—683— Taksim İncekaş 3: Göğçelniz. Böyünüz ortadır. F Ce İyisiniz, site zayıf katiyeon den mez. Normal bünyede olduğunuzu söylemek en dofrudur. Ameli işlere kübiliyetiniz Iyidir ama çabuk #ikilmanız bu kabiliyetinizi tamamen göstermeğe İmkân bırak- mamaktadır. Yaptığfınız bir işin hartöt İntiramını da thmal etmeğe temayülünüz vardır. Zaki olduğ'unur balde yökâhızı tam Manasila — İşlot. HMiyor ve kendinizi bu sahada — yor Yaâktan çekiniyorsunuz. Zevk ve ka rarlarınız değişmektedir. Da Kkâmül edecek bir yaşta olduğunura göre bütün bu yazdıklarımı temli edarsenliz ileriye emniyetle bakab Hizslniz. Dikkatiniz de kuvvetlendi rilmelidir. Söylemeği düş ü& Bir çeyi söylediğinizi zannettiğiniz yamanlar vardır. Nitaz Bıin görü nüyorsunuz. genenmene bir işten — 384 Balürküöy Güneş Böyüdüt örta veyâ — utuldadır. Bünyecde nörmülsiniz. Yaş Itibarile de gençeiniz. Bıhhatiniz iyidir. Ame W işlere kabiliyetiniz tyidir. Yeni iş ler karşısında mütereddit kalmaz, bunları da kavrayip mura ir tablattesiniz gını bilirsiniz, ista KİZe kideteğiniz yolu » göstermektedik Bir — işte rar vermek yetine £ vermek ve İşlerin netl- ni gördükçe kar rınizt bu Na »re tefrik etmek ruhi vo zihn! temayüllerinizdendir. Kararlarınız da seri değilsiniz, Ihtiyat ve teenni itiyadındasınız yazdığım güzel Mub ile harek tmek Hik ineselelerinda, hususiyetlerden — utaklhşabilmetiz mümkün görünüyor. Kendinite bağ- Hlmğinız fazin olduğu için başkaları- BT çetf y g İA ayanrıeHİ M öğgyyyet SAA aa0 a adaT İ ayyyoyrt İT iangyyüFİ CAİ0 ypa ge BAT ae taşlar fırlatılıyordu, Pencere kafen. Teri sürülüyor. kapılar aralanıyor, her kapıdan kızgin bir insan fırlaya | rak bu kudüran kafileye kalılıyor. Birdenbire korktum, titredim, Moerak dâ ettim: Acaba bu namus sut adam, kimdi? Barâk kadar boyumla kalabalığa kârıştım. * Nihayet. Nihayet gördüm: Keşki olasaydım!.. Bu benim melâlka huy- dü, sevgili hocam değll miydi? Atı Tan taşlar, İndirilen tekmolor, vuru- Jan yumruklarla yüzü gözü kan için. İ göremez | kunç bir hiddetle köpüren hılk_m hücumundan kendisini bile koruya- miyordu Dilim damağım kurumuş., hemen oracıktaki bir kapı eşiğine otutu. vermiştim. Alay geçli. Feryatlar, haykırışlar, çığrışlar, tenoke sesleri birbirine karışıyordu. — Blin karısina sataşmak kolay mı? Bir de hora olacak.. — Tuhhh kalıbmma.. — Sürmeli! — Asmalı! — Parçalamalı! zekâ- | ptarça | — AXcera gözeeği Cevapları veren Profesör Sanerk Grafo'oji ve Grafomnetri mütehassisi nazârlârını — sizinkilere — Kolaylıkla kabul et- » Takdir edilmekten de hu- bir zevk duyarsınıs. -685 Şişli - 10 H, V: Yaşınız g0 dan fazladır. Boyanuz uzu dır. Bünyece topluBunuz. Ve şişmanlamağa çok müstaltsiniz. Bu- daha iyi geçirmek için yarın- n fedakârliık yapmağa mütemayil- sİiniz. Halbu vağınız İtibatile yarı: nt İbi eti Usihla. Başkaları- nın takdiri, sizi kendi Mmenfaâtleri: nizi ihmale — sevkedebilir, butlu da da doğru bulmadim. —(8b— C. 6 Yağşıhızı Kati ölürâk tayin — edemedim. 0 dan hx değildir. Röyur nuz uzuncadır. Bünyete toplukünüz. Daha fazla şişmanlamada — islidadınız — vardıt. Sinirli olmağa temayülünüz mevcullur. İ. yice dlşünmeden ekete — geçimenliz ve sontudan düşünüp vAzgeçmeniz &isde fa- diren vaki olmaz. Bu yüzden götüdiye Wa. dar zarar gördünüz. lerer> —87— Mereta Viktörla: Gençelniz. Boyanut örta olabilir. Dünye- €e de normal veya — birâz — Zayıfdanınız. Dikkatiniri Ve Bilhemka bir İşi yaplıklan sonza onu gözden geçirmek takayül ve ik- tidinizi iyi bulduma. Yalaır bir işte göste. rilmesi ve görünmesi elzem höoktaları Yü Zamu Veçhile göstermağe pek dikkat el Müyorsunut, But len mesathlzin bekledi dinir takdiri temit edememesi muhtemel. dir. Zeki ve hassatsınız. — Gönderdiğinlz mektubu yazmak için kullandığınız kalem, galiha kölaylıkla yazmanıza imklin terml- | | MERERRAL SENDE MiKiYE ANLAMADIĞI İŞLERiİ İYİCE İzgil YE ÇOK PARA Bül- 46 kalmıştı. İhtiyar zaptiyo, kor.ı Reşad Enis yordu. Böyle olduğu tak hetli bir tahlil çök 2or olur. rde tam ve İlâ. ——— — o aai e e aa aa -RRS A 138 le, meşhur kâğıt falcısı madam Lübonu riyaret etmesi bususunda, Janı ikna et. mekte hiç bir günçlük çekmedi. Büyük balo gecesindenberi, Jan mühim bir hâ- disenin intizarı içinde yaşıyordu. Bu hâdise ne olacaktı? Bunu bilmiyordu. Faka thissediyordu ki, hasikulâde çey- ler vuku bulacaktı. Bu bir kaç gün onun için nişbeten mes'ut geçti. Kocası Hanri d'Etyol, balodan hemen bir gün sonra, hiç iate- mediği balde bir seyahate çıkmak mec- buriyetinde kaldığını söyledi ve artık kendisinden kat'iyyen ayırmadığı yeni “kâtib,, i Fransua Damyen'i de yanıma alarak çıkıp gitti. Bunun Üzerine Jan, mühteşemi ko. nakta, kendisini her gün götmeğe ge- len madam dü Höstseyle mösyö dö Tüur- nem'in refakâtinde yalnız kaldı. Artık bu defa Jan, babâsıtın endişeli sualleri- ne, büyük bir samimiyetle verebiliyordu : — Evet, mes'udum., Tasavvur edile- miyecek derecede mes'udum., şu, cevabı &ö Turnemin yegâne temenni ettiği yey de bu idi. Hayatı kırılmış olan bu adamın, bü. tün fedakârlıklar bahasına dahi olsa e- tişmekten çekinmiyeceği — bit hedef vardı: Janın saadeti. . Çocuğunun KÜ onu şonsüz bir teessüre garkediyor, onun gülüşü ken- disini güldürüyor, hülâsa, 6 yalnız ço- cuğu için, yalnız çocuğundan dolayı ya- şıyordu.. Janıin yeğeni Hanri gibi bir mahlükla izdivaçta nası| saadet bulahild türlü akıl erdiremiyordu. Vakia, Hanri d'Etyolun kalbi ve zekâsı hakkında bir güphesi yoktu. Fakat âdeta ucube denecek kadar çirkiğ olan bu adamın, BHâhi bir güzelliğe malik bulunan Jana nasıl aşk ilham edebildiğine şaşıyor. du. yanna GURa Nn MARKİZ DÖ POMPADUR Halbuki Janın mes'ut olduğu da inkâr edilemezdi.. Turnem, Fransaya dönüşündenberi, onu bu derece neş'eli görmemişti. Jan, dostu dü Hosseyle çılgınca öy- nuyor, bir çok, seçme misafir kabul edi- yor, büyük bir talâkat ve zekâ eseri gös- teriyordu. Öyle ki, onun evine uğrayan herkes, onun, Parisin en sevimli ev sahibesi olduğunu mütemadiyen tekrur hyordu. Meşhur balodan bir hafta B, bir gün, Turnem ona, Paris civarında bLir gezinti teklif etti. Jan ellerini çırparak sordu : — Lüizle mi?, Lüiz, Madam dü Hossenin küçük is- miydi. Gayet mütevazi, tatlı, iyi mü. zisyen olan bu sarışım genç kadın, Ja- nn bütün arzularına boyun eğiyordu ve resmen Jenın mürebbiyesi olmakla beraber, hakikatte onun dostuydu. Mösyö dö Turnem Janın sülaline şu cevabı verdi: — Hayır, eğer bunda bir mahrur gör miyorsm, yalnız gideceğiz.. Hiç olmaz- Ba bir defa, seni tamamiyle kendime ait histetmek istiyorum.. Belki de bana e- göolst diyeceksin amma, ne yapayım?. Jan, cevap olarak, onu büyük bir mu. habbetle öptü.. Bunun üzerine, beraberce, hareket et- tiler. İki sant sonra arabaları Versayı geçti ve Ermitaj ormanında durdu. Mösyö dö Turmen yere indi ve Jan o- nu takip etti. Orman. şimdi yere serilmiş olan kır- mız: yapraklarla örtülüydü. Çıplak 1- gaçlar, sıska kolların: boz semayo doğ. ru yızatıyordu. Tabiatin üzerine bir nevi hüzün, tatlı bir hüzün çöküyordu. Jan birdenbire, mütehassis ölmuş br hakle, babasıttın kolutu tutarak mıril 4 dandı: — Gidip ânnemi görelim! Mösyö dö Turnem de mahzun bir ti> verla cevap verdi: 10 NİSAN —- 1938 MARKIZ DÖ POMPADÜR —— — —— —<— — — Ben de seni oraya götürüyordum, yavrum!. Bir kaç dakika sonra, ormanın için- deki imermer taşın, mezarın Önünde duür- dular.. Jan, ölü yapraklar göktü.. Mösyö dö Turnem onu seyretti ve aavallı kızının, tanımdarğı, fakat çok ıstırap çektiğini pekâlâ bildiği ölüye doğru uçat müşfik kekelemelerle, dü- şür.celerini © ettiğini duydu. Jan ayağa kalktığı zaman gözleri nemliydi.. Turnem tatvir edilemez bir şefkatle ona baktı; sonta onun elini tutarak : — Yavrum, dedi, yaptığım — fenalığı tamdir edeceğime dair ölan yemini bu yerde, bir çok defalar tekrarladım. An- nen, son bakışında, senin saâdetine dik- kat etmemi bana emretti. Ben de bütün mevcudiyetimle, kendim! bu saadete hasrettim. Şimdi, sevgili Jan'ım burn- da bir yeminde bulunmak zirası sende. dir!.. Bu vazifemde muvaffak olup ol- madığımt söyle, .Gayretlerimin boşa çı- kıp çıkmadığını söyle.. Hülâsa, Bakika- ten mes'ut olüp olmadığını söyle, , Jan, müessir bir tavırla cevap ver- di: üzerinde — diz — Evet, babacığım, mes'udum. . Möayö dö Turnem, gözlerini kızının ü | içine dikerek: —— Yemin etl.. dedi, Jan öyle Bamimi bir tavırla : — Yemin ediyorum.. Dedi ki, artık en küçük bir şüphe duymağa imkân yoktu.. Bu anda, ozun hayalinde yakışıklı bir erkek canlarıryordu, Bu erkek, onun önünde eğiliyor ve şöyle diyordu : — Sizi seviyorum!.. Bu, Fransa kralı, Lüiydi., Bu inanılmıyacak hayal, bir hakikat olmuştu !., Sevgili Lüi onu seviyordu!.. Turnemi hayrette birakan ve Janı ,olarak, Puassonla Krebiyon canlandıran sösdetin sırrı işte bunday d â'Btyol köonuğındaki uvüvarelerde onü taşıran Ssevinç ve şaşlın da bu da adetin eseriydi. Mevrzuu bahis suvare'er bir kâç gün içinde en büyük moda oldu, devrin en tanınımış ressöğü, gülr ve Mmüsikişinas- ları oraya gelmeğe başladılar ve madam A'Etyolun kibar ve asil muhitin yeğâne yıldızı olduğu şaylası bütün Parise ya. yıldı. İ 'Tuürnemle Jan Patise döndüler ve ay- vi hayat devam etti: Parlak eğlence- ler, ince oyunlar, şaşaakı suvareler. Ve bütün burlarda, madam d'Etyol emsak siz bir hayranlık uyandırıyordu. Hanri d'Etyol hep meydanda yok- tü 4 Noe Puasson Jana, falcı kadma git. meği teklif ederken, genç kadın işte, anlattığımız haleti ruhiye 'çinde bulu- nuyordu.Jan bunun mceli bir iş ola cağını düşünerek teklifi derhal kabul etti. Hem böylelikle, akşam üzeri, yaya ecasında gezinmiş olacaktı. Bu cidden hoş ve sa- mimi bir eğlenceydi. Fakat her şeye rağmen, Janım içinde garip bir heyecan vardı. İstikbali öğ - renmek! Ne çılgın!. O pekâlâ biliyordu ki Madam Löbon basit bir falerydı ve kendisine müracaat edenlere bir hayli pata mukabilinde saadet satardı, Filha. kika bu kadının, hiç seye felâketten hahsettiği görülmemişti.. Buna tâğmen, gayet zeki ve yüksek fikirli olan Jan, içitde büyüdüğü muhit dolayısiyle, ruahunun çok derin bir ye- rinde, halif bir saflık besliyordu. Fala inanmryordu, Fakat inanmayı çok ie- terdi. Akşam olunca, üçü birden sokağa çık. tılar. Jan İpekli bir manto giymişti ve gâyet memnun görünüyordu. Puason bir eiçi gibi ddddiydi. Krebiyon ise giz, li,bir endişe duyuyordu. YAZAN ve Gizen WALTDİSNEYE