ue'iı,u"" garip insanlar olan Amerikalılardan biri, 3000 Yn. Bir ağaç kütüğünü oydurarak kendisine hoş bir garaj Diniştır. H e pe Gen gAŞ bi çizginin üzerin: lhı“ ki dalla Böçmemek ve ka- .Ğ"tüln ayırmamak su- Tateç, *O B0 tüklü çizilebilir. 'DİZ tecrübesini yapın!. Dünyanım ea büyük ediple- rinden olan Vilyam bir 23 nişan günli doğmuş ve 52 sene sonra, yine bir 23 ni- san günd Simeliştür. * * Resmini gördüğünüz bu mu- azzam bina, Amerikanın Tek- Büs öyaletinde inga edilmiştir. Bü bina, bir sigortu şirketinin merkezidir. ve hatiçle teması olmayip katiyen müstakildir. Kendisine mahsüs bir elektrik sahtralı, bir çiftliği bir bosta- nı bir petrol küyusü - hullsa ihtiyacmı temin edebek leva- zımatı mevcuttur. Lt Mım'. Say Vurmuş. olan beraberlikle boksü senlerde, Amerikada yapılan bir boks maçında, hiç gö- 'mh bir netice elde odilmiştir. Boksörlerden biri * raki- kt Üthiş bir yumruk - indirmiş ve onu yere sermi İç N boksör yere. düşerken iplere o kadar büyük — bir -'hqnmhkrımvşt:r ki, iplerin bağlı, olduğu - sızik — kırılarak, İ term aŞ ü Şekspir r. Fa- kafasına çarpmış ve onu da iştir. İki rakip de, on seniyeden fazla yerde- yattık- ı,m; Balip daha doğrusu mağlüp anlaşılmı.nıış ve hakem K netice lendiğini lân etmişlerdir. Şen Fıkralar Serhoşun cevabı İçki aleyhtarı teşkilâtina men- sup birisi, sokaktan sendeliye- rek yürüyen bir sarhoşa şöyle diyor: — Zavallı adam hiç hesap et- medin ai ki.n senedenberi içkiye harcadığın parayr bir kenara koysaydın, şimdi belki de, bin weya iki bin lira arasında bir Püraya sahip olurdun? — Hayir bayım, bunu hesap etmedim, fakat benim hesabım da zayıf değil ve şimdi şunu hesap ettimki eğer on Üç sari- g0-” — ye ve üç salise zarfında en aya- ğt yüz metre ötede bulunmaz- sanız, doktöra ve eczahaneye vereceğiniz para bir lirayla iki liza arasında tahavvül edebilir. xa Uzun seğe - ler mahkeme cesliği yapar. n bilâhare nikâh memu - ru olan - bir Zat bir nikâh merasimi esna- sında, herkesi güldüren — bir hata yapmıştı. — Veli kızı Nuriye, dedi, Ahmet oğlu Nevzadı eş olarak almağa razı mısınız? — Bvet! — Ya siz Ahmte oğlu Nev- zad, kendinizi müdafaa için söyliyecek bir sözünüz var mı? . x * » Antikacı —. değerli ve eski. sir tabhanca; domalılar za- nıınmdşn kal- da tabanca yoktu ki! — İyi ya! Sırf bu- iyük bir değeri var e. p Vakı Yirmi bes senodenberi - oto- grem ve topu topu dört kaza yaptım. — Ben de ancak üç kaza yaptım.. — Alerin! Ne zamandanbe. Tt otomobil kullanıyorsunuz ? — Dündenberi. “ * * Trenin kom- partımanın - da bir yoleu cebinden gi - Bgarasını çıka - 48 rarak yakı » yur, Karşısında oturan yolcu da: — Affedersiniz bayım, di. yor, bana bir kibrit verebilir misiniz? — Maalmemnuniye! riti istiyen adam, ceple- rini karıştırır gibi yapryor ve nihayet hüyret etmiş gibi ba- ğiriyor; “A! Sigara paketimi unutmuşum !,, Birinci yolcu hiç bozmuyor e diyor: — Şu halde artık kibritime ihtiyaemız yok. İade edebilir. sİniz. — Köpeği - * ni okşamamıi nı istiyorsun ? Isırmıyor. mu lamak için okasamanı Trica et tim ya!, Onu daha bu sabâh satın aldım. İşte size, çok. Hikâye: - Dimitri, dostum... Çamlı te- peden geçmiyelim diyorum sana? — Ama yaptın ha İvan... İyisi mi sas, çünkü eski dostum olan senin, körkak bir — kadın baline geldiğinc inanacağım — geliyor... Eğter böyle vaçma bhurafelere, ba- tıl İtikatlara iman ediyorsan, doğ rusu yazıklar olsun sana.. İki erkek, birisinin düdakların da tebessüm, diğerinin gözlerin- de hafif bir korku ifadesi bulun- düğu balde bakıştılar. İvan, kürk derle yüklü kızağa doğru döndü PS ve omuzlarını silkerek: — Pekâlâ.. gidelim, dedi, Fakat eğer “Buzlu cehenmeni,,e. — “Buzlu cehennem,, mi?.. Yal niz çocukları korkatahilecek bir masal.. Esasen pekâlâ bilirsin ki Çamlı tepe İrkustke giden en, kı- sa yaldur.. Ve gene pekâlâ biliyor sun ki, yarın İrkustkdaki pazara yelişmek için hiç vakit kaybetme memiz lâzımdır... Öyle olsun bakalim.. — gide- Tim.. . İvan, sert soğukta şaklayan bir kirlaç dürbesile, kırağa koşüulan köpekleri harekete getirdi. Arkadaşı da önü taklit elti ve Eki kızak, yumuşak karın üzerin- de süratle kaymağa başladı. İvan, namütenahi -stepin buz ufüklarına bakarak, biran i) buzlu cebennemi unutmuş gibiy: diı Fakat yavaş yavaş, içinde tek rar korku belirmeğe başladı.. Filhakika bu, bir hurafoden i- baretti, fakat bir hurafenin men- şel ne de olsa bir hakikat saklıya bilirdi. Ve hakikalen de Çamlı te- pe, oradan geçenlerin başına da- ima bir felâket getirirdi. En küçük yaşındanberi, İvan, bur meşam Çamlı tepe hakkında birçok hikâyeler duymuştu. Du i- sim, Trküstk yolu üzerinde bulü- man dört çamlı bir noktaya veril- mişti. Stepteki bu münzevi ağaç- ların bir çok cinlerin — sığınağı olduğu ve bunların kürk aycıla- rına düşmâan oldukları süylenirdi. Bu çam ağaçlarının, koca — stepin ortasında ne işleri vardı? Stepte hiç ağaç mevcut değildi. Ve bu- nun için de, bu dört çam ağacı büyük Lir şöhret kazanmıştı.. O civarda bir kızak mı — devrildi? derhal bunün sebebi, bu ağaçlı da ikamet eden cinlerde aranır- dı. Bu ağaçlarla cinlerin heyeti- umumiyesine de “buzlu cehen- Nera,, adı verilmişti. Buralarda yolcular kurtların hücumuna ma- Tuz kalıp parçalansalar veya sör- seri bir kurşunun kurban, olsa- lar, buna bile buzlu cehennemin eserl nazarile bakılırdı. . İşte sırf bünün içindir ki, 1- van, He de olka, biraz korkuyor: du,. Mükemmel bir tilki avcrs ol- mak, buzlu cehenneme doğru pit- mekten mülevellit korkuyu irzale- ye hiç de kâfi değildi. — Haydit Kaşt.. Dimlitri köpekleri — caşturuyor. İvan da, kürkleri iyi fiyata xat- mak için, İrkustk'a — biran evvel varmak lâzımgeldiğini düşünerek onu taklit ediyordu. Birdenbire, uzaktan, ufkun be- yaz çizgisi üzerinde dört siyah nokta belirdi.. Bunlar, burla ce - henmnemin dört çamıydı. İvan ürperidiğini — hisseltti ve, bir secki tabliyle, kızak- ürerin- deki mücazenesini temin — etti.. Sonra Dimliriye doğru bakarak, Onun ciddt çehresini Kördü.. Her, alde, o da bazı & eler hisxe- ordu.. Fakat artık geriye dön- mek İmkânyozda . Artık baska yal yaktır. ve stepde kaybolmamak 1- çin, çÇarnacar. camlara doğrü - lerlemek Tüzımdi.. Kânekler, mütemadiyen yorlardı. kosu- öntü. gayet tahil ola- malarına imkân yok- telerine, nrkunun İ ve hu karkmann, meca: baa fazlalaeıfonı hlsse fe kıcabıl divertşrdı. R'rar sanra, cam : n- sslarının, tastare Aielerini andı- van Penalari Teta mN Va Bne KurmA Asmdar K ban f İ arkadaşına baktı: Önün — soğuk kanalılığını muhafaza etmek için büyük bir kayret sarfettiğini gör- dü ve onun da ayni korkuyu his- settiğini anladı. — Buzla cehennem.. Buzlu ce- hennem.. diye kekeledi.. — Sus. Duydüğu bu sesin arkadaşı ta- rafından mı talâffuz - editdiğini yok sa esrarengiz bir yerden mi çıktığını anlayamadı. Ona — öyle geldi ki, kulakları, uzaktan enin- ler şoklinde yükselen karmakarı- şık binbir mırıltıyla doluyordu.. Yavaş yavaş bir baş — dönmesi hissetli ve gayri ihtiyar! boylu boyuna soğuk karlar üzerine u- zanmak ihtiyacımı duydu. İstinat noklası olan ipi bıraktı ve muva zenesini kaybetti.. Yerden kalkan bir kar bulutu |- çinde, direksiyondan mahrum ©- Dan kızağının sadece — köpeklöre ilaat ederek, birdenbire yolu kes. tiğini ve Dimitrinin idare ettiği kızağın da kendi kızağına çarp- Hğinı gördü.. Köpekler çırnındı ve Dimltri de yere yuvartandı. Bötün bunlar biran içinde vu- kubulmuştu. İvan ayağa kalktığı zaman, sukutundan — sersem bir hale gelmiş olan Dimitri de ağır ağır doğruluyordu.. Koşunun ver- diği kızgınlıkla coşan ve çırpınan köpekler, nihayet kendilerini kı- zağa bağlayan koşumları — kopa- rarak kaçtılar.. Artık müdahale etmenin imkânı yoktu.. « Dört siyah çam-ağacı, şu- racıkla, yanlarındaydı.. İki arka- daş slepin namütenahiliği içinde Ümlisizlik ve soğuğun tevlit et tİBİ uyuşukluk içinde, uztn müd- det sossiz kaldılar. Batıl bir itika dın bir insan zihninde neler ya- pabileceğini nihayet anlıyorlardı. Fatkında olmadıkları hülde, bu hurafe, bu.batıl İtikat onları sar« muş ve içlerinden birisinin suku- tunu tevlit etmişti.. Eğer güzel bir tablo yapmak istiyorsanız bu resmi şu Ü renklerle boyayın: FTHTA ĞAM (eTs| (e e| BT BUZLU CEHENNEM — Seni dinleyip bufadan Beç- memeliydik.. — Arlık esef emekte çok Heç kaldık.. Ancak iki gün içinde dım ümidi besliyebiliriz.. Sonra'! Gelecek pazar ancak bundan üç hafta sonra kurulacak. İxan, meşum bir Jestle sözünü kesti.. Bunun özerine karın için. de, mühtemel yardım . gelinceye kadar, kendilerini koruyabilecek bir yer oymağa başladılar.. * * * Beyaz stepin üzerine ma- vi bir karanlık çöktü. Semada, birer birer yıldızlar yandı.. Ve 1- ki bedbaht, belki de uyanmıya- caklarını düşünerek yatlılar. Ancak bir gön sonra — ufukta bir kızak görüldü.. İki avcı, gö- rülmelerini temin için — herşeyi hazırlamışlar ve çam dallarile ko caman bir ateş yakmışlardı.. Se- maya yükselen — duman ve alev, bedbaht yolcuların imdat beklee diklerini haber verdi.. Kızak isti- kametini değiştirdi ve iki avcı çılgın bir sevinç — içinde, kendilerine yaklaştığını gön Kurtulmuşlardı.. Hurafe çam Baçlarile beraber yanıp gitmisli.. Büazlü cehennem artık mevetl (l Bildi! BULMACA mun 9 Yukarıki müsellesi yainız ug « Makas darbesile öyle parçala. rTa ayırınız ki, bu parçaları birleştirdiğiniz zaman, tam mükemel bir murabba meyda- na gelebilsin. Bu bilmecemezi halledenler. den birinciye bir kol esati, ikinciye bir bel kemeri, üçün. cüye bir lâstik top ve ayrıca 200 okuyucumuza muhtelif he« diyeler vorilecektir. HABER ÇOCUK SAYFAS Bilmece kuponu 8 İKİNCİKANUN ÜN TP p 5 n Dry t İ ıira AA ':a.q: Z YAT ) Üa L /ZaLARA LA ©: Koyu kahve rengi 0: Portakal rengi A: Mavi.