17 MAYIS — 1938 Acele satılık apartıman Tabakhane caddesinde 23 numaralı üç daireli iki dairesinde dör- der ve birinde de üç oda ki ceman on bir oğa, Üst katı muşamba döşeli mutfak, halâ ve muntazam elektrik (tesisatı ve suyu havi apartıman üç bin liraya acele satılıktır. lerine müracaatları. bahçesi, istasyona civar, tren güzergâhi, havadar ve Marmaraya natırdır. Görmek istiyenlerin Gst kattaki sahip- Diş Necati PAKJŞi Hastalarını bergün sabab saat 10 dan akşam 19 a kadar kabul eder Salı ve cuma günleri saat 14 ten 18 e kadar parasızdır. Adres: Karaköy Tünel meydanı Tersane caddesi başında No, 1/2 Kirabk veya satılık hane Üç katta 8 oda, sarnıç, tulumbal: kuyu, Kadırpa; Telebeyurdu karşısında 9 Ne. DOKTOR Necasitin Atasagun Her gün sabahlar vekis buçuğı akşamları 17 den 20 ye kadar Lâle li sayyare apartmanları İkinci daire 17 numarada bâstalarını kabul eder. Cumartesi günleri 14 den 20 ye a dar hastalarını para” ». Kurun, Ha ber okuyucularım dakupoo wuka twlinde gusyenç eder, İslet: 23453 | ik o N e l ““Maveum Oya! ola Me İL ie ara İŞ Bankasındaki hesabın 0 İLE ETİN Yİ E.I UT NEYE Ter. | ” l l ” L»1 era GAR bu paran birden 1000 lira artabilir. / 24 MARKİZ Dö POMPADUR hul adamın bana daha ne gibi deliller getirmek istediğini merak ediyordum. Fakat bu adamın bol bol kâfi gelen bu kâğrtlarla neden iktifa etmediğini dü- şiine düşüne, imzanıza böka bâka, ha. fızamı kaplayan tül birdenbire yırtıldı ve ben sizi ihbar eden sefili tanıdım.. Mösyö dö Türnem, ayni heyecanla sordu: — Yat... Kimmiş bu?. — Ka bir müddet evvel mööyö d'Etyolun hizmetine girmiş olan, fakat iki gündenberi kendisini bir gölge gibi takip ederek yanından ayrılmıyan bir nevi hademe, kâtip... Gizlice öğrendim ki bu adamım ismi, — Damyen mi? — Evet, tâ kendisi; mösyö d'Etyo- lun hizmetine kısa bir müddet evvel girdiğini ve onun yanında belli olmıyan bazı işler yaptığını ve meydana birden. bire çıktığını öğrendim. dö Turnem; — Cidden garip bir şeyl. Diye mırıldandı. Berni de devam et- tü: — O ziman, düşüne düşüne, topladı. ğrm malümatı evire çevire, yu neticeye vardım: Bu Demyen, kuliste duran bâş- ka birisi hesabma hareket eden bir 4. letten başka bir şey değildi, bana söy- lediği şeyler ona ezberletilmişti ve ni. hayet bu trajedinin hekiki fali bu Damycnin yeni efendisi, yani yeğeni- niz mösyö d'Etyoldu. — Fakat, neden? Neden?.. — Biraz sabredin, mösyö, her şey aydınlanacaktır, ümit ederim. Devam ediyorum: Saraydaki vaziyetim vasi. fem sayesinde bir çok kimseleri tanıyor ve hattâ beni tanımıyan bir çök şahıs. Jarın ahlâki kıymetleri hakkında mü . kemmel malümat alobiliyordum. İşte bu sayededir ki mösyö, sizin dostlarınız- dan sayılmak şerefine nail olmamakla beraber, Pikardi çiftliklerini elinde tu, tan ratın, herkes tarafmdan namus ve | wsituğiyle tanındığmı ve kralın dahi kendisine büyük bir kıymet verdiğini öğtendim.. Bu size yaptığım bir komp- liman değil, mösyö.. Size sadece, sizi tanıyanların fikrini söylüyor ve dikka. timin nasıl ve niçin uyandığını size izah etmeğe (çalışıyorum... Sizi namusun timsali bir insön tatıdığım için, bunun aksini isbat eden evrakı okuyunca ne kadat hayrete düştüğümü siz de tak- dir edersiniz. Fakat benim iyi hafızam olduğu gibi, gayet iyi biz insiyakim da vardır ki beni eslâ aldatmaz... Bu insi. yak bana diyordu ki siz, mevzubahis evrakı okuyunca gözümün önünde be- İiren sefilin tamamiyle zıddı olan bir insanın çekresine, hareketlerine ve bil. hassa fikirlerine maliktiniz.. Madam dö Rohan'ın evinde sizinle tanışmış oldu- ğunu ve hattâ orada, sizinle uzun müddet görlştüğümü, her halde unut. tunuz,. Fizyonomist olmakla İftihar e- diyorum... Benim üzerimde bıraktığınız tesir, herkesin hakkınızdaki düştncele. rine İnzimam edince evrakta bir gayri tabillik bulunduğunu düşünmekte bir an bile tereddüt etmedim ve size karşı olan hürmetim zerre kadar sarsılmadı.. Mösyö dö Turnem, Beri'nin . elini tutarak: — Size nasıl teşekkür edeyim?. Dedi, Ferni de gülümsiyerek: — Durun, diye cevap verdi, bana sonra teşekkür edersiniz.. Şahsi görüş- lerimle topladığım hususi malümat bende şu kat'i kanmati uyandırdı ki, Damyen, mösyö d'Etyolun elinde, gây- ri şuuri bir âletten başka bir şey değil- dir. Bundan başka şu nokta da nararı dikkatimi celbetti ki başımız üzerinde sallanan bir nevi Damokles kılıcı okc bu kâğıtlar bana d'Etyolla kızımızın dü. ğünleri arifesinden bir gün evvel, yani sizin, onun için her zamandan daha far- la mukaddes olmanız icop eden bir anda verildi.. Bu tesadüf bana cidden garip göründü, Fakat ondan daha fazla na- Uykusuzluklarda Umumi bir rağbet kazanmış olan: tatlı bir uyku temin eder Sinir ağrıları, âsabı, ök- sürükler, baş dönmesi, bayğınlık, çarpıntı ve sinirden ileri gelen bü- tün rahatsızlıkları EYi EDER Ne nebati ne kim- yevi zehirli hiçbir madde yoktur g DOKTOR ÇiPRUTa Cildiye ve Zühreviye (o mütehassısı Beyoğlu Yeri Mallar Pazan armımda Por (o sokağı köşesinde Meymenet apartımanı. Tel: 43353 Iş arıyor Lise dokuzuncu sımfa kadar tahsil gör- müş çalışkan ve eski harfleri de iyi bilen daktilo de süratle yazan bir Türk genci iş aramaktadır. Yeşildirekte kimsesizler yurdunda İske- çeli Enver Dikmen sdlresine müracani.. MARKIZ DO POMPADUR 281 haleti ruhiye ve vaziyet içinde bulu - nuyorlardı. Mösyö. dö Turnem, ogün gene, ber zaman olduğu gibi, mesai odasında do- Taşıp kızmı bulmak için hangi çareye ve kime baş vuracağını düşündüğü o bir sırada, bademesi içeriye girerek, polis müdürünün hususi kâtibi dö Berninin şok mühim bir iş için kendisini görmek istediğini haber verdi, 'Turnem, her tarafa girip çıkan bu Berniyi biraz tan'yordu. Eğer Bemi polis müdürünün hususi kâtibi olma- saydr dö Turnem onu belki de kabul etmezdi. Fakat polis müdüriyle bu ka- dar yakından alâkadar bir ziyaretçinin gelişi onda gizli bir ümit tevlit etti. Bunun işin ziyaretçinin derhal içen. diye alınması hususunda emir verdi, Ber- ni de, o devrin saraylılarına has mü - balâğalı bir zorafetle odaya girdi. Mutağ komplimanlardan sonra Ber- ni ziyaretini tevlit eden mevzua gire rek, muhatabının çehresindeki ıstırap ifadesinden dolayı, heyecanlı bir tavır takındı ve; — Mösyö, dedi, biliyorsunuz ki ben polis müdürünün hususi kâtibiyim ve onun benden gizli hiç bir şeyi yoktur. Bu vaziyet dolayısiyle ben, dostlarıma ve bâzari da, namus ve şerefiyle tanm- mış asilzadelere faydalı olabiliyorum ve bü.. polis müdürünün bana göster- diği itimadı suiistimal addedilemez. 'Türnem nezaketle eğildi. Fakat bu siyaretçinin, kendisine, kız: hakkında bir malümat getirip getirmediğini öğ- Tenmek arzusu, diğer bütün meşguli- yetlerinin fevkinde olduğundan, heye- can ve ıstırapla boğulan bir sesle sor- du: — Polis müdürü, çocuğum hakkında bana malâmat vermek için mi sizi gön- derdi? Onun ne olduğunu nihayet bili. yor musunuz? Nereğe kızım?. Berni; — Heyhat! Hayır, mösyö.. şe e e Diye cevap verdi ve Türnemin kr- zından başka biç bir şeyin kendisini a- lâkadar etmediğini gösteren bir jest yaptığını görünce ilâve etti: — Fakat size kızmızdan bahsetme « ge geldim. Turnem: — Nihayet bir şeyler öğrenebilecek miyim? Diye mırıldandı: Berni de muammalı bir tavırla cevap verdi: — Belki, mösyö; fakat tekrar edi- yorum, size Madam d'Etyoldan bahset- mek şerefine nail olacağım. Ve Berni, bilhassa son sözler üzerin- de durarak ilâve etti; — Madamdan ve bilhassa madam d'Etyoldan!, — Söyleyin, mösyö, ve babalığın tev- Me ettiği sabırsızlıktan dolayı beni ma- zur görün, fakat., rica ederim.. Sözü u- fatıp beni fazla ürmeyin.. — Arzunuzu elimden geldiği kadar yerine getirmeğe gayret edeceğim, mösyö., Mesele şudur: Büyük bir tesa- düf eseri olarak elime . bazı kâğıtlar geçti. Bu kâğıtlar büyük arazi ve çift- ik sahiplerinden birisinin, dostlarınız. dan birisinin, mühim miktarda vergi kaçakçılığı yaparak sulistimallerde bu- Yunduğunu gösteriyor. Turnem infialle bağırdı: — Dostlarımdan irisi sulistimalci ve vergi kaçakçısı mı?.. Ne münasebet, mösyö?, — Müsadenizle bu sözlerimde israr edeceğim, mösyö, evrak elime geçti .. Ve bu kâğıtlar, alâkadar: darağacına göndermeğe kâfi, nattâ fazladır. Fakat ben bu zatın, dostunuzun suçlu olduğu» nu söylemedim, Dostunuza karşı bir suikast vardır ve bu suikast öyle bü- yük bir kurnazlık ve maharetle yapıl mıştır ki, bunları yapanın ekinma bu kâğıtlardan bir tanesini krala gönder - mek gelse.. dostunuz mahvolur,