30 Aralık 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 7

30 Aralık 1937 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

"'kekler arasında uhafazakârıdır ADINLARIN hemen hepsi ken- ; dilerini erkeklere beğendirmek V tuvalet yaparlar ve giyinirler. Sırf “di zevkini tatmin için giyinen kadın 4 Bibidir. Böyle olmasına rağmen er- KI ! lar pek azdır, Amerikanın en meş- » kadın ve ev mecmualarından biri bu “ti düşünmüş, tanınmış ve tihınma. #bir çok erkekler arasında bir an- “açarak onlardan kadınların ne şekil- ' tiyinmelerini tercih ettiklerini sor. ; tur, Almman cevaplar tasnif edilince "t bir neticeye vatılmıştır ? kekler, kadınların gözlerini kapat- khn şapkaları seviyorlar, velor, kadi- "lelara bayılıyorlar, Erkeklerin Je doksanı kadın şehirde siyah elbi. tayfiyelerde ise açık renk elbise ile rııî!:ği tercih ediyor. tkezin hoşland'ğı çorap, teni gös- *N ince, mat ve açık renk çoranptır. :*k gözüne en batan şey ayaktan ,N, buruşuk duran ve dikişi tam bal- İi Ortasını takip edecek yerde sağa ! kaçan çoraptır. Bayanlar bilhassa | dîin sakınmalıdırlar. Çalışan bâyan. 4 büroda kollarına bir sürü bilezik “&ları, erkeğin sinirine dokynan bir h Çi <"?pp" dv # (Ödiz, Hele sokaklarcda, bururitüz ayak: '_" larla, ayak parmakları Meydanda ç San bayanlar, ne kadâr güzel olur- l V olsun, erkeğin gözünden hemen | #yorlar. ._. anket erkeklerin kadın tuvaletiy'le, k, lardan daha fazla alâkadar oldu - ; Ve ekseriya bu işi kadınlardan a. Yi anladıklarını göstermiştir. '_Hifılnmış bazı erkeklerin kadınların y & helikında neler düşürdüklerini İ a Yazıyoruz, ** Taylör muhafazakârdır ! İ Nema yıldızı Robert Taylör-iir - azakârdır. , Kadınların giyinme hususunda if- titmelerini ve sadelikten uzaklaşa. 4, kilde süslenmelerini hiç sevmem, o'_ Şalışan kadınların koyu renkli | Stler giymalerini pek beğeniyor, L Vhatacak Kadar kalabalık bir tarz- İş SPil vış baş tuvaletlerinden sıkılı « İ %j “€ce tuvaletlerinin sade, fakat vü- İnhinalarını gösterecek kadat ln:lmâsmı istiyor. Şapkalar için de | İüşünüyor: ; ;nahı arkadaşlık eden kadının şap | hh;:'"“'fl yüzünü benden saklamama - ğ !:ı'_'_“n şapkasına değil İne bakarım 1, Gi "iı ** bız resimleri yapmakla tanın. | *Şhur ressam John Gatta da he- göre tanzim ed Kadınların nasıl giyinmesini istiyorlar? trkekler kadın tuvaletile, ka- lınlardan daha fazla alâkadar Erkeklerin nelerden boşlandığını bilen ve giyinişini ona en kadın pek azdır Erkekler gece Tuvalellerinde kadifeyi sev dikelri kadar tülü de seviyorlar. İşte si- 'a DAĞ ze bunlardan birer nümüune, Ete klerin uzunluklarına dikkal ediniz TYM Ü MA A | Erkeğin çalışan kadınlarda en beğendiği giyiniş Darzı Döyle - koyu renk ve basit elbiselerdir men hemen Robert Taylörle ayni fikir. de.. O da; — Ben konuşurken bir kadının şap- kasına değil gözlerine bakarım, diyor. La Gatta, sırtı açık tuvaletleri teşhir edilen sırt güzel olmak şartiyle pek be. Bu şapka, karşısın- da oturan — erkeğin kadının yüzünü gör- mesine mâni elmu- yor.. Elbisenin ve göğsündeki —iğnenin basitliğine dikkat e- diniz, ğeniyor. Kadınları şehirde yüksek puklu, narin iskarpinlerle, kırlarda ka- lm spor ayakkabılarla görmek istiyor. Basit bir gerdanlık kadını pek güzelleştirir Amerikan radyosunun en tatlı sesli yıldızı Lowell Thomas da giydiğini, kendine yakıştırmasını bilen kadınlara karşı büyük bir mecçlübiyet duyduğunu söylüyor. O, kadınların saç tuvMletlerini daha bariz şekilde meydana koyan şap-« ları seviyor, gündüz giyilecek esvapla- rım koyu renkil olmasını tercih ediyor. Kadınlara basit bir gerdanlığı pek ya- kıştıramıyor, Çok kalabalık veya göz kamaştırrcı olmamak şartiyle bilezik ve göğüs iğnelerini de seviyor. Saten, ka. dife elbiselere, yüksek ökçeye, topuğa kadar inn gece tuvaletlerine bayılıyor. Çalışan kadınlar daha iyi giyiniyor Erkeklerin hemen hemen yüzde dok- sanı çalışan kadınları giyinme zevki iti- bariyle ev kadınlarından daha üstün bu. luyorlar. İş kadmın elbisesinin kat'i, keskin, bir silüet meydana getirdiğini ve basit- liğine rağmen kadın vücudunu daha canlı olasak meydana çıkardığını iddia ediyorlar. Ankete cevap veren erkeklerin hepsi soba borusuna benziyen veya pek cicili bicili olan şapkalarla dehşetli alay edi- yorlar. Onları giyenleri çok gülünç bu. luyorlar. Yaradılış itibariyle kadınlardan daha / pratik olan erkekler giyinmede her şey- den evvel bir mâna ve mantık arıyor- lar. Şehirde spor kılığiyle dolaşanları, sayfiyelerde ve kırlarda ipekliler, uzun etekler, narin iskarpinler giyenleri a. yıplıyorlar, Spor kıyafetinde de kadın- ların erk*kleşecek kadar kaba şeyler giymelerini hiç istemiyorlar. Erkeklerin en hoşlandığı spor giyinişi: Balık sırtı, açık ren'sli kumaşlar, sveterler, fötr şapkalar ve biribirine uyan parlak renk- ler! Erkekler bilâiştisna taftayı ve ince kadife kumaşları en çok seviyorlar, An. kete cevap verenlerin yüzde altmışı ka- to- |ç Holivud'da bir gece İV-Emil Yannings Harri Baur Her ikisi de fitil gibi sarhoştu. Yıkılmamak için biribirlerine dayanıyorlardı Beni görünce durdular. Vaktiyle film- lerini çok seyrettiğşimden Emil Yanings- le aramızda bir göz aşinalığı vardı; fa- kat nedense tanıyamadı. İngilizce - bir şeyler söyledi. Anlamadım, Almanca söyledi, yine anlamadım. Bu sırada sü- ratle giden bir otomobil zınk diye yanım- da durdu, Bir el beni şiddetle içeri çek- ti. Neye uğradığımı * anlamadım. Ayni süratle hareket ettik. Birdenbire arkadan üçel silâh atıldı. Bit az kendime ge- lir gibi oldum. Ga- liba Amerikan işi bir gangster hücu- muna uğramış ve- ya bir kaçırılma vak'asının — kahra- manı bulunuyordum. Ben bu kara dü- şüncelere dalmışken, — yanıbaşımda tlık | bir temas ve gayet tatlı bir ses duydum: — Sakm korkmayın... Hiçbir felâket yok... Sizi iki hayduddan kurtardım... Bir de ne göreyim?... Nita Raya; Es- mer güzeli... Garsön kız kıyafetine gir- miş. — Prostelâsının eteğini kaldırdı ve “G. Men”. teşkilâ- tınım alâmetini gös terdi... — Hiç bir şey anlamadım, valla - hi, dedim. Güldü ve hiç se- sini çıkarmadı. Otomobil dehşetli bir süratle gidiyor- du. Maazallah Maslak yolunda olsay - dık, şimdiye kadar en aşağı seksen kere parçalanırdık. — Peki ama, diye sordum, niçin beni bu iki artistle görüşmeye bırakmadınız? Yine ses yok. Birdenbire araba ya- vaşladı ve durduk. Mavi bir duvarda beyaz ışıkla şu iki kelime yukardan a- şağı yazılmıştı: THE STAR - BAR Bir küçük delikten geçtik. Sevimli rehberim elimden tutmuş, beni dar ve dik bir merdiven- den — indiriyordu. Salona — geldiğimiz zaman — duraladım. Her taraf Işık ve duman — içindeydi. Masalar tıklım tik ltm. Ne tarafa bak- sam tanıdık birkaç simaya — raslıyor - dum. Hattâ bir az ilerde merhume Cin Harlu'yu yine mer hum Maks Linde - rin kolur $ı görün- TYALR ce epeyce şaştım. Bu gece, nedense bir türlü içinden çıkamıyacağım hâdiselerle karşılaşmak mukadderdi. Nita Raya beni bir masaya getirdi. Baktım: Emil Yanings ve Harri Baur, Gayriihtiyart geriledim; fakat çapkın Nita beni kolumdan sürüklü- yordu. Yüksek sesle: — İşte, size bir Türk gazetesinin kari- katür muhabiri olan Z. S. G. yi takdim dınların saçlarına ya bir çiçek veya bir tarak takmasını —istiyor. — Ensesi açık esvaplar erkeklerin Ççok zev. kini okşuyor. Göğsün — vasat derecede ve “V” şeklinde açık olmasını tercih e- diyorlar. K î)! VBEZZ A YK | ediyorum, Kendisi üç saat evvel “AÂero- Enternasyonal” şirketinin “IlI C, B. dö Mil” tayyaresile şehrimize ayak basmış- tır. Rejisör Rupen Mamulian için Muh- sin Ertuğrulun bir tavsiyenamesini hâ-s mildi. Garbo, Marlen ve Meyvestle gös rüştü, Şimdi de sizlerle konuşmak arzu- sundadır. Bu sefer biraz kızmıştım: — Demek beni takib ettiniz, - dedim; bunları size ben söylemedim... Nitay Raya güldü: — Biz, “G. Men” ler her şeyi biliriz. Kaldı ki benim babam bir Hintli, annem Fransızdır. Binaenaleyh “Fakirizm” e müptelâyım. Şu anda sizin tasavvurları- nızı okumaktayım... Masalarına oturduk. Emil dedim ki: " — Kuzum, beş dakika evvel ingilizce bir şeyler söylemiştiniz; hani Meyvestin evi önünde, ne diyordunuz?... Artist şaşkım şaşkın yüzüme bakıyor- du. Yine Nita izah etti, * — O, demin rastladıklarınız Ralf ve beş numaralr yıldız düşmanı Konraddır. Bu iki haydud çok iyi makiyaj yaparlar ve meşhur artistleri taklid ederek herkesi dolandırırlar. Şu anda polisin elinde'bu- İunuyorlar. ! — Mademki, dedim, bu kadar şey bi- liyorsunuz, her halde şu müşkülü de an- cak siz izah edebilirsiniz. Biraz geriye bakar mısınız? Hah, orada kimler var?... Ölüler... değil mi?.. | — Hayırt, onlar Peterle Lidadırlar... — Yanlış, şu Cin Harluyu göstermek istedim... — Ben de onu söylüyorum. Lida ve Peter, “Yıldız imali bürosu” na men- supturlar ve icab ettikçe ölü yıldızları tekrar canlandırırlar. “Yıldız imal büro- su” öyle bir teşekküldür ki, onun saye«- sinde Holivud, meşhur yıldızlar ölse bile onları yaşatmak hususunda zerre kadar sıkıntı çekmiyecektir. Birazdan oraya da gideriz. Emil Yaningse sordum: — Peki, ne tesadüf, nasıl oluyor da burada bulunuyorsunuz? — (Harri Baur'u göstererk) halefim- le beraber beş dakika evvel bazı dostla- rımızı ziyaret için radyo - foto ile geldik. Biraz evvel eski sevgilime Tasladım (bu, “Mavi melek” filminde âşık olduğu Marlendi) yana yakıla bir gazeteciden şikâyet etti. Bu, herhalde sen olacaksın.. Peki, burada ne yapıyorsun?.. (Devamı 15 intide) Yaningse Gelecek Tropartaj Robet Taylör —- İ amrue

Bu sayıdan diğer sayfalar: