Madlen Karol diyorki: Suratıma attığı bir tokat beni K ) Vef - Gari Kuper”e bağladı! Onun hayatta ancak iki hakiki dostu vardır ; Klark Geybi'le arkadaşlığı bir kokteyl kadehile başlamıştır Madlen Karol İngilterede muş, fakat uzun müddet Fransada oturmuştur. Tahsilini, — (Birmin- gam) üniversitesinde yapmış, diplo Masını almıştır. Diploma, birçoklarına göre dalreye veya müesseseye girebilmek İçin bilet hizmetini görür. (Karol) bu biletten istifade etmek istemiş ti. Bir müddet — hususi — fransızca dersleri verdi. Bu suretle kazandığı paranın nısfından fazlasını, biriktir di. Yüz, İngiliz #rası olunca hocalığı bıraktı. Sahne hayatına atıldı. Esa- get mektepte İken bütün düşündüğü ileride bir artist olmaktı. Bu kara- rından onu hiçbir kuvvet geri dön- düremezdi ve döndüremedi. Bugün bile Holivudda ondan bah- gBederken: “Bir sanatkâr güçlükle yetişir!..,, derler. Hakikatte bu söz eski bir ata sözünden — alınmıştır: “Birkeyi, sarmızağı hesap eden çor- bayı içemez!..., (Karol) hiçbir geyden çekinmedi, herşeyi göze aldı. Londradaki vazi- fesini bıraktı, hayata atıldı. F ümit ettiği gibi hemen a madı. Vilâyetlerde tamsil veren bir kumpanyada âdi roller oynadı. Gitgide tecrübesi artıyor, sanati iler- liyordu. İlk evvel, Pariste (Sevki ta- bil) adlı bir filmde vasat bir rol al- dı. Sonra Londraya döndü. Atlantik, Madam Giyotin, Yataklı vagonlar mabudosi, Gizli açonta gibi filmler- de sanatini göstermeğfe muvaffak ol dü, — Nihayet Holivuda Tildi. (General seher veakti- öldü), (Zen- da mahpusları) gibi filmlerde şöhre ti büsbütün . ttı. Artık büyük yıldız lar sırasıma geçmişti. 1931 de, (Prens dö Gahjin eski yayeri yüzbaşı (Filip Antley)le ov- lendi. Balayı seyahatini, — İtalyada göçirdi. (Karol) şilri çok sever ve sevdiği şilrleri yükgek sesle okumaktan çok hoşlanır. En ziyade takdir ettiği $i- | irler Hügo ve Müse'dir. (Karol), çocuk okutmak için yara | tılmıs bir mahlük değildi. Ruhen sa- natkârdı. Bazan güler, ve: — Ben, der, beynelmilel bir sa- natkârım!.. Hakikaten öyle.. Üç memleketle alâkası vardır: Holiyudda çalıştığı | için Amerika, kocasının bulunduğu | İngiltere, sonra pek çok sevdiği, ta til zamanlarını geçirdiği Fransa.. —| Sanat hayatının ilk — devrelerin den bahsederken dalma gu — sözleri söyler: *“Başlangıçta çok sıkıntı. çeklim. Bütün arkadaşlarım bana cesaret vermeğe çalışryorlardı. Bilhassa (Klark Geybi) ve (Klari Kuper) çok alâka gösteriyorlardı. Hor ikisinden çok yardım gördüm, En hakiki, en samimi? dostlarım bu — ikisidir. Mu- vaffakiyetimi onlara borçluyum, der sem yalan söylemiş olmam. İngilterede İki sene kaldıktan son ra tekrar Holivuda döndüğüm za- man ilk işim eski menejerim (Val- ter Vagner)i bulmak oldu. İki sene- denberi, sinema payıtahtı ile müna- sebetimi kesmiştim, Ufak bir kayıt- sızlığın, kısa bir kayboluşun en göz- de artistleri bile unutturm. kâfi olduğunu biliyordum. Valtere sor- dum:! — Ne yapayım? Kendimi yeniden nasıl tanıttırayım? Sade bir. hay mı geçireyim, yoksa göürültülü mü? Bana bir fikir veriniz.. Valter: — Nasıl istorseniz öyle harekat et yekte sgerbestalniz.. deyince — şaşır dım. Sonra kendisine hak — verdim Hakikaten, ben Holivuddan ayrıldık tan sonra orası pek çok değişmişti. Ben, giderken orada büyük yıldızla rın şaşaalı hayat sürmeleri âdetti. Milyonlar pencereden atılır gibi sar- tolunuyordu. Şimdi ise o çılgınlıklar geçmişti. Hepsi, köşklerinde snkin bir hayat yasıyorlardı. Eski dostlarımı gene — buldum | (Koperli İlk defa bir siüdyoda gör- müştüm. Keskin yakışıklı. ciddi ta- vırlı bir delikanlı yanına gelmiş, na | doğ— bir | sonra tekrar Madlen zikâne bir re yerine oturmuştu. Ar- kadaşlarile konüşuyor, sigaranın bi DeolyHaas Sevlimli ariistin Amerikada eşek manasına gelen adı değiştiri.di Son zamanlarda Paris en güzel, en sevimli yıldızlardan üçüaü, dördünü Hollvuda gönderdi, Bir Fransız gaze- tesinin tabirine göre ihrac etti. Şimdi Je sıra Viyanaya geldi. Büyük bir Amerikan firması, geçen sene çok alkışlanan bir artisti angaje etmiştir. Doly Haas'ı İstanbul da ta - nır, Amerikan firması, artistin ismi - nin değiştirilmesine lüzum görmüştür. Çünkü Hass, muhtelif şekilde ya- zılır, ve bazan telâffuz olunduğu za- man (âne) yani (eşek) gibi anlaşılır. Buna meydan vermemek için bu se- vimli artiste Billi Marlov denilmiştir. anela selâmladıktan | rini söndür Karol ekini u sırada birisi geldi, k rdı, Hemen kalktı. Yand makinenin önüne geçti, tabil bir hal de rolünü yaptı. Bilâhare kendisile beraber çevirdiğimiz filmlerde onun bu tabliliğine hayran kaldım. (Kuper)le dostluğumuzun — başla- m sebeb bir tokattır. Boraber bir film çeviriyorduk. B kaçakçı kız rolünü yapıyordum. Bir münaka- şa esnasında (Kuper)in bana bir tokat atması lâzimgoliyordu. — (Ku- per) buna itirax etti. Bir kadını to- katlamanın muvyafık olmadığını söy- tedi,. Fakat zünü — dinletemedi. Sahne muhafaza olundu. Va tokatı attı, Doğrutu gözlerimden atoş çık- ü Sonra özür diledi, İşte o danberi dünyanın en hakikl en samimi ik! dostuyuz. Ne zaman biribitlmizi görsek ben tol m acı- sInI, © da v ubiyetini duyarız.. Klark yüksek ruhludur “Bakınız, kendikile nasıl dost ol- dum. Bir gün stüdyoda idim. Yeni çevrilecek bir filmin dekorları hazır lanıyordu. Bu filmde ikimizin de ro lü vardı. Stüdyo kalabalıktı! Müzikacılar, xx_zi Ahlar, ameleler, llh.. Herkes bir işle meşguldü. Birdenbire, niha- mn._ak! kapı açıldı; esmer ve yakışık ı bir delikanlı içeri girdi, gülerek YANIMIZA göldi, ve: — Haydi, dedi. Yen! filmin Şerefi- ne bir şey içelim, Ben ikram ediyo- rum,, Bir başkası olsaydı, hiç Şşüphesiz yalnız müdürleri ve yüksek artistleri davet ederdi. Halbuki — © artistleri, ameleleri, hepsini davet ediyordu. Sonraları anladım ki — (Klark)ın Dek temiz, altın gibi bir kalbi YAT.,» HABER AAA A Y akşam'e 'gazetesidir. HABER'e yakıyordu. Hânlarını verenler kâr ederler, £ — Hangi vemeklerden hoşlanırsı- niz üstad? —-? 8$ — Ne çeşil sigara içersiniz? B L Rokfellerin kızı evlâtlık aldı Dünyanın en zengin “küçük kızı,, nüz dört yaşmda sarışın, sevimli, fâdetâ bir bebek gibi güzeldir, Tali, kendisini dünyanın en zengin kadını- na, Rokfellerin kızı Moriel'e evlâtlık yapmıştır. Moriel, altı sene evvel Hubbar adlı bir centlmenle evlenmişti. Fakat,, Hubbar izdivacınım beşinci senesi bir- denbire öldü, ve karısını çocuksuz bı- raktı. Morlel hayır müessesesine gitti, o- radaki çocukların höepsini birer birer gördü. Uzun bir tetkik ve tereddiüd - den, mücssese müdürü ile görüştük - ten sonra Mak Kormik isminde güzel bir kızı intihap etti. Şimdi bu bahtlir kızcağız, onun iamini taşıyacak, ve bütün servetine varis olacak, aşağı yu karı 25 milyon dolara konacak. Fakat, yalnız kalacak mi? Analığı bir de er- kek evlâtlik almak istiyormuş. O za- man bunu paylaşmak lâzımgelecektir. üyük üstadla x bir mülâkat! çih © $ — Üstad alatırkoy me * derler, alafrangayı mı? .—— ?Pr haşh""""' 5 — Sarışından M esmerden mi?