m-mı : *Turbinli Generatör Bir kilovatlık Turbinli Jeneratö; TÜ S.8.C.i. Fabrikaları mamulâtından " YÜTi KİNY ;.! A z Z Yüksek keyfiyette malzemeden m'” DÜ ee C imal olunmuştur. DRN a ac idareli ve ucuzdur Mufasıal malümat almak için: Telefon: 44262 müracaat ediniz. a— ADEMİ İKTİDA Rumm ve BEL GEVŞEKLİGİNE KARŞI HORMOBİN UAREERI Tabietleri 15 HER AKŞAM B0 DATEEMEST NŞ, ESKi AMBASADöR SALONUNDA i sene evvel müuhterem şehir halkımın pek büyük rağbetini —kazanan ve kere yolmuz on beş gün için — angaje edilen RAKS KRALİÇESİ MELIHA SELMA ve SIDIKA ŞAMiYE TI * a gi ViROZA li Kan çıbanları, el ve ayak parmaklarınım arasmdaki kaşıntılar, dolama, ' mem iltihabı ve çatlaklar, flegmonlar, yanıklar, traş yaraları, ergenlik- (Bi ! ! Ker eczanede arayınız. ' Poşsta kulugu 1255 Hormobin | ler, koltuk altı çıbanları, ANTİVİRÜS ile Tedavisi en erken ve en emin bir surette — temin eder. ŞARK İSPENÇİYARİ LÂBORATUARI Cildinizin tahriş edilmemesi- ni isterseniz? Dünyanın her tarafında — kullanılan, ve cildi tıraştan sonra pamuk gibi POKER Tıraş bıçaklarını kullanımız. T AŞ Yeni adresimize dikkat! Teshilât Bakkaliyesi Eminönü Meydanmda Valide han altındaki mağazamızı istimlâk do- layısile Istanbul Balıkpazar Caddesinde 47 numaraya taşındığımızı muhterem müşterilerimi ze arzile eski teveocühlerini di- leriz. Türk Hava Kurumu Büyük Piyangosu I. nci keşide J1 Mayıs 938 dedir. Büyük ikramiye 4.0000 Liradır. Çocuk Esirgeme Kurum Genel Merkezinden! Sinema koltuğu yaptırılacak Ankarada yaptırmakta olduğumuz sinema için 600.700 koltuk yaptırıla. caktır. Şeraiti öğrenmek istiyenlerin 10 gün zarfında genel merkez muhasebe müdürlüğüne müracaat etmeleri. , (2616) Yüzdeki çil, sivilceleri, BAYANLARIN doğum lekelerini giderir. MARKİZ DO PONFPADUR 4458 20 — ——— — MARKIZ DO POMPADUR İişteki vulanık suda, bir hayli balık avla manın gayet koley olduğunu biliyor. Sonra, bir unvan istiyecekti: Meser 1â bol gelirli bir dükalık, Bu unvan en geniş ihtirasları bile tatmin edebildiği gibi, havadan servet yapmağa da çok müsajddi. Ve nihayet cılız vücudu ile başkala- rına tahakküm ihtiyacını tatmin etmek ve en kuvvetli insanları ezmek için bir narırlık... Evvelâ mütevazi bir nazırlık.. Başna- zır olmak -işin içine biraz entrike karış tırdı m- kolay olacaktı! O zaman her şey, bütüa Fransa, onun elinde istediği gibi evirip çevireceği bir oyuncak haline gelecekti... Hattâ leral bile!,.. Hanri d'Etyol, işte bunları dü düğü bir sırada, hademe içeriye gire- rek Jolyo dö Krebiyon ile mösyö Puas- sonun çok mühim bir iş için kendisini görmek istediklerini haber verdi. Mösyö d'Etyol hayallernde rabatsız edildiği için memnun olmamakiş bera- ber, hademeye iki ziyaretçiyi içeriye al masını işaret etti. Hanri şairi tanıyordu: Onu yalnız başına kabul etmezdi; fokat Puassonun riyareti onun tecessüsünü uyandırıyor ve bir hissikablelvuku kendisine, Janın mevzuubaha olacağını söylüyordu: Belki bu ziyaret sayeşinde, yeni ve mühim şeyler öğrenecek ve ona göre, waziyet alacaktı. D'Etyol, iki ziyaretçiyi, c devir zen” ginlerinin şelrlere kargı daima göster- dikleri, nazikâne bir küstahlıkla karşı- ladı. — Merhabal! Merhaba Puasson! O- turun mözyö dö Krebiyon. Kıymetli bir gairi evimde kahul etmek beni daima memnun eder .. D'Etyolun, ken: i Mmütebessim ve oldukça nazik bir e karşılamcaın- dan n olan Krebiyon bu memnu niyetini belli etmeden cevab verdi: — Sizi ziyaret etmek şerefine nail ol duğum için son derece memnunum MÖSYÖLL D'Etyol, hep ayni müstehzi lâkaydile devam etti: — Sizin ilham çocuğunun “Plutus” un evinde ne işi var canıtm? Ve d'Etyol bu sözlerle beraber, hafif bir istihza ile geirin kalenderce giydiği elbiseye baktı. —— Doğrusu mösyö, size şunu temin edebilirimi ki “Plutus” un evine gel- dimse bilea, ona dalkavukluğa gelme- dim. Krebiyon bu sözleri öyle tatlı bir te- betsümle söylemişti ki, bunun altında gizlenen hakaretamiz istihzayı sezme- ğe imkân yoktu. Kendisine dalkavukluk edilmesinden büyük bir haz duyan d'Etyol, daba ilk anda, şalrin vakur halinden hoşlanma” mıştı. Fakat, Krebiyon da bilmükabele, on- dan hoşlanmamok göyle dursun üstelik de dehşetle karışık bir tiksinti duyu- yordu. D'Etyol şairin »-7 cümlesindeki has ksreti sezmiş miydi? rah gar men yine ayni tebessümle cevap vo: — Arizim Şodr, ben sizin şüiirl zin hayranıryım, Majestemiz, sevgi hmuz, bana istedifim çiftlikleri verdiği zamatn -ki bu gecikmiyecektir: gunu u- nıtmayın ki mösyö dö Krebiyon, be* nimle ahbablık etmek İsterseniz, eter'e- rinizin neşri için, muhtaç olduğunuz bü tün paralar. fazlasiyle emrinize âmade bulunoeaktır. Eserlerini aç kamımna yazan fakir bir şair için bundan dâaha cazib bir teklif o Jamazdı, Bu sözleri büyük bir dikkatle dinliyen Noe Puasson, şimdiden, doe- tuna verilecek bu parabcla içecekleri Anju şarablarının tadını almış gibi olur yordu. — Evet, hem de bizim sayemizde!.. Krebiyon soğuk bir tavırla: — Bunu söyledin ve tekrar ettin, de di. Fakat, kral niçin madam d'Etyolu kaçırdı? — Canım sana söyledim ya: madam d'Etyola aşıktı. — Ve şimdi? haydi namrıslu baba, sözün bitir!.. Noe ayyaşlığın verdiği gayrı şuuri bir ururla cevab verdi: — Ve şimdi Jan kralın metresidir. — Kralın metresi mi? Bunu sen mi söylüyorsun? — Evet, ben iyice biliyorum. Kral saklıyor... Fakat, sana söyledim ya, kral ona fena halde tutğundur. Zaten Jan Üzel, son derece zeki bir kızdır ve madam Puasson öyle zan ve ümid edi- yor ki, tavsiyeleri sayesinde kral ya- kında bu aşkını açıkça bildirecek ve Jan bir müddet sonra.... Şair müstehzi bir tavırla: — Fransa kraliçesi olacak, öyle mi? Not mütevazi bir şekilde cevab ver di: — Yok canıtm! Sadece gözde olacak. — Demek bu muhterem madam Pu asson, bu namuslu valde Ööyle zannedi- yor. — Yalnız zannetmek - değil, bundan tamamile emin bulunuyor. Tabil bu va ziyet dahilinde kralla Janm saadetlerini temin eden bizler de, her şeyi istiyebili riz! Ne dersin Krebiyon? — Evet... Hakikaten biz her şeyi is- tiyebiliriz... Biz ki, senin dediğin gibi kralın saadetini temin ettik Puasson. Kzebiyon bunları söyliyerek ayağa kalktı, doldurmuş olduğu pipoyu, sert biz hareketle yere attı ve topuğu ile er Kral Puasgon altıncı bardağını ida midesi- ne indirerek tekrar etti: — Ber şeyi İstiyebiliriz. Krebiyon önünde duran delu şam- ponya bardağını da aldı, şöminenin içi- ne hırlatarak kırdı; gampanya şişesi de ayni yolu takip etti. Ve Noe ona endişeli nazarlarla ba- karken, Şair, ceblerini karıştırdı, dostu- nun kendisine vermiş olduğu poraları Çıkarldr ve bütün bunları haşin bir jest le, hayretle kendisine bakan ayyaşın ö“ nüne koyarak bağırdı: —— Demek biz bunu yoptık hal! İşte di bir hareket ki, ömrümün sonuna ka dar bunu kendi nefsimine affetmiyece- Biml. Puasson hayretler içinde mırıldandı : — Ne diyorsun? Krebiyon infialle titreyen bir «csle cevap verdi: — Şunu diyorum ki paranı alabilir-* sin! Çünkü hicabdan ölmektense, açlık ten Ölmeyi tercih ederim! Eğer şam- panya almak için bu paradan başka pa” ra bulamazsam, su içeceğim. — Su müu? Sen mi su içeceksin Krebi yon? Ah yarabbim!.. — Evet, benl.. Ben su içeceğimle kendimi âdi bir insan hissetmektense, ömrümün sonuna kadar su içeceğim... Noe dehşet içinde âdeta inledi; — Halbuki ben sana mesud bir haber getirdiğimi zannediyordum. Şair göğsüne vurarak bağırdı: — Mesud bir haber ha! Demek buran da bir gey yok öyle mi? Ayyaş kekeledi: — Ben... hiç.. hiç bir şey... anlamı» yorum. — Anlemadığını görüyorum. Akıi takdirde gelip yüzüme karşı bu âdilik- leri söylemezdim.Eğer senin bunları bi lerek söylediğini zannetseydim, seni pencereden dışarı fırlatırklım. Noec #deta ağlar gibi: — Pencereden| dedi. kardeşini!.. —— —Evet, bana öyle korkunç ve alçak- ça şeyler söyledin ki, eğer senin, bunla rı söylerken şuursuz olduğunu bilme- seydim kılıçımla çoktan karnmı deşer- Beni dostunu,