18 Mart 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 2

18 Mart 1938 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

2 - — AKŞAM POSTASI v Nepriyet Müdürü m Us Ankara ceddesi Pasle belere , İslenlei BEA. Yeleret edemmit erüsi HABER Vezi işleri telefonu: 293872 3 24370 Fransada muhalifler ve Blum Yazan: Nizametid) Nazi Leon Blumun kurduğu ikinci kabi- ne dün parlâmentoda ve senatoda ken dini gösterdi. (S, F. L O.) partisi li- derinin böyle bir kabine ile teşrli kuv vet karşısma çıkışı dahi umduğu işi başaramamış olmasını iddiaya - kâfi | bir delildir. l Leon Blum, kabine teşkili zazifesini kabul ederken, Fransız milletinin sınıf | Jarımı ve temayüllerini temall edebile- eek milli bir temerküze gitmek, ve bu gurotle, beliren büyük fırtmayı Fran- Banın sarsılmaz bir azim, iradc ve fe dakârlıkla karşılamasına imkân ver. mek arzusunda bulunduğunu — söyle- | mişti. Leon Blumun bu temerküzü ya. pamamasının, Franaa iktidar mevkiine yükselen yeni heyetta sadece radikal soayalist, sosyalist, (Ü,R. D.) ve Genç Cumhuriyet - damgalı — siyasa adamlarını görüşümüzün sebebi aca. ba nedir? Mademki tamamile milli bir saha- da çalışmak arzusile sağ partilere e! uzatmıştı, bu parti'er neden bu eli red- |? detmiş bulunuyorlar? Zlira, Başvekil Leon Blumun izâh tarzda bir “milli temerkliz,, de Mler, , kendi anladıkları çekilde *“mil'f bir İş,görmeyi imküânsız addet- | mehtedirler. Halk cephesi dışmdaki partileri Le- on Blum, tara bir hürriyet vâadederek yani vicdan! (veya sadece siyasi) ka- naatlerini istedikleri kibi kullanabile- eeklerini temin ederek bir “düşünce | ve hareket birliği,, kurmağa davet İ etmiş değildir. Başvekil Blumun mü- halif partilere yaptığı teklif, temerkliz kelimesile ifade edilen geyin taban ta- bana zıddı idi, Adeta; — Geliniz, kabineme giriniz. Halk cephesi neyi emrederse onu yaparsı- nız! Demeğe benziyordu. Halbuki temer küz kabinelerinin belli başlı iki şekli olduğu herkesin malümudur: 1 — Ya muayyen bir mili! meseleyi halletmek Üzere teşekkül eder ki iş- tirak eden her parti esasen bu işin ge- ryek manası gerek hal gekli üzerinde aynı fikre saplanmış, aynı kanaate tlaşmış ve aynı kararı vermiş bulu- Hur. 2 — Yahut muhtelif memleket me- geleleri üzerinde çalışmak maksadile teşkil edilir ki bu takdirde bütün esasları en hurda teferruatına kadar tesbit ve kabul edilmiş bir programın vücudu lâzımdır. Temerküzde rol alan her partilerin siyasal kanaatlerine ve- lev asgart derecede fakat mutlaka uy- gun bir program. Leon Blumun suya düşen “geniş temerküz,, teşebbüsleri asla bu iki gekle uymuyordu. Onun — “temerküz,, adını verdiği şekil, aon fırtınalı hadi- seleri İstismar ederek sağ partileri halk cephesinin kanadı altına almak ve havası içine sokmak arzusunu gü- düyormuş gibi bir zan uyandırıyor- du. Yani “o Fransayı saramakta olan mühim ve müstacel mese'eleri hep bir likte oturup konuşarak halledecek arkadaş aramıyor, muhalifleri kabi- neye sokmak istemesindeki kasd, halk cephesinin mevcut mühim ve müsta- cel Mmesele'sr üzerinde veri'miş bususi! kararlarına - el çabultluğu İle onları da iştirak ettirerek . umum! ve millf bir mahivet vermefe savasrvor., mibi | bir zan Hem bu zen ö'masaydı bile davası batıldı. Cünkü halk cephesi d l MWWI | | EESTEDRDDDI Loijiru Leğil mi? öGelediyeye bir inbarl Beyus.lia Takvinu.sune caddesin- l8 Kapanpaşa mektebi sokağınca oturan okuyucusurımuzdan bir mek. tup aldık, Diyorlar ki: “On gündenberi sokağımıza yine ÇÖPÇÜ uyramaz oldu, Bir kaç ay ev. vel da yine böyle olmuştu, şiküyol ettlk; neticede kâh iki günde bir, kâh günaşırı bir çöpçü uğramaya başlamıştı. Fakat işte on gün olu. yor ki çöpçilmda değişti ve yeni ge- len çöpçü bir gün bise göründükten sonra bir daha gürünmes oldu. Ev- lerimizde çöpler birikti, tenekeler doldu taştı, mutfaklarımış çöplüğe döndü, kokudan rahat oturamıyo - ruâ, Belediye çöp parasını gününü hiç geçirmeden bizden alıyor da çöplerimizi muntazaman toplatmağı neden ihmal ediyor acabaf Bu va- siyet birkaç gün daha devam öderse çöplerimizi sokağa dökmeye mecbur kalacağımızı ve bu hareketten dola. m hiçbir mos'vliyet kabul edemiye. ceğimizi . belediyeye ihbar maka- mına katm olmak üzere » lütfen ga- tetenize yazımız.,, İstanbul gibi milyonlarca liralık bütçeli belediyesi olan bir şehirde vatandaşların hâlâ çöp derdinden gikâyet etmeleri artık cidden garib, biraz da ayıb oluyor. Çöp işi sıhhat işidir; sıhhat isi her işten evvel ve her şeyin başın. da gelir. Kaldı ki şehri temizlemek, ber evin göplerini muntazaman top. Jatmak bir belediyenin iİlk ve en mü. him vazifelerindandir. Temizlenmi. yen, hemeerileri çöp'erini sokak'a- ra, arsalara dökmeye mecbur edilen bir şehirde belediyenin hikmeti vü- cüdu katmamak lâzımdır, Tetanbul belediyesi her seyden ev. vel artık şu çöp derdini! hal'etmeli Ve sikâvAFlariri nolemei ba: -B6lÜki, İstanbulu güzelleetirmek icin mil. yonlar hareryor, âbidelerin etra- fint açıyor, festivaller yapıyoruz. Bütün bunların başlıca gayelerin. den biri de şehre seyyah celbetmek- tir. Fakat sokakları çöplüğe dönen bir şehre seyyah değil, olsa olsa karga ve sinek akını olabileceğini de düsünmeliyiz! mühim ve müstacel meseleler üzerin- deki kanantleri ne halk cephesinin ka- naatlerine uyuyordu, ne de aradaki tezadı ortadan kaldırmağa imkân var dı. Ha'k cephesinin beyaz dediğine onlar kızml diyorlardı. — Muhalifler gilâhlanma meselesinden gayri hiçbir meeele üzerinde halk cephesile ayni fikirde değildiler ve değildirler, Silâhlanmak., İyi, âlâ, Fakat bu si- lAâhlar kullanılacak mı ve kullanılırsa kime karşı? Kime karşı kullanılacak? Gerek dığ siyasada, gerek memle- ket müdafaasının manasında ve istika metinde halk cephesinin mihim bir ekseriyetine taban tabana zıd olan ve zıd kalacak olan bu parti'er, faraza, Fransığ silâhlarımın İtalyaya çevrilme sini asla doğru bulmamaktadırlar. Dün gelen telgraflarda Fransanm sa- bik Başvekili Lavalin, senato harici- ye enöümetinde, 936 da İtalya ile yap tığı anlaşmayı batırlatarak: *“— Hadiseler taraftar olduğum sİ- yasanm doğruluğunu, açıkça ısbat et- miş bulunuyorlar. İta'yaya karşı "ran sanm muhaarm biz tavır takınmasını sala tecv'z etmemeliyiz. . Dediğini okuduk. Dünyanım bugün- kü siyasf manzaras: ve mevcut mum- hedeler Fransayı Berlin . Roma mih- veri karşısında yalçın bir cephe tut- mağa sevkeder gibi görünlirken ve yeni halk cephest hükümeti İlk te- şebbüs'eri ile bu cepheyi kurmafa az- mettiğini ihsas ederken muhalefetin Senatodan yükselen bu sesi, çok mani- dardır ve Fransa ile dostları bakımın- dan cidden düsündürücüdür. Komik- nistlerin müzaheret ettii yeni Fran- sız hükümelinin Suvye'ler - Fransa paktına azamt bir bağlılık gösterece- ği ne derece muhakkak ise muhalefe- HARER — Akanm postası $> (ASUS3XG Halıralarımı antatan CEYMS NOBODİ Entetlleens Servisin en meşhmr casuslarından TEFRİRA N0: 80 B'zi dintemek isterken kapının önüne serpilen harita çivileri ayağına batan adam feryadı kopardı — Harald Hansen mi? Bu adam şüphel'er listesine dahildir. Nasıl - lup ta İngiltereye girebilmiş?. — Onu bilmem. Fakat hurif” gemi- | siyle beraber Plimutta.. Zannıma kalır: sa bu odam düşmanın postacıl:k hizme- tini görüyor. Kendisinin bir çok şüp- heli adamlarla temâs ettiğini gördüm. — Bü adamların isimlerini biliyor musunuz? , — Bilmez olur muyum?, Evvelâ Ar- tür Bridge isimli bir İngi'iz.. İşçi gen- dik-a: idare heyetinde aza bulunuyor. Villi Cons isimli hir serseri daha var.. Bu odaym bir kulübede oturuyor ve ya- nında her akşam kendi ayarında bir çök serseri topluyor — Bu kulübe nerede?, — Kremil civarında,, — Yani sakil muhafaza tertibatrmız ve denizaltı gemilerimizin bulunduğu tersane yakınında.. — Evet.. İsimleri ve adresi not ederken: — Çok enteresan malümat elde et- mişsiniz, dedim.. Lütfen devam eder misizin?. Con Şeridan anlattı? — Dediğim gibi Nikolekinin dükki- nını tarassut ederken İçeriye Danimar- kalı kaptan Haraki Hansen girdi. Ön- dan biraz sonra da şapkasını gözlerinin üstüne ködar indirdiğ için — yüzünü göremediğim, fakat bacâğını sürüyü- şünden vaktiyle kürek mahkümlarına mahsus ağır zinciri taşmış olduğuna iğim biri geldi. İçeriye girdi, beş on dakika sonra elinde hir deste banknotla dışarı çıktı, paraları cebine korken bir arabaya işaret etti. Atlayıp gitti. — Tabil arabanın numarasını aldı- — Tabit değil mi? Gittiği oteli öğs rendim.. Otelin defterine yazılı ismi öğ- rtenince kim olduğunu anlamakta müş- külât çekmedim.. Kopyasını da aldım; işte... Uzattığı kâğıdı alıp okudum; Soytdı: Beridel İsim: Edvar Ceyms Doğum yeri; Londra., Doğum tarihi; 4 Sonkânun 1870, Meslek: Irad sahibi. Nereden geldiği: Lon?ra, Nereye gittiği: Plimuat. — Demek bu adam şu meşhur dosya hırsızıymış?. — Ti kendisi. — Plimuta ne yapmağa gelmiş ca- ba?, — Her halde İngiltere hesabına ha- yırlı bir iş yapmak için değil! Mektuplarım — postahmme vasıtasiyle kontrol ediyorum, şüpheli bir şey gö tin de bu pakttakı esasıar dahilinde girişilecek her türlü hareketleri bal- talamağa çalışacağı o derece muhak- kaktır. Bu takdirde Blum ne yapacak? Şiddete müracat edebilecek mi? Mu- halifleri ezereğ yürüyebilecek mi? Kestirilemez. Kim bilir! Biz, şimdi- lik, Lson Blumun milli bir temeri yapamamak şöyle dursun, hatta mu- halifleri kendisinden bir kat daha uzaklaştırmış olduğunu söylemekle iktifa edeceğiz. Fransa sağ partileri herhalde Sotanı aramağa başlamış ol- salar gerek, ... Acaba bu Blum kabinesi uzun ömür Hi olacak mı? Eğer gerek sağ ve gerek sol parti- ler, dış siyasa ve memleket müdafaa. Bt meselelerini iç siyasa telâkkilerinin dar çerçeve'eri içinden görmekte 186 rar etmezler de, memleketlerini - bir uçuruma sürüklemekte olduğu için gu anda lânetli bir mana alan nazari- yelerine sekter bir tarzda bağlı kal- mak gafletini gösterirlerse, yani niha- yet bir “milli birlik hükümeti,, kur- mak kararını veremezlerse, bugünkü ekseriyet, Fransız mi'letinin itimadını ve mi'li müdafaa kuvvetlerinin müza- beretini muhafaza ettikoe Blumu ik- tidar mevkiinde tutar. Tabil, ekseri- remedim.. Bu sayede bir ziyaret bek- lediğini öğrendim. . — Kimin siyaretini acaba?. — Mektuplarına J. H. diye iİmza e- tan birisinin...... Mektuplardan anladı- ğıma göre bu adam Plimuta bir gey tes- lim almak için gelecekmiş.. — Mektuplar nereden geliyor?. — Üç mektup var.. Biri Roterdam - dan, ikincisi Cenevreden, Üçüncüsü de Bernden.. — Yazıda nazarı dikkati celbeden ble var mıl. — Hayır, çünkü el yazısı değil, dak- tilo İle yazılmış. Maamafih cümlelerin tertibine — ve üzlübuna bakılırsa mek- tupları yazan adam ya Alman veya Al- man değilse bile Alman terhiyesi almış biri, — Teslim alınacak şeyin ne olduğu hakkında malümatımız yok değil mi?. — Filvaki bu hususta hiç bir malü- matım yok amma malyetimdeki me- murlardan ikisi Beridali göz hapa'nde bulundurdukları için her halde yakın- da öğreneceğim. . — Mükemmel!. : Bu söz ağzımdan henüz çıkmıştı dı- şarıdan bir haykırış işidildi. — Ne var? Ne oluyor?. Diye kapıya doğru atılırken — Con Şeridan benden evvel davranarak ka. pının yanına koştu ve açmadan evvel bana dönüp: — Harita çivisi ziyafetimi hazmede- miyen biri her halde! dedi. Kapiyı srdımna — kadar açtı. Çıplak a- yaklariyle kapı önünde çılgın gibi tepi- nen birinin Üzerine atılarak herifi bir kaç san'ye içinde ermeikı yakalayıp o- dadan içeri aldı ve ellerine kelencevi Yerde kıvranan adamın ayaklarından harita çivilerini çıkardıktan sonra bana döndü; —Size biraz evvel bahsettiğim Ar- tür Brigeyi takdim ederim, dedi. Bizi gözetlemeğe memur edilmiş anlaşılan.. Mahpusumuz bağırdı: — Bunu isbot etmeniz lâzım!. Con Şeridan sükünetle mukabele etti: — Biz de onu yapacağız.. Herifin ceplerini karıştırmağa, — çı- kan kâğıtları tetkik etmeğe başladık. Mahpus itiraz ediyordu; — Ne hakla bana kelepçe vurup cep- tetimi karıştırıyorsunuz. Bir otelde ka- prdan dinlemek cürüm mü? Burası res- mi daire değil yal. . Ben &tıldım: — Demek kapıdan dinlediğinizi iti- raf ediyorsunuz.. Kimin besabına ça- hışıyordunuz?. (Devamı var) yetin bu kerameti gösterebilmesi de müttefik partilerin mevcut insicama göserecekleri sadakate bağlıdır. Ra- dikaller veya komünistler, hiç yoktan ortaya bir “prensip mesolesi!?,, çıkar dılar mı Leon Blum palas pandıras tekerleniverir, Fransız Başvekilinin bu çok aşikâr bakikati tamamile müdrik bulunduğu radyo ile neşredilen hitabesindeki şu sözlerden anlaşılmaktadır; “Tarihin felâketli bir anmdayız, Fransanın karşılaştığı vaziyeti ve do- layısile bizi bekliyen vazifenin ne ol- duğunu anlamış bulunuvoruz. Bu va- zifeyi hiç vakit geçirmeden, ihtiyatla, ağır başlılıkla, soğuk kanlılıkla ve azimle başarmağa başlıyoruz Hedefi- miz 936 da I!k kabinemizi teşkil etti- Bimiz günkü hedefimizin aynidir. Yani; 1 — Halk cephesi — hükümetinin umumun menfaatine hizmet eden, hizmet etmeğe kendini borçlu sayan bir hükümet olduğumu isbat etmek. 2 — Fransada itimat uyandırmak ve Avrunanm su!hu seven milletlerine Fransnnm İtimat edi'ebilir bir kuvvet otAKAUmM İzhat etmek, Bakalım Leon Blum bu iki vesAini 18 MART — 1938 CUMA Wierl: 1357 — Muharrem : 16 Güneyen dağaan seğaeene GalIfI 18,19 Wahit — Sahas öğük skseeli — Güüşa el , 4,46 12,22 15,45 18,19 19,48 4.28 BÜRUÜUMlU Yeltecotniar Yangın! İtasil a. 20zi Bayağta içni sisil. AAAt : Sönd0 Daktdar - 0.. 10 yerli Meyant Tangın Kalesir SİTOE Oalada yaagıli li mnaadi Simaü MaSdemmumaı ai0 M Vet sebdarıngü: Deza Metarbarı 9TE. c00 onanı gtt VY * Badıkayı #0TTÜ 6öTYO. Heyaktat ııllİ' istemek l'.’ Deniz yolları Tetetamt Aatmebal seeniraği: TTTW . Sah. 1 az6a Persenite, Cuml Akdeniz polsla: reket edecek olan vapur; doğruca gidecektir. Karadeniz postası reket edecek ölan dak, Filyos, Bartın tan sonra Cideye gi M # a el aRLURR AM çe SAROĞAN üDAi ve gazant P BrELAAM çana (BU mdasler Her güN Hsat 16 dan VA ya URĞA e) Türk v İti eterlemi eünesi Pumartarider ÇAT Haf #üs aat 10 f 18 ya Kadar ve Cuma Gen VT ge kadar eçüter, eti Tepkapi Müzesi ber yüa Haaf 13 Gen 18 VÜ avkrır Memteket dişidenir seter! Ramussa vapartarıı Cumartasi gönteci 13 <e Ki Gerar GAt günleri 18 de Pira Berut ünetaerirei” e Halyae vasgrtamı: Cuma sünleri esat ada x Bvru » Girkect Ketgayek SÜMürMEN: Tetetsa Yü0TE | A, gl Semelen ekagpresi ber gÜo firkecrirm eat 17 Ö7 git AY ye AVrUDATNN BİsAK akaN T.2S te Bürkesir' vasalaL eder, v Kamvamsiysart 70,80 4a Kalkar, 1601 de EUİP Edirne Bortası her gün enat K30 de harekti # 102 4e melir n Dresi, 30 de Adapaman. Bu trenlertee anal & da arelet eten . ANKEİS Slla Şaşırtan. “çarsumta ve ceme günleri BNY Musmiş kadar eeler etmesktedir Yoplantılar -e0 Bu. . Aksam . ARAt — 91 Şahsiyat terbiyesi "gevzulu verileceklir, U Geçen sene bugün nE D;w * Paristeki kargaşalık yözünden ÜTÜ oü havat durdu, kabine ferkalâde bir k“w ti, SEĞSİ çan Sirkeel Mmyo:.ı'ı'a:.'::"m kaza oldu. Sirketin — memut bl:ılrı»ıı altında iki bacağını da kaybef Kar tC sinemalar Türk: Aşk için yaşıyor. Meleki goraRE KNN Yabipıİpeki Zenda mebilli, ları, Sümer: Aşk kanatları, Sakarudi y vt mak hakkımdır. Afkazar: Moksika #D şarkıcı Kovboy. Yıldız; Bir saadet Kffint hert: Programını bildirmemiştir. S7 a kanımu ve kızil izdivaç. Şark: 20 MÇEeh ona âşık ve Tren korsanları. Sanrak—n H Rhmet (türkçe) ve Batakhane kurtlâfi çe fer: Höcum taburu. Kurfaluş: Gö! ni İstivyor ve bombalar yağarken. ASTANBUL t Ferah: Dört film birden: 1 — At çof liçesi (Türkçe) 2 — Gündüz insın p kurt 3 — Cinavyet yolu ve kültür f7 İK Azak: Üç silâhşorlar (türkce) ği ya haberleri ve Miki Mavz ğ .JJ baba Hindistanda (türkce) ve beynit yankesici, Alemdtır: Ali baba Hingises t? (türkce) ve beynelmilel yankesi BESİKTAŞ: Suatoark; Leylâklar açarken KADIKÖY: Hâle: Devlet kuşu, OSKÜDAR: Hale; Leylâklar acarken SAMATYA: Sen' Rus « Japon muharebesi ( ve Gümüş mahmuz, h BAKIRKÖY ) Miltiyadi: Şeyh Ahmet (türk$ Tiyatrolar $ rıı-ıınw:: KH0 FİDANAKİ Dram 3 D:'M““Jİ Yazanı Pandeli Hara p._h_ıri BBKT N DALGA Komedi 3 perde Yazan: Ekrem Reşit: Pazar günleri 15,30 da 'TURAN TİYATROSU Sanatkâr Nasit ve ırıııı»";;",, Hakkı.Rusen, Eyün Sahri ve R! D Matmazel Miçef » Pinçef varyet' raktle AŞKIN ÜLÜMÜ komedi $ per'd? çerodl birte î Matint ERTUĞRUL SADİ TEK TİY: Sahı (Bakırköy) de Sev macunu) — vodivil 3 per, Carsamha — (Csküdar)dı ve 18 mart parartesi (Ka büvük iN) &

Bu sayıdan diğer sayfalar: