he İÇERDE: * İNHİSARLAR idaresinin 1938 varida- tt 48 miyon lira olarak tesbit edilmiştir. Bu sene yeniden iki müskirat fabrikası da ha açılacaktır. * “UÇAN eczane,, ismindeki Alman sıh- hi imdat tayyaresi bugün şehrimize gele- C.k“rı * GAZİ köprüsünün dubaları — yerleşti- rilmektedir. Köprüye konacak 26 dubanın parçaları tamamen gelmiş ve kurulmasına başlanmıştır. * EĞE ve Karadeniz — havzasından ka. saplık hayvan gelirilmekte devam edilmek | tedir. Fiyatların daha düşeceği tahmin o. lunuyor. * HUBUBAT ve sanayline silolar ve u- yuşturucu maddelere taallük eden işleri idare etmek üzere kurulacak toprak mah. sulleri ofisinin 17 milyon lira sermayesi olmasına karar verilmiştir. * LONDRADA bulunan maliye vekâle. ti, makit işleri umum müdürü Halit Naz- mi, İktisat vekâleti müsteşarlığına tayin o. lunmuştur. * VAPURLARIN fayrap ederken çıkar. dıkları dumanları dağıtan cihaz dün Al- manyadan memleketimize gelmişlir. Şir. keti Hayriye bu cihazı yakında Ö8 numa. ralı vapura koyacaktır. * KADIKÖY cihetindeki kanalizasyon işleri Kurbağalıderenin temizlenmesi büt- çe darlığı yüzünden gelecek seneye bıra- dır. * EMİNÖNÜ meydanının açılması bir Bene süreceği için, üçüncü ve — dördüncü ramtakalara dahil binaların bir müddet |daha kiraya verilebileceği malsahiplerine bildirilmiştir. | * SOKAKLARI hem sulayan, hem süpü. rön makinelerden getirilmesine karar ve- rilmiş ve bu hususta belediye tarafından tetkikata başlanmıştır. * ZİRAAT koöngresine hazırlık — olmak üzere, ziraat vekili Faik Kurdoğlu nümune çiftliğinde tetkiklerde bulunmakta ve baş. kanlığı altında toplantılar yapılmaktadır. * AKAY tarafından, Adalara işletilmek üzere alınan İzmir körfezi vapurlarından “Savak,, dün limanımıza getirilmiştir; bu- gün tecrübeleri yapılacaktır. * ŞEHİR dışındaki asfalt yolların hep- sinde meyilli dönemeçler yapılmasına ka« rar verilmiştir. Bunun ilk tecrübesi Gü.- müşsuyunda yeni yapılan asfalt yolda tat. bik edilecektir. * DAİMİ sergi binasının Taksim kışla. sının bulunduğu yerde yapılmasına karar “werilmiştir. Kışla yakında istimlâk edile. tektir. * SOYADI yazılmamış isimlerin bulun- duğu bütün evrak, Başvekâlet tarafından, ait makamlara iade edilmektedir. İstanbul nüfus müdürlüğü vilâyetimizde henüz soy adı almamış olanları tesbit edip kendile. rine soyadı vermektedir. * ÇIRAĞAN sarayının tamire elverişli olmadığı anlaşılmış ve burasının — tamiri hakkında belediyeye müracaat eden ma«. arif veköâletine bildirilmiştir. * VARŞOVA'da en büyük ekmek fabri. kasının sahibi olan bir Türk, İstanbulda, günde yüzbin ekmek çıkaracak bir fabri. ka kurmak üzere belediyeye müracaat et. miştir. Teklif müsait karşılanmış ve tetki- ke başlanmıştır. 4 * ANKARA şehir tiyatrosunun Bağdat seyahatine İştirak eden sanatkâr Şadi şeh. rimize gelmitir. Yakında Kırşehir felâ. ketzedeleri menfaatine temsiller verecek. tir. * Şirkelihayriye 20 hazirandan itibaren boğaza eğlence seferleri — tertibine karar vermiştir. Bu gezinti — vapurlarında ince saz bulunacaktır. * Ayasolya müzesinin Marmara ve Bo. Baziçine bakan cihetlerinin de sıva tami. ratına yakında başlanacaktır. DIŞARDA: * Fransız başvekâlet dairesi, bahri ti. caret âlemindeki ihtilâfın halledilmiş ol- duğunu bildirmektedir. ; * Amerikada hazırlanmakta olan bütçe tahminlerine göre Ruzveltin — kalkınma progğramı tamamile tatbik edildiği takdir. de 1939 senesi bütçe açığı üç milyar 722 milyon olacaktır. * İngiliz, kralı dün Londranın hava mü. dafaası tertibatını teftiş etmiş, — bilâhare kendi hususi tayayresi ile hir çok tayyare karargahlarını gezmiştir. * Amerikada federal hazine tarafından neşrolunan statistiklere göre bir — martta dünyada akçe olarak mevcut — olan altın miktarı 24 milyar 100 milyon dolara ba- liğ ve bunun 12 milyar 83 milyon doları Amerikaya ait bulunmakta idi. * Belçika kralı Leopolün bu sene Fele. menk kraliçesi Vilhelmini resmen ziyaret edeceği haber verilmektedir. * Belçikanın İrlandadaki başkoönsoloslu ğu elçiliğe tahvil olunmuştur. * Amerika hükümeti, Havai önünde bir müdafaa zenciri teşkil edecek surette bü. yük Okyanusta beş deniz üssü inşa etme- Be karar vermiştir ki şunlardır: Alaska, Midvay, Vake, Kanton ve Pagopago. Siyasa Konseyin iO01l inci içtimar Ber- Baştarafı 2 incide iktısadi ve mali teşkilâtınım statüsü ve vazifesi başlığı altındaki dallı budaklı meseledir ki bu işin arkasımda bir ta- kım manevralar çevrilmektedir. Mil- letler Cemiyetinin mükemmel bir ma- Tiye ve iktısat organizasyonu vardır. Fakat İngiltere ve Fransa, Milletler Cemiyetinden ayrılan Almanya ve İtalya ile iktısadi sahada elbirliği te- min etmek maksadile dünyanm iktı- sadi vaziyetini tetkik ederek bir ra- yor hazırlaması için sabık Belçika Başvekiline vazife vermişlerdi. Uzun müddet çalıştıktan sonra hazırladığı raporda Van Zeeland, İngiltere, Fran- sa, İtalya, Almanya ve Amerika ara- sında istişare tavsiye etmektedr. Ra- por Sövyet Rusyayı ihmal ediyor. İngiltera şimdi Milletler Cemiyeti İç- timamda bu raporun müzakere mev- zuu teşkil etmesini teklif etmiştir. Anlaşılıyor ki siyasi ve mali mesele- lerin de Milletler Cemiyeti kadrosun- dan dışarı çıkarılmasına çalışılmakta- dır. Bu üç mevzuudan başka ruznamede Çinin ve İspanyol hükümetinin şikâ- yetleri vardır. Milletler Cemiyetinin bugünkü zaafı içinde bu işlerin müza- keresinden bir netice çıkması bahis mevzuu olmadığına göre bunlar, alel- usul hasır altı edileceklerdir. Esasen şikâyeti Cenevreye getirenler de bü- nu bilirler. Fakat maddi yardımdan ziyade dünya kamoyu karşısında ses- lerini bir defa daha işitirmek istiyor- lar, Bir zamanlar bu nevi şikâyetler, cemiyetin, bütün mekanizmasını ha- rekete getirir ve azalarını zecri tedbir- lere kadar götürürdü. Bunun içindir ki şikâyetlerin konseye aksetmemesi- ne itina edilirdi. Artık böyle bir kor- kuya mahal yoktur, Milletlfer Cemiyeti kuvvetten düş- tükçe, kürsüsünden bağıran seslerin perdesi de yükseldi — (Ulustan) A, Ş. ESMER öi lli DAi SA Klese « P nA - » a a adai — Sabalh gaeleberi wcüı.aaıea)ı TAN Milli istiklâl kavgası Ber- Baştarafı 2 incide kaleleri içinden feth için yeni taktikler kullanmıya başladılar, İstilâ etmeyi siyasi plânlarına geçirdik. leri milletleri, evvelâ bir nüfuz mıntakası haline getirmek lâzımdır. Bunun şartları da, her milletin siyasi hudutlarla ayrılan ve askerin beklediği hudutlara ilişmeden evvel, o milletin iç kalelerini zaptetmek- tir. Bu sebeble evvelâ o milletle dost o. lurlar, Dostlük namı altında başlıyan bu münasebetlerde ilk yıkılacak kale, iktisadi kaledir. Bu dost milletin bütün ticaret ve iktisadiyatını, diğer pazarlara — rekahet ederek, hattâ zararına dahi olsa elde et. mek, memleketin şah damarını ele geçir- dikten sonra kültür kalesine hücum et. mek. Bunun da usülleri vardır. Kendi yük.- sek kültürünü o memlekete sokmak, nisbe ten daha geri olan memieketin gençlerini kendi kültürüne hayran ve ğşık bir hale getirmek. Bunu temin için bir — taraftan Kendi lisanile fedrisat yapan — mektepler açmak, gençleri içine çeken — teşkilâtlar kurmak, vâsi mikyasla tercüme neşriyalı yaplırmak, propagandaya kuvvet vermek. Hattâ bunun için büyük paralar sarfet- mek, gizli teşkilâtları hissettirmeden ida. me eltmek. Kültür. kalesini bu şekilde zap tetlikten sonra bu nöbetçiler, bir gün piş. tar vaziflesi rolünü oynıyan — taraftarlar ordusunu teşkil ederler. Üçüncü hücumu da o milletin fikriya- tına tevcih etmektir. O memleketin gerili. ğine, gençleri, halkın bir kısmını kandır- dıktan sonra, kendi fikir mekanizmasını, hayat ve cemiyet telâükkilerini, hükümet rejimlerini, iktisadi, siyasi felsefi ideolo. jisini yerleştirmek. Bir taraftan kendi e- debiyat, felsefe, fikir telâkkileri halk ara- sında yerleşirken, öteki tarafta da bu bü- yük devletin haşmeti, teknik yüksekliği, medeniyeti propaganda edilir. Geri mem- leketi kültür ve fikir hayatında, — teknik sahada, iktisat sahasında yükseltmek gibi insaniyet maskesi altında yapılan bu hiz. metlerde, kendi kültür ve ideolojisile ye- tiştirdiği hayran ve âşıklar zümresi en bü. yük yardımcı rolünü oynarlar. Bir filler sürüsü, Frankofiller, — (Fransız dostları) Cermanofiller, Anglo « Filler diye bir ta. raftarlar sürüsü türer. İktisat kalesini, kültür kalesini, fikriyat kalesini bu surelle 'elde ettikten, nöbelçi. lerini içinde — bıraktıktan sonra iş milli — K mai kğlfi 180 ĞŞ OA L Bey- Baştarafı 1 incı'dı fa kral Aleksandrm mezarını ziyaret edecek ve meçhul asker âbidesine çe“ lenk koyacaktır. Gene yarın akşam Türk sefarethanesinde Başvekilimiz gerefine resmi bir ziyAfet verilecektir. Gazeteler Türk Vekillerinin ziyare- ti dolayısile iki memleket arasında bü- yük dostluğun kuvvet ve kıymetini tebarüz ettiren makaleler neşretmek- tedirler, Bu arada Vreme gazetesi baş makalesinde diyor ki: Başvekil i “Türkiye Başvekili Belgradda, Türk milletini ve bu milletin 9/10/934. ta- rihinde kral Aleksandrm trajik katli gününde lüzumu takdirinde orduyu seferber edeceğini bildiren Büyük Şe- fini temsil eyliyecektir. Aleksandrm öldüğü gün, tarihimi- zin bu en trajik dakikasında, kalhbimi- zin ta içinden yaralandığımız ve mu- kadderatın bizi nerelere sürükliyeceği- ni bilemediğimiz o zamanlardadır ki unutulmaz dostun, büyük kralrmızın kardeşine samimi bir yardım vaade- den bu telgrafı gelmişti. Buü telgraf, kalbimizde daha menkuş kalacaktır. Celâl Bayarı, Türk milletinin bir oğ- lu ve Türk vatanmm Atası Büyük Şe- fin mümessili olarak selâmlarız.,, Yugoslav hududunda karşıla- ma merasimi Belgrad, 10 (Hususi) — Başvekili- miz Celâl Bayar ile Hariciye Vekili 'Tevfik Rüştü Aras Yugoslavyyada fev- kalâde tezahürat ve merasimle karşı - lanmış bulunmaktadır.” Vekillerimizin bulunduğu semplon ekspresi dün saat 16,33 da Yugoslavyanın hudut istasyo- nu olan Çarbrodda durdu. lstasyon rıhtımmda büyük bir kabalark, pek çok zabitle, mek- tepliler ihtiram vaziyetinde çevre- lenmişti. Başvekil ve Hariciye Veki- li trenden indiler. Belgrad elçimiz Haydar Aktay kendilerini istikbal için gelmiş olan Morova umumi va- |- Tisi Lukoviç ile' Hariciye “Nezareti umumi — daire müdürü — Yakovli. yeviç ve başvekâlet husüst kalem memurlarından Fuat Azabaziçi tak- dim etti. ÜUmumi valinin nutku Umumi vali, Fransızca söylediği bir nutukta ezcümle dedi ki: “Yugoslavya krallık hükümeti re- isi Ekselâns Milan Stoyadinoviç na- mına zatı devletinize hoşgeldiniz derken Morova umumi valisi sıfati- le de kendi temennilerimi ilâye et- mekle büyük bir bahtiyarlık duyu- | yorum, Balkan milletleri arasındaki anlaşma ve birleşmenin büyük ve yıkılmaz temellerini bundan dört sene evvel büyük devlet relslerimiz, kahraman ve büyük kral Birinci A- leksandr ile Reisicumhur Atatürk atmışlardır. Ekselansınızla kıymet- tar refikiniz ve bizim tecrübe edil- miş dostumuz Dr. Aras, işte bu an- laşma ve birleşmeyi daha ziyade kuvvetlendirmeğe — çalışıyorsunuz. Balkan antantı yalnız bizim iki mem leketimiz için değil, ayni zamanda bütün Balkan yarımadası İçin bir sulh limanıdır. Başvekilin nutku Celâl Bayar — ümümi valiye ver- diği cevapta ezcümle demiştir ki: “Kendimi doöst ve müttefik Yugos- hudutları geçip siyasi istiklâlleri devir- meye gelir. Simdiye kadar Asyada, Avrupada, Af. rikada birçok milletler/milli istiklâllerini böylece kaybettiler. Son devirlerde bütün geri milletlerde buna karşı nisbi bir uya- nıklık vardır. Fakat iktisadi pazar bulmak gayesile, siyasi bir hücum korkusile ken- dini müdafaa edemiyenler de çoktur., Mil. li istiklâlini bilerek, istiyerek hiç bir mil. let feda etmez. Müsavi kuvvetlerle çarpış- mayan bir millet mağlüp dahi olsa, için. de milli istiklâl ateşi sönmez. Bu ateş bir gün muhakkak bir zaferin ilk — toplarını kendi döker. Türk istiklâl harbi bu müca- delenin en canlı bir nümunesi, en şahe- ser bir delilidir. Böyle muazzam bir mü- cadeleden geçen bir milletin, milli ve si- yasi istiklâline karşı çok — hassas ve kıs- kanç olması tabil olduğu kadar, herhangi bir milletin nüfuz mıntakası olmak gibi bir söze bile tahammül edememesi o kadar tabildir. Bu toprak, sadece onu kurtaran ve koruyanların yurdu ve nüfuz mıntaka. sıdır. İ B Püzüm öllitel. uö'ür B * Ldb Başvekil Yugoslav kral naibi ile görüştü lavya topraklarında görmekle hiz- settiğim meserret pek büyüktür. Ba- na, arkadaşım Arasa ve refakatimde bulunan zevata gösterilen misafir- perverliğe bilhassa teşekkür ede- rim. Yugoslavyaya Şefimizin ve Türk milletinin selâm ve muhabbet- lerini getirmekle mesudum. Bu mü- him ve sevimli vazifeyi ifa ederken çok kıymetli ve unutulmaz bir ha- tırayı burada tekrar etmeliyim, Bü- yük ve kahraman kralınız Aleksan- drın şefimiz Atatürkle yaptıkları mülâkattan bahsetmek istediğim ta- bif anlaşılmıştır. İşte bu aziz ha- tıra, başta şefimiz Atatürk olduğu halde bütün 'Türkiyenin kalbinde yaşamaktadır. Balkan antantının yalnız Balkan memleketleri için de- ğil, fakat hudutları aşarak hattâ bü- tün Avrupada bir sulh sükün âmlilli olduğu hakkında umumi vali cenap- larının mütalealarına bütün kalbim- le iştirak ederim. Bu söylediklerim çok mühim bir hakikattir, yarın kral naibi Prens pol Hazretlerine derin hürmetleri- mi arzetmek fırsatını bulacağımı ve muhterem büyük döstüum ve büyük devlet adamrı Prezidan M. Stoyadi- noviçe bu akşam mülâki olacağımı düşündükçe şimdiden seviniyorum. Sözlerimi necip Yugoslav milleti- he daima artan saadetler dileğiyle ve “Türk - Yugoslav sarsılmaz dost- luğu yaşasın” demekle nihayet ver- mek İsterim.” Niişte Nutuklardan sonra Türk heyeti- nin vagonu Semplon ekspresinden ayrılarak hususi trene bağlanmış ve yarım saatlik tevyakkuftan sonra ha- reket etmiştir. Yolda her istasyon- da ahâli ve mektepliler, muzika ve bayraklarla Türkiye Başvekilini ve Hariciye Vekilini selâmlamışlardır. —— Fakat en büyük merasim umumi valilik merkezi olan Nişde yapılmış- tır. Tren istasyonda durunca çok ke- sif bir kalabalık kendilerini bekle- mekte olduğunu gören vekillerimiz hemen rıhtıma inmişler ve İstiklâl marşiyle selâmlanmışlardır. Beledi- ye reisi heyecanlı bir nutukla “Hoğş- gelmişlik,, tamemisinde bulunduk- tan sonra bütün hazirunu “Yaşasın Atatürk, yaşasın Türkiye Cumhuri- yeti,, demeğe davet etmiş ve istag- yon alkış tufanı İle çınlamıştır. Başvekil münasip sözlerle bele- diye reisine teşekkür ettiklen sonra Bayan Bayarla birlikte milli kıya- fetlerle Tıhtrma srıralanmış olan genç kızların ellerini sikarak ken- dilerine iltifatta bulunmuştur. Muvasalattan evvel Döprizadaki duruş esnasında pek büyük bir ka- labalığın vekillerimizi şiddetli ve sürekli surette alkışladığını bayan- lara büketler takdim edildiğini ayrı- ca zikredeceğim. Umumiyet üzere ve bütün güzergâhta Başvekilimize ve Hariciye Vekilimize yapılan her türlü tasavvurun fevkinde tezahür- ler çok coşkun ve samimi idi. Belgrattaki istikbal Belgrad, 9 (AA.) — Avala ajan- sı bildiriyor: Yugoslavya payitahtı ahalisi Türk hükümet reisi Celâl Bayar ve Harici- ye Vekili Tevfik Rüştü Arasa muazzam ve hararetli bir karşılama yapmıştır. Trenin varışından daha çok evvel binlerce kişiden mürekkep bir halk kütlesi istasyonun —önündeki büyük meydanı doldurarak beklemekte bulu- nuyordu. Meydan ve istasyon donatıl- mış Türk ve Yugoslav bayraklariyle süslenmişti. İstasyonda sancak ve mu zika ile bir piyade bölüğü ihtiram İçin sıralanmış bulunuyordu. Trenin muvasalâtmdan evvel başta Başvekil ve Hariciye Nazırı B. Stoya- ! dinoviç olduğu halde bütün Yugoslav hükümeti azaları istasyonda bulunu . yorlardı. Türkiyenin Belgrad elçisi Başvekilini karşılamak üzere hududa kadar gitmiş olduğundan, istasyonda elçilik müsteşarı ve bütün memurları bulunuyordu. Karşılamaya gelenler arasında, Yu- nanistan, Romanya, — Bulgaristanım diplomatik mümessilleri, başta Hari- tiye nazır muavini ÂAndiriç ve politik daire reisi Similyaniç olduğu halde bütün Hariciye erkânı, Belgrad bele- diye reisi İliç, Mahalli yüksek memur- lar, Belgrad mevki kumandanı gene- ral Keçiç ve vardı. Ayrıca başta Yu. goslav radikal birliği partisi mahalli komite reis vekili Yankonoviçin baş- kanlığında parti yüksek memurları ve parti gençlik teşkilâtmdan büyük bir heyet de istasyonda yer almıştı. Türk misafirleri hamil olan tren, İstiklâ! marşı teraneleri ve şiddetli alkışlar arasmda Saat 22.20 da İstas- yona girdi. Celâl — Bayar trenden indikten son- ra Başvekil ve Hariciye nazırı Stoya- dinoviçle çok samimi surette el sıkış- tıktan ve yanında Stoyadinoviç ve Harbiye nazırı General Mariç olduğu halde muzika millt marşları çalarken ihtiram bölüğünü teftiş etmiştir. Stoyadinoviç bundan sonra Bayar ve Arasa bütün hükümet aza. lazını ve askeri ve sivil büyük memur larr takdim etmiş ve Bayan Stoyadi- noviç Bayan Bayara hir gül buketi takdim etmiştir. Bu samim' takdim —merasiminden sonra — Celâl — Bayar Stoyadinovir Ve Aras Kırala mahsus salona girmiş- ler ve biraz sonra istasyondan çıkışta iki hilkümet reisi istasyon etrafında toplanan kesif halk kütlesinin heye- canlı ve sürekli alkışlarile karşılanmış Otomobillere binen — Celâl Bayar ve Stoyadinoviç halk ile dolu olan s0- kaklardan alkışlar arasında geçerek | bükümet tarafından Türkiye Başveki- li ve Hariciye Vekili ve refakatlerin- deki zevata tahsis edilen otele varmış. lardır, Sofyadan geçerken Sofya 9 (ALA.) — Anadolu ajansı- nm hususi muhabiri bildiriyor: Başvekil Celâl Bayar ve Hariciye Vekili doktor Tevfik Rüştü Aras, re- fakatindeki zevat ile beraber bugün saat 14 de ekspresle Sofyaya muvasa- lat etmişler ve ekspresin mutat tevak kufu müddetince istasyonda kalarak ayni trenle Belgrada müteveccihen ha- reket eylemişlerdir . Heyetimizi Sofya istasyonunda, Baş vekil Köse İvanof, kralın mümessille- ri, saray müşürü general Tsanev va kralm müşaviri Gruev, Hariciye neza- reti erkânı ile Balkan antantı devlet- leri mümessilleri, Türk elçiliği —me- murları ve Bulgar ve yabancı matbu- at mümessilleri tarafından ka.rşılanı mıştır. Başvekilimiz ve Hariciye Vekilimiz ile Köse İvanof istasyonun krala mah- sus salonunda yarrm saat kadar gör rüşmüşler ve bu meyanda iki devletin iyi münasebetleri hakkında samimi ve dostane fikirler teati etmişlerdir. Başvekil Köse İvanof, Başvekil ve Hariciye Vekilimizin avdetterinde Sof yada tevakkufları esnasmda bu dosta- ne mükâlemelere daha mufassal bir sürette devam edebileceklerinden pek memnun olduğunu beyan ile kendil- rini teşyi etmiştir. Sofya elçimiz Şevki Berker, Filibe konsolosu, Bulgar emniyet genel di- rektörü ve Bulgar demiryolları direk> tör muavini, Başvekili Filibede karşı- layarak Yugoslavya hududuna kadar kendilerine refakat etmişlerdir. KIRKLIK KADIN Ruth Chatterton ve Meary Astor tarafından fransızca sözlü Seanslar: 2 - 5,35 - 9,10 Bu hafta SAKARYA Sinemasında 2 büyük ve güzel film birden VALS DALGASI Fred Astâire ve Jinger Rogers tarafıhdan oynanmış film Seanslar: 3,45 ve 7,15