n vv Te n CĞ 7 CG T E M CAYA PZ Ş o00k ef Hatıralarını anlatan CEYMS NOBODİ Enlellicans Servisin en meştim cası Hans Fuşa :“Kayserden ğine göre demek 5$ | kaçıran S'Z3NİZ,, — Onun ne ehemmiyeti var? Biliye- rum ya, tiz ona bakın.. — Bilâkis bunun çok ehemmiyeti var, Burada umum! karargâhta bu sır- rı bilen iki kişi vart Kayser ve bens Ciddiyetimi bormamnağa çaşarak müukabele ettim: — Kayserden şüphe edilmiyeceğine göre demek sırrı ağrından kaçıran siz- siniz ! Hiddetten boğuluyordu az kalsın.. Ce- ketinin yakasını gevşetti, aınında — be- liren terleri sildi. Sonta boğuk bir #c8- le: — Bu sırrı kimden öğrendiğinizi bür na söylerseniz sizi serbest bırakırım. — Sör veriyor musunuz?. — Namusum üzerine söz veriyorum. Cebimden cüzdanımı çıkararak için den şu telgrefr alıp Hans Fuşa - uzat- tım: Grosses Hauptauartier S. M. des König von Preussen İtilAf devletleri umumi karargâhı nezdinde hususi bir vazife görecek olan genoral fon Vinterfelt ila büyük eçi kont Oberndorfa ve Rayiş'ağ azasından M. Erzbergero cepheden geçerken laylık gösterilmesi lüzumu, samajotle Kayterin emtiyle, tebliğ olunur. Hans Fuş Samajaste imparater ve kralın birinci hususi İ müşaviri 'Telgrafı okuyunca Hans Fuş k_cl- tuğuna göküverdi.. Elde ettiğim üs- tünlüğü mubafara endişesiyle ben atıl- dim: <— Görüyorsun set emi balardan elde ediyo. uz ki malümatımı ga- verirsem Kayserin ne yapacağını pek merak etmekteyim. — Ne? Bu telgrafın aslı da siz. de mi?. — Bende idi, Fakat şi biraz ev- vel size bahsettiğim, arkadaşlarda ... — Şu halde elinirdeyim desenize?. — Yeani ben sizin elinizde değilim? — Heyhatt.. — Korkmayın, mağlüp olan bir düş- gnanı vurmak âdetim değildir. Onu için kâfi.. mağlüp etmiş olmak benim Bu akşam telgrafm ağlırı size İi “im.. — fade edersiniz ha?. — Evet.. Bir çartla... — Nedir o şart?. — Badema Çuriski yoldaşın hares kâtiyle alâkadar olmıyacaksınız. jade ede- TEFRİRA NO: 86 slarından şüpüe edilemiyece irri ağzınızdan ded Naldoni — Ana!şıldı. Zaten Hans Fuş da ge- liyor. Ben ona doğru gidiyorum.. Siz kaçınız.. Talihiniz açık olsun.. Ayrıldık.. Öteki kaklırımdan ikimizi gözetlemiş olan Hana Fuş kont dö Nise doğru ilerledi. Kont ta onun üstüne yürüdü. Bir münakaşa başladı. Durakladım. Müdahale etmeli miy. dim?. Kocarımı vermeğe — vakit kalmadı. Kont dö Nisin tabancasıma davrandığı- nı, Hans Fuşa çevirerek ateş ettiğini, onun yüzünden yaralamıp bir külçe gi- bi yere yıkıldığını bir an içinde gördüm. Kont dö Nis, caddede duran bir o- Kont dö Nis sordu? — Nereye gidelim?. — Büyük gâazinoya.. Biliyorsunuz. ki iki kapılıdır . — Anladım.. Arabayı?. — Büyük kapı önünde berakırız. — Mükemmel!. : Beş dakika sojra büyük gazinoya girdik.. Salonu baştan başa geçerek arka kapıdan çıktık.. Oradan l?ımn meydanında 1 numaralı binaya gittik.. Orada bizim için mükemmel bir melce vardı ve yakalanmamız hiç muhtemel geğildi. Çünkü ayni binada A!man har- biye nezareti şubelerinden biri bulun. iktaydı. n (Devamı var) Düşünceye daldı.. Bir kaç şaniye son. ra: — Peki, dedi, fakat telgrafın aslı bu akşam bana gönderilmiş olmalıdır. — Hay hay.. Yalnız bu telgrâln fo- oğrafla bir kaç kopyasnı * namda tabif bir. mahzur y Ne olüz, ne olmaz, insanlık elki vaadinizi unum.-ıunuı_. 'Tamamiyle mağlüp olmuştu. kaşa etmedi.. Ayağa kalktii hafilçe bü- gını eğmek suüretiyle beni selâmlıya- rak: — M. Çüriski, dedi, na ermiştir. Sizi fazla alıkoymal mem. ; — Allaha ssmarlıdık.. Bu heyecankı mülükat gukkanlılığımı görünüşte miştim amma bakikatte rap olmuştu. Kayserin caşusunun y; mandan çıktığım zaman manen Ve mad- deten çok yorgun bir hahde idim. Kont dö Nis beni dışarrda bckkn:k- teydi. Tesadüf imiş gibi ona doğru yürüdüm ve cigaramı onun CigarasıM- dan yakmak üzere müsaade jstedim. Cigarasını benimkine sırada fısıldadım : — Dikkat! Hans Fuş, benim Ceymis Nobodi olduğumu tartdı. Güçbelâ kur. tulabildim.. Peşimden takip ettirmesi mühtemeldir. Bu takdirde peşimdeki- Teri İki Üç dakika alıkoyunuz. Derhal -- <.. ge — Aesfn malüm yver- mülâkatimiz $- k istes osnasında $0” muhıfu et- sinirlerim bâ- istanobul radyosu 14 NİSAN — 1938 PERŞEMBE halkeci gözlerit kolu la- 19,15 spor musaha- berleri, â: Eşref Şefik, 19,33 borsa hal , ;:l.;ıdı ve arkadaşları taraftından Türk musikisi ve halk şarkıları, 20,45 bava ra- , 3048 Örner Rıza tarafından arapça söyler, 21 Radife ve arkadaşları tarafından 'Türk musikisi ve balk şarkıları, (sâat a. 2145 örkeslirasi, 22,15 ajans Inbır; 2,30 plâkla sololar, epera ve opere ::-ğ.ı.':. f2,50 son haberler, ve erlesi günün Pprogramı, 23 son 18,30 Beyoğlu rafından bir temsik, yarı BÜKREŞ: 18 cııhııl." 35 Yugoslar İlsal nik konı;;:b_m JDAPEŞTE: Ka BLı'.I radyo orkestrası, 20,10 müzik, aknde misinden nakil, 23.30 plâk. ERLİN” B";m SŞopen müziği, 19 bando, 20, plâk, îııv;r)'el!. 23,40 bafif müzik, ve balk ha- yaları, 20 mandolin orkestrası, 20, dar, 21,15 senfo- nmîı;'; Küçük orkestra, 20,20 plâk, 21,20 Mbla haft müzik, 2915 salon orkeytrosı, ;l'.l.'ı hafif müzik. v,u;sıı;v':ı." orkestrası, 18,45 şarkılı kot İ70E lmall. 23 küçlük orkestra, 22 plâk $0r, , 29 koaserı Almanya, yürüyüşüne devam edi - yör, Avusturyayı ilhak etmekle bilfili başlıyan şark yürüyüşü, gimdiki hal- de, bir koldan Macaristana ve bir koldan da Çekoslovakyaya dalmıştır denllebilir. Sudetlerdeki Almanlar, kendilerini Çekoslovak vatandası ad. detmemeye başlamış gibidirler. Maca. ristandaki yarım milyon Almanın da Berlinden bazı talimat almış bulun. dukları rivayet ediliyor. Çek hüküme- tı, Almanya tarafından istenen bü « tün ekonomik menfaatleri kabule ha. zırlanmış gibidir. Macar hükümetinin de Almanya ile yeniden bazı ekonomik konuşmalara girişeceği — anlaşılıyor. Romanyada, bir müddet durur gibi o. lan Alman tahrikâtı yeniden başla. mıştır. Tuna havzasının, son süratle birtakım yeni belâlara yaklaşmakta olduğu muhakkaktır. Avusturyanın akıbeti, Tuna havza- smı tedhiş etmiştir. Almanya, bu kor. kulu havadan azami istifadeyi elde et- meye çalışıyor. Bugün Berlin, Sudet- lerin bir emrivaki ile “Büyük Alman- ya,, ya bağlanmasından ziyade Tuna havzasını istismar etmek, Tuna dev . Jetlerini, aşağı yukarı birer Alman müstemlekesi haline sokmak cihetini düşünmektedir. Şimdiki halde, Macar dış ticaretinin yüzde ellisi Almanya Wi le yapılmaktadır. Macarların Alman mek mümkün değildir. * Zira; 1 — Almanya, siyasi tehditlerle, al- dığı malların fiatlarını tstediği gibi tesbit etmektedir. 2 — Macar - Alman alışverişinde Macarlar daima alacaklı kalmakta ve Almanyanım bu borgları ne zaman te- diye edeceği hep meçhul bulunmakta- dır (1). 3 — Macaristan, Almanyaya istedi. ği maldan, dalma istediği miktarda ihraç etmeye mocbur kaldığı için, di- Ber memleketlerin taleplerine cevab verememektedir. Bu yüzden Macarlar birçok eski müşterilerini kaybetmek. tedirler. & — Almanya, çok defa, borçlarını Macaristanımn ihtiyaç duymadığı bir- takım mamul eşya ile tediyeye kal - kışmaktadır. Macar hükümeti gimdi- ye kadar, Roma paktına dayanarak, bu tediye tarzını kabul etmemekteydi. Fakat Roma paktımın Avusturyayı herhangi bir şekilde müdafaa edeme. diğini gördükten sonra Macarların Almanyayı kızdırmaktan ne — derece çekincecekleri tahmin edilebilir. Velhasıl Avusturyanm ortadan kalk- masından sonra Çekoslovakya nasıl bir parçalanma merhalesine yaklaş- mış gibi görünüyorsa Macaristan da bu iki komşusundan asla daha mes'ut bir manzara arzetmemektedir. Maca. ristan, maalesef, bir yarı müstemleke olmağa doğru gidiyor. Birtakım ha- ris politikacıların faaliyeti neticesin- de Romanyanm da böyle bir felâkete sürüklenmesinden korkulabilir. Kü- çük İtilâf mekanizmasının - işliyeme- mesi Çakoslovakyayı ne derece muz. tarib etmekteyse, Romanyanın da, Tuna dalgalarına karışa karışa gelen tehlikeden öyle bir ıstırap duymakta olduğu muhakkaktır. Macaristandaki Daranyi hükümeti Alman tazyikleri kargrsımda ne yapa, cağını gaşırmış bir haldedir. Macar devlet adamlarınm bugünkü politika- ları, sadece, Almanyaya yaranmak ve hoş görünmek çarelerini aramakla hu- lüsa edilebilir: KA AA Jarr iyi mügteri addettiklerini söyle, | 1 — Macar hükümeti yahudilere kargı çok çetin bir cephe almış bulu- nuyor. Hükümetin dayandığı “Nep” partisinde hususf bir komisyon teşkil edilmiştir. Bu komisyon Macaristan. daki yahudilere kargı almacak tedbir- leri tesbit etmekle meşguldür, Tica - ret, endüstri ve matbuat âlemlerinden yahudilerin uzaklaştırılacağı, hattâ muallimlik, avukatlık, doktorluk, e0 . sacilik, ” itüyabe ro Ve sinema artistliği meslek ve sanatlara girmelerine de imkân ve - rilmiyeceği anlaşılryor. K 2 — Macaristandaki nasyonal - sos. yalistleri eskisi gibi tazyik etmemek. Esasen, bugüne kadar da, Mâacar hükümeti nasyonal - sosyalistlere kar. Şi büyük bir tazyikte bulunmuş de- ğildir. Zira Macaristanda yahudi düş- manı bir partiyi tazyika kalkışmak herhangi bir hükümet için affedile. Taez bir siyasi hata olur. Böyle bir hü- kümet halkın sempatisini derhal kay. betmeye mahkümdur. Macarlar Yahu- dilerden biç haselmezler. Zira 19 un- cu asrın sonlarındanberi Macarista . nn bütün servet kaynakları tedricen yahudiler tarafından - elde edilmiştir. Hattâ birçok asil Macar aileleri top- raklarından, mallarından sonra asalet unvanlarmı dahi yahudilere terketme. ye mecbur kalmışlardır. Macaristan- dâ hakikaten yahudi tollikesi mev- cuttur. Bununla beraber, maliyenin ve en- düstrinin yahudiler elinde olması, Peşte bükümetlerini, yahudilerle iyi geçinmeyo zorladığı için Mmmlın.] da, yahudi aleyhtarlarınım arasıra | tevkif edildikleri görülüyordu. Bunla- Tn en ileri geleni binbaşı Salasidir. Bitaraf müşahitlerin rivayetlerine bakılırsa, binbaşı Salasinin, bir iki yıla kadar iktidar mevkiine geçeceği. ne iİnanmak İâzımgeliyor. Macgristandaki yahudi düğmanlığı- nn Alman azlığı ile birleşerek Macar nasyonal - sosyalistlerine müzaheret etmesi Macar rejimini değiştirebilir | mi? Böyle bir hareketim kolaylıkla Al- manyanın yardımını temin edebileceği de düşünülünce bu suale menfi cevab vermek mümkün olamaz. Esasen bin- başı Balasinin şimdiye kadar iktidar mevkiine — yükselmemiş bulunması, Macar nasyoanal - sosyalistleri arasın- daki ferdi rekabetlere hamledilmekto- dir. Macar nazileri liderlik kavgala- rından kurtuldukları gün, Peşte hü- kümetinin müttehid bir nazi cephesi karşısında mukavemet edemiyeceği lddia olumuyor, ' îîîlî;a Tuna havzasında tehlike var! Berlin, Tuna havzasını istismar etmeği, Tuna devletlerini birer Alman müstemlekesi haline sokmayı düşünüyor —M———————————————- ZAYİ — Zografyon Hesinden aldığım Macaristanım nazi bir devlet olması belki bir iki haftalık bir iş addedile- mez. Fakat gerek Macaristanda, go - rek Romanyada, Almanyanm yahudi düşmanlığını körükliyerek nazileri ve ya naziliğe yakm teşekkülleri kuvvet- lendirmeye çalıştığı muhakkaktır. Faraza, Romanyada, bir müddet- tenberi sesi kesilen Guga yine meyda- na çıkmıştır. Bu zat Romanya akades misinde bir nutuk söylüyerek demlğ- tir kiz “—— Ben Avusturyanın Almanya- ga ütihakim — gayet tabil — buluya- —— rum. Bu haroket yahudiliğin büyük bir inhisamı olmuştur. Avusturya yahıdileri yıkıcı parazitliğin en kö. tü nümüuneleri olarak gösterilebilir. Hitlerin — Avusturyaya girmesile Avrupanın gödeğinden büyük bir j felâket kallkmıştır. Yahudinin Viya. i nadaki “mefsedetine,, nihayet ve . riülmesi beynelmilel bir mos'ut hüödi- sedir. Biz müli Romen gaviyesinden bu hüdiseye ancak sempati ile ba- j kabiliriz. Yahudiden kurtulma cere- — | yanının Romanyada bu derece huzlı | yürüyememesi bize azap vermekte- dir. ... Velhasıl Almanya Tunayı tedhiş et. tikten sonra bir taraftan naziliğe sem- pati yaratmakta, her memlekette na. zi cereyanlarını kuvvetlendirmekte- dir. Ve diğer taraftan da, Tunalıların şaşkınlığından istifade ederek istediği gekilde rüçhanlı ticaret muahedeleri imzalamakta ve Tuna devletlerini eko- nomik “hulülü muslihane,, ile müs « ğ temlekeleştirmeye savaşmaktadır. *| Şekip GÜNDÜZ Kİ (1) Almanya, Avusturyaya da böy- İ b yapardı. Tazyik eder, istediği kadar mal alır, sonra tediyeleri savsaklar, 4 dururdu. Avusturya büyük Almanya | ile kaynaştığı gün, Viyana Berlinden tam 385 milyon marl: alacaklıydı. Teşekkür Kıymotli meslektaşımız İstanbul Asliye Birinci certa mahkemesi başkanı Sadettin Gürenin ebedi ziyamdan dolayı gerek doğ- rudan dağruya ve gerekse bilvasıta taziye. de bulunan ve cenaze merasimine iştirak etmek süretile merbuma son vazifel hür- meli ilfa eyliyen zevata ayrı ayrı toşekkür etmek mümkün olamadığından şükranla- yımırzın İstanbul adliyesi namına gazeteniz le Iblâğını rica ederiz. İslandul C. Müddelumumtsi H. Onat diplomam bu kere kaybolmuştur. Yenisini gıkaracağınıdan eskisinin hökmü yoktur. Kozmas Teodoridis'