oölu SA Yazan : Nizamettin Nazif örei Gö di Sonra Lökad'a dönünce istediğim ka- dar altın da bulabilirim. Bana itimad ediniz, veriniz bu kızı, Yalvarırım si. ze.. Yadmonda şimdi deminki utangaç liktan ve heyecandan eser kalmamış tı Hafif bir scsle fakat son derece hâ- kim bir odayla cevab verdi: — Kızı şimdi size verebilirim. Na- zarımda köpek kadar kıymeti yoktur. Altınlarınıza gelince, onlarda da gö. züm yok. İsterseniz Rodoplu kıza ver- diğime bit mialini daha katarak size hediye edeyim. — O halde ne istiyorsunuz? Ne ve. Teyim size... — Kondinizi... — Ne? — Evet.. Lökatm güzel kadınmı... Akdenizin dilini, seni istiyorum. Ve cevab beklemeden geriye döndü. koştu, kapıyı kırdı. Rodoplu kızı kü- taklayıp getirdi, kütüklerin arasına fırlatarak; — İşte.. . dedi - all Bu senin ol- Bun... Ve kollarmı açarak ilâve etti; — Gel! Sen de benim ol! Sisamın Aylı geceleri bize aşk sunsun... Safonun artık kulakları uğulduyor- du, Gözleri gapşallaşmıştı. Erkekle ko- nuşmayı bile bir zül sayan, en genç, en güzel ve tatlı dilli delikanlıya bi. le bir katıra bakar gibi bakan, lâtif tinsin âşıkı Iâtif cineten Safoya bun- dan büyük hakaret mi olurdu. Dün. Yanın en acmacak haline düşmüştü. Bir sevdiği kıza, bir kendini seven er- keğe bektı. Ve bir an içinde bu tartiı- gin kararmı verdi: <— Hayır! Ne bunu istiyorum... Ne Beni! - diye haykırdı . Dilerim Ege'nin İlâhları yıldırım olup senin Üzerine Yyağsınlar! Ve bir deli gibi, saçını yolarak, hay- kırarak üstünü başımı yırtarak kaçtı, Bık kütükler arasından geçerken kuru dalların baldırlarını kanatmasımdan €en ufak bir acı duymryarak, gemden Ve köstekten kurtulmuş taze ve ürkek bir kısrak gibi kaçtı. Kısantos ne ya» pacağını şaşırarak arkasından baka . betbaht kıza saldırdı. Rodopisin üze- rine atılarak yanaklarına, sırtma, burnuna tekme, tokat yumruk savur. du. Butlarmı ısırdı. Bir kenarda sin- miş olan Ezop'u yakalıyarak bir te- miz dayak da ona attı. Ve ağzı burnu kan içinde kalan kızı saçlarından çe . kip bir müddet sürükledikten sonra: — Kanbür? - dedi - bunu da aâla- eakem! Bununla da evleneceksin! Seni €anmr çıkarana kadar rahat bırakmı. Yacağım. Yalancı kanbur! İki günde bir evleneceksin! Fakat bununla da hiddetini alama. kaldı. O zaman Yadmon bütün hîddeukl l Güzel ız ve FO dı. Filosof Kısantosa saldırdı. Birkaç tokat da ona savurdu. Nihayet yorul. duğunu anladı. Bir kenara çökerken dudaklarından küfürle karışık bir ho- Murtu çıktı: — Köpek Kısantos! Şu Lökatlı kal- tağı getirip canımı sıktığın için sana kanbur Ezopu ve gu halayık — kılıklı kaltağı sana hediye ediyorum. Al bun- ları ve kır boynunu... Akıllr ve na « muslu insanlara böyle musibetlerin sahibi olmaktan büyük azab olmaz. Bü sözleri işitince Kısantos sevin . cinden ne yapacağını şaşırdı. Zaten E. zopu bu kaba ve cahil adamın elinden almak için bir fırsat kollamaktaydı. Safoya da acıımnıştı. Oh! kızı derhal o. na hediye ediverecekti. Bu ne talidi! Hemen Ezop'u bir kolundan, Rodoplu kızı da bir kolundan kavradı ve ikinci bir deli gibi, bir sevinç delisi gibi o koşarak, zıplıyarak, kahkahalar a - tarak bağdan kaçtı. Kaçtı ama, nefes almadan koşması- na ve bu ihtiyar halinde gösterdiği bütün gayrete rağımen Safoya yetişe- medi. Uğradığı son hayal kırıklığın- dan sonra Sisama lânet eden gşalre bir yıldırım. gibi kıyıya ulaşmış, gemisi- ne atlamış ve derhal yola düzülmüştü. Kısantos Rodoplu kızla sahile ulaştığı zaman Lökadım yolunu tutan kızıl pa. patyalı gemi, pupa yelken, koyun ce. nubundaki burnu dolaşıyor ve moçhul bir akıbeti arıyarak Egenin enginle. rine açılryordu. . . * » * M 8 Rüzgür gittikçe giddetini arttırarak devam etti. Ve bu kızıl papatyalarla süslü yel- kenler; bu şişkinliklerini hiç kaybet - meden Safonun gemisini Saporad a- dalarma indirdi. Siklat adaları ara - sından geçirdi. Safo, günlerce devam eden bu yol. culük csnasmda ancak bir defa güver. tede gözüktü. Duyduğu hayal kırıklığı ve azab onu tanmmaz bir hale sok. muştu. Gözlerinin altı kapkara kesil. miş, burnu uzamıştı. Bir zamanlar a- teşler fışkıran gözlerinde şimdi bir sönüklük, bir fersizlik vardı. Gemlci- ler onun yanmdaki kızlara dayanma- dan ayakta duramadığını ve yürüye- mediğini farkettiler, Gami Mataban burnunu dolanırken havalar bir kat daha es'leştiği için dehsetli tehlikeler at'attı. Fakat yel- kenlere vurdukça gemiyi denizden çe. kip havalandıran fırtmalarda bile sü. vari yelkenleri kasmak cesaretini pöz. teremedi. Safo bir an evvel Lökad'a ulaşmasını ve her tehlikeyi göze ala- rak azami süratle yol almasını tenbih etmişti. (Devamı var) Avusturyanın ayrı bir devlet olduğu günlearin tarihinden bir yaprak Progyawen Avunturyaya meydan oluyarak kendi eğemenliği altında bir Alman iltikadı kurmaya çalıştığı devre ait bir halıra: 1850 yılında Dresden de toplanan kongre.s HARER — Zaksam nostast GUNMÜUÜN MESELESŞİ İngilizlerin yardımile Ibnissuut göçebe kabileleri süratle iskân etmektedir Italyanlar, Şammar, Utaybe, Acman gibi böüyük kabilelerin teveccühünü kazanmağa çalışmakta- dırlar. Fakat, bugün, Ceziretülarap İngiliz dostudur Yazan: Şekip Gündüz Birkaç gün evvel, bu sütunda, Kı. Zildeniz eğemenliği etrafında fikir yü- rütürken, İngilterenin, Arab memle- ketlerinde modern ordular kurulma- Bına yardım etmekte olduğunu yaz.- mıştık. Bvet; İngiltere, Arab memleketle. rinde gayet kostirme yollardan yürü. yör, İtalyan radyolarında arabca neş- riyat yapılması karşısında ve İtaiyan casusluk teşkilâtı tarafından dikkatle yetiştirilmiş propagandacı softaların Arab memleketlerinde dolaşıp tahri. kât yapması karşısında boş durmu- yor, İtalyanm efkârı umumiyeleri el. de etmeye çalışmasına mukabil, İngil- tere de Arab memlieketlerini idare eden hâkim unsurları sıkı sıkı elinde tutu. yor ve bu unaurları kuvvetlendirmeye çabalıyor. ©O yazımızda, İngiltere tarafından gösterilen bu dikkat ve gayretin bir e. serinden de, yani Hicaz va Necid kral- lığında yetmiş bin kişilik muntazam bir ordu teşkil edilmiş olduğundan da bir nebze bahsetmiştik. Bugün hem bu orduya, hem de Hicaz ve Necidde görülen büyük değişikliklere bir par. ça daha geniş ve etraflı bir çekilde temas etmek istiyoruz. Hicaz ve Necid krallığında göze vu- ran en büyük değişiklik, günden gü göçebeliğe nihayet verilmekta olma- sıdır. Kral Abdülâziz bin Esseud birçok asırlardanberi göçebelikle yaşamâkta olan Arab kabilelerini süratle iskân etmektedir, İbnissuudun bu hareketi, doğrudan doğruya kendisi tarafından verilmiş bir kararm tatbikı suretinde kabul edilmelidir. Fakat yıllarca evvol iptidaf bir tarzda başlamış olan bu is. kân ameliyesinin bugünkü müspet manzarasında ve aldığı şekilde İngiliz yardımlarının büyük bir tesiri olduğu da inkâr edilemez., Tbnissuudun bu işe İlk karar verdi. ği tarih 1912 dir. O zaman sadece Ne- cid hükümdarı olan kral, askeri bir kuvvet teşkil edebilmek için, halkm mutlaka “muayyen yerlerde oturur bir halk,, haline girmesi lâzımgeldiği. ni düşünmüş ve Artaviyede bir nümu- ne köy kurdurmuştu. Bu köy şimdi bir hayli büyümüş ve bir kasaba bali- ni almıştır. İbnissuudun giriştiği bu büyük işin tarihçesini yapan müdek- kikler, göçebe Vahabi kabilelerinin reisleri tarafından gösterilen bu me- denf arzuyu evvelâ çok yadırgamış ol. duklarmı söylüyorlar, Birçok asırları ftam bir vahşet içinde geçirmiş olan Vahabi kabileleri yer yer isyan etmiş. lerdir. Bunlar köy kurmaktan nefret ediyorlardı. Köy kurunca, artık gazve yapamıyacaklarmı, biribirlerine iste - dikleri gibi saldrramıyacaıklarmı sanı yorlar ve bulundukları yer malüm ola cağı işin herhanzi Gir hareketlerinir derhal cezalandırılmasından — korkuü- yorlardı, Fakat buna mukabil İbnissu- ud tarafmdan kurulan köylerin birçok faydaları olduğunu da kabul ediyor- lardı. Bilfarz su... Cezirettilârab'ın en nadir ve kıymet. Hi geylerinden biri de sudur. İbnisewud, mühendisler getirterek birçok yerlere burgular vurdurmuş ve köyleri su çı. kardığı yerlerde kurmuştu. Su... Ceziretlilârabın bu bulunmaz nimeti göçebe Vahabi kabilelerinden bazıları üzerinde beklenilen tesiri yap- tı. O güne kadar pis kuyuların çamur. Ça acr sularından birer ikişer tulum doldurabilmek için biribirlerini öldü ren Vahabi'er, arteziyen kuyularmdan şarıl şarıl akan suları görünce bir par- ça akıllarını başlarına toparlar gibi ol dular, İbnissaud bu suları büyük havuz- larda biriktirerek toprağı sulama işi. ni de halletti. Çok büyük havuzlar yaptırdı, kanallar açtırdı. Vahabileri ziraate alıştırmıya çalıştı. Kabiloleri, İhvan (kardeşler) namı. nı verdiği iskân gruplarına ayındı. Bu gruplardan berbirini bir köye müşte- rek sahip yaptı. Yani bir nevi kollek. tivite kurdu, Her köyde bir cami, bir hükümet dairesi, bir mektep, bir kışla ve bir de inzıbat dairesi yaptırdı. 1913 de bütün Necid kabilelerine gönderdiği bir tamimde, müstakbel Hicaz kralı, giriştiği büyük işi göyle hulâsa ediyordu: “Bugünkü dünyaya uymamız (âzım- dır. Bunun için kayalar aarsında ker- tenkeleler yılanlar gibi dolaşmaktan ve biribirimizi 1sırıp zehirlemekten vazgeçmemiz lâzımdır. Vahabiliğin de- vamı ve yabancılara esir olmamamız için tek çare gudur: “Kardeşlik kurmak, ev sahibi mak ve su bulmak.,, İbnissutda bu mühim iş için yar. dım edenlerin İngilizler olduğunu u. nutmamak lâzumdır. 1912 de Artaviyede yapılan ilk le- kân ameliyesinin üzerinden tam 26 yıl geçmiştir. Şimdi, bu suretle kurulmuş olan köylerin sayısı “115” 1 bulmuş. tur, Her köyde en az Üç artesiyen ku- yusu açılmıştır ve Vahabiler köylerde yaşıyabileceklerini, toprağı işliyebile - ceklerini, muasır medeniyete uyabile- ceklerini her gün bir parça daha ispat etmektedirler. ol- KADIN l İvenasenmenaececanAsEERALecEA vERGEDENLEE ELECECEESEA. istanbul radyosu 20 MART — 1938 SALI 17 inkılâp tarihi dersi: Üniversiteden naklen, Yusuf Kemal — Tengirşenk, 18,30 Plâkla dans musikisi, 19,15 konferans, Boy oğlu halkevi namına Semih Mümtaz (No- zaket), 19,53 Borsa haberleri, 20 Belma, ve arkadaşları tarafından Türk musikisi ve halk şarkıları, 20,45 hava raporu, 20,18 € Rıza tarafından arapça köylev, 21 Tahsin ve arkadaşları , tarafından Türk musikisi ve halk şarkıları, (saat ayarı), 21,45 örkesira, 22,15 Ajans haberleri, 22,30 plâkla sololar, öpera ve öneret parçaları, 22,50 sön haberler, ve erlesi günün prog. ramı. 23 son. Şüphesiz, bu hareketin devamı için İbnissuudun bazan cebir ve gşiddete başvurduğu görülmüştür, Faraza 1927 de ve 1928 de bu ihvan teşkilâtların- dan bazıları yabancı tahrikile, layan buy'ıığım mm m ”ym kolaylıkla genişlediği de görülmüştü. Fakat İbnissuud bu irtica hareketini kana boğarak bastırmayı bildi. Ve İs. yana iştirak etmiş olan kabile reisleri. nin hepsini idam etti. Bu köyler şimdi gittikçe büyümekte ve herbiri süratle birer küçük kasaba halini almaktadır. Son Hac mevsimin. de, dünyanımn her tarafından Mekkeye gelmiş olan yüz bin Hacı, Mina sara. 'yının önünde geçit resmi yapan 75,000 “nizamiye” askerini alkışlamışlardı. Bu askerler işte bu köylerdeki “asker toplama,, dairelerinin eseridir. Bitaraf müşahitler, yepyeni — silâl> larla mücehhez olan ve İngiliz müte- hassıslar tarafından terbiye edilen bu kuvvetin seferberlik yapımca bikaç misli artabileceğini ve bütün Cezire - tülârabda İbnissuudun istediği sulhü devam ettirebilecek bir kudrette oldu« ğunu söylüyorlar. Bu kuvvet İngiliz si. yasasına dosttur. İtalyanlar ise gizli gizli çalışarak, Şammar, Acman, Ra. ulla, Mutayyir, Utaybe gibi büyük a- giretleri kışkırtabileceklerini ummak. tadırlar. Fakat yarma hazırlanan sürpriz ne olursa olsun, bugüu Ttalyanm hiçbir nüfuza sahib bulumr madığı söylenebilir. Şekip Gündüz Nisan celbinde askere çağrılanlar İstanbul Vilâyetinden: — 938 Nisan celbinde piyade emr - fından 316 ilâ 329 dahil jandarma ve deniz sınıfından 316 ilâ 332 dahil do - gumlular alınacaktır. İkmal edilemezse 333 doğumlulara müracaat edilecektir. Harp senayii sıralı için 316 Dü 333 ve gümrük sınıfından 316 ilâ 33? ve gayrı islâm erattan 316 ilâ 329 doğumlular si- lâh altma çağrılrtaklardır. Keyfiyet ilân olunur. Yeni Nesriyat: Doğu köylerinde tetkikler Yazan: Dr Rüknettin Fethi Basan; Çığır kitabevi Fiyatış BOkuruş Erzurum, Kara Karaköse, Artivin Ri ge Trabzon Gümüşhane muntıkası küy derinde yapılan tetkikleri, köyeülük mev yuu etrafındak! umumi rüşünce ve te- takkilerin! taşıyan bu kitab, köyolllükle ügili her münevver yurddaşı çok yakım Gan alakadar edecek yazıları ihtiva et mekdedir. Okuyuculara tavsiye olunur. Harp Gazları General Mazlım Boysan ile Gaz Mit tahassisi Dr. Kimyager Nuri Refet'in yazdığı ve bir seneden beri mevcudu tükendiği için hiç bir yerde bulunmayan (Harp Gazları ve Bunlara Karşı korun- ma ) adlı eserin İstanbulda, Ankara Cad Gesindea 155 N, İnkılâp Kitabevi tarafın Gan yeniden bastırıldığın: haber aldık. Bu ikinci tabı gene 250 kuruştut.