) İ A h- ğ K '1 —i HIBER':%M _' “Bir adam varatmak,, ve incir ağacı Yazan: Zahir Sukı Güvemli Necip Fazılın (Bir adam yarat- mak) isimli 8 perdelik piyesi ar- tık kat'i olarak 15 şubat 938 salı akşamı İstanbul Şehir tiyatrosun- da temsil edilecektir. Şehir tiyatrosu bü münasebetle — Necip Fazıl hakkında hususi bir nüsha halinde bir mecmua — çıkartıyor. Aşağıda yazı muharrirlerimizden Zahir Güvemlinin (Bir adam ya- ratmak) hakkındaki ikinci yazısı- dır. Ve gene (Haber) okuyucula- rınma vaandedilmişti. Ayni zamanda Şehir tiyatrosu mecmuasında çı- kacak olan yazıyı okurlarımıza | sunâarız, Piyeste, muharririn babası kendisi- ni bir incir ağacına asar. Sonra bu ağaç, bütün bir cinnet ve hummanın hülâsa- sı halinde piyesteki piyes muharririnin kafasına takılır kalır. Ben incir ağacı meselesinin Necip Fazılda hnasıl bir kompleks tezahürü olduğunu, yazıda kısaca araştıracağım: Alelümum ağaç, insanlık tarihinde mühim bir yeri olan unsurdur. Evvelâ şüphesiz, günlük ihtiyaçların temini için kullanıldı, İnsan tekâmül ettikçe, bir takım fikri merhalelere vardıkça a- ğaç ta onun bu kemaliyle müvazi ola- rak, maddeler âleminden fikirler âlemi- ne hattâ, zamanına göre, insanın meta- fizik telâkkilerini ifadeye doğru gitti. Eski tarihte, bir Türk menkıbesinin canlı unsuru olarak ağactı görüyoruz: Gökten inen bir ışık, bir göl üzerindeki adada bulunan asırlık ağacı telkih edi- yor ve “dokuz ay on gün sonra,, bu a- ğaç yarılarak bir taktm çocuklar meyda- na geliyor. Menkıbelerde mevcut erkek- siz ilkahım yanıbaşında bu ağaç, insa- nın tabiatla kaynaşmasının, kendini ©- na izafesinin güzel bir remzidir. ski Yunanda da ağacı, zeytin ağa- cmı buluyoruz. Bu onlara coğrafi vazi- yetlerinin verdiği bir imtiyazdır. (Ahdi atik) de Âdem ile Havva cennetten kovulunca, önlerini birer “İncir yapra- Bi,, ile örtüyorlar. Kurunu vustada ağaç (Anasırı erbaa) dan biriydi. Viktor Hugo bir şiirinde (Booz en- dormi), (Booz) un karnında büyük, dallı budaklı bir ağaç çıikartıyor . Bu a- gaç neslinin sembolüdür. İslâmi tasavvufta da ağaç mühim bir mevki alır. Yunus Emre dergâha, kırk yıl, meselâ taş değil de ağaç taşımış- tır, Tübâ, kökleri havada, dalları yerde bir ağaçtır. Vakvak, meyvası insan olan ağaçtır. (Branthe) kelimesi bir çok mevzu- larda kullanılırsa da asıl mânası “dal,, - dır. Arapça “şecere,, kelimesi gayet ge- niş ölçüdedir ve en çok insan soyu hak- kında kullanılır. “Şecer,, e bağlıdır. Ağacın gerek fikir, gerek hayat ta- rihindeki tarzı telâkisine gayet basit ve iptidat bir göz gezdirdikten sonta Ne- cip Fazılın incir ağacına dönebiliriz. O daha çocukluğunda dini hikâyeler, biraz büyüyünce de tasavvufi eserlerle | istinas peytda etti. Bunların onun telâk- | kileri üzerinde çok müessir olduğunu kabul etmek zaruridir, İnsanlık tarihin- de bu kadar derin izler bırakan, meta- fizik unsurların iladesinde çok mühim bir yer tutan ağacın, bilhassa incir ağa- cının onun eserinde ve san'atında yer almaması mümkün müydü? Kaldı ki Necip Fazılın İslâm mistisizmine o- lan derin bağlılığı bu imkânsızlığı ayrı- ca teyit eder. Nitekim, bütün eserlerinde de bu unsura rastlıyoruz. Şiirlerinde — buna belki az rastlanır, fakat diğer birçok e- serleri var ki, telâkkisini derhal açığa vurur. D 1.--Tohum: Bu, muvaffakiyet derecesini münakaşaya girişmiyece- ğim bir piyestir. Mevzuubahs olan ta- bil piyesin ismi., Tohum, vakaya naza. ran doğacak olan bir sembol... 8 — Ağdç: Kapanan mecmuası. Mecmua, fikir davalarımı yaymağa, 0- kutmağa mahsus, hemfikirlerini bir araya topliyan mecmua... Böyle bir organa ağaç ismini koy- | ması da kelimenin tarihi rolünden sar- finazar, bütün anlatabileceklerini hü- lâsa edeceğine inandığındandır. Vak- tiyle bunu Ziya - Gökalp da idrak e. derek (Çmar altı) musahabelerinde yazmıştı. İ 8 — Bir adam yaratmak Son pi- yesinin adı. Bu piyeste, mühim bir te- ma var: İncir ağacı, yaratmak ve onün bütün ihtilâçları, buhranları mevzuu bahs olan eser de İncir ağacı.. ... Neticeye varabiliriz. Ağaç, Necip Fazılda, Allalhım en muğdil mahlükü olan insanın metafizik araştırmalarını sembolize eden yegâne ifade vasıtasi. Ö da yaşıyor, onun da insanlık tari. hine müvazi ve bir bakıma ondan es. ki bir tarihi ver. İnsanla haşrüneşir olarak yaşamış, Daima bü kabil mese- lelerde ifade vasıtası olmuş. Necip Fazıl dünya mikyasındaki davalarını dajma bir ağacın gerisinden anlatacak... Ona göre tohum, Ağaç, Kuru dal hayatiyetile insanlığm, cev- val, faal beşeriyetin; tabiattaki devir- le ebediliğin, mevsimlere bağlı ömrile fenanın, ve, korkuünç hâreketsizliğile kadere boyun eğmenin semboölü, Tohumun zarfını zorlaması, fikir davalarmı, insanlığın kederini zorla. masmı, zorlama hakkımı, hayata, ebe. diyetetiştiyakını ifade eder. Kötürüm agaç, Allahm iradesine karşı isyanlarımızım korkunç ve - ta- hammülsüz cezasıdır. Ve nihayet incir ağacıma kendini asmak, bence isyânkâr tühumuzun â- ciz irademizin, kadere mağlüp varlığı- mızın ebediyete ve Allaha iştiyakımı. zın neticesi, iki hayatm birleşmesi, bi- ribirine geçmesi, çırpınmalarımızın sü künu, ağacın sırriliğine kavuşmamız, vahdete varmak... Necip Fazıl böyle düşünüyor gibi geliyor bana. Zahir Sıtkı GÜVENLİ S B Romanyada İtalyan ve Alman gazeteci- lerin faaliyetleri Bükreş; 15 (A. A.) — Havas ajan- sı bildiriyor “Giornale d'İtalia” müdürü Virgi. nio Gayda buraya gelmiştir. Bazı gazeteldre göre, kendisi Romen | hükümeti nezdinde yarı resmi bir va- zife ile tavzif edilmiştir. Başvekil Goga, Gaydayı kabul et- miştir. Berlin hükümeti alâkadar roömen makamatmı yakmda Bükreşe bir çok Alman matbuatı, daimi mümessilleri | geleceğinden haberdar etmiştir. DIŞARDA: * İSVİÇRE federal könseyi Romada, ve Pariste ataşemiliterler -bulundurmağa karar vermiştir. # Alman polis şefinin emri ile, Krakov- vada çıkan “İllustrovany — Kurjer Codzi- enny,, İsmindeki Polonya gazetesinin Al- manyaya girmesi menedilmişlir. * Bazı nazırların İslifası üzerine Lüb- nan kabinesi tadil olunmuştur. * Neşredilen bir statistiğe nazaran 1936 senesinde Londrada 334 tane milyoner (Üngiliz lirası hesabile) vardı. Bu milyo- nerlertden ayrıca senelik varidatı 100 bin gterlingten fazla 85 kişi, 75 ilâ 100 bin İngiliz Hirası gelirli 75 kişi ve 50 ilâ 75 bin İngiliz liralık gelirli de İ00 kişi bulu- nuyordi. « Sovyetler Birliği meclisinde 492 erkek ve 77 kadın aza vardır. Milliyetler meclisi nzaları arasında 409 u komünist ve 165 i partisizdir. İşci mebusların — adedi 218, köylülerin adedi 200, memurların adedi de 156 dır. # Polonva hariciye nazırı Beck dün- öğ- leden sonra Berlinden Zürihe hareket et- miştir. * Delbos, Paris hüıuk elçimiz Sunl Da- — wafı kabul etmiştir, Hükümet, kambiyo. ve esham alım ve satımının kontrolü ve şimdiye ka- dar tamamiyle başıboş kalmış altın -ti- caretinin bir nizam altına alınması için çok mühim kararlar vermiştir. Bu kararların ilk kısmını yani borsa- ya taallük eden kararları ajans şu şe- kilde haber vermiştir: İ “Ulus gazetesinin istihbaratına gö- re, hükümet, idevletin umumi mali iti- barı üzerinde nakadar tesirli rolü oldu- ğunda şüphe olmıyan borsanın Ankara- da kurulmasına karar vermiştir. İstanbul borsası 1 Nisandan itiba- ren üç sene müddetle ve muvakkaten kapanacak ve ayni tarihte yenisi Anka- rada açılacaktır. Karar bankalar heyeti tarafınldâan kabul edilmiş, alâkalı finans ve ekonomi mahfilleri tarafından Ş$evk ile karşılanmıştır.,, Hükümetin bu ani kararı şehrimizde gerek borsa mahafilinde, gerekse mali mahafilde büyük bir hayretle karşılan- mıştır. Çünkü borsanm Ankaraya nak- li hakkında şimdiye kadar ne bir bahis geçmiş, ne bir tasavvurdan bahsedilmiş ve ne de en ufak bir haber sızmıştır. Ajansın bu haberinden sonra Ankara verdi: Kararın mahlyeti Ankara, 16, (Husust muhabirimiz- den, telefonla) — Hükümet, kurulu- şundanberi İstânbulda bulunan kambi- yo, esham, ve tahvilât borsasının İ ni- sandan itibaren muvakkaten kapatıl - rar vermiştir. Bü kararla, hükümet, borsanın dev- letin malf ve umumi politikasiyle hem mekteldir. ğ Bugün Ankara bütün milli bankala- rımızın merkezlerini ihtiva etmesi iti- bariyle bu karar tam mânasiyle yerin - de telâkki edilmektedir. tanbul bersasının bugünkü — elemanla- rından mürekkep olacağı , anlaşılmak- tadır. ÂAcentalar isterlerse Ankara bor- sasında faaliyetlerine devam edebilecek- leridir. . İstanbul borsası ikinci bir karar ve- rilmediği takdirde 1941 senesi 1 nisa- cektir . Allında mürakabe alltına alındı bir karar daha vermiş bulunmaktadır. Bu kararla altın ticareti de nizam ve mürakabe altına alınmaktadır. Şimdiye tir , j Altın ticareti, yalnız Maliye Vekâ- letince izinli bankalar tarafından yapı- lacaktır. Kuyumcular, antikacılar, diş- çiler bu bankalardan altın tedarik ede- tek serbestçe işlerine devam edecekler- dir. Yalnız gerek bankalar, gerekse san'at ve meslek erbabı altın alım ve sa- timlarını maliyenin — mürakabesine' â- made defterlere geçireceklerdir. Kron veya sun'i altının alım ve sati- mı serbest bırakılmıştır. Köylünün ziynet altınına olan ıhti- yacı da göz önünde tutulmuş ve yeni- ideri ziynet altını basılması takarrur et- miştir. Bu altın da bankalar kanaliyle piyasaya çıkarılacaktır . Döviz tahdidalı Mevcut döviz tahtdidatı halka kolay- ltk olmak üzere genişletilecektir. Hari- ti ticaretimizde pasif vaziyette bulunan memleketler için seyahat — masrafları tasdik edilecektir. Kambiyo murakabe heyeti İstanbul - da faaliyetine devam edecektir, ,, Istanbul borsasının tarihçesi Hükümetin muvakkaten kapatılmasmna karar verdiği İstanbul borsasr Abdülâ- zizin saltanatı devrinlde 1289 senesinde kurulmuştu. Böyle bir kuruluşa sebep Abdülâzizin Avrupadan yaptığı istik- müâmele görecek bir yer tedariki idi. Borsa 1914 senesi sonlarına kadar faa- liyetine devam etmiştir. Bu sırada u- -ı-———__ — / müumi harbin çıkması üzerine İttihat ve Terakki hükümeti borsanın seddi kara- tırır vermiştir. 1917 senesine kaklır ka- palr kalân borsa tektar açıldığı zaman' muhabirimiz de telefonla şu malümatı . masına ve ÂAnkarada bir kambiyo, es- ham ve tahvilât bomsı kurulmasına ka ahenk yürümesini temin etmeği gözet-' Yeni Anltara borsası, kadrosunun İs- nından itibaren tekrar faaliyete geçe- Bü arada hükümet ikinci ve mühim - kadar köylünün altın alım ve satımınım | başı boş kalmasından görmekte olduğu || | zararların bu suretle önüne geçilecek- razlara mukabil çıkarılan tahvillere' bir hayli -sarsıntı geçirmiş bulunuyor- dü . Borsa, Hasan Sakânım Maliye Vekil- -liği zamanında, o zaman börnıad'a 'büvlu- yon yapmaları üzerine bir hafta ıeddvç- dilmişti. , 64 senelik bir ömrü bulunan Iıtınbul tıdlmaktadır . börsası şimdi tekrar muvakkatm kıpa. p Altın tıcaretını bankâlâr yapabilecek — — Esasen' borsalar kanunu hî.“:üıne*!ı L İüzum gördüğü yerler'de borıılar 'bilmesine müsait bulunmaktadır.. m' Pir . ğtr me:nleketlcrde borsalar h 4 ı? y 'a Va merkezlerinde olduğu gibi diğer ıdllî* /— Jerde de bulunmaktadır, Meselâ İtalyâ” y jfum en mühim - borsası"Milânodaldır.: " ,. . ma böorsası-ikinci-derecede kalır. - fan bazı ecnebi acentaların şpekulâı- b Fransada Paris borsası mühim fd ” “oynâr, fakat Marsılya borıux da chld' - mliyetlidir, « "Ametikada en mühim börsa szyofk ç “tadır. Bundan sonra Şikago borsası g6” Paris; 16 (hususi) -— İspanyada Teruel etrafında cereyan -eden. büyük- muhareheler galen haberlere göre; hü. kümetçilerin kati bir galibiyetiyle-ne-: ticelenmiştir. Şehir zaptedildikten son- ka cıvarda toplanan asilerin büyük; or müştür. Teruel ervarında muharebi ar . tıik kesilmiştir. -— - & dŞt Tzetr * Asiler.bu mağlübiyeti bazı kuman: " danların ihaneti eseridiye teyil etmek-- dir. Sevil radyosunda mütematdiyen! “hutuk söylemekle metshur ast general Lano yeni bir nütkünda Teruel mağ- lübiyetini anlâtmış ve “oradaki asile- rin kumarıdatir teslim olmasaydı vazi- yetin kendi lehlerme ınkışaf edeeegı— “ni” bıldırmıştır : - islifa edecekmiş Şam 14 (Hususi) — Burada çıkan (EBlifba) gazetesinin yazdığına göre Suriye fevkalâde komiseri Kont dö Martel ile başvekil Cemil Mardam arasındaki görüşmeler muvakkat bir müddet için kesilmiştir. Gazeteler buna s$ebeb olarak şunu göstermektedir: bine ve meclis bulhranını hallettik- * ten sonrâa 'tekrar Şama — dönecek ve Bâüşvezir Cemil Mardam ile muahe- denin tatbikatı etrafmda görüşecek- tir/Bu görüsşmelerdö -- *Süriyedeki - Fransız memurlarının tahdidi; Cezi- »re meselesi ve ordunun Suriyehükü- metine teslimi işleri vardır Haber verildiğine guı e; Kont dö - - Martel, Şamda bu meşeleleri hallet- 'tikten sonra gubat ıptidalarına. doğ- ru Parise giderek, vazifesinl sona ermiş ad ile vazifesinden affıhi Fran "'Kont dö Martel, Lübnandaki ka- | Teruel dusu da mağlüp edilmiş ve- püskürtül 1; Ü ymandanlardan - bazılarımn—ltalyan aö Suriye îevkalade ko—mıse.rı TÜ Kont Dö Marte!; Yakında vazilesinden - —- _—da.kı nutuklarından - birinde, : |haberlerde-şöyle demiştir: bağırıp çağırmasıtlar, mevzuubahs ©* >lan hârp Guadalâhara değildir. Şim -karşılarinda* İspanyollar 've Faslılar — “vardır. O mağlüHiyetin mesulleri bett” “Fiksiz İtalyan şefleri ve 'korkskîî“l “yan askerleri idi*Eğer'o zaman Yİ "dört saat d*nha daytmmış ulsatardl # | :>;> Asi-kumandânlar arasmda bu he | zimet dolayisiyle bircok ciddi ihtilâf' t alâr baş ıgöstermiş; askerler- arasmd. *firarlar, isyan: vakalârı: - çoğalmığtir: İtalya tardfımndan gönderilen Trablus | Araplarının artık harpretmek: istemmt” dikleri bildiriliyor. İşin garibi asi KU" kerlel'me de-hücum etmeleridir. * n ç Sövildeki asigeneral Laâno radyo- .. Teridl mağlübiyetini henüz itiraf etmedlğı bu ” — — 'Kızllâr Terüelde” — yafer dN? J fer bizimdi.” < Ternel züferi - ı—.uacııuıı:i;ııetçıW"ıB örtlemanölatam v disiplinli bir ordU” ya malik bulunduklarını kati gürettt göstermektedir. Teruel ervarında lerin topladıkları kuvvetler 100 kişiden fazla idi. Asilerin 500 hü arabast vardı. Hükümetçiler bu tank* lardan büyük bır kısnımı ele gef;l—'ıııig pin » dlerdir. Âsilerin zaylatı 30 bin ölü ve 8 bilî esırdir D5 tayyareıerı düşünîlm Cumhuxıyet ordusu zaferını kıf 1'3“ danlarınım stratejik maharetlerin” yi medyundur. ;Filhakika, . asiler Teril ' zapteden, cumhuriyetçilere mukabil. arruzda bulunmakla, büyük bir- ? işlemişlerdir. Çünkü t tibat. yollâü' 4 ha:harbin, başlanğıcinda : küküme tçil ı" rin-elinde idi: Hükümetçiler-bu Va7? te*ammi qekilde:ıstıfadeyı J:ıılm sa hükümietinden istiyecektir.,,