27 Aralık 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 14

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

v G aik STT F?:İı nı ——— Kai TERg TTT " - ———_:—?F——ıhj el —— --a y - "e S Ti ni & kaene : aanell ll di a v PU *T İKi DEFİNE PEŞİNDE ?0 TAM ZAMANIN- -) / , ei kale tüke .4 ÇİZEN No. 21 vde T” Ka HAŞ DURJ DAHA YA | B ; BACIK — İsLe. F Ş Ş $ ş Ş İMUSUN...BANA KOm rssnııe ğ EVİNDE VAPL 7 (gîimjm DÖNÜŞÜN) DEMİNİ |LE EVLENE ve tıpkı Şapel de olduğu gibi Annais . kard'nalın gözleri içine sert bir tavurla baktı. Rişliyö bu bakışa mukabele ede verdi: — Bu kızı Parise kadar aranızda yü rütün. Dikkat edin kelleniz &ider! Demiş, Trankavel de tevap verme- den kılıcını çekmişti. Molüs, hep ayni, mutad sakin sesiy atılmağa hazırlandı. : Kardinal sent bir tavurla — Kalın, dedi. Sizi başka işler için rek onu gözlerini indirmeğe mecbur et- Korinyan sabırsızlıkla bekliyordu. le sordu: saklıyorum. mek istedi. Sonra, hiddet tolu bir jest İşte aklında kurduğu şeyler: — Ne yapmak iddiasındasınız? Sen Priyak bağını iğerek ağladıs yaptı ve daha sonra sert bir sesle şöy Evvelâ Sen Priyak zincire vurul- Trankavel?.. Kardinal da Trankaveli görmüştü. — le dedi: muş bir vaziyette evden çıkarılatak ve Trankavel adetâ kudurmuş gibi ce- — Mektup!diye düşündü. Ah! mek- — Matmael, size esefle şunu söyle derhal Bastiy hapishanesine götürüle- vep verdi: tubu ondan alabilsem!... mek mecburiyetindeyim ki, yüksek hi yanetle itham ediliyorsunuz, Genç kız, gayet sakin bir sesle mu kabele etti: — Ben ise mösyö, sizi bayağı bir al çaklıkla itham ediyorum... Rişliyö biraz sarardı. Fakat omuzla rını silkerek: * — Sizi tevkif ediyorum! — Kral namına mı rahip?? Kardinal hiddetle bağırdı: — Kendi namımat * a Eğer annem burada olsaydı, si- zi adi bir tevkif memuru rütbesinde görmekle, kendisini oldukça intikamı- nr almış fatzedebilirdi. Kardinal adetâ çılğına dönmüştü. — D'kkat edin!.. Bu hakaretlere tahammül... Genç kız sözünü keserek, istihfaf dolu bir tavurla: — Yürüyün, mösy ödedi. Sizi takip ediyoruml... | Kardinal, onun gözleri içine baka- rak bağırdı: — Sen Priyak! ! Genç kız sarardı, sendeledi, iki a- dım keriledi .. Rişliyö: — Zayıf noktasını buldum! Di'ye düşündü ve Başınt çevirme- den .ilâve etti: — Sen Priyak, muhafızlarımdan 4 kişi gönderin. Sen Priyak gözlerini yere iğm'ş._O- rada bekliyordu. Kardinalın __mrint'.'ta at etti. Bir an sonra, döf't mnha_fız ıç_e- riye giriyordu. Ve kardinal, bir çelik cekti. Sonra, Annais, kardinalın kolun da mahcup bir vaziyette dışarıya çıka caktı. Sonra kendisi içeriye dalarak Sen Priyak tarafından boğazlanan sabık dos tu Raskasa son selâmını gönderecekti. Kornyan Annais'in dört muhafı- zın ortasında dışarıya çıktığını görün ce müthiş bir hayrete düştü. Fakat, Sen Priyakın, tamamiyle — serbest bir halde ve kardinalla lâübali bir şekilde * konuşarak dışarıya çıktığını görünte bu hayreti endişe ve şaşkmlığa münka lip oldu. Ve Korinyan hayret ve dehşet içinde mırıldandı: — Galiba garip şeyler vuku buldu! Raskas, Raskası görmek istiyorum!. Bu sırada, muhafız kumandanı ba- ğgirdi: — Hey Bu ne?.. Bu kudurmuş herif ler ne istiyor?.. Bunlar üç süvariydi. Dört nala gele rek hücum ediyorlardı. Üç kişi olduk- ları halde elliden fazla insana bücum ediyorlardı Bir an, kend'lerini saran bulut içinde, kılıçlarının şimşekler çak - tırdıkları görüldü, ve ayni zamanda üç ağızdan, gök gürlemesini andıran şu ses yükseldi: — Savulun! Savulun!.. XXVI VERDÜRÜN KISA FAALİYETİ Bu bir çılgınlıktı. Muvaffak olduğu za man bir kahramanlık menk'besi haline gelen, hezimete uğradığı zaman ise, mücrim olan bir çılgınlık... Montaryol elli kişiyi görünce: — Onu kurtarmak veyahud gözü önünde ölmek istiyorum. Gidin, kont Siz bir casus olmakla itham edilmiyor- sunuz, Kont, gidin... i Molüs, büyük bir soğuk kanlılıkla kılıcını çekerek: — Âlay mı dedi. Montaryol da kükrer gibi bağırdı: — Tanrı aşkına! Mademki akademi öldü, ben ne diye yaşayacakmışım! Gözleri kan çanağına dönmüş olan T.ankavel de: — Şu halde, ileri! Diye bağırdı: Muhafız kumandanı: ediyorsunuz, - âzizim; — Durun! Di'ye emir verdi. Fakat daha sözü- nii bitirmeden, cansız bir halde yere yı- ğıldı. Hemen ayni zamanda iki müha- fız da devrildi. Kan fışkırryordu. Vahşi bir yayğara yükseldi. Taarruz cidden korkunçtu. Bu bir yıldırrm süratiyle vu ku bulmuştu ve birdenbire, üç çığlık kalabalıktan ayrıldı. Çığlığa dönen mu hafızlar gurubu genişledi. Birdenbire kasırga dönerek tekrar aralarından geç ti. Bu ikinci taarruz birincisinden daha korkunç oldu. Üçünün de üstü başı kan içindeydi. Bir saniyeden daha krısa bir an içinde onların korkunç çehreleri, kan İr elleri, yırtık elbiseleri görüldü ve bir- denbire, demir kapıyı yıkan demir bir kalas gürültüsünü andıran bir gürültü ile yeniden kılıçlar şakırdadı. ÂAnnais'in etrafında, harsketsiz du- ran on muhafız toplanmıştı. Sen Priyak Trankaveli görmüştü. Ve yüksek sesle bağırdı: — Bu iki herifi öldürün! diğerini diri olarak yakalayın!... Ve kıltımın uciyle, üzerine gelmek- te olan Trankaveli işaret etti. Annais Trankaveli görmüştü. Onu ikinci taar- ruzda, bu korkunç rüya anında tekraf gördü. Gözleri önünde, tozlu bir forl üzerine çizilmiş zarf bir sirluet hayali belirdi, bu hayal kırmızı lekeler arasımi da garip ve müstehzi bir çapkınlıkla gü lümsiyordu. Bir kol havaya kalkmı$ her inişinde ve her çıkışında kıvılcım” lar sıçratryordu. Bir yıldırım süratiyle gelip geçen bu hayal, ebediyen gnç kızın gözlerine nakşedildi ve bu kor” kunç taarruz ortasında, bu soluk, K” mızı ve müstehzi çehreden, birdenbire * genç kızın kalbinde bir serzeniş gibi daima akseden — genç ve ıstırap dolü bir ss yükseldi: — Matmazel, görüyorsunuz yaâr gene sizin aleyhinize casusluğa geldim Annais bakıyordu. Bütün hayat? gözleri içinde temerküz etmişti. Dü- şünemiyordu. Kalbi, uzun fasılalar” la, ağır ağır ve boğuk darbelerle vuruyordu.. Bakıyordu!.. Muhafızlaf Montaryol ve Molüs üzerin: hücum © diyorlardı. Trankavel yoktu!... Ner” deydi?... " Genç kız, onu birdenbire Montary? lun eğeri üzerine - Cansız bir $7 kilde - atılmış olduğunu gördü. Mof” taryol onu dörtnala, ormana doğru türüyor, Molüs yalnız başına mücadt” leye devam ediyordu. Bu, cidden Fakat İ 138 KAHRAMAN KRİTZ KAHRAMAN KIZ 139 4 ' n - | suz bir güzellik ve vekar içinde gördü gibi derilere giren soğuk bir sesle emir — Kaçalım, üstad! Meşum bir sevinç çığlığı kopardı vt — *n

Bu sayıdan diğer sayfalar: