Madam Dö Mentenon Yazan : Nizametlin Nazij ba f a idenç kızın yüreği hopladı; siyah diveanli elini kalbine bastırdı : Ne kadar korktum! dedi ğ Keresindeyiz.. Hazitan günü.. Jermen'den bacise uzayan torlu &, dört mala suşan atlılar ve te N eti gıcırdıyan top arabaları ara. Rüçlükle ilerliyen — dört atlı bu ÖN #rabem, kapısında şişe geçirilmiş kaz sallanan bir kır lokantası- :hn önünde durdu İçinden atıa. bir ıuı; kız yaşlıca bir kadına eli NH Attarak inmesine yardım etti, Ken. istikbale koşan hancı ile çırz lrıbıanm yanısda bulunan bir u- :'—mu bir eda #le şunları söyle Çlııhı ha markir, geceyi pis ha- *da geçirmek arzusunda değillerdir. %q:ıde telâş ediyorsünüz, Madam lâ gu karşıki ağaçlar arasında taam Bir kaz kızar arzusundadırlar. İt misiniz?. .:.'l hancı İriyarı, ayı gibi bir adam. Uyşağa ters bir cevap verme- İçin kendisini güç zaptettl Hani p idam biraz daha gayret etmeseydi, & ensesinden yakaladığı gibi çırıl- Boyuverir ve şişe geçirip kaz pa. RiDi, iyice ateşte döndüre döndüre aa gel Üzlü hiddetinden, evvelâ kıpkırmızı, :' kapsarı kesilmişti. Nihayet güç _Ğ;Inı dişleri arasından çu cevap Ç_lııdu-. l4 Markizi hizmetimizden n etmeğe çalışacağız, mösyö.. â * sırada arabadan atlayan genç kız- Faşlı kadın handan ve tozlu yoldan İh , Yüz eli adım ötrede sık bir ağaçlı. n patiklda ilerliyorlardı. — Uşa- hlh m Jâ Markiz diye andığı bu N kadın Cenubi Fransanın çök tarın- ).( T asilzadesi olan Marki Dobin. N **) aa dül kartar Agrippa idi. To- Pransuaz'la, Niyor kasabasından b , Paris tehlike mıntakasının Tda geniş bir kavia resmederek er, ailelerinin başına gelen bir Şikâyet etmek için kraliçeyi gör- tidiyorlar. liıılvıındımhiüııı; kız baştanbaşa siyahlar gi, . Siyah eldivenli — elinde kalın Gzrisi ile ciltlenmiş küçük bir Tutuyoz, boş kalan eliyle de büyük yedeyordu. Yolu yarıladıkları koşa koşa gelen azametli uşak, “Sür bir tavırla ihtiyar kadının tutup yürümesine yardım et- genç kız serbest kal- tablat ortasında co. k. söylemeğe ve ağaçlığa doğru &' Eindeki kitabı açtı. İşte o za- x_"—hpuıuıwmm- İ—ds&mmnüıcıç Miyük bir çınarın altında sevimli, şen, ve ney'eli "“*mıuııanphııı bir p ““e—ıı—u:_.a.a Siz de Ş:b:h, oynuyordunuz?. 'tın yüreği hoplamıştı. Siyab Ai elini kalbine bastırarak; Kı,::—» « ülye tağırdı. * Ne kadar Vı "e..' Te —"'*— ya marzel. Arkadaşla. I'ıırı Oynuyordum.. Onları kay- ıümr görmez ; P- dedi, - Ne atıyorsün, Cevapları teren: PROFESÖR BAXERK Bütün tafsilâliyle karakterinizi; meriyet ve kusarlarımızı: siri hayrete düyürecek kadar vazıh ve sarih olarak hususiyetle- Tinizi; tutluğunuz veya düşöndüğünüz işte muvaffak olup olmıyacağınızı; ni hayet beş Tarkla yaşımnızı size söyllyebi. lirim. Bana bir gazeleden, xir kitaptan veya aklınızdat yaracağınız dört satırlık yazıyı; son aylardaki İmızalarınızdan i. kisini gönderiniz. —i65— Ayancık: Öz: Yayşınıza ve şimdiye kadar keten Hüya- tınıza göre daha dikkatli olmanız lârım. iken zatasn zamatı dükket bassanızı — icap eltiği şekilde kullanmıyorsunuz. İşleriniz> de dikkatli olmamak, taxhihi icap eden ku surlurmuzdan birldir. Fazla yorucu işleri çabek ve olduğu gİbi bitirlvermek huyları- nızdan biridir. Kendinize — güveniniz de Bugünkönden daha mühiar — bir okâ, dülma bayalinizdedir. Medefiniz, büyük ve yükseklir. Sıkımtılı. — ve müşkül yamanlarınızda kalanızda yaşattığınız ha- yatın düşünceleri ilç kendinizi kaybhediyor sumuz. Daha müsbet ve daba pralik — bir bettim. İize soruyorum. Siz de bizimle oynayan'ardın mrumaz?. We vevap beklömeden Üüve etti: — Hayaır, hayır.. Yandmışım.. — Siz Mösyö Fenelon'un kutbelerini okuyar- sunuz, Siz 2.kıllı bi krza benziyorsunuz. Siz nası) ssklamla, oynayabilirsiniz?. Güzel kızın bu sözler hoşuna gitmiş. ti; — Buraya gelsen c ... - dedi. - Hem sen tâ uzaktan elimdeki kitabın ne oldu. ğunu nasıl anlayabildin?. bekler lT sandete kavaşmanız mühak- kaktır. —168- Ankbara Joll 80: Bundan evve) gönderdiğiniz yazı Üzeri- ne yaptığım tahliNer dolayıslle kullandığı- me Vadeye bilhusea teşekkür ederim. Si Küçük, çapkın çapkın gözlerini kırp- | zin gibi hemen bütün müracsat — edenler, ti tahlillerin ilmi bir oçata üstinat ettiğini — Öoh matmazel. Elinizdeki kite- | ve neticelerin tam bir isahet küsterdiğini beyanda illilak ediyorlar. Size ve bu tarz da illifatlarını ibzal edenlere karşı bu vesile ile teşekkürü vazife saymaktayım. İmızalarınızı tekrar tekrar tetkik ettim. Banların tetkikinden anladığıma göre, 936 ile 937 arasında bayatımızda esadı bir ve» ka olmuşlur. Bu vakatım ne olduğumnu ta- yin edemedim. Yalaız exaslı bir değişiklik iWfade eden bir hidise olduğunu — bulabil- dim. Hayatta İyiNRi ve bilhassa etrafınıznı ve mühitinizi kendinizden memmun gör- bın bir ayni de bende vardır, Bir çok yerlerini ezberlemeği mecbur - oldum.. Bilseniz ne yoruldum! Bu kitap, hıristiyaa olsunlar diye asil ailelerinin gocuklarıdı dağrtılmıştır. Her halde siz de asil bir alleye mensup bulunu. yorsunuz, değil mi matmazel?. Ve Fıransuüz, tasdik makamında başını sallarken devam etti: meği, başkalarının saadeti için hatll feda- Çlamn Ve ee v ada gel | LĞi hu gözel Mis've bayunatadan d ezberlemem kâfi gelmiyormuş gibi, be- | / z; tebrik ederim. ni her pazar Abb& Fenelon'u dinlemek için Katedrala da gönderir. Genç kızm yüzünde evvelâ bir hayret belirmişti. Bunu bir dikkat takip etti, sonra Fıransıarın yützünde bir pembe- lik belirdi, gözleri süzülür gibi oldu. Acole acele nefes alarak; — Gelsene buraya ... . diye mırıldan- Bir kusurunuz: Monden ve konforlu bir huyala Tazla hağlılığımızdır., Gençsiniz, ar- kadaşlarımızdan daha iyl yaşıyanların hâ- yatını kıskanmıyor, fakat bunları gıbta e takip ediyorsunuz. Bu yürzden batan te- essüre Kamidığınız da oluyor. Size tavsl yeni şadür: Esas yapılışınız ve rühi tema- yülünüz: Neşeli olmağa fevkalüde müsa- ittir. Fakat tam bir neşe içinde değilseniz, bunu kismen hössasiyetinize ve kıikmen de hayalı olduğu almamağa veriniz. Ha- — Gelmecem.. yatta çok iyi günler vaâdeden — yazınızın HGAD Saeai | eee anin Salaü £ öre'tkal yteder Vi bir *“Ben mestil olmak için doğdum, mesu- 'e Fıransuaz bir zıplayışta yerinden | Jum ve daha da mesüt olacağım, kafamda kalkt:, kitabın: bir tarafa — bıraktı. fun- dalığa doğru koştu. Çocuk, yapraklar arasından çevik bir kareketle başını çekti, fakat kaça. madı, Çünkü genç kız kurtaz harcket etmiş, fundalığın üstünden elini uzatıp, yaramazı yakasından kavramıştı. Ve mcele acele fındalığı yarıp öte tarala geçti, çocuğun beline kollarını — doladı, sırsıkt sarıldı. Yorulmuş muydu ne? Kesik ve sık soluyor, burnunun delikleri açılıp açılıp kapanıyordu. Çocuk; sunuz, fhatmazel., Bırakınız yalvarırım yer eden ürüntüler, muvokkattir. Saadeti- mi, ben yaratacağım.,, Bir de ciddi ve Taydah eserteri ökümamı zi vo fikri tekâmülünüzü — taraninlamanızı tavsiye ederim. —İidl— Bursa Y. N. 33; Gençsiniz, size uzun boylu veya uzuna yakın boylu demek doğrü olur, Yazınızdan pek anlaşılamamakla beraber — yazınızın tahlili, Iyi bir tahsil gördüğünüzü anlatı- yor. Billmssa hesap işlerine, riyaziye ka- biliyotiniz iyi olacaktır. Bünyoce Iyisiniz, Faal bir zatsınız. İşlerden ve çalışmaktan yılmazamız. İş slzi yormaz, cünkü bunları acı bir ilâç içer gibi yapmaz, onları zevk haline getirmesini bilirsiniz. Bedbin rüh- sipe... . lu ve sömurtkan değiliniz, bu, en İşi va- (Davamı var) sıflarınınzdan biridir. Yalniz tutumlu de- Bilsiniz bundan vazgeçiniz. Eğer bu yaz- (*) Madam dö Mentenon'un mektap- | - dıkların « min etmiş İse, — müleakip 4 tahliller için diğer bir mürncant yapınız. (**) d'Aubi, Çünkü bazı şeyler, dahâ — Söylemekliğim Için gönderdiğiniz yazıdan bulduklarımı, diğer bir yaşınızın tahiilif ile kontrol et- programla hayatınızı tanzim — ederseniz, | Yazan: Kenan Çinili — Melekzad Çinili - ( ERREK — RIZ ) (Tersüme ve #klibon hakkı mahfuzdar) — Nummra: 22 — Leylâlariın evinde İki taraflı bir bombar- dimana uğradım Onlara bıraktığım elbiselerimin cebin- de Kâmuranın nufus kâğıdını ve bın liralık çeki Ekset'ya, Leylâ'ara bir dela bahleyin uğrar, onlara gürtümün yett ği kadar para bırakırdım. O akşam, ni- yetim parayı biralap çikmâak ve sabikh. | leyin uğrasnamaktı. Çünkü bit arkada- | şa o sabah evinde söz vermiş bulucu- yordum. Gece, para vermeden ayrıldığımm ba. tırlayanca bilmecbariye evden daha e- ken çıktım. Leplâlara uğradıktân son- Tâ, BöZ sağtimde arkadaçıma yetişmeyi düşündüra. Bundan başka, pârayı vet- miş bile bulunsaydım, gene gitmem lâ- zi , Çünkü ıslanın elbiselerimin ce de Kâmuzanın nüfus kâğıdiyle resin - derini ve çeki unuttuğumu hatırlamış- taro. Bunları yanrmma almalıydım.. Leylânın kapısını çaklım ; anaesi açtı. Fakat yüzünü ve bana bakışmı beğen - medim. Leylânın o gün fabrikaya wt miyeceğini biliyordüm . Gece işi almiş- ta, Alkışam Üstü gidecekti. Annesi yüzüme Lile bakmadı. Ka. pıyı açık barakarak arkasını dönüp yü. rüdü, Bunn ilk defa yapıyordu. Arka - sından seslendim ; — Leylâ burada mı?, Sert oir sesle cevap verdi: — Evet... Nerede olacak ki.., — Nerede ?. — Odaşında,, n Parayı hiç bir gün annesine vermiş değildim.. Her zamau Leylâya burakıte dım. Önun için doğru odasına çıktım. Onu, bit satdalyeye oturmuş, çorap ta. mir eder görlüm, Arkamdan annesi de geldi. Leylâ, ağlamışa benziyotdu. Dahat — Nen var, Leylâ?. " Deteye kalmadan, gözlerini yüzü - me dikti. Kaşları çatıldı; — Artık he? şey anlaşıldı, dedi. Lâ- kayd durmanın, annca'n buraya kadar gelip uydurduğu eözlerin, mânası an . Jaşıldı. Bunlar ne sana, ne de ânhene yakışırdı. Anhesi atıldı: — Sana söyledim, kızım, Böyle ya- lanım elvette bir mânası vardır, diye... Nihayet ante sözüne gelmiş oluyortun. Kabahat &en de. Hem sen çektin, kem bana çektirdin.. Böyle tirdenbira ik? taraflı bir borm- bardımana maruz kalmam, beti şaşırt. mıştı. Önce söyleyecek bir'yey bulamadım.. Sonra da kekeleyerek: — Ne clüyor, dedim, ne var ki? " t&. | mek ihtiyacını duydüm. Müleakip müraca- ntamızı hthll)omm Fena nasihat Bir fransız gazetesinde okuduk: Başvekil Şotan, iş dolayısile geç vakte kadar alıkoyduğu kâlibeye izin verir- ken: — Gidebilirsiniz. madmazel, dedi, l | tile yollu ilâye etti: — Ve geceyi bir barda geçirirsiniz! Hısud kalem müdürü lâfa karıştı: —Bu fena nasihata sakm uymayı- nız madmazel! Başvekil mukabele etti: — Kadınlar fena nasihatlara uymaz- lar, onlara takaddüm ederler!... Hiddetle söylendi * — Beni budala m sanıyorsun?; Öteki gü'ümsiyerek cevap ve-di; e— Hayız, fakat yanılmış olabilir'ın. FK . ğ Yolcu (makiniste) — Biraz daha kızlı gilemes misiniz? Makinist — Giderim ama, lokomoö- tiften ayrılmam doğru değil ... — PFransız karikatürü — ğ Stenograf Münhal daktiloluğa talipti. Patron sordu; — Aya! zamanda stenoğrafi ile de not alabiliyorsumuz, değil mi? — Evet efendim, yatnız. © zaman norma! yasıdan daha yavaş not alabili. yorum. Delilik Timarhanede bir deli elinde bir çe- kiçle mütemadiyen başına vuruyordu. Bir arkadlaş; müdahdle eti: — Detli misin yahu? Başın acımıyor mu?, —- Deli sensin! Başım acıyor amma | başıma çekiç vurduğum zaman öyle Tevk duyuyorum ki tasavvur edemez« sin! bulmuşlardı Bu sözüm, Leylây; irite döndüratk için kâfi geldl Gözkrinin karardığını anlamırştırm. Detyb dönmüştü. Birürn - yerinden fırladı. Elindeki çorabı m köşesine fırlatarak ayağa kalk- od tı: — Dada ne olacak kil.. dedi. Ve siMirli bir halde elleri titriyerek konsola keştu. Bir göz çekerek çıkarttı. ğt zarfı yazlarçasına açtı; —İşte., Bu ne?, ; Corktuğuma uğramıştim. Cevap ver- medim. ) eylâ boğulur gibi devam citi; -— Bak gen de, © alçak kadın da gö- receksinie. Neler yapacağım.. Utan- ' marzlaf, Leylâya bu vaziyette cevap vermek onu büsbütün kudur'maktan başka bir geye yaramıyacaktı.. Susmayı muvatık buldum. Fakat o, ben sustukça azıttı: Nihay*t dayanamadırâ! — Leyli, dedim, Kendini boşuna Ü- â Beni dinlemiyecek misin? Anneti araya girdi; — Elbette gene bir yey üyduratak- tre, kazımı, dinle.. Annesine döndüm? — Rica ederim . Bizi yalnız HWrakı. ntz.. Kızınız çocuk değildir. Uydurut- muşla, üuydürülmamişı tefrik edebilecek bit yaştadır. Düşünür. Makul görmez- se atınesi gibi düşünür., Leylâ, benim yalan: söylemiyecağimi gök iyi bilirdi. Ondan şimdiye katrear yalnız bic şeyi saklamıştım: Kız old kgumu,, Bundan ötet'ni, betilm kadar bi- liyordu.. Anesiyle bu şekilde konuşuşum, mu nisbetec sakinleştirmişti. Hattâ o da: — Avına... Neler töyliyecek bakal dedi. Bundan 1âf dinliyebilecek, mühakeme edebilecek Bir vaziyete geldiğini anla- ditn. Annesi çıkrp gittikten birüz son! — Şimdi beni dinleyebilecek — misin, Leylâ dedim. — Anncıni röçin çıkardım. Tabij din. leyeceğim. Söyle bakalımı, Söze l'.-şlan.udın önce yanına yaklaş tüm, İstalimma Yâğnlin elletini ellerim içine ladım: — Evvzlâ dedim, bak gözlerime! Bau larda, seni aldatacak bir işık görüyor musun ”. Cevap vermedi. İlâve ettim: — Semi dedim, böyle asabileşmiş ; ö- rünce, beni ne kâdar sevdiğini anlaya « rak seviniyorum. Fakât asabiyetin taze lası da sana rarar. Leylâ cevap vermiyor, yalnız beni dinliyordu. Ben âsıl maktada geçmez « den önce ona karşı duyduğum hissin ca. mimiliği bakkında dil döktüm. Sonra: — Şimdi, seni daha sakinleşmiş, söy- lediklerimi muhakeme edebilecek bir vaziyete gitmiş güzüyorum. Beni dla . le.. ve İyi muhakeme et. Bunu süylerken, kat'iyyen yalana sapmadan, hakikati olduğu gibi anlat. maya karar vermiştim. Nitekim böyle yaptım. Ona, en küçük bir noktasını bile gizlemeden, hödiseyi olduğu gibi anlattım. Ve gerek nüfus kâğıdını, ge rek resimleri niçin aldığımı söyledim. Ve bunlürı nasıl iade edeceğimi de ilâ. ve etmeyi unutmadım. İşin garibi gu ki, ona nasıl iede edeceğ'mi anlatmaya haş. lamazdan önceye kâadat bu mevryuü kat'iyyen aklıma getirip Yüşünmemiş - tim bile .. Fakat Leylâya anlatırken, aklıma ge- len hal şeklini doğrust ben de pek be. ğgendim. Hattâ bu iş için uyrıca düşün- İ miye lüzum göstermiyecek kadar .. e ğ