tafsilâtını »e'otıyor, Hâdisenin esrarengiz * slarmıda onun ağzından dinliyelim: Nasıl kaçırmışlar ve ... öldürmüşler? — Doktoru odasına gelip zorla ka- çırmak niyetinde değildik. Evvelâ bir tuzak kurduk: geceyarısı telefonla, bir yerde hasta varmış gibi çağırdık. Çağırdığımız yer uzaktı #ehirdişmda bir otel ismi vermiştik. Buraya gelir. ken, yolda yakalıyacaktık, Fakat doktor, belki başma geleceği hissederek, belki geceyarısı böyle bir yolculuğa çıkmaktan korkarak veya üşenerek gelmek istemedi, Tarif etti- ğimiz hastalığın mühim olmadığını söyledi, sabaha kadar yapılması lâ. #ımgelen şeyleri anlattı vo sabahle - yin erkenden geleceğini ilâve etti. Fakat biz sabaha kadar bekliyemez. dik, Bunun üzerine, otomobilimize at- ladık ve evine kadar giderek kaçırdık. Pijamalarını da, kendisini kaçırdığı . mıza bir işaret olsun diye aldık, gö- türdük.., Haydud, ölüme varan İşkenceleri nasıl yaptıklarını ve çeki nasıl aldık. larını da göyle anlatıyor: ”— İşkenceden maksadımız parayı kendisinden koparmaktı. Çünkü, oğ - lunun istediğimiz parayı bulamıyaca. ğı anlaşılıyordu. Adam, yaptığımız iş- kencelere aç ve susuz bırakılmalara dayanamıyarak, nihayet, evde, çek defterinin bulunduğu yeri tarif etti. Bir gece arkadaşlarımdan biri gide. rek, doktoru olduğu gibi, çek defteri- ni de evinden kaçırdı. Doktor bize on bin dolarlık bir çek imzaladı, Fakat, bu imzayı almcaya kadar kendisini o kadar döğmüş, öyle müthiş işkencele. re uğratmıştık ki, imzayt atan par - makları bir daha kımıldamaz oldu ve hareketsiz yere uzandı. Öldüğünü zannediyorduk. Bunun ü. zerine, şehre yakın bir noktada yol üzerine bıraktık, Yolda birdenbire öl- düğü zanneğdilsin diye.,, İki gün sonra, bankadan çeki almak için gelen adam tevkif olunuyor ve haydudların reisi de derhal ele geçiri. liyor. Kendisine bir satır yazı yazdı- rılınca, tehdid mektubunu kendisinin yazdığı derhal meydana çıkıyor. Hay. dud reisi, yazısını değiştirmeğe o ka- dar gayret ettiği halde, mektubu ken. Gösinin yazdığını anlamak için el ya- zıs mütehassısına lüzum bile kalmı. yor. Amerikan haydud vakaları arasın- da kimsenin unutmadığı bu cinayetin failleri idama mahküm edilmiştir. Seyahat Notları Türkiyenin ilk modern cezaevinde bir saat Her mahkümun bir eşya dolabı, bir karyolası bir bardağı ve tabağı var Yukarda modern Kapishanenin arkadan görünüşü, aşağıda KapisManenin içinde çalışan mahkümlar Bergama, (Anadolu muhabirimizden) — Memlekette modern ceza evleri yapıl ması için Adliye vekaletince kabul edi- len pilanm ilk nümunesi Bergama'da in- şa edilmiş mevkuf ve mahkümlar bu ye. ni ve sıhhi binaya maklonulmuştur. Ber- gülmanm yeni deza evi 41 bin Tireya inal olan pek mazbüt ve esaslı bir yapıdır. Bunun bir eşi de Nazilli'de ikmal halin- Türkiyenin her yerinde bu örnek üze“ re mazbut, sıhhi ve modem ceza evleri yapılıp ikmal edildikden sonra ceza ev- leri birer hastahane halide bulunmaktır kurtulacak, her halde birer “islahhane" haysiyeti kazanacaktır. Bütlin cezaevle- rinin ikmalini müteakip (Altraya) kadac olan cezalılar bu nümune hapishanele « rinde bulundurulacak, Ağır cezalılar ise Edirne, İmral; gibi büyük ve umumi ha- pisbanelerre sevkedilecektir, Bunun, herhangi bir ceza evinkde emniyet ve sü- kün itibariyle olduğu kadir suç işleyen- lerin Ahlak; üzerinde de müsbet tesirler yapacağı düşünülmüştür. Buraya gelmişken yeni ceza evini gör mek istedim ve Bergama Müddeiumu- misi Ekrem Günay'dan müsade rica ct- tim, Ekrem Günay, ricam: büyük bir ne- zaketle kabul etti. Dış yüzü kalın bir avlu diveriyle ka" palı bulunan bu mâzbut cezaevinin iç kısmı da pek muntazamdır. Bina 110 kişinin ihtiyacına karşı yapılmıştır. Ka- pudan içeri girilince Doktor olası, Me- mur odası, Revir, Gardiyanların odala- rı göze çarpıyor Burada pek titiz bir iti- na gösterildiği anlaşılıyor: Her yer te- miz, ortada bir tek çöp bile yok Revirde iki karyola bulunmaktadır. Hasta olar- lar burada tedavi edilecekler. Odanın içinde iki komodin, surahi, Battaniye, yemek masaları, sandalyeler, yemek pis şirme edevatı ve edevatı koymak için şık bir dolap var,, Hafif surette hasta olanları tam oliyet buluncıya kadar bura da her türlü ihtiyaçları karşılanacak. Mahküm ve mevkuflara tahsis olunan. koğuşlar kısmında ise bambaşka bir in- tizam görülüyor. Koğuşinr, baştanbaşa uzanan büyük bir salonun sâdece bir tarafını teşkil etmektedir. Karşı yanla- rı Yemekhane, temizlik işleri, eşya mu- hafazâsı gibi ihtiyaca tahsis olunmuş - tur, Bina heyeti umumiye itibariyle iyi ol- makla beraber içinin döşeniş tarzı, te- mizlik vaziyeti ve buna mümasil şeyler sonradan sarfolunan hususi emekler sa- yesinde elde edilmiştir. Müddelümumi : Yüzde doksan sekizi oku-ii mak yazmak bilmiyen mahkümlara ilk okul öğ- retmenleri tara tazam dersler verilmekte- dir, bu işi bizzat takip etmiş mevlkuf ve mahi kümların ayakkabıları, hususü suret- te yaptırılan dolaplar koydurmuş, vu suretle ayakla mikrop taşınmasına mani olmuştur. Suçluların diger eşyaları da koğuş dahilinde bulunan hususi dolapla- ra konulmakla ortada çirkin manzara gürülmesi önlenmiştir. Mutbak kısmın da yemek levazım: dahi dolaplar içinde- dir. Her koğuşta ikişer komodin bulun. makta ve bu komodinler surahi, bardak gibi lüzumlu eşyayıda ihtiva etmekte * dir. , Yataklar hep demir karyolalar üzerin dedir. Bina dahili umümi temizliği için mahkümlardan ayrılan dört kişi her gün bu yatakları güneşe sermekle tav- zif edilmişlerdir. Bergama ceza evi bugün için hiç bir noksanlık göstermemektedir. Anlattık larma göre müddejumumi bazı telerru- atı hususi gayretiyle temin etmiş ve zaman zaman izmir valisi Fazli Güneş" in yardımlarından istifade eylemiştir. Medeni bir memlekete yaraşm vazi « yette kurulmuş olan Bergtma ceza c- vinde 135 mahkilm ve mevkuf bulun- maktadır. Yapılan incelemeye göre bun- larm yüzde doksan sekizinin okuryazar olmadığı görülmüştür. Bu rakam anlatıyor ki suçlar hep ce- haletin mahsuludur. Memlekette kültür seviyesi yükseldikce suç sayıları da o zalacak ve ceza öyleri temenni edelim ki bomboş kalacaktır. Esasen bu mak” satladır ki Bergama hapishanesinde de mahkümlara her gin ilk mektep öğret- menleri tarafıntlan dersler verilmekte, fazilet telkinleri yapılmaktadır. Akıllı kumarbaz Rolan da Rosi isminde Milânlt bir (ab- rikatör Venediğe gitti. Meşhur Lido gi- zinosunda kumar oynadı. Talii yardım eti, Üç hafta içerisinde kumarda 1.400.000 İiret kazandı. e Bundan sona da bir daha kumar oynamağa tövbe e rek Milândaki işinin başına döğdü.