22 ŞUBAT — 1938 TABERİN 'TARİRİ TEPRİKASI: 4 Talebesl ulümun seferberliği ti bay v başlar başlamaz dananmanın Irtibatı kesilecek, sahil bo - konulacak asker kuvvetleri, hiç iyelinin karaya çıkmasına mü- etmiyecekler, karadan donan - hlber gitmemesine itina edile - & İhtilat muvaffakıyetle başarılın- & 74 kadar bu tertibat muhafaza Ölu. N:lnnn icapları alâkadarlarmca r“ mak üzere bir kenara brrakıl- | & at sultanın asıl düşündüğü nok. Ruhtaş, CEĞİGİ, — Hareket — ordusünun | | yürüyüşü karşısında bahri. k Vvetini bir tampon gibi kullan- | * fikrini güdüyordu. Çekmece ve M gç önlerinde toplarını karanın bu | Beçidine çevirecek donanma, Raçtket ordusunu durduracak biricik | uı:: Olurdu. Binacnaleyh neye mal h. Olsun deniz kuvvetleri mürette *mar SN muhakkak elde edilmesi el - t. h İ& Barayda ikinci ve san toplantı- & 'ar hünkârın bu fikrini hıd!y]. 0 ğrendiler. Nı “İhımıd_ İzzet Yara; (1) h;mı"*t demişti. Donanmayı hü . Mürettebatının bu yola çevril. üül"'kinıız midır? N Bözlerini yerden kaldırmadan K Vürmişti: etlü efendimize arzetmiştik. x&"h hümayunları zabitanınm K&ı'" famamen maküstur. Bu yola getirmenin imkânsızlı- defantle yapılan tecrübelerden ııııv Ama asakiri şahaneleri. ,_;uı'unu teşkil eden müretteba- ltelerin inkişafma göre müsait “la bu yola imalesi kabll olur. %'ı *'ini kırınmadan — Salt paşayı nur. sözün burasında a- ıtı ve: o"vm demişti, bu maksadın hizmet edecekleri sermekte | Biliyorsun ki, Make . Kİ kıt'aların - nankör ellerde etmek ihtimalleri kuvvetli. ı“ll" kulların hakkından gel - Şöne paşaya Kâmil pa. jurnalından bahsettikten e deniz kuvvetlerine Ihtiya- Hele biraz bu işte muvaffa ü " " olsun, ilk yapacağın şey Üç fineyi Terkos önlerinde ma - "'"ık üzere Karadenize diğer & Cnaım civarma tahrik et. Haydi baka!rm, sadakatini bu. ©receksin!... Nu Ürümüş hareme geçmişti. bu ton toplantıdan ayrılır. kârm işaret Bt & .b“qh TÜüzüncesini teksif etmişti. . . İ.ulü'nuı seferberliği harıl T ediyordu. Bütün garıkdı Sakallı gömezler, günlerdir taş medrese odalarını b ; barut ve megin kokule kış. ha dalmışlardı. “ıı-. Kİ dev cüsseli saf Anado- fim cahil kafalarında, din ,._ üründükleri propagandala- k TİYorlar; her koğuşta kü. b u!'lırin ağzında (şer'işerif) Yülüyordu. M"lnn İstanbula Inkisar e. lhu bu fikirlerle hali isbaa gel S t ihtilâlin başlaması için Tniş gltet ettifi nokta henüiz ha- *’*ı.ııd . Martın 20 sinden xalı:ıı'ıı-'e cereyan eden bir ı,t, Yenin de tahakkukuna Malı: 'tbaj çe önlerinde demirli duran _mdın Ham!diye, Me - » Berkisatret, Mes- Befineleri talim ve Bul bulunuyorlardı. arıl harı! devam ediyordu Asarıtevfik süvarisi Ali di. Arkadaşları arasında ila disiplini sever, sözünü sakınmaz bir adam, bir deniz kurdu sayılan Ali Kabulf kaptan, 33 senelik Haliç mah. pusluğunun donanma için bir felâket olduğunu her zaman iddia eder; meş. rutiyetin ilâniyle serbestiye kavuşan Osmanlı deniz kuvvetlerinin Kızıl sul- tan başta durdukça her an tehlikeye maruz bulunduğunu ileri sürerdi. Bir grada bulunan sefinelerin süva- eri günün istirahat saatlerinde her gün bir gemide toplanırlar, donanma meselesi, efrad ve mürettebatın kabi- liyetleri etrafımda konuşurlar, yıllar » dır geri kalan deniz hizmetlerinin inki. şafı için samimi münakaşalar yapa . rak tedbirler düşünürler, tatbik eder. lerdi. O gün öğle vakti Asarıtevfik'in sü- vari salonunda toplanan diğer süvari- lerle ileri gelen zabitler bu mevzular üzerinde konuşmuşlar, bir aralık kı . zışan mübahase saraya, mutlakıyetin kötü izlerine temas etmiş; Meşs'udiye süvarisi, eski rejimin fenalığını, bah. riyeye yaptığı büyük zararları sayan Kabuli kaptana. — Canım kardeşim, demişti, bu ka- dar ileri gitme. İşte bugün kapılarını kapattığımız eski rejimden bir şey kalmadı. Padişaha gelince: eh, Allah üstümüzden eksik etmesin, sülâlei ta- | hirel Osmaniyeden değil mi, bu din ve devlet onun yüzü suyu hürmetine du- ruyor!.. Ali Kabuli kaptanı bu. sözler ada- makıllı çileden çıkarmıştı. Hiddetten kıpkırmızt kesilen kaptan arka. daşına şöyle çıkıştı: — Yahu, barl sen bunu söyleme! İş. te sen de bir gemi süvarisisin! Efra- dın vaziyetini, altındaki çürük tekne- nin yürekler acısı halini bir düşün, bunu bu hâle getiren, gu methetmek - | ten çıkmadığın Kızıl Baykuş — değil mi? Kaptanın bu sözleri bütün oradaki- lerin rengini uçurmuştu. Ali Kabuli bey en tehlikei bir mevzua girmişti... Bir iradesile düne kadar yüzlerce ca. ni bir saniyede deniz diplerine gön . dermekten çekinmiyen, sürgünlerde, yâd ellerde temiz yürekli babacan va- tan evlâtlarının kemiklerinden âbide- ler kurduran padişah ikinci Abdülha- miydi? Halâ tahtmı muha- faza eden meş'um küdret bu sözleri duyarsa ne yapmazdı acaba? NMünakaşanın bu gekli gu anda bu- radakile hayat ve iatikballerini teh did ediyordu. (Devamı var) (1) İzset ve Kdmil paşalar halef se- Tef olmüşlardi;. aralarında derin bir görüş tehalüfü vardı. A e e DEL O JBAT — 1038 SALI 17 tnkılâp dersi; Üniversiteden naklen Yusuf Kemul Tengirşenk, dans musikisi, 18,45 Eminönü riyal kolu namına Nüsret — Safa, 19 F halkevi gösterit kolü tarafından — bir lem- gİL, 19,30 konferans: Eminönü halkevi soş yal yardım şubesi namına Muvaffak Ben- | derli, (Türk roman ve hikâyeciliği), 10, Okuyan Nuri I' çe Kemal Niyari, Tonbur Kanun Vecihe, Ney Tevfi! haddim Candun, U1 Sedat. poru, 2013 Öme söylev. 2045 Vedia Rıza ve Nisfiye Salâ- 30 hava ra- | bir Heyi istemek vasiyetine düşmek- Mıza tarafından arapça | arkadaşları | tarafından Türk musikisi ve halk şarkıları | (Saal ayarıv, 21.15 Tahsin ve arkadaşları tarafından Türk musikisi ve halk şarkıla- Fiş 21,50 örkesten, 2245 alana — haberler 23 plükle sololar, barı, 23,20 san haherler ve ertesi programı, 23,30 son. gnera ve öneret parca- | piyasada bu Camların metramurab- günün | bat 80 liraya satılmaktadır. Beledi- HABER <— Aksam postesr Soförlerin pek çok derdi var Kırılmaz cam işi ve plâka' parası hakkında cemiyet reisi ne'er söylüyor HABERCİİ; [ Yazan : t Henüz mühkim bir kasmı dağılmaz cam plâka resminin kaldırılmasını Tstanbul şoförler cemiyeti, bugün- lerde görülmemiş bir tehacüm ve fa- aliyete sahne oluyor.Hele kırılmaz mı, dağılmaz mı ne olduğu henüz an laşılmıyan çu yeni camların takılma et hakkındaki mecburiyet, şoför es- nAafını no yapacağını bilmez bir ba getirmiş. Bir taraftan belediye, da- Bilmaz cam takmaları için esnafı taz yik eder durur. Diğer taraftan piya- sada mal kalmaz. İhtikâr başlar. Şo- förler de bu vaziyette soluğu cemi yetlerinde alıyorlar. Dert — anlayan beri gelsin.. Cemiyet relsleri, arap saçına dönen bu İşi bir yoluna köy- mak İçin çalmadıkları kapı bırak- mıyorlar, Bir — taraftan da csnafın menaflini korumak için çareler arı- yorlar. RNon, cemiyet kapısından içer! gi- rinone, relalerden Bay — Sadığı, gene beş ön şoförün arasında onlara dert anintirken gördüm. — Hayrola, gene cam mi? — Hvet yılan hikâyesine artık. — Belediye ile bir anlaşma kabil olmuş diye işittik. — Filvaki öyle. Biliyorsunuz, be- tediye son mühlet de bitince dağıl- maz enm takmamış olan arabaların başladı. Hal- buki piyasada mal yoktu. az miktar» daki mevcutlar iyi değildi. Ve çok pahalıya satılıyordu Tahkikat netlcesinde anlaşıldığı- na göre henüz şehrimizde kırılmaz cam konulmamiış 1500 otobüs ve oto mobil vardır. Bunların kırılmaz ca- ma olan ihtiyaçları asgar! 5000 met re murabbardır. Halbuki piyasadaki bütün kırılmaz cam — mevcudunun 860-70 metremurabbamdan — iharot olduğu oda tarafından tesbit edilmiş tir. Bu miktar da İki gün içinde eris | yip gitmiştir. Vakla — kırılmaz cam ler &ipariş vere tödirler ama bunlar- z ses sada yoktur. Bu v | tte belediye mümkün — olmıyan; | meselosi dündü tadir. Sonra ticaret odası kırılmaz cam- ların maliyet fiyatına azami kârın ilâvesinden sonra motremurabbar- nın vasat! on İki İiraya satılması lü- zem geldiğini tesbit etmiştir. Fakat ye bu vaziyet üezrine camcıları top- Ma 0- :ıııvıı—»%—w at MA İ AFi KSi A tahamıyan otobüslerden bir kaçı ve bekliyon tahsi otomobillerinden biri yasada kâfi sipariş ladı. Camcılar da: miktarda mal yoktur. Biz verdik. ti gelecektir. İkl aydan evvel mevcut vesalte cam — tedariki kabil değildir.,, dediler. Bunun üze- rine belediye şöyle bir formül buldu; Otobüsçüler ve otomobileller cam- erlara müracaat ederek ve ölçülerini vererek dağılmaz cam sipariş — ede- tökler ve bir fatura alârak belediye- z edeceklerdir. Camlar gelin- e arabalara takıltenktır. Bu formül üzerine plâkaları sökülen 0- tobüslere plâkaları iade edilecektir. Zaten taksi arabalarından alınma- mıştı. Onlar da muüameleye tabi ola- caklardır. Botediyenin bulduğu bu şekil Biz! tatmin ediyor. Fakat bir nokta var! Bü camlar, mikalr, Hstikli ve macun Ya olmak üzere üç nevidir. — Mikalı eamlar iyidir. Lâstiklileri teerübe et medik. Fakat macunluları hiç bir - çe yaramaz. Biz, siparişimizi Iyi ka- İ mak, Ifuınr* z. de edilerek fiyat Hezrinde — ihtikâr yapılıbilir. Bunun tçin ticaret odüsı na müracaat ederek bu camları ge- ürecek tüccerların ve getirecekleri malların kalite ve fiyatlarınmn tosbi- un rica odasının cemi ından alâka- ıl:ı' olacağını tmit ediyoruz, mdiye kadar hu camlar çok xnhıı satılmış. Bizim ptiğimız temas tılan camları 15 llraya kadar - gat eaklarını temin oettiler. Buünun için, camiye lacak camlarin, zan a sararan fe- na cinsten olmaması ve pahalı aatıl- mamast için elinden gelen! yapacak &ar.. Bu errada odaya bir takım İeteler getirdiler: Plâka Ücretlerini ödeyemiyen 68- nafa alt haciz Mateleri... Bay Sadık bunları uzatarak anlat mağa başla — Bu plâka ücreti hem bizim için hem de belediye için bir dert oldu Vaktile plâkaların ücretleri bundan cok azdı. Veaniti nakliye vermilerile, köprü mururiyesile bu tahammül e- dilmez hale geldi. Du işin makul bir hale sokulması için birçok defalar esnafa satı- | müracaatte bulunduk. Bir kere de plâka resminin benzin — fiyatlarma zammedilmesi için Ankaraya bir he- yet gönderdik. Bu resmin cibayetinda motörlerin beygir kuvvetleri eaastır. Bunun için taksideki eski arabalar da, yeni a» rahalar da 12,6 lira plâka ücreti ve- riyorlar. Halbuki, yenilerin iyi malarına mukabil, eski —ara pek az iş yapıyorlar, Bu bir haksız- İrktır. Bundan başka, bazı arabalar tamir için aylarca garajlarda kalı- yör ve bu müddet zarfında da plâka resmini ödüyorlar. Belediye nizam- namesinin bir maddesine göre bu gi- bi arabalar, tamir müddetince plâkâ ları Jade ettikleri takdirde rosim ö- demezler. Hatbuki bu — İşin o kadar fazla Cformalitesi vardır ki herkos parayı vermoği tercih eder. Plâka ücretleri çok fazladır. Bn yüzden esnafın ekseriyeti ödeyemi- yor. Borçlar toplanınecs, balediye tah sil emval kanunu mucibince haciz koyuyor. Elveym belediyeye 100-150 Hra borcu olan şoförler pek çoktur. Bunlar bu parayı kat'iyyen ödeye- mezler, Bunun için, bolediye sBıkıştı- rınca arabalarını burdacıya veriyor- lar. Bu guretle osnafın çoğu işsiz ka ltyorlar. Bideki motörlü vasıtaların aded! azalıyor. Belediye de alacağı- nt alamıyor. Plüka ücretleri kalksa osnaf, bu eski borcunu — mzar nzar ödeyebilir. Belodiye, nihayet, bu işin devam edemiyoceğini anladı. Ve plâka res- minin benzin fiyatlarına zammedik mosi hakkındaki projesini Dahiliye vekâletinin tasdikine arzetti. Şimdi, rapor Dalhliye — vekâletinde tetkik edilmektedir. Vokâlet muvafık gö- rürse bü şekil,, hem belediye, hem goför esnafı İçin hayırlı — olacaktır. Bir araba çalıştığı müddetçe, yani, yaktığı benzin niebetinde resim ödi- yecek. Belediye için de iyl — olacak. Plâka parası birikmiyecek; parasını peşin vo toptan alacak. Bu resim İ- çin muhafaza ettiği bir takım teski- lât masrafınmdan kurtulacak, Eskisin den daba fazla varidat — temin ede- cok... — Piyasadn yent artabaların mik- tarı gittikçe çoğalıyor. — Demek ki otomobilcilik #ahaamda işler iy — Pek zannettiğiniz gibi — d 1931-922 sBenesinde taksi tallmı.nı— mesi tadil olunarak piyasaya çıka- vak araba miktarı tahdit editmişti. Eğer bu yapılmamış olsaydı, bugün İstanbul sokaktarı hurda otomobil- lerle dolmuş olacaktı. Höm millt serveti, hem osnafı korümâak nokta- sından bu tahdit çok isabetli olmuş. tar. 937 de nizamnama tadil edile- rek yeni arabalara müsnade edildi. Şimdi umum! bir tohacüm var, Her- kes araba alryor.Şayanı dikkat olan nokta, taksiye araba — çıkaranların ekserisinin meslekten olmamaa:. Nn kadar çok araba ne olacak? Benco Tstanbul piyasasınm vasiyeti ve hal- km geçim seviyesi, bu kadüar Yazla arabanın geçinmesine imkân bırak- maz. Yakında birçok Germayolorin battığımı göreceğiz. Eskiden piyasa- da 1700 taksi arabası vardı. Hususi arabalar azdı. Otobüs yoktu.. Halbu- ki bugün 1300 den fazla husual ara- ba vardır. Her hatta otobüsler işli- yor. Kim ne derse desin, otobüsler, taksl anrabalarınım İşine çok sekte vermiştir. Buna rağmen — piyasaya hergün son sistem efcili — bicili bir araba çorkıyor. Ne diyolim, sonu hü- yırlı olgun.,, GÖKPINAR