YİKİ DEFİNE PESİN Giki iLe İ MiNİYE MILKRALIMIZ TOPRAKLARIMIZA ÖY TULAMIYAL| : ASAĞIZ GİBİ GELİ- AK BASTIĞINIZ DANBERİ AK. YAŞAM YEMEĞİNE —ç WHASR 'İYORDU! - 8U s0. GYK TU! TE NA -| îî' $LAN .(' 180 KAHRAMAN KİIZ Sonru birdenbire sert ve kati bir ses. le: — Pek alâ! dedi. Elbiselerimi getirin Luvr'a gideceğim!. Yirmi dakika Bonra, Koridordaki ziyaretçiler, — kardinal — albisesiyle, önlerinden süratle geçen — Rişliyöyü, eğilerek selümlıyorlardı!... Ziyaret kabul edilmiyecek! mon. senyör dö Rişliyö, Lavr sarayıma gi. diyor!... XXIX VÜERDÜRÜN İHANETİ Sen Priyak, kardinalin yanından, gılgın bir sevinçle ayrılmıştı. Saadeti ve serveti temin edilmişti. Kardinal ona, öyle büyük bir itimat göstermiş. ti ki, kendisini bazan endişeye düşü. ren mazi, artık katiyen mevzuu bah- solamazdı, Emniyet böylece temin e. dilmişti... Ele geçirilmesi lâzım ge- len mektup da, belki kendisine, bir Marki Ünvanını kazandıracaktı. Bu da servet demekti. - Annaisin, — ken.. disine karşı kinini bir türlü söndüre. miyeceğini anlamıştı. Halbuki kardi. nal, ana, yalnız genç kızın desti izdi. vacını değil, fakat muhabetini ve rı. vacını değil, fakat tmuhabbelini ve rı. zasını da temin edeceğini söylemişti. Bu da saadet demekti. Sen Priyak, ne cinayet ve ne de hır. sızlik önünde :'eriliyecck bir adamdı. Perigorlu asil bir ailenin son mü. mess'li btüluran bu adam, ailesinden kalan mirasını sefilâne bir şekilde kı. sa bir zaman içinde yedikten sor-ı, gelip Anjuya yerleşmişti. Burada, bu >1 beldede Hekor d n Priyak, et; tanrının kend 'e alhcenab verdiği kabiliyetlerine iş bulmuştu. Kendi kafasın da birkaş kiti bulmakta da gecişme. miş ve Faaliyete geçmişti. Yaplığı iş yakıa pek aşağılık bir işti ama.. Pa. tü getirlyvfd“ Onun istediği de za. ten buydu, Hem böylelikle, bol bol hava da almış oluyordu.. Çünkü arka. daşlariyle beraber şehir haricine çıkı. yor ve orada, zengin adamların yolü-— nu bekliyordu... Arkadaşları gibi yüzü maskeli o. larak yaptığı bu “gezinti,, lerden ma. ada, Sen Priyak, Anjedeki oyun aka. detmilerine de girip çıkryordu. Orada birçok kimselerle tanışmış ve bunlar, onun köorkunç kılıcına ve şerefli tanı. nan ismine hürmet etmişlerdi. Sen Priyakm düelloları bir hayli gürültülü oluyordu; © zamanm polisi hiç İyi teşkil edilmediği halde, Parise bir sürü raporlar yağmıştı. Rişliyönün en büyük meşguliyetle- rinden biri, polis Taporlarını gözden geçirmekti. Kardinal adam arıyordu! Sen Priyakı, uzaktan, gayet münasip bulmuştu. Bunun üzerine küçük — Raskası Anjeye yolladı. Raskas, bu seyahati esnasında, hem kardinalin çekindiği Luiz dö Lesparı ortadan kaldıracak, hem de Senr Priyakı Par'-0 getirecek. ti. Raskas Anjeye gelir gelmez. Hek. tor dü Sen Priyakla görüştü ve mese. leyi anlattı. Sen Priyak Raskası dinle. di, fakat pek de memnun görünmedi Çünkü aşıktı!... Filhakika, Sen Priyak, bütün An. Je delikanlılarınım âşık oldukları gü. ze) bir genç kıza âşıktı. Bu genç. ki. zi adı Annals dö Lespardı. Madam dö Leapar tarafından istihfafla red. dedilen Sen Priyak, doğrudan doğru. ya Annaise baş vurdu. Her zaman at üzsrinde dolaşaa, her tarafta gezen genç kız, belki de bu baronun, büyük kumarları hangi paralarla oynadığını, dulma nası) en iyi giyinen ve süslenen erkek olduğunu biliyordu! Nitekim, o. na kargı büyük bir istihfaf ve hatta istihkar gösterdi ve bunların sebebi. ni söylemedi. Sen Priyak, genç kızın kendisine SONRA ÇOK Ti- — MİZ Sizi TAKIB ETMİŞ- | | TİZ DİR DE ... iSİM- LER Di BÖYLECE ÖGREN, |LERİNİZ.! 66"5) DİK-.. KRALIMIZ ÇOK 5 AKILLI VE KEBMLAR MEK 1STi — YOR... )îîş ÇA, b ——— ' SİCİM TELÂŞ ETME İŞTİHÂN! KA- ıRıNN ARTIK YETERİ.BES> #AİMLE #YERİA & DİYOR 0 K _ıqfvâ.îz (0_ y 'No. ©00 YA AT DERE Y — aN b '%ı:.ş%rn::':;-*:*:;aezgf- SENİM Ü ' P ç . * n Tet KAHRAMAN RIZ 1SI karşı gösterdiği bu tavrın, — gerefine dokunduğunu ve bu 'şerefi,, temizle. mek icap ettiğini düşündü. Binaenaleyh, Sen Priyak, kardina. Hn teklifini ve onun, madam dö Los. parı ebediyen susturmak — istediğini haber almca, hiç bir cezaya çarpıl. madan intikamını alabileceğini düşü. nerek sevinçle ürperdi. Üç gün sonra, Laiz dö Lespar ani ve esrarengiz bir şekilde öldü. Fakat Sen Priyak büyük bir inkisart hayale uğradı! Annais ortadan kayboldu ve bir türlü meydana çıkmadı. Sen Priyak, Raskasım yardımiyle, ön beş gün müddetle önu aradı. Nihayet, bu araştırmalarma bilâhare devam et. mek üzere Parise yollandı. Ayni gün Raskas da Anjdyi — terketti. FPakat Sen Priyakdan ayrılmadan evvel ona gövle dedi: — Madam dö Lesparın ölümü, kar € 'al için çok büyük bir sââdettir ve bPundan dolayı size günhesiz teşekkür € “eektir.. Fakat.... Sen Priyak küçük casusa bakarak Bordu: —E?. — Fakat kardinal... onu iyi tanı. yorum... Bundan çok mütcessir ola. caktır. Fakat gösteriş için, anlarsınız yatıı — Ne anlıyorum canım ?... — Bu asil bayanı öldürmekle övü necek olan adamı, istemiye istemiye, hiç tereddüt etmeden, astıracaktır. Sen Priyaka bu ustaca tehdit kâfi geldi. Üst tarafınt ise biliyoruz... Sen Priyak, *Gran Kardinal,, ote- Tindeki odasıma sığımdıktan sonra, an latmış olduğumuz, maceralı hayatıni kafasında geçiriyor, düşünüyordu. Nihayet şu neticeye vardı: — Kardinal, kendisinde dehşet u. jyandıran bir mektubun ele geçirilebi. leceğine âdeta ihtimal vermemekte. dir. mm,hnmmmm rebilirsem en büyük gözdesi ha geleceğim. Böylelikle de, saadete, ka, servete ve gerefe nail — olacağ Halbuki bu mektubu bulmak hiç güç değildir. Filhakika ben Verd tanıyorum!... Bunları söyledikten — daha Ğ rust düşündükten . sonra, Hektor Sen Priyak ümit ve sevinç içinde gi di, sırtına, kamanın güçlükle d bileceği yabani öklüz derisinden yelek geçirdi ve bütün bunlarım ( ne de mantosunu giyerek taarruz müdafaa silâhlariyle mücehhez o! gu halde mırıldandı. — Bütün mesele Verdürü bulr tadır!.. Eğer unutmuyorsam, mübarek Verdür, hasta olduğunu £ icelenebileceğini de ilâve ediyordu. hastalığım tedavisi de ancak a makla,, kabilmiş, yağmutla ıslanı değil de — içkiyle — ıslanmaklı mış... Benim bildiğim, Verdür hastalıktan kurtulamaz ve en iyi il da, muhakkak ki Bel Ferronyer” Zaten Verdür'ü orada bir defa 4 müştüm. Binaenaleyh karargâl: orada kurmaliyım. Sen - Briyak düşündüğü gibi h: ket etti ve Üç gün müddetle, kar rm açılışmdan, garsonların ayü rı zorla dışarıya atışlarına kadar orada kaldı. Tik günü neşeliydi, | ci gün ciddileşti; üçüncü gün ise na halde sinirliydi. Akgama doj gehresini, sarı bir venk sardı. Çi sini sıkmış, nazarlarını bir nokt dikmiş ümitsizlik içinde, kendi | dini yiyordu. Kardinal; üç gün s0 bu mektup elinizde olmazsa, kell size teslim edeceğimt demişti. Kapıların kapanacağı saatteri