. # b F » 4 y B v # y v y ö & Te Oldürdüm, öldürdüm, öldürdüm Ortalık kararınca bir çukur kazdım ve cesetleri gömdüm ! Eı:küvulvtr kullanmıya lüzum - yok. Timin kuvveti yetişir.... bir elimle * k Azını sıktım, Steki elimle de ağzına a"'l!:ıı—ııl tıkadım. Sonra bir havlu ile ölü vücudu, odamdaki se. tine yatırdım. Gece olmasımı Ortalık iyice — kararınca, ün kapısının altında bir çukur kaz- Cesedi oraya gömdüm!. Bu sırada içeriye bir polis memuru Ve madam Kufinin kocasının ni tanıdığı haberini verdi. iman, işitmemiş gibi göründü S Öldürdüm! Öldürdüml... — İ Evet. Kufiyi de ben öldürdüm! 'kln varında motöre yağ koyarkıcı tine bir kurşun sıktım, öldürdüm! X Sonra?... . X Bir av kadar geçti... N Daha sonra?... S Daha sonra? Roje 18 Blonu öl- î, Üm Vaydman : gazetelerdeki küçük ilân ““Şwken 18 Blonun bir ortak bul İN çi ilânı, görüyor, az çok olduğunu düşünüyor, kendisir' ':'_*t celbedip öldürmiye karar - veri. V b Aydmasi, köşke yeni yerleşmişti. | YA ihtiyacr vardı. Herhalde bu t ka k doğru değildi. tmen Miliyon'u buldu. Güzel bir ş“ Yazdırdı. Lö Blonla; Pradiye na- K l_"f'dı müzakereye, girişen Milvon H;l üç defa buluşup — görüştüler, y bu görüşmelerin birinde, Mili- “Lmetresi Kolet de hazır bulundu. Ünallı Rijer, Vaydmanı ilk defa ' Mayoda bir kahvede tanıdı ve İflikte Vulzi köşküne gittiler, Miliyon, mukavele kâğıtlarmı al. mak bahanesiyle yanındaki odaya geç tiği zaman 18 Blon ayakta bulunuyor ve | antrenin üstündeki bir tabloya bakı- yordu. Arkası — Vaydmana dönüktü. Nasıl bir tuzağa düşürüld kında değildi. Vaydman, sessizce To velverini çıkardı, 18 Blon'nun ensesine sıktı tıpkr şolör Kufiye yaptığı gibi.. Sonra, Miliyon'in yardımiyle cese- di, köşkün sahibine ait M. B. markalı bezlere sardı. Kranlık basır'za otomobi. le koydu. Ve Möyiye götürüp bıraktı. Cani, bunları anlattıktan sonra! — İşte, ispatı... Diyor, çeketini açıyor, 1ö Blon'nun pantalon askılarını gösteriyot. O sırada karagola gelen 16 — Blon- fun sevgilisi, madam Dörmöne, bu askı- fm 18 Blon'a alt olduğunu tasdik edi. yor. — L3 Blon'nun ölümü bana 5,000 frank temin etti. Halbuki ben daha çok ümit ediyordum. İkinci teşrinin or- tasına doğru çok parasız. — kalmıştım Sen Kludaki emlâk acentelerinden bi risini öldürmek tasavvurundaydım. Fa, kat, bunları turağa düşlüremevince za- valir dostumu öldürmiye mecbur - kal. dim. — Frometi mi?,. — Evet.... — Yalan söylüyorsun! Bu zavallıyı parası için öldürmedin. O, vadaki mahkümiyetini yordu. Bir gün, boş boğazlık edip seni ele verme- sinden korkuyordun. İşte ba sebeple öldürdün? — Hayırt.., Parast için, parasını almak icin öldürkim. 22 ikinci teşrin- de köşke geldiği zaman 300 frangı ol. Ben de metelik yok- O sırada 300 frank büyük bir para idi. Arkasına geçtim. Diğerleri gibi onu da öldürdüm. Yani ensesine bir kur şun çıkatak.. Cesedi, Vufrinin mahze- ninde gömülüdür. Vaydman, daha başka töyliyecek' bir sözü olmadığını İlâve etti. Ve sust. tu. Vakit öğle olmuştu. Bütün sahah, katilin sorgusu ile geğmişti. Şimdi. doğ- ru köşke gitmek, cesetleri bulup çıkar- mak lâzım geliyordu. Prenburn. katile hitaben: — Haydi kalk, dedi. Beraber gide- ceğiz... — Hayır! hayırt.., Cesetlerin çıka- rıldığını görmek İstemem.. Onları gör- miye tahammülüm yok. Kalbimden mustaribim... Bırakınız, burada beni, Diye yalvarmıya başladı. Polisleri düşünce almıştı. Ya, hakikaten dediği gibi kalp hastalığı varsa, heyecana da. yanamaz ölüverirse... Bu düşünce İle kendisini tevkifha- nede brraktılar, yalnız gittiler... Vaydman, iştiha ile öğle yemeğini yeyi. — Cosetler Çıkanılıyor. — Polisler, köşke gelince hemen mer- divenin altını kazdırdılar. fik evvel bir kodak makinesi, sonra bir ayak, son. ra bir bacak, daha sonra bütlüin bir vü- cut meydana çıktı. Amerikalr — dan- sözl... El çantası da çükurdaydı. Zavallı kız eldivenlerini de çıkarmıya — vakit bulamadan öldürülmüştü. Güzel - sarı saçları karma hafifçe yana doğru eğilmişti. karışık, küçük şapkası Ceset, köşkün mutfağına naklolun. | tü- du. Ve zabıta doktoru tarafından mua- — SON - Matbaa makinesi aranıyor Taşrada kurulacak bir matbaa için 68100 ebadında bir düz makine ile mücellit takımları ve bir pedal makinesi almacaktır. Satılık makinesi olanların gazetemiz idare memuru Ahmet Can'a mü- racaatları. 148 KAHRAMAN KIZ . Mize söyliyecek bir söz — kalmadığını Tannediyorum.. Lütfen, şimdi, matma- tel dö Lesparla benim, * dişatıya — çık- Tamız için, bir emirname yazın. Kardinal, bir tek kelime” söyleme. ;'7'. masanın Üzerinde duran kâğıtlar- n birini aldr ve Üzerine şu emri yaz- h: L “Hamili varakalar dışarıya çıkabilir- Ti , Kâğıdın altına imzasını attı, baş î"'“vou uzattı ve alçak bir sesle şöy * dedi: — Mösyö, tantıya dua edin ki, b $öceyi unutabileyim y — On dokuz seendir, başka bir gece Yi t tağ, T " Uhutturması için, tanrıya dua edi e- &M K Bu sözleri büyük ir hüzün — için » Vliyen Lui dö Rişliyö, iki kardeşi ik y Man yapan bu . korkünç — sahneyi Terek seyreden Annaise elini uzat- :İirdinıl. hiddetle dişlerini grerrda n Gidin! dedi. Artık ağadeyim :- -luuııg u, “Pİskopos ayni büzünle mukabele &n — Sizi kardeş addetmediğim tam Okuz sene oluyor. g__rıe kendisine clini uz-tan genç kızla ö CeT dişarıya çıktı. Kardinal, onla- u_._(';nklaumahnm seyretti.. — Onlar Ç"“eı-ın' gözleriyle takip etti. Sonra, Tep (1 ağır ağır merdivenlerden ine . Biçü Bözden kaybolduklarını görünce hüğganı — öldürebilecek kuduz. bir &, *t buhranı içinde, odasına döndü. L * Stnada kapı açıldı ve ihtiyar teşri- && vn' her zamanı madunlarına bırak- "»ı,:hf“'i bu defa, şüphesiz, kendisi Yekin V İstiyormuş gibi içeriye girdi ve İ sesle haber verdi: M Cöza hâkimi geldi! İY8 sevinçle ürperdi . Glany C7? hâkimi mi? Gelsin! Çabuk V S * bu sözlerle beraber seri birkaç | | adım atarak ceza hâkimini karşıladı ve sordu: — Beraberinizde birkaç casus var mı? — Bir ceza hâkimi asla yalnız do. laşmaz, monsenyör! — Uzun boylu bir adamın indiğini görtdünüz mü? — Evet! Monsenyör Liyon baş piskoposu ! — Evet, yanında da çok genç biris' vardı... — Genç bir kız, monsenyör! — Evet, evet. Herhalde uzakta o- masalar gerek.. Onu derhal bulun... — Bu, bir çocuk oyuncağıdır, mon. senyör. On dakika içinde, adamlarım o nu bulur. — Onu bir an bile gözden kaçırma- yın! Aksi takdirde — kelleniz gide! Neteye gittiğini anlayın ve derhal bana haber getirin... Haydi, çabuk!... Ceza hâkimi, kendisinden emin bir İnsan tavriyle, hiç #cele etmeden oda- dari çıktı. Rişliyö bağırır gibi mırıldandı: — Hentiz her şey bitmiş değil! Ve bağırarak şu emri verdi : — Atımı hazırlayın! Sekiz kişi de bana tefakat edecek? Gece yarısıydı... Ceza hâkiminin casusları Annalisin ine takılırken, Sen Priyak, — kont dö Mokisün, dahâ doğrusu, hilâ! 6 rüleceği veçhile, Verdürün izini ken, ve nihayet, Raskasla — Korinvan Trarkavel ve Montaryola kuracakları tuzağın plânlarını bir kabarede münaka şa ederken, kardinal dö Rişli İ noreeğki manastıra doj dü. Gece yarısını bir hayli x * Kardinalle peder Jozel, üç saatten beri başbaşa vermiş — konuşuyorlardı. Kardinal, Annaisle olan — milcade ve kardeşinin müdahalesi Üzerine vu- ku bulan hezimetini, büzün tafsilâtiyle anlatmıştı. Peder Jozef, bütün burnla. anıyor- KAHRAMAN Kl. Tas ketinde öyle bir emniyet, sesinde öyle Kati bir ihtizaz vardı ki, kardinal, gayri ihtiyari, süratle kaprya doğr uyürüye- rek perdeyi iyike açtı. Oda bombaştu... Rişliyö, Annaise doğru döndü. Çeh resi gapsariydi. Kendisini toplamak için büyük bir gayret sarfetmek mecburi- * yetinde kaldı. — Ümlit etmenize hiç bir sebep bu- lunmadığını size göstermek — istedim. Hiç kimse yok. Hattâ birisi olsa bile, burada ben hâkimim. Ve siz benim elim desiniz. Halim gösteriyor ki bu kud- retimi şiddetli bir şekilde kullanmak is temiyorum.Siz yüksek hiyanetle müc- Timsiniz matmazel. Bu, cürümlerin en büyüğüdür.Buna rağmen,yalnız ben si in hâkiminiz olacağım.Fakat bitaraf bir hâkim. Eğer sizin hakkınızda, hakkani yet kaidelerini unutmak — isteseydim, sizi bir höcrede bekliyen ıstıraplı ve uzun ölümden kurtarıp, derhal bu gece gizlice idam ettirebilirdim. Ve bu, hâ- "4 elimdedir. Annais sert bir tavırla cevap verdi: —— Ne duruyorsunuz, şu nalde? — Boş bir kahramanlık! Sizin genç liğinize, sizin güzelliğin!. ki, sizi kurtarabilirim, belki de neticede mübalâgalı bir evlât duygusu terisi altın da bu suçu işlediğinizin, nazarı itibara almabileceğini düşündüm, binsenaleyh, soracağım suallere, Jütfen kati bir vu- zuhla cevap verin. Size kendinizi, tmüdafaa etmek imkânını vermek b evvelâ cürmünüzü hatırlatayım! Siz, matmazel, devletin başkanına, yani ba- na karş$ıt sulkast yapmak üzere Parise gelmiş olmakla itham ediliyorsunuz. Annais bir an gözlerini indirdi, son- ra, ağır ağır başını kaldırarak, gözle. rini kardinalin gözleri içine dikti ve şöyle dedi: — İthamlardan ve suallerden vaz- geçin. Size birkaç kelimeyle, Parise niçin geldiğimi — söyliyeceğim. Bunu bildiğinizi biliyorum, fakat Annais dö Lesparin, hareketlerini bizzat tasrih etmesi faydalı olur. Dük cenapları, ben Parişe, babam dördüncü Hanrinin tanıdığı haklardan istifade etmeye gel. medim.... Kardinal içinden: — Ah meşüum kaz, asıl tehlikenin bu olmadığını biliyorum. Diye söylendi ve yüksek sesle ilâve etti: — Matmazel, bu haklatın tanmmma. &, taç için vahim olabilir. Fakat me- sele bundan ibaretse, kral, ssrarım ü- zerine, sizi yanıma, her şeyin hâkimi o. lan benim bile yaklaşamadığım, o gü- zel tahtın yanma çağıracaktır!.. Bun- dan başka senevi iki yüz bin altın geliri olan... Annals sert bir jestle onun sözünü kesti ve şu sözleri söyledi: — Mösyö, odaya hâkim olarak gir. diniz, halbuki galvaran bir insan gibi konuşuyorsunuz! Rişliyö korkunç bir istihfafla mr rıldandı : — Bir hâkimi mutlak gibi konuşu yorum. Sizin hakaretlerinizi affedes cek kadar kuvvetli ve büyük bir hâkimi mütlak gibi! Size tavsiye ederim, tek. liflerimi derhal kabul edin! Biraz sonra çok geç olur. — Sizin için çok geç olacak, dük dö Rişliyö! (Genç kız doğruldu; endamı â deta büyüyordu; güzel siyah gözleri parladı.) Benim ismim Sen Priyakmış gibi, beni satın almayı teklif ediyorsu- nuz! Demek iki yüz bin altın geliri o. lan bir dükalık, annemin lekesini sile- cektir, öyle mi? Yeter artık, mösyö, artık bundan bahsetmiyelim. Siz beni isticvap ettiniz, size tevap vermeliyim. (Çehresi sapsartı kesilmiş — bir halde, Riştiyönün üzerine yürüdü), İşte be- nim suikastım. Ben de merhamet et. tim, size değil, fakat sizin İsminize... Çünkü bu ismi başka birisi de taşıyor.. Ve annem ölürken ona hürmet etmemi emretti! (Parmağınm uciyle, Rişliyö- yene yapıldı. Katil yalan söylememiş- ti Zavallı kız, boğularak öldürülmüş.