W 23 NİSAN — 1938 'e vv BZAZAÂN've Gizen «Turbinli Generatör İVALTDİSNEYE> YARDI Bir kilovatlık Turbinli Jeneratö: S. S.C.i. Fabrikaları mamulâtından NONU UNUTMUŞDUM VE ARTIK BAND Yüksek keyfiyette malzemeden imal olunmuştur. /'/17/)'4:5/”/:_94 ;41,. idareli ve UCcuzdur Mulastal malümat almak için: Telefon: 44262 müracaat ediniz, ..ADEMİ İK TİIİDARn HORMOBİN EREE gabietleri Her cczanede arayınız. ' Posta kutusu 1255 Hormobin | HU ıve BEL GEVŞEKLİGİNE KARŞI u SON ÇIKAN KARARIMDAN HŞ KiMSE Dr.lihsan Sami ' GEKARFLEİSETE EGYTRRELĞ ç, L f . EUBDENİ CAYDIRAMAZ -- ON İSTAFİLOKOK AŞISI . İZGEN SONRA AR- IK SVMDE İstafilokoklardan mütevellit Cer- l C DI ı' I MB' A ) LAŞA OIM . genlik, kan çıbanı, koltuk altı çıba- ! LA loyln e PLAKLARI : nı, arpacık) ve bütün cilt hastalık- larına karşı pek tesirli bir ilâçtır. ı Divanyolu No. '113 l 17443 — KALBİNİ KALBLME Bayan Süheylâ Bedriye eT SS T YKUT AYUT YILLARDANBER! ” . » (Bestekâr Yesari Asrm) DOKTOR 17442 — YEMİN ETİNANAYIM — Rasih Beşer Necaettin: Atasagun PARLASAY’I:L UFKUNDA R;ııh Tlayür Malat: Kemani Kalender fidr, gn mahabltüş ati bayağa, 17441 — MALATYA HALK ŞARKISI ÖKSÜZ akşamları 17 deo 20 ye kadar Lâle AT e MA Ş li tayyare apartmanları İkinci daire LAMBADA ŞİŞESİZ YANAR MI ? a bt iar Malatyalı Kemani Kalender AŞ EEMRU Haai #Ğöt.. - TURNALAR Rasih B Cumartesi günleri 14 den 30 ye be 17448 — HALK ŞARKISI RNALA sih Beşer dar hastalarını paras:z, Kurun, Ha » —» — KARADUT Rasih Beşer Di DİMEM — B: Ü olüyulülerim Ünliriğini “önüke 17444 — HALK ŞARKISI — FADİ ayan Suzan bilinde muayene eder. Telef: 23053 n VEM HER #şİDE YOLUNA KOVDUK. ” ÜN 4" SONRA RA- w ” YARIMIN EVLER! Bayan Suzan MARKİZ DÖ POMPADUR. Y01 — eee aeRr Ağaçların yanından geçtiği bir sıra- 190 MARKİZ DÖ PAMPADUR Jan: çük kapıyı itti, kilitledi ve sürmeleri Jan d'Assasın koluna girerek ve bü- — İşte geldiler! diye bağırdı. Çabuk haber ver, açmasımlar!.. — Haber verdim madam! Sizi kut- tarmayı kafama koyduğum için, icap eden tedbirleri evvelce aldım. Kapıyı içeriden kilitledim.. Ve işte anahtar!. zlerle beraber Jülyet, cebinden ' anahterı masanın üzerine at- — Ne yapmalı? diye mırıldandı, ne yapmalı?, — Kaçın, madam! Bir tek saniye kaybetmeden kaçın.. Duyuyor musu- nuz?.. Kapır daha şiddetle vuruluyor... Açmadığıma hayret ediyorlar! Aman ya Rabbim!.. Belki bahçeden geçmeğe çalışacaklar.. Kaçın, madam, kaçın.. Bir an sönra, çok geç olacak!.. — Evet, kaçmakl.. Ve kralı haberdar etmek lâzım!.. — Gelin! Gelin!.. Jülyet, bir şaşkınlık anındaymış gibi, kapı tekrar vurulduğu bir sırada, Janı kolundan yakalayarak bahçeye sürükle- di. Küçük kapının önünde titriyerek durdü.. — Durun, madam ,dedi. Bu taraltan hiç bir tehlikeye maruz olmadığınıza — Bu sadakatinin mükâfatını göre, ceksin kızım!.. dedi. Jülyet küçük kapıyı aralamış ve a- Büçların altına seri bir nazar atfetmiş ti. — Kimseler yok, diye mırıldandı.. Kaçın, madam.... Jan kapıdan geçti ve birdenbire sor- du: — Yasen? Sen de benimle gel!.. Jülyet, cevap olarak : — Kaçın! Kaçsanıza, canım!.. Dedi ve derhal bahçeye girerek, kü- itti. © zaman, bu döfa artık gizleyemediği bir heyecan içinde soluyarak, Janım a. yak seslerinin kaybolduğu ana kadar ekledi... Sonra, eve girerek Nikölu çağırdı . — Beş dakika sonra, bütün — ışıklar sönecek... — Başüistitne., — Ve gece yarısı.. Kapı vurulunca « — Açacağım.. — Ve gelecek olan adam; elinden tu- damın odasına getireceksin!.. ler üzerine Jülyet, sür'atle - daya çıktı ve madam d'Etyolun giydi- ği gecelik elbiselerin ayni olan bir el, bise giymeğe başladı.. XXXIN ESRARENGİZ EV Jan bahçe kapısının bu kadar ani şekilde kapandığını görünce, kendisini kurtarmak istediğini iddia eden kızın bir oyun oynadığını hisseder gibi oldu. Bunun üzerine, bir an, seslenmeği her ne bahasına olursa olsür dü . Fakat ya Jüli miş " Eve girmek istediği meçhul adamla- ma kapıya vurular darbeleri duyu yordu. Kralın tehlikeye maruz bulunduğu düşüncesi onu Ürpertiyordu — Aman ya Rabbim! Diye mr dı. Evvelâ o! Ona haber vermek! kurtarmak lâzım!.. Bunun üzerine Jan, mümkün old uğu kadar kapıdan uzâk bulunacak, şato i$e tikametine doğru atıldı. Karatını vermişti., Doğru şatcya koşacak ve krala, kü- Çük eve gittiği takdirde, büyük bir teh. likeye maruz kalacağını haber verecek- ti. da, bir gölge, bir adam, birdenbire ka- hşet çığlığını güçlükle zaptet- ti.. Fakat, demin de söylediğimiz veçhi. le, Jan cesurdu.. Göğsünden, altın saplı küçük bir ka- ma çıkardı ve metin bir sesle şöiyle de- di: — Het kim olurganırz, olun! Derhal gekilip bana yol verin!.. İster asilzade, ister köylü olun, bu yaptığınız hareket cidden alçakçadır! Fakat size şunu söy- liyeyim ki, kendimi müdafaa etmek at- mindeyim!.. Bunu görüyor musunuz? Adam bir adım geriledi, hürmetle e. Bildi ve içinde bir huçkı n titrediği bir sesle şöyle dedi: — Sizi bir an için olsun korkutmak ve nazarınızda adi bir adam hissi uyan- Yırmak cidden acı bir ıstıraptır, Ma- dam..... Jan çılgın bir sesle bağırdı: — Şövalye d'Assas... — Evet, madam!.. Aşkını ayakları - nız altın sermeğe ve kılıcını hizmetini- ze vazetmeğe gelen şövalye d'Assas.. Jan bir sevinç nidası kopardı ve iki elini uzatarak: — Oh! Şövalye, dedi, bulunduğum vaziyet ve şerait içinde, hiç bir tesadüf, sizin bana telkin ettiğiniz itimadı telkin edemerzdi.. Bu sevinç nidası, bu jest ve bu sözler şyövalyeyi sevinç içinde titretti. Bunları hayalinden bile geçirmeğe ce. saret edemerzdi. Kalbi müthiş bir hızla çarpmağa başladı. , Jan: — Evvelâ uzakloşalım!, , Dedi d'Assas da şu cevabı verdi: —- Koluma girin madam ve emin o- dun ki, bu kolun tahtı muhafazasında bulundukça hiç bir şeyden korkmama - nız icap ederl., yük bir itimatla bu kola yaslanarak: — Bundan eminim, şövalyel. « Dedi.. Bunun üzerine yürümeğe baş- laktılar... D'Assas, güzel bir rüya görüyor gi. biydi.. « Jan onun kolunda! Onun himayesinde idi! Bu, onun için, en mes'ut bir an, hiç bir zaman unutulmryan anlardan bi- ri oldu... . Bir nevi vecd içinde yürüyor, — bir tek kelime söylemeğe cesaret edemivor- du.. Jan da susuyordu.. Maamafih, d'Assastan ziyade, Jan için bu süküt can sıkrcr olmağa başla- dı. Bunun üzerine tordu: — Şövalye, nasıl oluyor da, tam be- nim çıktığım bir sırada, siz de bu bah. çenin karşısında bulunuyordunuz?, — Bunu nas:| sorabiliyorsunuz? Si- zin sığındığınız evi öğrenince, bir ha- yalet gibi, ağaçların altında dolaşmağa başladım. . — Fakat bu evde bulunduğumu nasıl öğrenebildiniz?. Şövalye sarararak cevap verdi: — Sizi getiren arabayı takip ettim... Şövalye çifte yalan söylüyordu. Kendisini, küçük eve kadar, Berni getirmişti... Janın saat onda bu evdezi çıkacağımt ise ona esrarengiz mektup haber ver- mişti.. Fakat hangi âşık, bu nevi hatalardan münezzehtir?, Jan düşünüyordu. Kralı tehlikeden haberdar etmek istiyordu. Fakat, on be. ginci Lüinin aşk rakibi olan d'Assas. tan, bu hususta kendisine yardım et « mesini isteyemezdi!. . Fakat bir nokta onu teskin ediyordu yegâne gayeleri, onu, krala bür mektup yarzmağa icbar etmekti. Binaenaleyh, kralın tuzağa düşürülmesi için onun mektubunta güveniliyordu.