abla... Haylazdım; tenbeldim; ama.. Kim. Zeye zararım dokunmazdı. İki yaş bü. Yüğüm Nimet ablam, afacanm biriy. Ü. »Ben, yaramazlıklarımın zararmı dade kendim çekerdim: Surâtım ga. Marlarırdı. Kulaklarım — burkülürdü. | ba etlerime inen sopanın, budları. | fim yediği muştanın haddi hosabı ol. Mazdı. Ablammn yaramazlıkları gülü. Terek karşılanırdı. Babam cenhedesi> P'z. dürt kar, di;ı, bir de annemiz echirde kalmış. İk. Bir gece, annem uzak bir misa. Tirliğe gidecekti. Nimet ablam: — Ülle ben de gide Diye tutturmuş"u, Dondurucu bir kış gecesiydi Orta verde yanan tepelem» man. Bal bana mı dem'yordu. Ve, soğaktan dişlerimiz biribirine carpıyor, kulak. İrımız. burnumuz Üşüyordu. Kalın Yün corapların içinde ayaklarımız çivi Ribiydi. Ellerimizi, hohlryarak ısıt. Maza çalışıyorduk. Nimet ablam, o bir damlacık vü. Maz, hastalanır, yatağa dişerdi. An. onu uzun uzun kandırmağa çalış. lı“'dly!e. sokağın kuru ayazına dayana — Kizım, çok soğuk var... — Ben üşümüyorum ki!.. — Kal bu gece kardeşlerinle... — Kalamam! — Yarm akşam — Sabahattinlere 'Ubluırağıı. Sizi de götüreceğim o. Taya... — Kaana.. Laaaa.... Maaaammm... — Hem, saklanbaç oynamanıza da tin vereceğim... — Buü gece gideceğim yerde senin Akrann makranım yok kif.. Canın sı j — Sıkılmaz... < — Sıklır... — Sıkılmaz, diyorum anne.. Ie | hnm!arimi de yanrma alırım... — İskanbillerinle evde, sıcacık ' © İünda oynasan olmaz mı? — Olmaz... — Yol uzun; yorulursun lı"-'l soğuk; üşürsün Nimet... Bi Yol uzunsa Hasan ağanın ar. Atma binerim... Hava soğuksa Hasan in kapotuna sarınırım... Annem kızmağa besiryordu. — Hasan ağa beni götürüp dön. Ükten çonra, size mağallar söyliye. , kızım.. Nimet ablam hâlâ tir tir tepini. beni yataklarımıza yatırdı. Emirberi mizle birlikte çıktı. Nimet ahlam, İncecik sesiyle s0: falardan haykırıyordu: — Anne, demek benl götürmü sun!.. — Götürmüyorum... — Paki öyleyse... ı Saçlarmı dağrarak, başını silkeli. yerek ağlıyordu. Kısa üst duüdağını | çimdikliyor, buruyotdu. Sonra, bir a. | ralık, galiba yoruldu: yatağına girdi. Uzun bir zaman öfkesinden. —hırsın! dan yorganı didikledi, ısırdı. Dudak larmı sarkıtlı. A d çattı. Kısık sık, fakat gözleri yaşarmadan, hıçkır dı ve düşündü. şece yarısından sonra iyanmıştım. Annem, bağıra bağıra haykırıyor du, Ne vardı? Ne olmuştu ” Lmbanın şığiyle kamaşan gözle. rtimi Oğuşturuyor, etrafıma bakmı. yordum. Birdenbire, her şeyi anla. dım. — Hinzir kiz, yapacağını yapmış. tı: Annemin duvarda asılı duran en eok sevdiği iri dallı, limon küfü “sa. tentilyon., entarisi, tam yarı belin. den makaslanmıştı. Çivideki aksıda, etekleri pürtüklü bir bloz sarkıyor. du. Şimdi, hüngür hüngür ağlıyan an nemdi. Nimet ablam, yatağınm için. de.tostoparlak olmuştu. Ağzını ku. laklarına kadar ayırarak, kasıklarını tutarak boğula boğula gülüyor, göz. lerinden yaşlar geliyordu. Babam Nimeti canmdan çok ı( korkuyla verdi. Annem, bütün öfkesine Tağ. men, ona elini sürmek cesaretini ken dinde bulamamıştı. , Roşat ENİS AKŞAM POSTASI İDARE EVİ: Istanbul Ankara Caddesi Posla kutusa . İstenbul 214 Telgraf adresi: istanbul HABER Yazıiğleri telelonu: 23572 idare, ilân —. 1240970 ABONE ŞARTLARI Türkiye Ecnebi 1400 Kr. Ta0 , 300 , 150 , Swnelik 8 aylık 8 aşlık 4 aylık 2700 Kr. LAĞ0 » 800 « 300 » Sahibi ve Neşriyat Müdürü ; Hasan Rasim Us Basıldığı ger (VAKIT ) Mafbaası ÜNAHK PA PA R n SLAR Nakleden F.K. Papa, yumuşak davranmakla itham ediliyordu İspanyaya beşinci baş engizistör ta- yin edilinceye kadar iki sene zaman geç ti. Bu müddet zarfında vilâyetler ergi zisyonları faaliyetten uzak durmadılar ve 324 kişiyi yaktırıp 4481 kişiye işken c2 yaptırdılar. Beşitici baş zitör tayin olunan Sevil başpiskopo: ardinal Alfons dö Manrik 2250 si diri diri yakslan 11250 kurbanla araâda az faaliyetle peçen za- müanm kayıplarını izaleye çalıştı. İspanyada baş engizitörlerin aİtıncı sı olan Tolode baş piskoposu Parde dö Tabera yedi sene rarfında, Torkema- danın ruhunu hiddetten kudurtacak bir tenbellik gösterdi; yedi sene - zarfında ancak 840 kişiyi yaktırdı ve 5460 kişiye işkence yaptırmakla iktifa etti. Onun halefi yedinci baş engizitör Sevil başpiskoposu kardinal Garsiya Cö Loeza belki çok faaliyet gösteretekti, fakat ömrü vefa emedi. Bu sebeple on ay süren baş engizitörlüğü zamanında 120 kişiyi yaktırmağa ve 780 kişiye İş- kence yaptırmağa vakit bulahildi. İspanyadaki baş engizitöilerin — se- kizincisi olan kardinal Valdes, Roma- dan İspanyaya gelince — Tarkemadayı gölgede bırakacak bir vahşet gösterdi. Fakat, bütün bunları saymak o ka. dar uzun sürer ki, sadece bu £:i listeye devam etmemirz günlerce devam edebi- lir; şimdiye kadar saydıklarımızın bir j yekünunu yapmakla iktifa edelim: 20010 diri diri yakılan adam... 213461 işkence gören adam.. Ceman 233471 engizisyon kurbanı.. Fakat gencral Frankonun bu rakam Jar karşısında kıskançlık — duymasına imkân yoktur; çünkü engizisyonun bu saydığımız mazlümlar: 62 seneye Hağıl mıştır. Franko ise İspanya isyanımın patlak — verdiği S00 küsur gündenberi bir milyon kadar ölü ve yaralı kurban etmek suretiyle en zalim baş engizitö. re taş çıkartmak canavarlığını göster- miştir. Engizisyon çocuklara dokun. mağı akıl etmemişken Franko onları da imha etmeğe başlamış, paparzlar teker teker adam öldürürlerken o en mükem el tahrip vasıtalariyle İspanyayı kö- künden mahvetmek yolunda medeniye. tin en modern #catlarından istifade et- mesini bilmiştir, Günah çıkarma ticareti “Günahıkâr papaslardan — katolikliğin | en yüksek din? makimı olan Papalığa '.'İlı. Annem daha fazla uğraşmadı. ktı, hazırlandı. Hikmeti, Behiceyi, Heberin deniz ve macera Tomam: 39 Yazan. Alı Riza aevri, .“; Nutlaka karnmız acıkmıştır. v İlyeceğim. Eğer yıkanmak istiyorsantz ban- z buradadır. Dışarıdaki geçittd bir kapıyı açtı, burası mer Kıh'vıluııız: E:"* döseli, muslukları gümüşten, — mükemmel Hü Panyo kabinosi 1di. Burada iyi bir banyo Yap- | l,:'" Sonra kamarama geldiğim vakit doktorun l'_,' beklediğini ye masanın üzerinde çok — güzel eyl Emek sofrası bulunduğunu — gördüm. İnsan h4 Pörkun en kibar lokantasında da ancak böy- —' Şemek yiyebilirdi. #mekten sonra doöktor sigara kutusunu Ü- İterek: — Sizededi. bir de sabah gazetesi takdim &- *n ÇEdiğim için mütocasifim. Size — verebileceğim tarihli gazete şudur. Bu garetede bir fık- Vir ki sizi alâkadar eder sanıyorum. Doktorun elindeki gazeto Netyork - Vorldun teppi Ytenbe günkü nüshası idi. Bunda büyük ;ı!"le Süslenmiş bir Uikrada adsız gemincin at- ,,Vı"'—'yımuıu ortasında yapüğı o şaşılacak ta- ü n bahsediliyor ve bütün — devletlerin bu âroy, Zemiiyi yakalamak vera © batırmak için * göte gelecekleri yazılıyordu. Fıkranın altın- h ha“ıün Navyorkta bulunan genç bir. Türkün Ürledseye ait mühim bilgilere sahip olduğu da Vaç Mektedir... Şeklinde bir cümle vardı. Bek " ’ Cümleyi bitirince doktor dedi ki; İ Talzap ÇATetenin bahenttiği çok bilgili Türk gen Niz. Ve, ne zavallı kazeteöller. ne de devlei ipy AFT Artık sizden bir şey — Dğrenemiyecek- * Çünkü biz biliyoruz ki; arkadaşınız olan | kadar yükselenler yok değildir. “Altın | ©t Aleksandr,, unvanile Papa olan meş 1 Meşhur Goya'nın eseri: hur Aleksandr Borjiyanın kanlı mace- ralarını bilmiyen yoktur. Öz kızı Lükres Borjiya ite bile cin- si münasebette bulunduğu — yolunda kuvveli rivayetler bulunduğunu söyle- mek bu adamın ahlâksızlığı hakkında bir fikir vermeğe kâfidir sanırız. Fakat birçok romanlara mevru — teşkil eden Aleksandr Borjiyanın hayatır; — bizim , bahsizimin dışında kalacaktır. . . * Kardinal Jan dö Mediçi * nisan 1513 de “Onuncu Leon,, unvanile otuz altı yaşında Fapa olduğu —Vatikan sarayı © zamana kadar pek az gördüğü ve hat ta kral saraylarında bile nadir tesadüf edilen büyük bir sefahat ve rezalet ba- yatına sahne oldu. Kadın rezaletleri kumar kavgaları Vatikanda günlük va- kalar haline geldi. Fakat onuncu Leonun birçok kusur- ları arasında zalimliği yoktu, bu itibar la engizisyon onun zamanında İtalyada büyük bir iş göremiyordu, Dolayısile Papalığın varidatı çok azalmıştı. Vati- kandaki sefih hayat ise çok masrafa bağlı olduğu için az zamanda Vatika- nın kasalarında farcler cirid oynamağa başladılar. Aldı mı Papa hazretlerini bir düşünce! Ne yapmalı idi? Yumuşak kalpli ol- duğu için zenginleri dinsiz diye öldü- rüpmallarını zaptetmek çaresine baş vyurmak istemiyordu. Fena halde üzül- güğÜü sıralarda aleyhinde hazırlanan bir komplo imdadına yetişti. Roma engiz'syonu, Papayı yumuşak davranmakla itham ediyordu. Papanın eskiden en aziz dostu olan Kardinal Petruçinin teşebbüsile bir suikast ba- mister Ali bu işte pek ehenmiyetsi bir rol oyna- maktadır. Sizin atılganlığınız — olmayımca o hiç bir şey yapamaz.. Doktorun alayiı alaylı söylediği bu sözlere Karşt en uygun bulduğuci cevabı hemen verdim : * Bunda çok yanılıyorsunuz. Ali benden az atılgan ve gayretsiz değildir. Bundan başka be- mim bildiklerimi 6 da tamanılle biliyor! —Halbuki, sizin bildikleriniz de, aşağı yukarı büyük bir çey sayrlamaz. Hununla beraber nö bil diğinizi iyite anlamaklığımız lâzımdır. — Martin JHallin izinden yürümek akılsızlığında bulundu- nuz. Şimdi şurada bu iş hakkında ne bildiğinizi, neler yaplığınızı, netolere baş vurduğunuzu doğ- ruca ve birer biror yazacaksınız. — Martin Hallin İngiltere kanalında nasıl lâyık olduğu — cozaya çarpıldığını biliyorsunuz. Sizin şimdiye — kadar canıHıza doiuııııdık: eğer sözümüzü — dinlerse- nix belki bundan sonra da dokunmayız. ** Demek sözünüzü dinlemez, dediğinizi yap- MAzsam ?.. Çok merhametsizce gülümsedi ve cevap ve- rirken gözlerinda kıyılennlar dansediyordu: — Dediğimizi yapmazsan şurada otururken gizi bir kurşunla öldürmeme hiçbir. engel yok- tur.. Lâkin şimdi öyle düşünmiyelim. Siz elbet yola gelirsiniz.. Vaziyetinizde terre kadar ümit yoktur. Bundan sonra gözleriniz asla bir medeni memleket, bir şehir görmiyecektir. Tanı- dığınız tek bir adamla bile karşılaşmıyacaksınız. Kendinizi artık ölüp gitmiş, üstünüze yirmi met- re toprak yığılmış sayınız. Eğer daha yaşamak, hem de oldukça yaşamak İstiyoraanız bana yal- varın Siğe bir hokka, bir kalem, bir kâğıt vore- yim ve bunlarla “artık bizim takıma girmiş, biz- lerden biri olmuş bulunduğunuza dair,. bize bir senet YAZID voriniz!.. — Bü işi hiçbir vakit yapmıyacağım! — Bunu şimdi söylüyorsunuz. Biz size İyice düşünmek için birkaç gün moeydan vereceğiz. Ak- Imızıi başınıza toplamağa çalışınız; başmızı do- öz aa eee e ea AA Ze mir bir duvara vurmayınız. Bana inanın.. Biz çok eğlenceli, meraklı bir yoldaşlık meydana getir- dik. Bu geminin içinde tek bir adam bulamazsı- nız ki, birkaç kere kan dökmemiş, insan Öldür- memiş olsun! Meselâ ben İngilterede bir adam öldürdüğümden dolayı hükümet tarafımdan ara- Diyorüm, Kibar tavırlt doktor bu sözü söyledikten son- Fâ o kadar soğuk v korkunç bir gülüşle güldü ki, istemiyerek geriye doğru irkildim. O hemen kal- karak kamara kapısına doğru yürüdü, orada dur du ve bana şunları söyledi: — Şimdi dört gün sürecek bir sefer yapıyo- rüz. Bu dört gün içinde hiçbir şeyden'korkmayı- niz. Eğer küçük bir hesap sormak İstemeseydik, daha atlantik Okyanusunda yakaladığımız vakit Siİzl veyanınızdaki abmak dostunuzu, — her şeye burnunuzu soktuğunuz için denizin — dibine iki Bülle ile gönderirdik, Sizi kaptan Blak — kendisi SOorguya çokinceye kadar bir şeyden çekineceği- NİZ yoktur. Kaptanın yanına — çıkmca da böyle ahmakça davranacak iseniz bu dört günde yüre- ğinizi, vücudunuzu zehirle sığlamlaştırmağa ça- lışınız, Biz sizden çok kuvvetli, çok İnatçı ve çok Yiğit adamlar gördük; üstlerine bir parmağımt- zi şöyle dokununca ağlamağa, aman bizi öldürün de kurtulalımn diya yalvarmağa başladılar!.. Size İse onlardan çok ikram edeceğimize emin olu- nuz.. Kamaradan çıkıp kapıyı kapadı ve ben yal- nız kaldım. Bu satırları okuyacak olanlar benim bu al döşemeli, muhteşem mahpeste neler düşünmeğe dalmış olduğumu pekâlâ anlayabilirler.. Demek kaptan Blak; Martin Hallin, yahut benim, onun hakkında ne dereceye kadar malâmatımız oldu- Bunu anlamak İstiyordu. On dokünzücü medeniyot asrının ihtimal ve imkânları çorçevesine sığmayacak kadar büyük ve korkunç bir plânla yürüyen bu adamın elbeti (Devamı var) et mlr İ Bör eeei ei İspanyada engizisyon mahkemesi zırlandı. Onuncu Leon zehirle öldürü- lecek ve Kardinal Petruçi Papa ola- caktı. Kardinllardan biri komployu Papa- ya haber verdi. Onuncu Leonun biraz canı sıkıldi: — Ne berbat iş! Diye söylendi. Ber kan dökmek istemiyorum ama ne yapa lım? Gayet şöddetli davranmalıyım ki bir daha kimse böyle bir işe teşebbüs etmesin ! Kardinal Petruçi ile arkadaşları der hal yakalanarat Vatikan mahzenlerine hapsedildiler ve orada boğazlandıktan sonra umumi bir meydanda cesetleri- nin kafaları kesilmek suretile sembo- lik bir tarzda idam olundular. Bütün servetleri Papalığa irat kaydedildi. Onuncu Loon böylece epey gelir te- min ettikten sonra iki katlı bir kazanç yolu daha keşfetti. Tdamlardan tonra otuz bir kerdinallık makamı boşalmış- tı, bunları müzayedeye çıkaridı. İtalya nin birçok zenginleri bu müzayedeye iştirak ettiler. Papa bunlar arasından en fazla para verenleri ve aymı zamanda nam kuklası olabilecek ahlâk ve karak terde olanları seçti. (Devamı var) Şeytanadası,, hapishanesinden iki kişi kaçtı ! LKAPON da dahil olmak üze- re Amerikanın en azılı hayklut- larının hapoedildiği “Şeytan adası,, di- ye tanılaa Alcatrez hapisanesinde iki azılı mahküm kaçmağa muvaffak olmuş- tur. Bunlardan Ralph Roe adındaki müc- rim Oklotamada bir banka soyduğun - dan dolayı 99; Thcolore adinilaki müc- TimM jise Kaliforniyada bir çocuk kaçırma işinden 5S0 sene ağır hapis cezasına mahküm bulunuyorlardı. Mücrimler a- dadaki pek sıkı inzibata tağmen etrafı bürüyen kesif sisten istifade ederek sı- vışmağa muvaffak olmuşlardır. Bu firar hâdisesi Amerikada — pek mühim bir alâka uyanklırmıştır. Çünkü gerek oradaki inzibatın pek şiddetli, gerek adanım denize keskin uçurumlar halinde inen büyük bir kaya parçasın- dan ibaret oluşu, bilhassa adanın etra- fındaki vek kuvvetli su cereyanları ve © sular da köpek balıklarının çokluğu "alka oradan kurtulmanın imkânsız ol- duğu kanaatini vermekte idi, Henüz ne şekikle başarıldığı tayin edilemeyen bu kaçma hâdisesi efkârı umumiyenin ka- naatini âdeta sarsmış bulunuyor. Belâlar belâsı, Alkaponenin de — gü- nün birinde şimdiye kadar “kaçılmaz,, diye bilinen Şeytan Adasından kaçma- sından korkanlar az değildir. Hapishane gardiyanları ve G. — Merenilen sivil polisler adayı karış karış aramışlarsa da mücrimİerin izlerini bulmağa muvaffak olamamışlardır. Firar hâdisesinin akabinde hapisanec müdürü San Fransiskodaki sahi! muha- faza motörlerine telsizle vaziyeti bildir- miştir. Şimdi muhafaza motörleri — bü- tün o civarz sahili ve deniri aramakta- dırlar. Hükümet mücrimlerin ergeç ele geçeceği kanaatindedir » ğ