Ğ 22 ŞUBAT — 1938 Radyo harbi bok korkulan tayyare harbinden daha ehemmiyetli neticeler doğurabilir eeeneALELARAAEAAEAELAELELERERCEAEAEEEAEELEKEREEDEELEALALELAEELAR Bugün büyük britanya,propaganda uğ rundaAlmanya veya İtalyanın sarfetti Zi paranın ancak binde birini sarfetmektedir.Lâkin bir kere de imparatorluk dışına radiyo neş riyatına başladık mı, 1018 harbini kazanmamıza yardım eden propaganda servisi kadar mükemmel ve mü *him bir servis meydana getirmek an onk bir zgün meselekidir. Yazan : Vermon Bartlett e AA olan Vernon — Barlett, İN söon yünlerde *Dünyünin hâli,, w altında çıkan şayanı dik. kat'bdir yazısını telhis surelile a- Jağıda neşrediyoruz: - Spanyadaâki . değişiklik. — inin garib bir huyu Var, %wm vakit - kendisini u- İngillerenin en ai ” T İngülislerin en meşhur siyast mü. | tabiatını ve kanmı hatırda tutmak'lâ- | ham — madde ithaline zımdır. Sinyor Negrin, taraftarlarına dalma iki senclik bir harbe hazırlan- malarını söylemiştir; general Fratko ise kendi taraftarlarına hartin altı ay- gda bitivereceği telkin ve teminatını vermiştir. Sinyor Negrin'in tahmini yanlış çıkabilir; general Frankonun tahmini Jse çoktan yanlış - çıkmıştır. Şimdi artık ketlerin ilkbahara doğru muazfferane bir sulh tesis etmelerine idan çok daha büyük bir gay- | imkân kalmamıştır. M a We müdafaa ediyor. Lon- & Mahafil üç dört ay evvel K 'Frankonün kat'i zaferini no- N.'İ kazanacağına muhakkak aha ” bakıyorlardı. Onların düşün - Mİi!.'Bıu*lelmı etrafında belki Tsaha muannidane mukavemet dovam - edecekti. Fakat Süpheli idi. Çünkü Katalarda: le gizliden gizliye temasta #öyleniyordu. . ——!Grlnln Britanya impara- Hattâ İspanya hakkında Slacağını düşünenler “Artbur İspanya hakkında yazdığı dırlar. Muharrir, ölüm beklediği sırada hapishanede bü eseriyle isyanm zeminini, teşkil eden - tarihi — vakayii anlatmıştır. hükümeti, komlinizm, anar. lizm ve demokrasi ideolo. “dahili harbin başlarında atıl- © sirada toprağın köylü esahubu, ordunun politi - Metgul olmaması, katolik kill- ve kuvvetinin tahdidi 'Ol Aasilzadelik unvanlarınım rilması fikirlerini berlim- Rönt Sevmemekte sathi bir it- tarafı kuvvetlendikçe bu l"N_"'l"lliim. bozulduğunu gö- Franko İspanyasında sathi ir; fakat harb uzadıkça ış,_;:le aristokrat arazi gahip- fanlaşamamazlıklar baş- , İspanyol âsflerile İtalyan » Arasında ihtilâflar çık . Nmmdlnh neticede har. çünkü onu temsil e 8itgide mükemmel hir ordu '—ı.“” Başladığını, belki bir bir zâmandır. mühtelif ltk “'.'n“lmı dürdüm. İşte o k.q._—':tbl heferinin bile yar. .—hl Teruelde ilk şayanı dik- NH— Kazanmış bulunuyor. Bu _,,:ı.'l;nyu! halkı üzerindeki L G A, V YZI i TT S Şi FAF, f TÜ AT Roma ve Berlin erkâniharbiyeleri, İspanyada dahili harb başgösterdiği vâakit bir hayli sevinmislerdi. Çünkü bu onlara.yeni silâhlarını tecrübe için mükemmel bir fırsat temin edecekti. Uakat Hamburgdan her hafta. yollan- mak mocburiyetinde kalman cephane. lerin, İsviçre ve Frünsa Üzerinden, ya. but da “Mayorkâ,, yoluyla İtalyadan uçurtulan tayyarelerin mühim yekün- lar teşkil etmeye başlaması işin ren- gin! değiştirmek istidadımı gösteriyor. Ham maddelere pek fazla ihtiyaçları olan iki memileket için bu herhalde pek ağır bir yük olmalıdır. Madrid, Teruel ve Şanghayin gele- cek dünya harbinin ilk savaşları ola- rak telâkkisi belki de yanlıştır. Onlar ihtimal ki, böyle bir dünya barbine mâni olacak savaşlardır. Iİngiltereye bir propaganda nazırı lâzım Bu sene çiıkmadan, kendimizi harpte değil, beynelmile| bir sürü müzakere- ler, temaslar — arasında — bulacağız. Harbetmek istemesi muhtemel olan devletlerle onların muhasımı — olacak devletlerin zenginlikleri arasındaki fark o kadar büyüktür ki, mütecaviz. ler bugün bütün hızıyla devam etmek- te olan silâhlanma yarışmın tahmil ettiği ağır yüke uzun müddet dayana- mıyacaklardır. Şulh, demokrat lider . lerin uzağı gören devletçiliklerile ve idarelerile, yahut da onların ellerinde bulunan gençlik ve ordu ile değil, ha- zineler dolusu altınlarıyla idame edi- lebilecektir. Pek kahramanca olmamakla bera - ber, bu işin hakikati budur. Şöyle bir tahmin ile Amerikan, İn- giliz ve Pransız bankalarının mahzan- lerinde, on altı bin ton kadar altin vardır. Almanya, İtalya ve Japonya- da altın miktarı ise, ancak bin yedi Yüz otuz altı tondur. Mahirane bir dö- etlerde zahi- meşbur siyasi münekkidi başlarlarsa, iş büsbütün başka bir şekil alır. Büyük Brifanyanın servetl hiasesi. ne düşen rolü oynamıya başlamıştır bile, Hiç şüphe yoktur ki, İngiltere i- cabında harp 'malzemesi için İtalya - ninkinden çok daha fazla para sarfe- debllecek bir mali küdrete sahiptir. Sinyor Musolin! gibi bir realist, dü- şüncesiz bir tehevvürle yapılan mey - dan okumaları yerine, Britanya ile anlaşma yollarma sapmayı daha kâr- Hi bulmakta gecikmiyecektir. İngiltere, daha İtalyaya onun ayni silâhıyla mukabeleye başlamamıştır. Biz İtalya gibi vüsi mikyasta Tradyo negsriyatı yapmıyoruz. Fakat İngilte- re değişmektedir. Meselâ İngiliz rad- yosunda arabea neşriyat yapılmaya başlanmıştır. İkinci adım olarak İs < panyolca ve portekizce neşriyata baş- lanacaktır. Bütün Britanya imparator luğu içinde Portekiz veya İspanyol li- saniyle konuşan ufak bir grup bile ol- madığı halde İngiltere bunu sırf bazı milletleri imtisalen bir propaganda vasrtası olarak yapacaktır. Netekim Almanya senelerdenberi bu llsanlarda radyo neşriyatı yapmaktadır. Söylendiğine göre İtalya İngilizce, İspanyolca, Portekizce, Arapca, Çince, Japonca, Fransızca, Sırpça, Rumca Türkçe, Rumence ve Arnavutça radyo noşriyatı yapmaktadır ve gimdi de Hindistan lizanı İle neşriyata başla - mak üzeredir. Bu iş böyle giderse, İ- talya hakkında Sinyor Musolininin gazetelerinin basamadığı bazı hakikat- leri, her gün italyanca olarak nerşet- mek için İngiltere de bir propaganda vekâleti tesisi ienb edecektir. Yapılacak bir radyo harbi, çok korktuğumuz hava ve tayyare harbin- den daha ehemmiyetli neticeler doğu. rabilir. Bugün Büyük Britanya propa- ganda uğrunda Almanya veya İtalya- nın sarfettiği paranın ancak binde bi- rini sarfetmektedir. Lâkin bir kere de imparatorluk dışma radyo neşriyatı - na başladık mr, bizim için 1918 harbi- | ni kazanmamıza yardım eden propt- ganda servisi kadar mükemmel ve mühim bir servis meydana getirmek | tesi olacaktır. iJaponya bugünküi* vaziyete | dayanabilecek mi?, Son ilç sene içinde Habeşistanda, İs- | panyada ve Çinde cereyan etmekte ©- Jan harplerin tüyler ürpertici haberle- ancak bir gün, kısa bir zaman mese- İ | ordusu bir türlü tealim olmamaktadır. HABER — Akşam postası HIS, AŞK' ve IZTİRAP ROMANI Nakleden: SÜHEYLA ŞEFiK Fikretlerde on gün Kaldıktan son- ra Ferit Kahireye döndü. Evlendik- ten sonra yaşadıkları küçük evi ol- duğu gibi muhafaza etmişti. Yirmi dört saat içinde ölen Feridonin hatt- rasile duruyordu. Ferit buraya her sene göelir, ziyaretini — yapardı. Bu defa içeri giroörken, heyecanına ye- ni bir hissin de karıştığını anladı. Çok sevgili bir kadına karşı yapılan bir ihanet hlasi. Yavaş yavaş, onun yaşadığı zarif odaları gezdi. Mavi ye kurşuni renkte döşenmiş salanda, masanın üzerinde bir kitap düuruyor- du. Son akşani elinde bu kitabı tu- tarak: “Kendimi iyi hissoetmiyorum Herhalde yatsam iyi olacak.., demiş- t. Ve sonra hiç kalkamamıştı.. Sarı rengi büsbütün solan kitabı alarak büktı. Oymalı, üzeri işlenmiş bir işaret, genç kadının nerede kal- dığını gösteriyordu. Perit biraz tit- riyerek kitabı tekrar yerine bıraktı. Onun moşum hastalığının başladığı günün gsabahı bu roman, Feritle Fe- ride arasında ufak bir münakaşaya gebebiyet vermişti. Ferit'onun bu ki tabı okumasını istemiyordu. Fakat © fikrinde ısrar edorek:; “Bütün arka daşlarım bunu okumuşlar, — yalnız ben.. Bu doğru mu? Sen de fazla etdd! bir İnsansın Ferit. Rica ederim benim okumak istediğim — şeylerle bu kadar meşgul olma,, demişti. Bütün gün ayralarında bir. soğuk- Tuk sezmişlerdi. Ferit çok az konuş- muş, Ferlde biraz kızgın durmuştu. Sonradan bu hareketinin cezası- nt ne kadar ağır olarak görmüştü.! Kendisinin kabahatli olduğuna hük- motmiş, yatakta hareketsiz. duran zavallı Ferideye: "Seni üzdüğüm için beni affet!,, diye acı acı İntemteti. Ve bugüne kadar bu nedamet hissi onu meşgul etmiş, bahtiyatlığın en son gününde Feridesini inelttiği için kalbinde derin bir iz bırakmıştı. Fa- kat bugün o0 bu solgun elitif Kitaba bakarak başka düşüncelere dalmıştı. “Zavallı sevgilim, ciddi değildi. Onu yola getirmekliğim lâzımdı. Fakat beni © kadar severdi Ki horlülde bu arzumda muvaffak ölürdum.,, Riraz ilerledi. Sonra gene geri dönerek ki- taba baktı. Eserin ve mubarririn is- mi büyük yazıyla yazılmıştı. Acaba bu röman neydi” Şimdi iyi hatırlıya miyordu. Masatın yanına — yaklaşa: rak tekrar kitabt âaldı. — Bir sayfa, | Bonra bir daha, tasadüf etliği birkaç yeri okudu. Evet tamamile hatırla- mıştı. Bugün kimse hu eserden bah- setmiyordu. Herhalde çök zararı gö- Tülmüştü. İşte Feride “hastalığında bunu oküyordu.. Elinde kitap, dal- gın dü$tünüyordu: “Burada bırakma- sam daha,iyi olacak. Benim zavallı küçük Feridem.. Burada bu kitabı muştur ki, Britanyanın da ergeç böyle bir badireye atılmasının zaruri oldu- ğuna mühakkak - gözü ile bakanlar çoktur. Böyle düşünenler pek mühim bir noktayı gözden kaçırıyorlar: Ha- beşistan patırtısında olduğu gibi bü- tün top, tüfenk, bomba, cephane yal- niz bir tarafta olsa bile, harhbin yine zalimetine ve masrafına değmediği bu son zamanlarda olduğu kadar tarihte hicbir zaman tebarliz etmemiştir. Ke. nebi kredisi olmadıkça İtalya zaptot- tiği araziyi İmar İçin hiçbir gey yapn maz; ecnebi kredisini ise ancak ecne- bilere karşı güttüğü siyâseti baştan- başta değiştirdiği takdirde bulabilir. Bunun en dikkati geken misali Ja- ponyadır, Onun bütün servet ve vesai- ti bir harbin idamesine tahsis ve tev- cih edilmiştir ve bu onü şüphesiz ki, harâbiye sürükliyecektir. Çinde milli- yet hisleri elân pek zayıf olabilir, fa. kat mareşal Çan - Kay - Şekin ordula. rint bir arada tutamıyacağına insanı inandırabilecek ortada bir sebeb de yoktuar. Her gün beklendiği halde Çin Japonya aleyhindeki hissiyat, diğer memleketlerde günden güne şiddetlen- mekte, daha fazla kuvvetlenmektedir. Japonya pok kisa bir zamanda o kadar Ççok milletin hüsnlü teveccüh ve hilenü- niyetini kaybetmiştir ki, bu adetâ şa- yanı hayrettir. Örtada böyle misaller durürken kim yeni bir harbe büşlamak emaroti- — . bi görse Ferideyi büsbütün başka bir vaziyette düşünecek. Halbuki o ö kadar tamizdi; yalnız — hor geng kadın gibi ateşle oynamasını sever- di. ( Şömineye yaklaşarak örtüsünü kaldırdı. Gono düşünüyordu. Bu Fe- ridenin en son gününüde — ellerinde tuttuğu bir kitaptı. Onu ortadan yok etmek. Ondan ayrılmak — ne kadar Büçtü.. Kitap kendi kendine kırmı- xt işaret olan yorinden açılmıştı. Fe- ridin gözü gayri ihtiyar? birkaç satır üzerinde dolaştı. Okuduğu şeyden u- tanarak yüzü kızardı. “Demek o bun lart okudu. Bu kitabın tehlikeli, za- rarlı olduğumnu namuslu bir kadının okuyabileceği bir eser olmadığını o kadar söylediğim halde gene oku- du.., diye düşünüyordu. Eğilerek kitaâbm sayfalarını yırt- ti. Şömlinenin içine firlatarak yaktı. Alevler yükseldi. Sonra kâğıdın hâa- fif bir hışırtısile söndü. Forit bütün bunları seyrederken büsbütün başka #eyler düşünüyordu. Şimdi eski tarz- da döşenmiş güzel bir — salonda &n büyük muharrirlerin, ancak yüksek ruhları alâkadar — edebilgeek olan eserlerini okuyaa koyu — rTenk saçlı, derin bakışlı bir gönç kadın görüyor du. Birdoen Ferit doğruldu. Tamami- le Ferideye ait olan bir yerde nâğil Nermini düşünebiliyordu. İkinci de- fa evlendiğindenberi bu hiç biribiri- ne benzemiyen İki kadın biribirile kıyas etmekten ne zevk duyuyordu? İkisinin de kendine göre moziyot- leri ve kusurları olabilirdi. Ferido- yi Nermine tercih ettiği halde gono onun Ferideden yüksek olan bazı ta- raflarını takdir ediyordu. Nerminin Ççok güzol bir kalbi vardı. Bütün fa- ziletler onda birletmiş't!. Ferit bun- ların hepsinl biliyor ye takdir ediyor du. Hattâ, eğer Feridle onun baya- tına karışmasaydt Noermini çok se- vebilirdi. Yavaş yavas tüylü bir ha- Irnın kapladığı merdivenleri çıktı, titriyen ellertle kapıyı açtı. Feride- nin odasında 1di. Odanın hiç değişmi yen bir havasi onun köküsile dolu âdi. Ölümünden bir gün evvel giydiği beyas ipekli gömleği bir — koltuğun üstüne atılmıştı. Kenarda duran be- yaz İskarpinler gibi onun da rengi biraz sararmıştı. Duvarlarda penbe kâğıt büsbütün solgun gözüküyordu. Sanatkârane oyulmuş bir küaryola- nın üstünde duran öÖrtüsü eskimişti. Bu yarı karanlık odada günden güne eskiyon bütün bu eşyalar, kapalı pan curların gölgesinde çok — hazin bir manzara gösteriyordu. Ferit odüya girdi, yatağın yanına geldi. Bütün teferrüatile geçen zamanı — gözünün önünde canlandırdı: Onun, ölürken güzel gözlerile ha- yattan imdat istediğini, sonra gözle rini kapayarak ölümün tesirile don- duğunu görüyordu! Ah bunlar ne ka Gar yakındı. Doktorun:! “Onu kay- bettik!,, dediği o monbus dakika!. Sönra ülüm.. Onun son tebessilmü, Feridin olle- rinde titriyen soğuk elleri, ve ancak Feridin isitebiyliği bir nefes.. Daha sonra. Yatağın ayak ucuna diz çöktü. EBi- lerini örtünün üstüne koydu, no yap- tığını bilmiyerek penbe &aten yörga nt, çarşafı çekti. Yastığın üzerine dökülen sarı saçlarile, beyaz yüzünü hâlâ görüyordu. Çiçekler, hâlâ Feri- din başını döndüren çiçok kokula- TL. Alnımı penbe satene dayadı. Bü- tün bu hatıralar onun fikrini altüst etmişti. Feride öldüktan sönraki sa- atlert, ümitsiziiğini, felâketini hissa- diyordu. Bu kadar büyük bir üzüntü ile nasıl yaşayabildiğine hayrot edi- yorlu. Sonra babasile eski hayatına dönmüş, ne düşündüğünü ne yap- tığını bilmiyerek bir müddet yaçşa- mıştı. Ö zatmana âit hiçbir şey bi yor yalniız gece, karanlık ve &c hissettiğini hatırlıyordu. Sonra ya- şadığını anlamış, elemini — kendine arkadaş edinerek hissiyatına devam etmrişti. Hiçbir zaman babıtiyar ola- mıyacağını biliyordu. Feride onun aşkını da beraber sürüklemişti. Bü- tün mevcudiyetlile tekrar ediyordu: — BSevgilim, ben yalnız. Geninim. Başka bir kadın seyemem. Görüyor- sun ki gene geldim. Senin yerini tu- tan, fakat aşkımı kazanamıyacak o- lan bir ködini birakarak sana — gol- dim! Ölünceye kadar sana- vardot- tiğim gibi, sadık kalacağım!. .